31 Ocak 2014 Cuma

Yol verme kavgası kanlı bitti

Yiğit'i silahla öldüren 64 yaşındaki Ahmet Ö. ise polis tarafından gözaltına alındı.
Edinilen bilgilere göre olay, Maltepe E-5 karayolunda meydana geldi. İddiaya göre, bir mobilya firmasında çalışan Caner Karagöz ve Ahmet Yiğit, işyerlerine ait bir araçla seyir halindeyken trafikte Ahmet Ö. isimli sürücüyle tartıştı. Yol verme nedeniyle çıkan tartışma sonucunda iki araba maddi hasarlı kazaya karıştı. Kazanın kızgınlığı ile otomobilinden inen Ahmet Ö., belinden çıkardığı silahı ile Ahmet Yiğit'e ateş etti. Olayda Ahmet Yiğit göğsünden yaralanırken, Ahmet Ö. ve yanındaki kız kardeşi ise arabaya binerek kaçtı. Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Yiğit, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Görgü şahitlerinin ifadesi doğrultusunda, olaya karışan 34 KJ 476 plakalı aracın izini süren polis, Ahmet Ö.'ye ulaştı. Polis, Ahmet Ö. ve kaçarken arabayı kullanan kız kardeşi Fatoş A.'yı gözaltına aldı. Gözaltına alınan zanlılar, ifadesi alınmak üzere Maltepe Asayiş Büro'ya getirildi.

Emeklisen’den Başbakanlık önünde eylem

Kızılay Sümer Sokak'ta bir araya gelen DİSK'e bağlı Emekli-Sen üyeleri, ‘Sefalete boyun eğmeyeceğiz' yazılı pankart açtı. Slogan atarak yürüyüşe geçen grup, Başbakanlık Merkez Binası Güvenpark girişine geldi. Burada yapılan açıklamada sağlıkta dönüşüm programını hayata geçirmek için çaba harcandığı belirtilerek, "İktidara gelir gelmez güvenlik reformu diye topluma sunduğu sağlıkta dönüşüm programını hayata geçirmek için yoğun bir çaba harcadı. Sözde reformla sosyal milleti tasfiye etti. Bu tasfiye nedeniyle devlet tarafından eşit ve parasız verilmesi gereken sağlık, eğitim, sosyal, güvenlik, yaşanabilir çevre gibi en temel hizmetler bile özelleştirildi” denildi.
Grup, açıklamanın ardından olaysız şekilde dağıldı. 

Çalışanların yüzde 84'ü işini sevmiyor

Elemanonline.net'in yaptığı araştırmaya göre çalışanların yüzde 84'ü işinden memnun değil. 11 bin 350 kişi arasında yapılan ankete katılanların yüzde 72'si işini değiştirmeyi düşünürken, sadece yüzde 16'sı işinden memnun. 
 
Türkiye'nin önde gelen insan kaynakları sitesi Elemanonline.net'in çalışanlar arasında yaptığı memnuniyet anketi çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. 11 bin 350 kişinin cevapladığı ankette çalışanlara “Şu anda çalışmakta olduğunuz işinizden memnun musunuz?” sorusu soruldu. Anket sonuçlarına göre katılımcıların sadece yüzde 16'sı işini severken, yüzde 72'si işini sevmiyor ve değiştirmeyi düşünüyor.  Anketi cevaplayanların yüzde 12'si ise işini sevmediği halde değiştirmeyi düşünmüyor. 
 
 
“Üniversite mezunları aradıkları işi bulamıyor”
 
Elemanonline.net Genel Müdürü Özlem Demirci Duyarlar, işini sevmeyenlerin oranının çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, çalışan mutluluğunun, iş performans açısından da önemini hatırlattı. Duyarlar ankete katılanların büyük çoğunluğunun çalıştıkları işleri sevmemesinin nedeninin ise Türkiye'nin genel istihdam sorunu olduğuna işaret etti ve şöyle devam etti: “İstihdamdaki bu sorun eğitim aşamasında başlıyor. Türkiye'de özellikle meslek eğitimleri hala yetersizken, çok fazla lisans mezunu işsiz var. Üniversitelerden yeni mezun olan adaylar, uzun süren iş aramalarının ardından, istedikleri gibi bir iş bulamayarak sevmedikleri işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu da çalışanların memnuniyetsizlik oranını artıran en önemli etkenlerden biri.”

Yurtkur müdürü orhan pehlivan saldırıya uğradı

Kars Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Karadeniz'in vefatı dolayısıyla Aydınalan köyüne giden YURT-KUR Müdürü Orhan Pehlivan, daha önceden YURT-KUR'da güvenlik görevlisi olarak çalışan bir kişi ve yakınları tarafından köyün ortasında dövüldüğünü ileri sürdü. Pehlivan, kendisine demirlerle vurulduğunu ve darbelerden dolayı kolunun kırıldığını söyledi.
Kars Kafkas Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınan YURT-KUR Müdürü Orhan Pehlivan, başından geçenleri anlattı. Pehlivan, cenaze esnasında kendisine sözlü hakaret ve küfür edildiğini, cenazeye saygısızlık olmasın diye bu sözlü saldırıya karşılık vermediğini, cenaze sonrası ise sözlü ve küfürlü saldırının fiziki saldırıya dönüştüğünü kaydetti.
Pehlivan, "Bir anda üzerime, demir sopa, bıçak ve sopalarla iki kardeş yürümeye başladı. Aracım ve şahsım ağır biçimde darp edildim. Şu an ameliyat için bekliyorum, kolum dirsekten kırıldı. Olay adli mercilere intikal etmiştir. Bu menfur saldırıyı ve saldırganları kınıyorum” dedi.

"Kocaoğlu ile yarışmaktan mutluyum"

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tramvay projesini eleştiren Yıldırım, CHP'li rakibi Aziz Kocaoğlu ile ilgili ise, "Kendisiyle yarışmaktan mutluluk duyuyorum, herhangi bir sorun yok” dedi. Yıldırım ayrıca, Başbakan Erdoğan'ın ses kısıklığı için önerdiği formülün işe yaradığını söyledi.
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Karşıyaka'da sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi. Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocer'in kendisinin tramvay projesi ile ilgili eleştirilerini "siyasi olarak” yorumlaması ile ilgili bir soru üzerine Yıldırım, "Siyasidir demek, o proje ile ilgili düşünceyi ifade etmiyor. ‘Destekliyorum ya da desteklemiyorum' desin. Ona düşen odur. Doğru diyorlarsa diyecek bir şey yok. O tramvay projesi yeterince İzmirliler tarafından bilinmedi, tartışılmadı. Sahille şehri ikiye bölecek projedir. Bugün İZBAN üzerindeki tartışma bu olduğuna göre şehri ikiye bölüyor tartışması özellikle Şemikler, Çiğli bölgesinde var. Aynı şey tramvay için de geçerlidir. Mustafa Kemal Bulvarı ile binalar arasında yeni bir tramvay konmuş olması sahille binalar arasındaki erişimi ciddi anlamda kısıtlayacaktır. Bizim belediyeciliğimizde dikey taşımacılığı geliştireceğiz. İnsanları deniz kenarına getireceğiz, oradan da karşıdan karşıya geçireceğiz. Kulağı arkadan gösterme yok. Karşıdan gelecek yokuştan inecek meydana, iskeleye, oradan ring servisleri ile karşıya geçeceksiniz. Sahile paralel toplu taşımacılık asla ve asla büyükşehirlerde verimli olmayan bir taşımacılıktır” diye konuştu.
Geçtiğimiz haftaki Urla ve Seferihisar programında yaptığı konuşmalar sonrası sesi kısılan ve aday tanıtım toplantısında sadece 10 dakika konuşabilen Yıldırım, geçtiğimiz pazar günüİstanbul-İzmir otoyol çalışmalarını incelediği sırada kendisini arayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Maydanozu kaynat, suyu ile balı karıştır. Termosa koy her gittiğin yerde ılık ılık iç” tavsiyesinin iygi geldiğini de belirterek, sesiyle ilgili herhangi bir problemin kalmadığını söyledi. Yıldırım, "Maydanoz suyu ses kısıklığını giderdi. Sonucu görüyorsunuz. Şantiyedeyken Başbakan telefon etti. Telefonda sesimi fark edince sordu. Sadece iki bardak içtim. Ondan sonra arkadaşlar vermeyi unuttu” dedi. 

30 Ocak 2014 Perşembe

D-Smart ve Superonline'dan dev iş birliği!

Türkiye’nin hızlı ve kaliteli İnternet sağlayıcısı D-Smart Net, ‘İnternetim süper hızlı olsun’ diyenler için Turkcell Superonline ile altyapı işbirliğine imza attı.
 
D-Smart Net, bu işbirliği ile Türkiye’nin en geniş fiber erişimini sağlamış olacak.
 
Yapılan anlaşma kapsamında, 12 ilde abonelerine Turkcell Superonline altyapısı ile de Fiber İnternet hizmeti sunacak olan D-Smart Net, 15 Mart 2014 tarihine kadar geçerli olacak cazip bir kampanya da başlattı.
 
Kampanyadan yararlananlar, Turkcell Superonline altyapısından Fiber İnternet ve HD D-Smart keyfini, sadece 59 TL’ye ve tek fatura kolaylığı ile yaşarken, ilk 3 ay boyunca Sinema ve Spor kanalları paketi hediyesi de kazanma şansı yakalayacak.
 
Sinemadan belgesele, eğlenceden yaşama, dizilerden spora zengin bir içeriği 300’ü aşkın kanalda yüksek görüntü ve HD kalitesiyle aboneleri ile buluşturan D-Smart, Turkcell Superonline ile yaptığı altyapı işbirliği sözleşmesi kapsamında abonelerine 12 ilde (İstanbul – Ankara – İzmir – Bursa – Kocaeli – Adana – Mersin – Gaziantep – Antalya – Trabzon – Samsun – Kayseri ) yüksek hızlı Fiber İnternet hizmeti sunmaya başlıyor. D-Smart, yaptığı bu anlaşma kapsamında cazip bir kampanya da başlatıyor. 

29 Ocak 2014 Çarşamba

Özel elektrik vatandaşı fena çarptı

10 gün olması gereken ödeme süresini 3 güne indiren bazı şirketler, "İhtiyaç, bebek ve yaşlı var" demeden elektriği kesiyor. Hatta kesmeden kesme-açma bedeli alıyor.
 
Türkiye genelinde elektrik dağıtımının özelleştirilmesinden sonra şikâyetler çığ gibi büyüdü. Haber7.com’dan Canan Ersalan'ın haberine göre Elektrik faturalarının kabarık geldiğine dair iddiaların yanı sıra, fatura ibrazı ile son ödeme tarihi arasının 3 güne kadar çekilerek elektriğin kesilmesi, ardından gecikme bedeli ve açma-kapama bedeli alınması da en fazla şikâyet edilen konular arasında yer alıyor. Tüketiciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Ağaoğlu, elektrik dağıtımını alan bazı özel şirketlerin uygulamalarının kazanç kapısı olarak görüldüğünü söyledi. Tüketicilerden şikâyetlerin derlemesiyle ortaya çıkan uygulamalar şöyle:- Bazı şirketler faturalarını son ödeme tarihinde getiriyor. Aynı gün ödeme yapamayan kişi, 1 gün geciktirse dahi hem gecikme bedeli alınıyor, hem de açma-kapama bedeli olan 19.10 TL yansıtılıyor.
 
- Bazı şirketler, EPDK'nın kanununda yer alan ve 10 gün olan ödeme süresine yerine 3 gün ödeme süresi verilerek gecimle cezası tahsil ediliyor.
 
- Bazı meskenlere 2-4 bin liralık faturalar gönderiliyor. İtiraz halinde "Önce öde sonra itiraz et" deniliyor. Halbuki itiraz için bir önceki tutarın yüzde 30 fazlasının ödenmesi yeterli oluyor.?Bu kural uygulanmayarak abonenin elektriği kesiliyor.
 
Tüketici Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Ağaoğlu, elektrik kullanıcılarının özelleştirme sonrasında şirketlerin insafına bırakıldığını belirterek, "İddia ediyorum, elektrik şirketleri açma-kapama ücretini kazanç kapısı yapmış. Ayrıca elektrik kesmek bir insanlık suçu. Konutlarda bebekler var, yaşlılar var. Kombi, asansör, su hep elektrikle ulaşıyor evimize. Alacak tahsili, Borçlar Kanunu'nda anlatılıyor. İhbar ve icra yolu var.?Bunları kullanmadan kesemezler" dedi.
 
10 GÜN SÜRE VERİLMESİ ŞART
 
Elektrik faturası düzenlenirken, sayaç okuma tarihinden itibaren, 10 günlük ödeme süresi verilmesi gerekiyor. Elektrik kesilmeden önce de 5 günlük 'kesme öncesi bildirim' süresi var. Uzmanlar, tüketicileri, bu sürelere uymayan şirket faturasına itiraz etmeye çağırıyor.
 
Elektriğin kesilmesi çağ dışı açma kapa ücreti ise soygun
 
Tüketici Derneği Başkanı Aydın Ağaoğlu, haksız yere alınan kesme-bağlama ücretinin iadesinin istenebileceğini söyledi. Ağaoğlu, "Elektrik temel ihtiyaç maddesi olduğu için kesilmesi doğru değil. Ayrıca kesme ihbarnamesini tüketiciye göndermeden 19 lira civarında kesme-bağlama ücreti alınması, elektrik şirketleri için ek gelir anlamına geliyor. Fatura 5 iş günü geç ödendiğinde açma-kapama ücreti bir sonraki aya yansıtılıyor. Ancak burada kesme ihbarnamesinin tüketiciye ulaştırıldığı ispatlanmalı. Tüketiciler, elektriklerinin fiilen kesilmediği, kesme ihbarının kendilerine gönderilmemesi durumunda bulundukları yerdeki Tüketici Hakem Heyeti'ne, hiçbir ücret ödemeden başvuruda bulunmalı, kendilerinden alınan tutarın iadesini istemeli" dedi. Avukat Gülşen Orman Çakar da EPDK tarafından kesme-bağlama ücretinin 19.1 TL olarak kararlaştırıldığını belirterek, "EPDK 26 Aralık 2013'te 19.1 TL kesme-açma bedeli uygulanacağını açıkladı. Fatura tutarı son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde şirket, vatandaşa bildirimde bulunur ve 5 iş günü içerisinde ödenmezse elektriğin kesileceğini bildirir. Yani ödeme için 5 iş günü daha verilir. Bu süre içinde ödeme yapılmasına rağmen yine de 19.1 TL kesme-bağlama ücreti yasaya aykırı. Tüketiciler Hakem Heyeti'ne başvurmalı" dedi.

Yerel seçimde şark kurnazlığı

Belki adını bile duymadığınız, varlığından haberdar olmadığınız bir parti olan AL Parti seçimde oy kapmanın peşinde. Parti logosu ve ismi AK Parti'yle benzerlik gösteren parti oy pusulasında üçüncü sırada yer alıyor.
Yetkililer oy verecek seçmenlerin oy verirken dikkatli olması noktasında uyarılarda bulunuyorlar.
 
İzlediği bu enteresan seçim taktiği ile AL Parti'nin ne kadar oy alacağı ise şimdiden merak konusu.

28 Ocak 2014 Salı

Narman'da ev yangını

Edinilen bilgiye göre, Yüzbir Evler Mahallesi'nde Ahmet Kısa'ya ait evde henüz belirlenemeyen bir sebeple yangın çıktı.
Olay yerine gelen Narman, Oltu ve Şekerli beldesi itfaiye ekipleri yoğun kar yağışı nedeniyle yangına müdahale etmekte zorlandı.
Komşuların yardımıyla evin arkasında bulunan ahırdaki at ve 16 büyükbaş hayvan kurtarıldı. Kısa ve komşuları eşyaların bir kısmını kurtarmaya çalıştı.
Kısa, oğlu gelini ve torunuyla yaşadıkları evin tamamen yandığını belirtti.
Narman Belediye Başkanı Yücel Ahmet İşleyen de olay yerine gelerek, çalışmaları yakından inceledi.

Windows 9′un XP’yi Bitirmesi Bekleniyor

Özellikle de Windows 8′in beklendiği kadar beğenilmemesinin ardından, Microsoft’un önümüzdeki yıl piyasaya süreceği söylenen yeni işletim sistemi Windows 9 için ilgi büyük. Windows 9′un çıkışını bekleyenler ise sadece kullanıcılardan ibaret değil. Teknoloji endüstrisinde yer alan ve kullanıcıların Windows XP’den vazgeçmesini isteyen bazı firmalar da Windows 9′un çıkmasını sabırsızlıkla bekliyor.
Windows 9′un çıkışını bekleyen firmalardan bir tanesi de ABD’li bilgisayar üreticisi Dell. Dell’in Windows 9′a yönelik bu ilgisinin sebebi ise, Windows XP’yi terk ederek yeni işletim sistemine geçecek olan kullanıcıların daha yeni bilgisayarlara ihtiyaç duyacağını düşünmesi.
Dell’in Avrupa’daki pazarlama şeflerinden olan Margaret Franco, yakın zamanda verdiği bir röportaj sırasında konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Franco yaptığı açıklamada Windows 8.1′in satışları arttıracağını düşündüklerini, fakat satışlarda asıl etkiyi 2015′in başlarında yayınlanması beklenen Windows 9′un yapacağını belirtti. Microsoft’un yeni işletim sistemini, önümüzdeki aylarda düzenlenecek olan BUILD konferansı sırasında duyurması ve Nisan 2015′te de satışa sunması bekleniyor.

27 Ocak 2014 Pazartesi

El değmemiş Ege

Zeus Altarı’na dönmeyip hafif sola doğru devam ettiğinizde Adatepe Köyü’ne ulaşıyorsunuz. Köy bölgeye yerleşen büyük kentlilerin en önemli yerlerinden biri. Özellikle İstanbul’dan gelenler köy evlerini satın alıp buraya yerleşiyorlar. 300 hanenin üzerindeki köyde evlerin pek çoğu satılmış. Köy SİT alanı, evler de 2. derecede koruma altında. Bu nedenle eski mimariye sadık kalmak mecburiyeti var. Etrafı çamlık, mezarlığı servilerle çevrili ve serin esintili köyde sonradan gelenlerin bir bölümü yaz kış ikamet ediyor.
1980'li yıllarda köy, şehir yaşamından kaçan bir grup tarafından keşfedilir. Bu grup köyde harabe sayılabilecek yapıları alır ve geleneksel mimariye tamamen sadık kalarak binaları restore ederler. Bugün köyün yerlileri ile dışarıdan gelenler Türkiye'nin hiçbir benzeri yerleşim yerinde olmadığı kadar uyum içinde beraberce yaşamaktadırlar.
Adatepe köyünün tarihi antik dönemlere kadar ileriliyor. Köyün denize bakan tarafında Zeus Altarı yer alır. Yine köyün batı tarafında Roma dönemine tarihlendiği tahmin edilen buluntular göze çarpıyor. Kurulduğundan bu yana sürekli yaşam olduğundan ve yeni yapılan yapılarda bir önceki yapı elemanlarından faydalanıldığı için bugün köydeki en eski yapı 263 yıllıktır.
Adatepe köyü, mimari olarak taş yapı geleneğine uyar. Köyün konumlandığı bölge kayalık bir arazidir ve bütün evlerin taşları çevredeki küçük taş ocaklarından getirilmekte ve çevre köylerde geleneksel taş işçiliğini devam ettiren ustalar tarafından işlenmektedir. 1989 yılında sit alanı ilan edilen köy, bölgedeki tek korunan köy olma özelliğine de sahiptir.
Kazdağı eteklerindeki bir başka köklü yerleşim de Yeşilyurt. Eski ismi Büyük Çetmi olan 90 haneli köyün 200 kişilik yaşayanı var. Tıpkı Adatepe’de olduğu gibi, Yeşilyurt’un eski taş evleri, dışarıdan gelenlerin, hatta yabancıların dikkatini çekiyor. Bir mülk edinme mücadelesi var. 
 

26 Ocak 2014 Pazar

Eşi benzeri yok

Çine-Muğla yolunun 6. kilometresinden doğuya, Madran dağlarına ayrılan yol, 15 km sonra Kırsakallar köyüne sizi ulaştıracak. Buradan sağlanacak rehberle ulaşılabilen Gerga öreni, Türkiye’de bilinen en enteresan yerleşimlerinden birisidir. Antik kentin girişindeki tüm kayalarda yön bildiren yazıtlar bulunur. Çoğunluğu Yunanca olan yazıtların yalnızca biri Latin dilinde kazınmıştır. Buradan yola çıkarak Roma döneminin başlangıcında, güvenli bir çağda kurucu Gerga’nın önderliğindeki bir köy halkının ortaya ana tanrıça heykeli dikmesi ve çevresine mezarlar, çeşmeler kurması, kırsalında da tarım yapmasıyla var olmuş bir şehirdir. 
Kuzeydoğuya doğru daha yükseğe çıkıldığında, tamamı ilgi çekici olan kent meydanına gelirsiniz. 
Burası tamamen Karia mimarisine ait kavisli bir teras duvarıyla birlikte payandalarla desteklenmiştir. 
Terasın üzerindeki bir grup eser tam anlamıyla muhteşemdir. Gözler ilk önce çatısıyla beraber mükemmel son derece iyi şekilde korunmuş yapıya takılır.
Gerga, kimi kayalarda Gerga köyü anlamına gelen Gergakome şeklinde de de bildirilmiştir. Köyün Alabanda kentinin yönetimi idaresinde olması gerekir. Gerga’ya Muğla karayolu üstündeki İncekemer’den de yürüyerek, kuzeye doğru gitmek şartıyla varılabilir.
Çine'nin vadisinin barındırdığı bu yerleşim, oldukça enteresan bir karaktere sahiptir. Bu bir köyden daha büyük değildir, fakat kalıntıları öyle dikkat çekici ve sıra dışı görünüme sahiptir ki Anadolu’da daha büyüleyici bir yer yoktur. Biraz uzak olan bu antik şehirde, layıkıyla bir gezi için tam bir gün gereklidir. Yerleşim ,eski Çine'nin yaklaşık 6.4km. doğu güneydoğusundaki dağlık balandadır. Buraya Ovacık köyünün yolu sayesinde ulaşılabilir. Fakat bugün en kolayı eski İncekemer köprüsüne kadar yeni Çine anayolunu kullanıp , tepeden yukarıya doğru yürünmektedir. Bunu yaparken bölgeye hakim bir rehber gereklidir. Çine çayından karşıya köprü vasıtasıyla ya da az bir mesafe önünde bulunan, Çine’ye daha yakın bir noktadaki dereden geçerek ulaşmak da mümkündür.
 

Moda ile yüzyıllar öncesine yolculuk

Geçmişle şimdiki zamanı harmanlayarak tasarımlarını hazırlayan İsrailli moda tasarımcısı Itamar Zeşhoval, sıradışı tarzları, normale dönüştürüyor. Göze çarpmak isteyenler, "Dandy" tarzını tercih ediyor. Die Ärzte rock grubu elemanlarından Bela B. daimi müşteriler arasında. Rock yıldızı Marilyn Manson, siyah kadife ceketleri seviyor. Ve pop yıldızı Marius Müller Westerhagen de bir moda düşkünü yani "Dandy" olarak sahne alıyor.
Hepsini İsrailli Itamar Zeşhoval giydiriyor. Modacı yaklaşık dört yıldır Berlin'de yaşıyor. Burada "Dandy of the Grotesque" adıyla markasını yarattı. Moda düşkünü anlamına gelen marka adı, tarzını çok iyi ifade ediyor. Hem klasik hem de teatral olmayı tercih ediyor.
Tasarımcı Zeşhoval, "Tarzımızı tabii en çok, sahne sanatçıları ya da pop yıldızlarıyla çalışınca gösterebiliyoruz. Ama aslında bu o kadar önemli değil. Onları özel olarak giydirmemiz için illa ünlü olmaları gerekmiyor" ifadelerini kullanıyor.
Markanın tasarımları, 18. ve 19. yüzyıl İngiltere'sinde bir yolculuk gibi. O dönem moda düşkünleri daha ziyade hovarda ve züppe olarak nitelendiriliyordu.
Zeşhoval, "Belirli tarihi dönemler var beni çok ilgilendiren. Özellikle de o dönemki insanların estetik anlayışı ve düşünme tarzı. Ama ben şimdiki zamanda yaşıyorum ve ben yeni teknoloji ve modern fikirleri seviyorum. Tasarımlarım geçmiş ve şimdiki zamanın bir karışımı" diyor.
Hollywood için kostümler
İtimar Zeşhoval Tel Aviv'de doğdu ve Milano'da moda tasarımı öğrenimi gördü. 2009 yılından bu yana Berlin'de yaşıyor. Tipik bir moda düşkünü olarak gezmeyi çok seviyor. Berlin'de, yeni kıyafetleri için ilham da buluyor: "Buradaki yaşam, tanıdığım diğer kentlerden çok daha sakin. Bu yaşam kalitesini fazlasıyla artıran bir şey. Buradaki insanlar çok küstah değil ve yeni fikirlere ve başlı başına yeni bir şeye daha açıklar. Burayı heyecanlı ve aynı zamanda ilham verici buluyorum."
Modacı aynı zamanda oteller için personel üniformaları ve Hollywood yapımları için kostümler tasarlıyor. İnanılmaz Sihirbazlar filminde Steve Carell ve Steve Buscemi'yi giydirdi.
Tüm kostümleri, bir çalışanıyla birlikte hazırlıyor. Üç parçalı bir takım elbisenin ederi yaklaşık bin 300 Euro. Müzisyen Bela B için hazırladığı gömleğin fiyatını ise sır gibi saklıyor.
Zeşhoval, "Bir müşteri atölyemize geldiğinde, bitmiş koleksiyon parçalarından hoşuna gideni ve üstüne uyanı satın alabiliyor. Ya da bir tasarımımı müşterinin isteklerine göre değiştirebiliyorum. Onun ölçülerine uygun hale geliyor ve aksesuarlarda fikir belirtebiliyor. Yani tam olarak istedikleri gibi olmalı" şeklinde konuşuyor.
Dandy of the Grotesque'yu ziyaret etmek bazı müşteriler için aynı zamanda bir stil danışmanlığı hizmeti gibi. Avusturyalı edebiyat uzmanı Armen Avanesyan, daimi müşterilerden. Kimi zaman en sevdiği pantolon ya da bir gömleğini de yanında getiriyor. Birlikte, bu kombine uyacak en iyi ceketi seçiyorlar.
Edebiyat uzmanı Armen Avanessian "Tarzım, İtamar'ın önerdiği küçük detaylarla değişebiliyor. Sonra, bilmiyorum bu tarz bana uydu mu, bu küçük düğme buradayken bana uydu mu ya da bu deri detay çok mu vahşi bir görünüm verdi diye düşünüyorum. Ve son iki yıldır, aldığım kıyafetlerden bazı şeylerin daha normal gelmeye başladığını fark ettim" ifadelerini kullanıyor.
Her müşteri böylesi dikkat çekici tasarımlar aramıyor. Zaten modacının da asıl işi bu değil.
Zeşhoval, "Bir yandan tabii Dandys'in klasik kıyafetleri, çağa aykırı bir tarzda.Yani kişiliğinizle bağdaştırdığınız klişeleri kast ediyorum. Diğer yandan mükemmeliyetçiliği araması ve küçük detaylar, tarzının önemli bir parçası. Ve bunun da her çağa uygun olduğunu düşünüyorum" diyor.
İtamar Zeşhoval, markasının yanı sıra film ve tiyatro yapımları için de tasarım yapmayı sürdürmek istiyor. Ama bunun için biraz daha zaman tanıyor kendine. Zira özgeçmişini oluşturacak bir sonraki serisinin özel olmasını istiyor.

25 Ocak 2014 Cumartesi

Samsun Emniyet Müdürlüğü'nde görev değişikliği

Edinilen bilgiye göre, Terörle Mücadele Şube Müdürü Emrah Pehlivan, Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğüne, Toplum Destekli Polislik Şube Müdürü Mehmet Yılmaz Uğraş, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne, Canik İlçe Emniyet Müdürü Ramazan Ünal, Yabancılar Şube Müdürlüğüne, Yabancılar Şube Müdürü Murat Yılmaz, Personel Şube Müdürlüğüne, Personel Şube Müdürü Fikret Avcı, Bölge Trafik Şube Müdürlüğüne, Bölge Trafik Şube Müdürü Zafer Güneş, EKKM Şube Müdürlüğüne, EKKM Şube Müdürü Nazım Kayaaltı, Canik İlçe Emniyet Müdürlüğü görevine getirildi.
Asayiş Şube Müdür yardımcılarından Bülent Turan, İlkadım İlçe Emniyet Müdür Yardımcılığına, Turgay Begen, Güvenlik Şube Müdür Yardımcılığına, Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Öztürk ve İlkadım İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Zeki Bal, Asayiş Şube Müdür yardımcılıklarına, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı, Güven Karaman, Çocuk Şube Müdür Yardımcılığına, Çocuk Şube Müdür Yardımcısı Tolga Bostancı,Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür yardımcılığına atandığı öğrenildi.

Kiev'deki protesto barikatlarına baskın

Ukrayna'nın başkenti Kiev'de polisin protestocularca oluşturulan sokak barikatlarına müdahale ettiği ve göstericilerle çatışmaya girdiği bildiriliyor.
Kiev'deki BBC muhabiri polisin barikatları yıkma girişimi sırasında çıkan çatışmalarda şimdiye dek en az bir kişinin öldüğünü bildiriyor.
Ukraynalı protestocular, Kasım ayında, hükümetin AB ile imzalanması planlanan bir antlaşmadan vazgeçip Moskova'nın yanında yer almayı tercih etmesinden bu yana, meydan ve sokaklarda kamplar kurdu.
Ukrayna Başbakanı Mikola Azarov, son günlerde tanık olunan huzursuzluklar sürecek olursa polisin kuvvet kullanacağı uyarısında bulunmuştu.
Kiev'den yapılan televizyon yayınlarında, polis birimlerinin sabah erken saatlerde Gruşevski Caddesi'ndeki barikatı yıkmaya giriştiği ve tutuklamalara gidilirken yeni çatışmalar çıktığı gözleniyor.

24 Ocak 2014 Cuma

Bartın'da tecavüz suçlamasıyla 2 tutuklama

İddiaya göre bir tekstil atölyesinde çalışan N.A., telefonda tanıştığı T.S. ile bir kafede buluştu. T.S., daha sonra Kayadbikavlak Köyü'ndeki ablasının evine götürdüğü N.A.'ya burada eniştesinin yardımıyla tecavüz etti. T.S. ve V.P., bir gün sonra otomobille N.A.'yı Bartın'a götürüp bir yakınının evinin önünde bıraktı. N.A., polise giderek şikayetçi oldu. Gözaltına alınan T.S. ve V.P., çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece, 'Cinsel saldırı ve tehdit' ile 'Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlamasıyla tutuklandı.

ABD'yi vuran kar fırtınası "Janus" 4 can aldı

Kanada'dan gelen ve ABD'nin kuzeydoğusundaki yaklaşık 56 milyon kişinin yaşadığı 13 eyalette etkili olan yoğun kar yağışı ve soğuk hava, ardında yaklaşık 40 santimetre kar bırakarak ülkeyi terk etti. Farklı eyaletlerde en az 4 kişinin ölümüne neden olan Janus, bazı eyaletlerde hava sıcaklığının eksi 40 dereceye kadar düşürdü. Kar fırtınasının ardından yetkililer yoğun kar yağışı alan bölgelerde mevsim normallerinin altına düşen soğuk havanın yol açtığı buzlanmaya dikkati çekerek, vatandaşları gerekmedikçe dışarı çıkmamaları konusunda uyardı.
Etkili olmaya başladığı dün ABD genelinde 3 binden fazla uçuşun iptal olmasına neden olan Janus nedeniyle bugün de bin 500'ü aşkın uçuş gerçekleşmedi.
Kar yağışının sona ermesi üzerine tatil edilen okul ve kamu kurumlarının büyük bölümü yeniden faaliyetlerine başladı Soğuk hava sisteminin özellikle kara ve demiryolu ulaşımlarına olan olumsuz etkisinin devam ettiği gözlendi.
İnsanların yanı sıra evcil ve yabani hayvanlar üzerinde de etkili olan kar yağışının ardından buzlanmaya karşı önlemler alınmaya başlandı.

23 Ocak 2014 Perşembe

Çatıdan buz kütlesi düştü: 2 yaralı

Edinilen bilgiye göre, Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan yeni valilik binasının çatısında biriken kar ve buz kütleleri, büyük bir gürültü ile 4 ayrı büfenin üzerine düştü. Kar ve buz kütleleri altında kalan ve isimleri öğrenilemeyen 2 büfe sahibi ağır yaralandı. Yaralılar, vatandaşların yardımıyla çıkarılarak olay yerine gönderilen ambulanslarla Hakkari Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Büfeler ise kullanılamaz hale geldi. 

Nejat İşler İstanbul'a sevk edildi

Daha önce sağlık durumunun kritik olması nedeniyle tedavisine Bodrum'daki hastenede devam edilmesine karar verilen Nejat İşler, bu sabah sürpriz bir kararla İstanbul'a sevk edilmesine karar verildi.
 
İşler'i taşıyan ambulans uçağın şu saatlerde Sabiha Gökçen Havalimanı'na inmesi bekleniyor. Ünlü oyuncunun tedavisine Maslak Acıbadem Hastanesi'nde devam edileceği öğrenildi.

HTC M8'in kılıfı satışa sunuldu!

HTC'nin önümüzdeki haftalarda resmi duyurusunu gerçekleştireceği yeni nesil One modeline ilişkin önemli bir gelişme Çin cephesinden geldi. Alibaba.com alışveriş sitesinde HTC M8'in kılıfları satışa sunulmaya başlandı ve kılıftaki boşluklar telefonda parmak izi tarayıcısının varlığını doğruladı. Daha önceki bazı sızıntılarda da parmak izi tarayıcısını yer aldığı bazı görseller yayınlanmıştı.
HTC parmak izi tarayıcısına ilk olarak One Max modelinde yer vermişti. HTC One'ın devam modelinde de yer almasına kesin gözüyle bakılan tarayıcı bu defa üst bölüme daha yakın bir yerde duracak. Tarayıcının altında ise kamera ve LED flaş için ayrılan boşluk gözümüze çarpıyor. Bu bölümde ise LED Flaş için geniş bir alanın boş bırakıldığını ve bundan yola çıkarak HTC'nin telefondaki kameranın karanlık ve düşük ışık çekimlerini geliştirmek adına çift LED flaşa yer vereceğini anlıyoruz.
HTC M8'e ilişkin önümüzdeki günlerde önemli bilgilerin gün yüzene çıkması bekleniyor. Şu ana kadar iddia edilen bilgilere göz atacak olursak;
* Gorilla Glass 3 ile kaplı 5 inç FullHD 1080p ekran
* Snapdragon 800 işlemci
* 2GB RAM LPDDR3
* 6 veya 8MP UltraPixel kamera
* 2.1MP ön kamera
* Ekrana konumlandırılan sanal butonlar
* 2900mAh pil
* HTC Sense 6.0 ile Android 4.4 KitKat
*16GB depolama
* mikro-SIM, microSD
* NFC

Makro Ekonomik Gelişmeler: World Economy Institue

** Haftanın ilk iş gününde dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'den açıklanan veriler piyasalarda endişelere neden oldu. Bugün ise Çin Merkez Bankası'nın (PBOC) finansal sisteme fon sağlaması piyasaların rahatlattı.

** Asya borsalarında yukarı yönlü hareketler dikkat çekerken, Japon Nikkei endeksinde ise yükselişler gözlemleniyor. Bugün politik gündeminde yanında Euro Bölgesi'nden önem derecesi yüksek ZEW rakamları ve içeride ise kritik TCMB faiz toplantısı öne çıkıyor.

** Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) üyelerinden gelen açıklamaların ABD Merkez Bankası'nın (FED) gelecek hafa yapacağı toplantıda tahvil alımlarını azaltmaya devam edeceği beklentilerini güçlendirmesi küresel piyasalarda etkili olmaya devam ederken, bu sabah PBOC'nin piyasalara 225 milyar Yuan enjekte etmesi, kredi sıkışıklığına yönelik korkuların dağılmasına katkı sağladı.

** Çin iyimserliği ile yükselişe geçen Asya endekslerinin etkisi ile Japonya Merkez Bankası'nın faiz kararı öncesinde Yen'de ise kayıplar gerçekleşirken, Japon Ekonomi Bakanı Amari'nin ülkenin deflasyondan çıktığı yönündeki açıklamaları etkili oldu.

** Avrupa endekslerinin haftanın ikinci gününe pozitif rakamlar ile başlaması bekleniyor. Kıtada, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) bugün yapacağı açıklamalarında İngiltere için büyüme tahminini diğer gelişmiş ülkelere göre daha fazla yükselteceği haberleri dikkat çekiyor. Bunun yanında Birleşmiş Milletler'in (BM) Irak'a yaptığı Cenevre-2'ye katılma davetini geri çektiği belirtildi. Dün Martin Luther King Günü nedeni ile tatil olan ABD piyasaları bugün işlemlere başlayacakken, ülkede bilanço sezonu devam ediyor. Bugün Johnson & Johnson ve Verizon Commun dördüncü çeyrek sonuçlarını yayınlayacaklar ve şirketlerin hisse başına sırası ile 1.20 ve 0.61 Dolar kar etmeleri bekleniyor.

** ABD piyasalarının kapalı olması ve ekonomik veri akışının da zayıf olmasının etkisi ile Pazartesi günü varlık fiyatlarında genel olarak yatay bir seyir izlenirken, bugün ekonomik takvim yoğunlaşmaya başlıyor.

** Alman ZEW Enstitüsü'nün açıklayacağı rakamların yanında içeride TCMB'nin faiz kararı merakla bekleniyor. Diğer taraftan İngiltere ve Kanada'dan da gelecek ekonomik göstergeler de yatırımcılar tarafından büyük bir dikkatle takip edilecekken, IMF bugün Washington'da global ekonomik tahminlerini yayınlaması bekleniyor.

** Başbakan Erdoğan ise Brüksel'de Avrupa Birliği Konseyi Başkanı ile bir toplantı gerçekleştirilmesi planlanıyor. Bugün Johnson & Johnson ve Verizon Commun dördüncü çeyrek sonuçlarını yayınlayacaklar ve şirketlerin hisse başına sırası ile 1.20 ve 0.61 Dolar kar etmeleri bekleniyor.

"Türk Lirası için gözler TCMB'de"

** Yurtiçindeki siyasi gelişmelerin yanında küresel piyasalardaki sermaye hareketlerinin büyük etkisi sonucu TRY'de görülen kayıplar, son aylarda iç piyasalardaki öncelikli gündem maddesiydi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise bugüne kadar aldığı önlemler ile oluşan fiyat hareketlerinin önüne geçemezken, dün özellikle USD/TRY paritesinin 2.25'li seviyelere kadar tırmanması dikkat çekiciydi.

** Yapılan anketlere göz atıldığında Para Politikası Kurulu'nun (PPK) yeni bir atmasının beklenmediği görülürken, faiz koridorunun üst bandının yükseltileceği yönündeki tahminlerin de azımsanmaması gerektiği ifade edilebilir. Bunun yanında Merkez Bankası'nın yasal karşılık oranı ya da Rezerv Opsiyon Katsayısında (ROK) bir adım atabileceği yönünde öngörüler de dikkat çekiyor.

** Bugün PPK'nın faiz koridorunda bir artış yapması Türk Lirasının değer kazanmasını sağlayabilecekken, artırıma ek olarak munzam karşılıklarda ya da ROK'da bir adım atılması, para biriminin yukarı yönlü hareketlerinin daha derin ve kalıcı olmasını sağlayabilir. Ancak TCMB'den bir hamle gelmemesi halinde TRY'de kayıplar gözlemlenebilir.

"ZEW verileri Euro'da sert hareketlere neden olabilir" “Euro Yükselebilir Endişeleri Türkiye’de Hakim”

** Almanya ve Euro Bölgesi için bugün açıklanacak ZEW ekonomik hassasiyet verileri, Euro Bölgesi'nde ilerleyen aylardaki ekonomik faaliyetlere ilişkin ipuçları verebileceği için küresel yatırımcılar tarafından mercek altına alınacak. Özellikle Euro Bölgesi'nin lokomotifi olan Almanya'nın ZEW endeksi, kıtanın ortak para biriminde sert hareketlerin gerçekleşmesine ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) para politikalarına ilişkin beklentilerin fiyatlanmasına neden olabilir.

** Hem Euro Bölgesi hem de Almanya için söz konusu endekste olumlu beklentilerin olduğu ifade edebiliriz. ZEW rakamlarının tahminlerin üzerinde yayınlanması, ECB'nin para politikasını genişletmek için aceleci davranmayacağı beklentilerine güç vererek Euro'da yükselişlere görülmesini sağlayabilir. Ancak Euro Bölgesi'nde ekonomik aktivitelere ilişkin iyimser beklentilerin hız kestiği yönünde yorumlanabilecek tahminlerin altındaki veriler ise, ECB'nin yakın bir tarihte genişlemeci para politikası tarafında adım atabileceği düşüncesine destek verebilir ve kıtanın ortak para biriminde kayıplara neden olabilir

22 Ocak 2014 Çarşamba

Elektrik faturalarında büyük şok!

Tüketicileri şaşkınlığa uğratan kalem “Kesme-Bağlama” ücreti... Tutar 17 TL ile 19 TL aralığında. Ancak elektriklerin kesilmediğini söyleyen tüketiciler, fazladan alınan tutara itiraz ediyor. Tüketiciler Derneği ise haksız alınan ücretin iadesinin istenebileceğine dikkat çekti.
 
'ELEKTRİĞİM HİÇ KESİLMEDİ'
 
Yalova’da yaşayan Z.K.’nin 27 Ocak son ödeme tarihli faturası 73.90 TL... Fatura kalemleri arasında yer alan bir tutar ise Z.K.’de şaşkınlığa yol açmış durumda. Şikayetvar.com isimli siteye ulaşan Z.K. elektriğinin hiç kesilmediğini belirerek “Elektrik faturam her ay olduğundan fazla geldi. Kullanım aynı olmasına rağmen ve fatura detayında 19.10 TL’lik bir kesme- bağlama bedeli gözüküyor fakat benim elektriğim ne kesildi ne de bağlandı. Arayıp sorduğumda son ödeme tarihini 24 saat geçtikten sonra kesme kodu gönderiliyormuş. Yani kesmeye gelmeden dahi veya bağlamaya bu parayı bizden alıyorlar bu nasıl iş? Anlamış değilim” şeklinde bilgi verdi. Z.K. açıklamasının devamında “Elektriğim kesilmemesine rağmen faturama kesme ücreti yansıdı. Telefonda bunun sebebini sorduğumda ise elektrik kesilmeden de bu ücreti bana yansıtılabileceğini söylediler, bu kesme ücretini acilen tarafıma iade edilmesini istiyorum” dedi.
 
'İKİ GÜN GEÇ ÖDEDİM'
 
Bir başka tüketici ise elektrik faturasını 2 gün geç ödediği için 17, 70 TL kesme-bağlanma ücreti yansıtıldığını öne sürdü. Aynı tüketici, elektriğinin fiilen hiç kesilmediğini de vurguladı.
 
Bir başka tüketici ise faturasına yansıyan 17,68 TL’lik "Kesme-Bağlama" ücretinin nedenini ilgililere sorduğunda “Faturayı geç yatırdığım için uygulandığını söylediler. Geç ödediğimiz için gecikme bedeli zaten alınıyor. 10 günlük gecikme sonucun tarafıma yapın bir tebliği (kesme ve bağlama) gibi bir işlem de yapılmadı zaten elektriğimde kesinti de olmadı. Nasıl bağlansın ki? Görevlinin bana verdiği cevap gecikme bedelinin çok düşük olması sebebiyle böyle bir yöntem uygulanıyor dedi" şeklinde yanıt aldığını aktardı.
 
İstanbul Bakırköy’de N. E. ise hürriyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada benzer bir durumu kendisinin de yaşadığını kaydetti. N.E. geçtiğimiz aralık ayı faturasına 17 TL’lik bir "Kesme-Bağlama" ücretinin yansıtıldığın aktararak “Ancak elektriğim kesilmedi. Dolayısı ile bağlama işlemi de olmadı. Böyle bir ücret neden alınıyor anlayamadım” dedi.
 

21 Ocak 2014 Salı

Hayatını değiştiren nakil

Ancak bu aşkı enteresan hale getiren şey Connor Rabinowitz'in aşık olduğu genç kadının, kalbini taşıdığı Kellen Roberts'ın kardeşi olması.
Bir sabah göğsünde ağrıyla ve soğuk soğuk terler dökerek uyanan ardından hastaneye koşan Connor Rabinowitz korkunç bir gerçekle karşılaştı. 16 yaşındaki genç adama hemen bir kalp bulunması gerekiyordu. Aksi takdirde hayatta kalma şansı yoktu. Gergin bir bekleyiş başladı. Ancak şanslıydı çünkü aranan kalp bulunmuştu. Kellen Roberts'ın kalbi kendisine nakledildi. Bu nakil ona uğurlu geldi. Bir kalp beklerken beraberinde bir kalp daha getirecekti.
"SANKİ HER ŞEY BİZİ BİR ARAYA GETİRMEK İÇİNDİ"
1 yıl sonra bağışı yapan aileye ulaşan Rabionwitz, ilk görüşte Kellen'ın kız kardeşi Erin'e aşık oldu. İkisi de birbirinden etkilenmişti. Connor, ilk görüşte ikisini de Kellen'ın bir araya getirdiğini hissettiklerini söylüyor. Bağışı yapan aile oğlunun kalbini taşıyan genç adam ile kızlarının ilişkisini ilk başta kabullenemese de şimdi tüm yaşananların belki de ikisini bir araya getirmek için olduğunu düşündüklerini belirtiyor.

"Gripli insanlarla aranıza mesafe koyun"

Karabay, sağlıklı insanların gribe yakalananlardan uzak durması gerektiğini söyledi.
Karabay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gribe neden olan virüslerin her yıl farklı biçimde ortaya çıktığını anlattı.
Bu yıl gribin "H3 N2" virüsüyle ortaya çıktığına işaret eden Karabay, "Bu sene karşılaştığımız grip türünün önceki senelerden karşılaştığımızdan farkı yok. Şu anda abartılmış bir durum var. İnsanlarımız gereksiz korku içinde. Bu seneki grip de önceki yıllarla aynı düzeyde. Tek farkı, etkilerinin biraz daha uzun sürmesi" diye konuştu.
Karabay, gripli bireylerin birkaç gün istirahat etmesinin yeterli olacağını kaydetti.
Gereksiz antibiyotik kullanımından uzak durulması gerektiğini vurgulayan Karabay, şöyle konuştu:
"Hala grip olmayanlar için en önemli korunma yolu, insanlarla aramıza mesafe koymaktır. Gribe yakalanmış insanlarla, samimi olmaktan kaçınalım. Grip salgının olduğu bu dönemde, insanlarla aramıza mesafe koymamız çok önemli çünkü grip bir salgın ve daha çok insandan insana geçiyor. Bunun için de gribe yakalanmış insanlarla aramıza mesafe koymamız gerekiyor. Bu şekilde gripten kurtulabiliriz. Gripli bireylerle temas ettikten en fazla 15 dakika sonra elleri temiz şekilde yıkarsak hiç sorun kalmaz. Gripli insanlarla aranıza mesafe koyun."

Anadolu'nun gizemli tarihine ışık

Taşkale Karaman'a bağlı küçük bir belediyedir. Daha önce Kızıllar ismiyle anılmaktadır. Bölge yerleşimi çok eskilere uzanmakla beraber turistik Manazan Mağaraları, İncesu Mağarası, Taştan Oyma Tahıl Ambarları bu bölgede yer alır. Kasaba bir vadinin içerisine kurulmuş olup şehir ise bir yamacın üzerindedir.
Anadolu'nun Türkleşmesindeki bu yoğun işlevinden Mustafa Kemal Atatürk'ün ata yurdu olma onurunu da son yıllarda yapılan araştırmalarla gündeme gelmiştir. Mevcut bilgilere göre Mustafa Kemal Atatürk'ün soyu Konya/Karaman veya Aydın/Söke'den göçürülerek Makedonya'ya yerleşmişlerdir. Manastır Vilayeti'nin Debre-i Bala sancağının Kocacık nahiyesine yerleşen aile daha sonra 1830'larda Selanik'e göçmüştür. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi burada tahmini olarak 1839'da dünyaya gelmiştir.
Konya’ya 150, Karaman’a 46 km uzaklıktaki Taşkale için Karaman-Niğde karayolunun 12. kilometresinden Yeşildere sapağına sapıyorsunuz. Yeşildere sapaktan yarım saat sonra sizi karşılıyor. Buradan da 15 dakikalık yolculukla Taşkale’ye ulaşıyorsunuz.
Yol boyunca, içinden Yeşildere çayının aktığı Taşkale Kanyonu yanınızda geliyor adeta. Kanyonun toplam uzunluğu 27 km’yi aşıyor.
Yol üzerinde Manazan Mağaraları yazılı yol ayrımı göreceksiniz. 5 katlı mağaranın içindeki galerilerle katlar arasında gezme imkanınız var. Bizans döneminde bir yerleşim yeri olarak işleve sahipmiş. Mağara duvarlarında geçmiş dönemlerden kalma çizimler göze çarpıyor. Mağaradaki arkeolojik kalıntılar ise yöredeki müzelerde sergileniyor.
Osmanlı Devleti'nin Balkan Yarımadası'ndaki ilerlemesi ve yayılmasına bağlı olarak, Yörük gruplarının sayıları ve önemleri artmış ve daha sonra da bunları askeri bir yönetimle kontrol etmek, kendilerine mahsus bir nizam ve kanun meydana getirmek zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu topraklar bunun bir yansıması olarak Osmanlı dönemi ve öncesinde beylikler döneminde Türk tarihi için çok büyük bir öneme sahip olmuştur. Aslında bölgenin köklü tarihi bu coğrafyanın her zaman önemli bir mevki olduğunu da kanıtlar niteliktedir.
 

Beyşehir sizi çağırıyor

Beyşehir Gölü Millî Parkı, Beyşehir Gölü’nün yakınlarında yer alır ve bununla beraberr Türkiye'nin en büyük milli parkıdır. 1993 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan milli park 88 bin 750 hektarlık dev bir bölge. Bu milli park alanlarının en genişi ise Beyşehir Gölü Milli Parkı olarak ön plana çıkıyor. Türkiye'nin en büyük tatlı su kaynağı olan Beyşehir Gölü'nde Beyşehir ve Kızıldağ olmak üzere birden fazla milli park bulunuyor. Beyşehir Gölü Milli Parkı, Türkiye'nin en önemli ziyaretçi çeken doğal alanlarından bir tanesi olarak kabul ediliyor.
Beyşehir Kalesi, Alaaddin Keykubat’ın yazlık sarayı, Taş Medrese, Çifte Hamam, Kubad-Abad Saray ve Köşkleri, Kız Kalesi ve Beyşehir Köprüsü gibi geçmişten günümüze yansıyan pek çok tarihi esere de ev sahipliği yapmaktadır.
Gölde sazan, çiçek balığı, sarıbalık, çamurcu, tatlı su levreği gibi pek çok balık türleri barındırır. Göl çevresindeki lokantalarda bu balıkları yiyebilirsiniz.
Milli Park statüsüne dahi edilen Göl alanında irili ufaklı 30 tane ada var.
Beyşehir milli parkının orman formasyonunu ardıç, karaçam, göknar, sedir ve meşe türlerinden meydana geliyor. Ağaçlar yer yer göl kenarına kadar uzanarak Beyşehir Gölü'nün koylarını ve körfezlerini görsel açıdan muhteşem bir manzaraya kavuşturuyor. Üstün değerdeki peyzaj güzellikleri, göçmen kuşlar için iyi bir barınak olması, potansiyel göl sularına dayalı sporlarına elverişli göl kıyılarının bulunması ile Selçuklu dönemine ait kültürel zenginlikler olması Beyşehir Gölü Milli Parkı'nın ülkemizdeki önemli turistik alanlardan biri olmasını da sağlıyor.
Beyşehir Gölü’ne paralel uzanan yolun 8.km’sinde Eflatun Pınarı Hitit Anıtı tabelası karşınıza çıkacak. Sadıkhacı köy tabelasından giriş yapılan ve göl kenarında bulunan anıt, Hitit uygarlığından kalma. Çevreye dağılmış kalıntılar da bir antik kent yerleşimin izleri.
 

20 Ocak 2014 Pazartesi

Nadir rastlanan güzellik

Meke Krater Gölü, Konya'nın Karapınar ilçesinde, sönmüş bir volkan kraterinin suyla dolmasıyla oluşan ve ortasında adacıklar mevcut olan bir doğal oluşumdur. Karapınar-Ereğli yolunun 7. km'sindeki sapaktan 2 km ileride karşınıza çıkar. Göl ve birincil krater çukurunun uzunluğu 800 metre, genişliği 500 metredir. Göl 12 metre derinliğe sahiptir.
Konya’nın 96 km. doğusundaki Karapınar ilçesi bugüne kadar pek fark edilmemiş bir açık hava müzesi gibi etkileyici bir alandır. Her köyü, mezrası ve obası tarihten derin renklere sahip. Aynı zamanda etkileyici krater göllerine de ev sahipliği yapıyor. Karapınar’a 10 km. uzaklıktaki Meke Krater gölü bunlardan biri.
4-5 milyon yıl önce (Pleistosen çağda) volkanik hareketlilik neticesinde oluşan bu krater (piroklastik koni), zamanla suyla dolarak göle dönüşmüş ve daha sonra, günümüzden 9000 yıl önce ikinci bir volkanik patlama ile gölün ortasındaki bir başka volkan konisi oluşmuş, zamanla o da suyla dolarak ikinci bir göle evrilmiştir.
300 m x 500 m. ebatlarında sönmüş bir volkan kraterinin suyla dolmasıyla oluşan ve ortasında adacıklar var olan Meke Krater Gölü, uzun süre Tuz elde edilmek için bir maden olarak. Bir kuş cennetidir de bununla beraber. Hatta Meke kuşu bu göle ve çevreye ait bir türdür.
Meke Gölü deniz seviyesinden 981 m rakıma sahiptir. Ana Meke'nin ortasında bulunan ve su seviyesinden 50 m yükseklikte olan volkan adasında göl 25 m derinliktedir ve suyu tuzludur. Meke Gölü 2005 tarihinde Ramsar Sözleşmesi'nin listesine alınmış önemli bir alandır. Volkanik arazide kömür tozu kaplanmış izlenimi veren bir yolla gölün 4 km’yi bulan etrafını da gezebilirsiniz. Girişteki metruk evin yanından inen kısa bir yolun ardından göl kıyısına da ulaşabilirsiniz.

 

 

19 Ocak 2014 Pazar

Alakır gezisi

Antalya’nın en güzel manzarası Beydağları, bir taraftan sonbahar renklerini eteklerine dökerken bir taraftan da tüm güzelliği ile insanı büyülüyor. Dört mevsimin bir arada en güzel yaşandığı Antalya’da, ortak noktaları sadece doğada olmak olan doğa severler olarak herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer olduğunu ilk görüşte anlıyoruz. Yürüyüş rotamız Beydağları'nın yamacındaki Dereköy köyü kaynaklarından başlayıp 70 kilometrelik yolculuğuyla, bu coğrafyadaki onlarca güzellikten birisi olan Alakır Nehri Vadisi.
Sedir ve meşe ağaçları arasından geçerken ormanın havası size çok iyi gelecek. Bir tarafta arasında yürüdüğümüz kızılçam, kayın, kermes meşesi, çınar ağaçlarının heybetli duruşları karşısında insana kendisini küçük hissettiren orman diğer yanda uçsuz tepeler. Yeşilin her tonunu gördükten sonra, eteklerine turuncu sarı yapraklarını dökmüş ağaçların oluşturduğu bu göz alıcı manzara karşısında şehirlerde yaşayan insanların doğadan uzak kalmalarının ne kadar acı verici ve üzücü olduğunu düşünmeden edemiyoruz.
Güzelliğinin her rengini görmeye çalıştığımız Alakır nehri, Antalya sınırlarındaki nehirlerden sadece bir tanesi. Fakat üzerinde yapılması planan hidroelektrik santralleri hiç şüphe yok ki nehre ve doğaya zarar verecek olduğunu bildiğimiz için üzülmeden edemiyorz. Borulara hapsedilecek olan Alakır, kendi yatağından akarak geçtiği yerleri yeşile boyuyor ve pek çok hayvana da öyle.
Alakır ben doğayı seviyorum diyen herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer. Antalya denilince herkesin aklına deniz gelse de bu kadar etkileyici ve iyi korunmayı başarabilmiş bir doğal alanın da denizlerin güzelliğinden aşağıya kalır yok. Kamp yapmayı seviyorsanız çadırlarınızı getirmeyi unutmayın. Özellikle bitkilerden hayvanlara doğa fotoğrafçılığına gönül verenler için burası adeta bir gizli bahçe. Alakır nehrinin uğultusu, ormanın sessizliğini yırtarak akarken insana adeta huzur veriyor. Burası kesinlikle görenlerin bir kez daha gelmek isteyeceği bir yer.
 

Kış dekorasyonu nasıl olmalı

Yaz ayları ve kış aylarında evlerde mevsime uygun değişikliler yapılır. Şimdi yine kış geldi Sıcacık battaniyenize sarılarak ısınacağınız, dışarıda yağan karları camın ardından izleyebileceğiniz o güzel anların simgesi olan kış mevsiminde, küçük dokunuşlarla evlerinizi bambaşka havalara sokabilirsiniz.
Modası geçmeyen güzellik mumlar
Mumların dekoratif amaçlı kullanımının dışında kokuları ve ateş ışığının insanı sakinleştirmesine paralel olarak bizi rahatlattığını biliyoruz. Üstüne üstlük mumlar vasıtası ile sadece durgunluk da değil romantik bir etki yaratabilir, özel bitki yağlarından yapılmış mumlarla da ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.
Ahşabın yaşı yoktur
Ahşabın girdiği bütün mekanlara sıcak ve doğal bir atmosfer sağladığı herkesçe bilinir. Üstelik ulaşması da kolaydır. Ahşap biblolar, kitaplıklar, raflar ve diğer aksesuarlar sayesinde evinize otantik bir çizgi katın.
Bitkisiz olmaz
Odalarınızda belirli yerlere konumlandıracağınız çiçeklerle ve çeşitli bitkilerle neşeli ve dinamik bir görünüm elde edebilir, havaların kış aylarında genellikle kapalı olmasının sizi etkilemesinin önüne geçebilirsiniz.
Renk çeşitliliğinden korkmayın
Yemekte tuz, şeker, acı, ekşi gibi tatlar ne ise hayatın her anında da renkler aynı amaca hizmet eder. Renksiz yerlerde vakit geçirmek sıkıcıdır. Yine de radikal kararlar alamıyorsanız tek bir duvarınızı kışın soğukluğunu silecek kırmızı, turuncu gibi sıcak renkleri kullanmanız tahmininizden daha büyük bir etki yaratacaktır.
Mutfakta ışıksız olmaz
Mutfak evin en çok vakit geçirilen yerlerinden birisi olduğu için aydınlık olmalıdır. Sarkıt avizelere ek olarak kullanacağınız duvar aplikleri ile lokal ışıklar da oluşturabilirsiniz.
Peki ya perdeler
Perdeler evi dış gözlerden korumakla görevli olsalar da aynı zamanda tasarım ve estetik açıdan da büyük önem arz etmektedir. Genellikle yazın daha ince bir o kadar da sade perdeler kullanırken, kışın ise kalın, kışlık perde olarak tabir edilenleri tercih ederiz.