Güncel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Güncel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Eylül 2014 Cumartesi

DAMATLIK TAKIM ELBİSELER

Damatlık takım elbise seçiminde dikkat edilmesi gerekenler;

Düğün günü hem bayan için hem erkek için en telaşlı en heyecanlı günlerden biridir. Bugün karşınıza çıkacak en ufak bir olumsuzluk bile sizi normalinden daha fazla etkileyebilir. Zaten yeterince gergin ve stresli bir hazırlığın ardından son aşamaya gelindiğinde her şeyin yolunda olması hem gelin hem de damat adayı için son derece önemlidir.

Gelinlik seçimi başlı başına zor ve uğraş gerektiren bir süreçtir. Erkekler için durum daha kolay gibi görünse de o gün erkekler içinde belki de hayatının en şık ve en özenli olması gereken günlerden biridir. Bu bakımdan erkekler içinde damatlık seçimi büyük önem taşımaktadır.

Bu yazımızda erkekler damatlık seçerken nelere dikkat etmeli, ne gibi durumlardan uzak durmalı bunlardan kısaca bahsedeceğiz.

Damatlık seçimi gelinlik ile uyum gösterecek şekilde olmalıdır. Damatlık takım elbise seçimi eğer diktirilecekse 2 ay önceden terziden randevu alınmalı son ana kesinlikle bırakılmamalıdır. Hazır model seçecekler için böyle bir durum söz konusu değildir. Damatlık takım elbise modellerinde en önemli parça cekettir. Ceketin omuz kısımları çok dar olmamalı ve çok bol da olamamalı bedeninize tam oturmalıdır. Ceket seçimi yaparken önemli bir detay düğünün hangi mevsime denk geldiğidir. Sezona uygun kumaş seçimi açısından bu ayrıntı önemlidir. Ceketinizin kollarının boyu ne çok uzun ne çok kısa olmalı, kol boyunun ayarlanması çok iyi bir şekilde yapılmalıdır.

Damatlık seçimi yapmadan önce renk konusunda bir karar vermek, hem düğünün yapıldığı mevsim hem de yapılacak mekan ve konsepte uygun olarak ayarlamak önemlidir. Kış düğünleri için koyu renkler daha çok tercih edilirken yaz düğünleri için açık krem renkler tercih edilmektedir.

Son olarak zevkinize göre papyon mu fular mı, mendil mi kol düğmeleri mi derken ufak aksesuarların seçimi kalmaktadır.

5 Temmuz 2014 Cumartesi

Di Maria’dan Hayat Öpücüğü!

Di Maria’dan Hayat Öpücüğü! Dünya Kupası 2. Tur maçında Arjantin ile İsviçre karşı karşıya geldi. Karşılaşma kıran kırana bir mücadeleye sahne oldu. 90 dakika sonunda golsüz eşitlik bozulmadı. Uzatmalarda da karşılıklı ataklar vardı. İkinci uzatmalarda ise Arjantin daha etkiliydi. 118. dakikada Messi'nin pasında Di Maria topu ağlara gönderdi ve Arjantin'i 1-0 öne geçirdi. Uzatmaların son dakikasında ise İsviçreli Blerim Dzemaili'nin kafa vuruşu direkten döndü. Dönen topu tamamlamak istedi ama top direğin yanından auta çıktı. Shaqiri, 120 +3. dakikada kullanığı frikikten de yararlanmayınca Arjantin, İsviçre'yi 1-0 mağlup ederek adını çeyrek finale yazdırdı.

'Çözüm Paketi'nin Komisyon Görüşmesi Gergin Başladı

‘Çözüm paketi’nin görüşüldüğü İçişleri Komisyonu toplantısı gergin başladı. MHP'liler ile HDP'liler arasında ağız dalaşı ve laf atmalar yaşanırken, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri 'nin, Komisyon Başkanı Mehmet Ersoy 'a, "Burada muhatap sizsiniz. Bunlar kim" demesine de HDP’li Hasip Kaplan , "Seçimle geldik. Sen kim oluyorsun, milletin iradesine saygısızlık yapma" diye karşılık verdi. Çözüm sürecine ilişkin Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri tartışmalarla başladı. İçişleri Komisyonu toplantısına komisyon üyesi milletvekillerinin yanı sıra AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın , CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi , MHP Grup başkanvekilleri Oktay Vural ve Yusuf Halaçoğlu , BDP Grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile komisyon üyesi olmayan milletvekilleri de katıldı. Komisyon Başkanı Mehmet Ersoy'un görüşmelere geçildiğini açıklamasına MHP Grup Başkanvekili Vural, "Başlayamazsınız" diye itiraz etti. Tasarının görüşülemeyeceğine dair itirazlarını dile getiren Vural'ın, "Terör örgütünün tehdidiyle komisyon çalışabilir mi?" sözlerine HDP'liler tepki gösterdi. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Burada kimse şov yapamaz. Burada fikirler konuşulur" dedi. MHP'liler ile HDP'liler arasında ağız dalaşı ve laf atmalar yaşanırken, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri 'nin, Komisyon Başkanı Ersoy'a, "Burada muhatap sizsiniz. Bunlar kim" demesine de Kaplan, "Seçimle geldik. Sen kim oluyorsun, milletin iradesine saygısızlık yapma" diye karşılık verdi. Kameraların dışarıya çıkarılması da tartışma konusu olurken, bazı danışmanlar da salondan çıkarılmak istenmelerine karşı koydu. Kameraların çıkmasının ardından tasarının görüşülemeyeceğini savunan Vural, konusu suç teşkil eden ve suç imtiyazı sağlayan tasarının görüşülemeyeceğine ilişkin itirazını dün TBMM Genel Kurulu'nda da ifade ettiğini söyledi. Vural, itirazı sonuçlanmadan görüşmelere geçilemeyeceğini savundu. Komisyon Başkanı Ersoy da Vural'ın itirazına ilişkin Meclis Başkanlığı'ndan komisyona herhangi bir bildirimde bulunulmadığını belirterek, görüşmelere engel durum olmadığını söyledi. MHP Grup Başkanvekili Vural, bunun üzerine usul tartışması açtı.

4 Temmuz 2014 Cuma

"21 Blackjack'tir, Riskli Oyundur"

CHP'li Birgül Ayman Güler: Aday çıkabilmek için 20 imza toplanması gerekiyor. Emine Hanım, cumhuriyetçi bir Türk yargıcı ve bir kadın CHP ve MHP’nin çatı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu ’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı CHP’de çatlağa yol açtı. Adaylık dilekçesine imza atmayan CHP’li 21 milletvekilinin, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ’ı aday göstermeye hazırlandıkları öne sürüldü. Doğan Haber Ajansı’ndan Elif Demirci ’nin haberine göre, İzmir’den imza vermeyen tek vekil Birgül Ayman Güler , 21 vekilin yarın toplanarak aday açıklaması yapacaklarını söyledi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise "21 Blackjack oyunudur aynı zamanda, ama çok riskli bir oyundur" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , tüm milletvekillerinden Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için dilekçe vermelerini istedi. CHP’den 109 vekil imza verdi. AKP’den isitfa eden Kütahya Milletvekili İdris Bal ve Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım ’ın imzalarının da CHP dosyasında bulunması dikkat çekerken, imza atmayan 21 vekil arasında yer alan İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, Emine Ülker Tarhan’ın aday gösterilmesi için yarın 21 milletvekili ile toplantı yapacaklarını söyledi. Güler, Tarhan’ı aday çıkarmaya hazırlandıklarını belirterek, şöşyle dedi: "Ekmel Bey’e imza vermeyeceğimi ilan etmiştim. Ekmel Bey’in doğru aday olmadığını Parti Meclisi’nde de dile getirmiştim. Hem yöntemi, hem gösterilen adayın temsil ettiği değerler bakımından uygun olmadığını anlatmıştım. Ekmel Bey ilan edildiğinden beri biz parlamentoda 20 milletvekili doğru bir aday gösterilmesi üzerine çeşitli çalışmalar yürütmüştük. İmza vermeyen 21 milletvekili yarın toplanacağız ve kamuoyuna açıklama yapacağız. Aday çıkabilmek için 20 imza toplanması gerekiyor. Emine Hanım, cumhuriyetçi bir Türk yargıcı ve bir kadın. Daha pek çok önemli değerlere sahip." CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, dilekçenin tesliminin ardından Twitter’da İhsanoğlu ve adaylığını eleştirdi. CHP’nin Gülen cemaatiyle koalisyon yaptığını iddia eden Güler, bir takipçisine verdiği cevapta dilekçeye imza atan iki bağımsız vekilin de cemaat üyesi olduğunu öne sürerek, "İmza listesinde AKP istifacısı cemaat milletvekili ’yok’ mu diyorsunuz!" diye yazdı. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun CHP'li Engin Altay tarafından cumhurbaşkanlığı adaylık dilekçesinin TBMM Başkanı Cemil Çiçek 'e verilmesinin da ilginç diyaloglar yaşandı. Bir gazetecinin "111 milletvekiliyle imza verdiğinize göre, CHP'li milletvekillerinin ikinci bir aday için imza verme şansı kalkmadı diyebilir miyiz?" sorusunu Altay, "Diyebiliriz" diye yanıtladı. Bağımız Burdur Milletvekili Hami Yıldırım ve Bağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal'ın, CHP Grubuna gelerek, adaylık önergesine imza attıklarını belirten Altay, 109 CHP milletvekili ve 2 bağımsız milletvekilinin imzasının bulunduğunu bildirdi. Gazetecilerin, CHP'nin 21 milletvekilinin imzasının bulunmadığı ve yeni bir adaylık dilekçesinin gündeme gelebileceğini söylemeleri üzerine Altay, "21 Blackjack oyunudur aynı zamanda, ama çok riskli bir oyundur" karşılığını verdi.

'Pelin Batu Milliyet'ten Kovuldu'

Gazeteci yazar Can Dündar, Milliyet yazarı Pelin Batu'nun işine son verildiği bilgisini Twitter hesabından paylaştı. Bundan yaklaşık bir yıl önce, 1 Ağustos 2013 tarihinde Milliyet gazetesiyle yolları ayrılan Can Dündar, Pelin Batu'yla ilgili şu mesaja yer verdi: Milliyet bugün de Pelin Batu'yu kovdu. Atmalara doyamadılar.

3 Temmuz 2014 Perşembe

Açık Havada da Sigara İçme Yasağı Geliyor

Sağlık Bakanlığı, tütün ve tütün ürünlerinin tüketiminin azaltılması amacıyla yürüttüğü kapalı mekanlarda 'Dumansız Hava Sahası' çalışmasının kapsamını genişletiyor. Kapalı mekanların ardından sigara yasağı açık alanlara da yayılacak. Zaman gazetesinden Yasin Kılıç'ın haberine göre, Bakanlık, Ulusal Tütün Kontrol Programı 2014-2018 Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planı'nda özelikle yoğun olarak kullanılan alışveriş merkezleri, sinema, tiyatro gibi yerlerin bina girişleri ile çocuk parkları, ikram sektöründeki lokanta ve kahvehane gibi yerlerin açık alanlarının belirli bölgeleri dumansız hava sahası kapsamına alınacak. Sağlık Bakanlığı, Ulusal Tütün Kontrol Programı 2014-2018 Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planı'nda tamamladı. Cihan Haber Ajansı'nın (CİHAN) ulaştığı 2014-2018 yıllarını kapsayacak eylem planı 10 çalışma grubu başlığında 133 faaliyetten oluşuyor. Faaliyetlerin uygulamasından sorumlu toplamda 21 kurumu ve kuruluş bulunuyor. Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının sağlık, ekonomik ve sosyal açıdan zararlı etkileri konusunda halkın eğitilmesi, bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi çalışması yürütülecek. Bu kapsamda 2018 yılı sonuna kadar toplumun yüzde 95'inde tütün ve tütün ürünlerinin kullanımına karşı tutum oluşturulması hedefleniyor. Bu kapsamda ilk ve orta öğretim kurumları yönelik çalışmalara ağırlık verilecek. Tıp, sağlık bilimleri fakülteleri ve eğitim fakülteleri ile diğer yüksek öğretim kurumlarının müfredatlarına tütün ve tütün ürünleri ile mücadele konusunda bilgi, tutum ve davranış değişikliği oluşturacak konular konulacak. Kurum ve kuruluşlara ait çağrı merkezi ve santrallerin karşılama mesajında sigara ve nargile ile mücadele sürecine katkı sağlayacak spot bilgiler verilecek. Kurumsal telefon hatlarından kurum mensuplarına tütün ve tütün ürünleri ile mücadele konusunda mesajlar gönderilecek. Planın sigarayı bırakma bölümündeki hedeflere göre sigara bırakma yüzdesinin toplumda yüzde 50'nini üzerine çıkarmak yer alıyor. Sağlık profesyonellerinde, öğretmenlerde, din adamlarında, emniyet ve yargı mensuplarında bırakma yüzdesini yüzde 60'a çıkarılması amaçlanıyor. Hamilelerdeki bırakma oranının ise yüzde 90'lara çıkarılması düşünülüyor. Bu kapsamda üniversitelerin ilgili fakülte ve yüksekokulları ile uzmanlık eğitimi veren eğitim hastaneleri ve sağlık meslek liselerinin müfredatına tütün ve tütünle mücadele konuları eklenecek. Hekim, hemşire, ebe, sağlık memuru ve psikologlara sigara bırakma konusunda eğitimler verilecek. Birinci basamak sağlık hizmeti sunan kuruluşlarda davranışsal tedavi, sosyal destek gibi hizmetleri verebilecek hemşire veya psikolog bulunacak. Hastanelerde sigara bırakma tedavisi hizmeti sunabilecek en az bir hekim olacak. Sağlık kuruluşlarında verilen sigara bırakma hizmetinin danışma, tetkik ve tedavilerin SGK tarafından ücretlendirilmesi sağlanacak. Tütün bağımlılığı tedavisinde kullanılan bilimsel farmakolojik tedavi preparatlarının geri ödeme kapsamına alınması veya ücretsiz olarak vatandaşa sunulması sağlanacak. Okul, hastane ve diğer işyerlerinde veya özel gruplara sağlık personeli, öğretmenler, gençler, emniyet, yargı ve silahlı kuvvetler mensuplarına yönelik bırakma kampanyaları düzenlenecek. ÖTV'nin sigara perakende satış fiyatının en az yüzde 70'ini oluşturması sağlanarak vergi artış oranının enflasyon oranının üzerinde kalması sağlanacak. Eylem planının tütün dumanından pasif etkilenimin önlenmesi bölümünde ise bakanlık önemli düzenlemeler yapacak. Kapalı mekanlarda başlatılan sigara yasakları açık alanlara yayılacak. Tütün dumanından pasif etkilenimin sağlık risklerine ilişkin bilgiler toplumun yüzde 90'ına ulaştırılacak. Mevzuat kapsamında 'kapalı' alan olarak belirlenmiş alanlarda tütün ve tütün ürünlerinin tüketiminin yüzde 100 engellenmesine ilişkin denetim kapasitesi güçlendirilecek. Evlerde, yaşam alanlarında, özel mülkiyetlerde pasif etkilenimin önlenmesi için toplumun en az yüzde 80'inin desteği sağlanacak. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı ve karın hastalıkları ve doğum uzmanları ile Aile Sağlığı ve Toplum Sağlığı Merkezi'nde görevli hekimlerin tütün dumanından pasif etkilenim hakkında farkındalığını arttırmaya yönelik bilgilendirme ve hizmetiçi eğitim çalışması yapılacak. Pasif etkilenimi ölçmeye yönelik ulusal, akredite bir referans ölçüm yöntemleri ve laboratuvarı konusunda araştırma yapılacak. PARKLARDA SİGARA TÜKETİMİ YASAKLANACAK Tütün ve tütün ürünü kullanılmayan alanların genişletilmesine yönelik önemli değişiklikler olacak. Özellikle yoğun olarak kullanılan alışveriş merkezleri, sinema, tiyatro vb. yerlerin bina girişlerinde tütün ve tütün ürünü kullanımına bağlı pasif etkilenim mesafesi tespit edilecek ve bu mesaferinin korunmasına yönelik çalışma yürütülecek. Pasif etkilenim açık alanlardaki zararları konusunda duyarlılık çalışmaları belirlenecek. Kamuya açık çocuk parkı gibi temelde çocukların faydalandığı tüm açık alanlarda tütün ve tütün kullanımı önlenecek. İkram sektöründe lokanta ve kahvehane vb. açık alanların da da tütün ve tütün kullanılmayan alanlar oluşturulacak. Pasif etkilenimin çocuklar ve evde yaşayan tüm bireyler için sağlık riskleri olduğu bilgisinin yaygınlaştırılması için kamu spotları hazırlanacak TV ve radyolarda gösterilecek.

Ramazanda Domates Yüzde 150, Taze Fasulye Yüzde 100 Zamlandı

Kuraklık ve don etkisiyle rekolte kayıpları yaşanan meyve fiyatlarında artışlar sürüyor. Domatesin kilo fiyatı yüzde 150’lik artışla 2.5 liraya dayanırken, fasulyenin kilo fiyatı yüzde 100 artışla 5 liraya yükseldi. Zamlar, şeftalide ve kayısıda da yüzde 100'ü buluyor. Sebze ve meyvedeki zamlar, dikkatleri Merkez Bankası'nın yarın açıklayacağı Haziran enflasyonuna yöneltti. Başta Başkan Erdem Başçı olmak üzere, Merkez'den bir süredir yapılan açıklamalarda, enflasyonun Haziran ayında "belirgin" bir gerileme yaşanacağı öngörüsüne yer veriliyordu. Yıllık enflasyon Mayıs'ta yüzde 9.66 ile iki haneye dayandı. ŞEFTALİ VE KAYISIDA ZAM YARIŞI DHA'nın İstanbul pazar yerlerinde bir ay arayla yaptığı belirlemeler de, fiyatların meyve ve sebze yükseliş eğilimini koruduğunu gösteriyor. Ramazan ayının da etkisi ile fiyatlardaki artışın semt pazarlarına da yansıdığı görüldü. Mayıs ayı başında kilosu 2.5 lira olan şeftalinin fiyatı bugünlerde yüzde 100'ü bulan artışla 5 liraya kadar yükseldi. Olumsuz hava koşullarından en fazla etkilendiği belirtilen ve bu nedenle de en yüksek fiyat artışının beklendiği kayısının kilo fiyatı ise Mayıs ayında 4 lirayken bu ay 6.50-7-8 liraya alıcı buluyor. Mayıs başında kilosu 2 liradan tezgaha çıkan papaz eriğinin fiyatı Haziran ayında yüzde 200 artışla 6 liraya fırlamıştı. Erik bu günlerde kilosu 5 liradan alıcı buluyor. DOMATES EL YAKIYOR Ramazan zamlarıyla taze fasulyenin fiyatı yüzde 100 artarken, dolmalık biber ve sakız kabak fiyatlarının da 2 aydır değişim yaşanmadığı görüldü. Geçtiğimiz ay kilosu 2 lira olan salatalığın kilosu 2.5 liraya kadar, kilosu 1 lira olan domatesin fiyatı da 2.5 liraya dayandı. Diğer taraftan Haziran başında 1.5 liraya kadar gerileyen salkım domatesin fiyatı bu ay tekrar 3 liraya çıktı. FASULYEDE REKOR ARTIŞ Tarla ürünü olan bir çok sebzenin fiyatlarında değişim olmaması tüketicinin cebini yakıyor. Geçtiğimiz ay 2-2.5 lira olan taze fasulyenin kilo fiyatı, bu ay yüzde 100 artışla 5 lira. Patlıcanın kilo fiyatı ise halen 1.5-1.75 liralık seviyesini koruyor. Mayıs ve Haziran aylarında 2 lira olan dolmalık biber ve kilosu 1.5 lira olan sakız kabağın fiyatının Ramazan zamlarından etkilenmemesi ise dikkat çekti.

23 Mayıs 2014 Cuma

Soma için bir günde kaç para toplandı?

Manisa Valiliği tarafından 15 Mayıs tarihinde başlatılan Soma kazazedelerine yardım kampanyası, Başbakanlık tarafından başlatılan yardım kampanyası nedeniyle 16 Mayıs'ta sonlandırıldı. 3 ay süreceği duyurulan kampanya kapsamında bir günde toplanan 39 bin 430 TL, Başbakanlığın başlattığı kampanyaya aktarılacak. Manisa Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, Resmi Gazete'de yayımlanan 2014-8 sayılı Başbakanlık genelgesine göre Başbakanlık tarafından tüm Türkiye'de tek elden yürütülecek bir yardım kampanyası başlatıldığı bildirildi. Manisa Valiliği tarafından aynı maksatla 15 Mayıs 2014 tarihinde başlatılan "Soma kazazedelerine yardım kampanyası”nın da Başbakanlık genelgesi ile sonlandırılmasına karar verildi. Valilikçe açılan kampanyaya ait hesaplarda 16 Mayıs günü itibarıyla Ziraat Bankası'nda 25 bin 224 TL, Halkbank'ta 8 bin 920 TL ve Vakıfbank'ta ise 5 bin 286 TL olmak üzere toplamda 39 bin 430 TL toplandığı açıklandı. Toplanan paraların Başbakanlık tarafından açılan hesaplara aktarılacağı bildirildi. Başbakanlık tarafından tüm Türkiye'de tek elden toplanacak olan ‘Manisa Soma İnsani Yardım Kampanyası'nın hesap numaraları ise şöyle: T.C.ZİRAAT BANKASI ANKARA KAMU GİRİŞİMCİ ŞUBESİ TL-Hesap IBAN No: TR940001002533555555555099 Hesap No: 55555555-5099 ABD Doları Hesap IBAN No: TR670001002533555555555100 Hesap No: 55555555-5100 EURO Hesap IBAN No: TR400001002533555555555101 Hesap No: 55555555-5101 Banka Swift Kod No: TCZBTR2A T.VAKIFLAR BANKASI A.O.TUNALI HİLMİ/ ANKARA ŞUBESİ TL-Hesap IBAN No: TR500001500158007302215787 Hesap No: 00158007302215787 ABD Doları Hesap IBAN No: TR710001500158048014688846 Hesap No: 00158048014688846 EURO Hesap IBAN No: TR690001500158048014688882 Hesap No: 00158048014688882 Banka Swift Kod No: TVBATR2A T.HALK BANKASI BAKANLIKLAR ŞUBESİ TL-Hesap IBAN No: TR780001200940800005000020 Hesap No: 05000020 ABD Doları Hesap IBAN No: TR720001200940800058000152 Hesap No: 58000152 EURO Hesap IBAN No: TR450001200940800058000153 Hesap No: 58000153 Banka Swift Kod No: TRHBTR2A” Manisa Valiliği tarafından yapılan açıklamada, gerçek ve tüzel kişilerin bu hesaplara doğrudan bağış yapabilecekleri gibi Turkcell, Vodafone ve Avea GSM operatörlerinin "1866” kısa SMS numarasına "Soma” yazarak 5 (Beş) TL karşılığı bağışta bulunabilecekleri de bildirildi.

Somali'yi bırak Soma'ya bak

Erdoğan, ATO Congresium’da, Tükr İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından tamamlanan ortak projelerin açılışının yapılacağı "Ayrı Coğrafyalarda Aynı İmza" başlıklı törene katıldı. Başbakan Erdoğan’ı salonda bulunanlar ’Dik dur eğilme, bu millet seninle’ ve ’Recep Tayyip Erdoğan’ tezahüratları ile karşıladı. İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları: Yas ilan eden dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum. Allah ülkemize ve milletimize, hiçbir ülke ve millete böyle ağır acılar yaşatmasın. İnsanlığı bu facialardan muhafaza etsin diyorum. Türkiye bu büyük maden faciasında derin bir matem yaşarken, bazı ülkelerde de büyük felaketlerin yaşandığını üzüntüyle öğrendik. BOSNA’DA SEL FELAKETİ Bosna ve Sırbistan’da çok sayıda yerleşim birimi ve tarım arazisi sular altında kaldı. Dün akşam Bosna Hersek cumhurbaşkanı ile de görüştüm. Kendilerinin talepleri oldu ve bu sabah o talepleri ulaştırdık. Kendisiyle bu sabah tekrar görüştüm ve yardımların kendilerine ulaştığını da öğrendim. Yeni neler gerekiyorsa, gerek AFAD gerek Kızılay ile telafi etmeye devam ediyoruz, edeceğiz. Ekiplerimiz orada, TİKA işin içerisinde. Orada desteklerini sürdürüyor. Şu ana kadar 44 kişinin sel baskınlarında hayatını kaybettiği haberlerini alıyoruz. TİKA’ya burada tekrar teşekkür ediyorum. GÜRCİSTAN’A GEÇMİŞ OLSUN Bosna Hersek ve Sırbistan halkına buradan başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Birazdan canlı bağlanacağımız Gürcistan’da bir baraj inşaatında toprak kayması olduğu haberini aldık. Bu kazadan dolayı da Gürcistan’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. TİKA’nın tamamladığı beş ülkede beş projeyi son derece anlamlı bir günde hizmete alıyoruz. Evet bugün 19 Mayıs. Gazi Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkarak 95 yıl önce milli mücadelenin ateşini yaktığı o anlamlı günün 95’nci yıl dönümü. ‘İKİ ADET ANI EVİNİ TAMAMLADIK’ Tüm gençlerimizin gençlik ve spor bayramını tebrik ediyoruz. Tüm şehitlerimizi, tüm gazilerimizi de rahmet ve minnetle anıyoruz. Gazi Mustafa Kemal, kendisine doğum tarihi sorulduğunda 19 Mayıs diye cevaplamıştı. Kendi ifadesiyle doğum yıl dönümünde, hatırasına denk düşen anlamlı bir açılış yapıyoruz. TİKA Makedonya’da, Gazi Mustafa Kemal’in babası Ali Rıza Efendi’nin evinin yerini tespit etti. Makedonya’nın Kocacık Köyü’nde bu evi aslına uygun şekilde inşa etmeyi projelendirdik. 2011 yılında çalışmaya başladık. Selanik’teki evi nasıl restore ettiysek bu evi de restore ettik. İki adet anı evini tamamladık. Bugün artık ziyaretçilerin hizmetine açıyoruz. Kendi ifadesiyle doğum gününde, ayrıca milli mücadeleyi başlattığı günde, bu büyük ve anlamlı eseri vücuda geçirmenin iftiharını milletçe hep birlikte yaşıyoruz. Başbakan Yardımcımız Emrullah İşler şu an Kocacık köyünde, birazdan kendisine bağlanacak ve açılışı beraber yapacağız. Bir başka TİKA projesi de Filistin’de bulunuyor, Ramallah’ta TİKA eliyle son derece modern bir kız orta okulu inşa ettik. Bu okul 450 Filistinli öğrenciye hizmet verecek. Filistinli kardeşlerime hayırlı olmasını diliyorum. Çorum milletvekilimiz Murat Yıldırım şu anda Filistin’de bulunuyor. Üçüncü projemiz Gürcistan’da. Gürcistan Çalışma, Ekonomi bakanlığı ve TİKA bir engelli merkezinin tadilatını tamamladı. Bu merkez engelli çocuk ve gençlerin eğitimine önemli katkılar sağlıyor. Bu önemli projenin de hayırlı olmasını diliyorum. Gürcistan’da Bursa milletvekilimiz Hüseyin Şahin bulunuyor. “SOMALİ’YE ÖRNEK BİR YOL KAZANDIRDIK” Dördüncü projemizi Somali’de tamamladık. Mogadişu’da şehir içi yolların kullanılamaz halde olduğunu görmüş ve proje hazırlanması talimatını vermiştim. TİKA Mogadişu’ya 23 km uzunluğunda, çift yönlü aydınlatmasıyla örnek bir yol kazandırdı. Zaman zaman duran projeyi, orada havalimanı da yapılıyor o da bitmek üzere. Bütün zorluklara rağmen tamamladık yolu kullanılır hale getirdik. Somali’de, Afyon milletvekilimiz Halil Ürün bulunuyor. ‘TUNUS HALKINA HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM’ Beşinci ve son olarak Tunus’ta önemli bir tarım projesini TİKA eliyle tamamladık. 2012 yılından itibaren, bu ülkede kalkınma ve teknik destek veriyoruz. Tunus İçişleri Bakanlığı’na 292 araç ve 242 bin 480 güvenlik malzemesi teslim ettik. 92 belediye hizmet aracı ve 50 iş makinası temin ettik. Tunus’a 13 iş makinası ve 70 traktörü temin ederek burada tarımın geliştirilmesine önemli katkı sağladık. Bu projenin de kardeş Tunus halkına hayırlı olmasını diliyorum. Tunus’ta İstanbul Milletvekilimiz İbrahim Yiğit bulunuyor. ‘HEPSİ DE RUHUNA DENK DÜŞEN PROJELER’ Esasında bu açılışlarla 19 Mayıs’ı tam da özüne ruhuna uygun şekilde idrak ediyoruz. Sadece Mustafa Kemal’in babasının evini yeniden ihya etmek değil, bu beş projenin hepsi de ruhuna denk düşen projelerdir. Projeler doğrudan doğruda 19 Mayıs ruhuyla örtüşen projelerdir. “ONLAR DEDELERİMİZLE BİRLİKTE ŞEHİT OLDU” Bize çoğu zaman şunu anlattılar “Türkiye toprakları işgal edildi” “Tüm dünya Türkiye aleyhine tavır takındı” “Türkiye yalnız bırakıldı” Hayır, Türkiye o zor süreçte asla yalnız değildi. 19 Mayıs 1919’un kapılarını aralayan, Çanakkale zaferimizde Anadolu ve Trakya’nın evlatları kadar, Makedonya’nın, Bosna’nın, Irak’ın evlatları da dedelerimizle birlikte şehit oldular. “SENEGALLİLER EZANI DUYDU SİLAH BIRAKTI” Senegal’den bize karşı savaşmak için getirilen kardeşlerimiz Çanakkale’ye gelip de ezan sesini duyunca, bize karşı savaşmayacaklarını ifade edip silahlarını bıraktılar. Bu çok anlamlıdır. Erzurum işgal edildiğinde dünyada bir çok halk gözyaşı döküldü. İzmir, İstanbul işgal edildiğinde kardeşlerimiz gözyaşlarına boğuldu. Ta Arjantin’den dünyanın hemen her ülkesinden gönderilen yardımları duaları unutmadık. Kurtuluş Savaşı’mız Anadolu ve Trakya’daki şehitlerimizin fedakârlığı kadar kardeşlerimizin hayır dualarıyla başarıya ulaştı. “EL UZATMA BİZİM MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZDÜR” Az önce izledik Kanuni Sultan Süleyman nerelere hangi anlayışla gitmişti. Hiçbir zaman oraları yalnız bırakmadılar. Ecdadımız büyüklerimiz hele hele bırakın sadece sel felaketlerini depremleri şunları bunları. Bir yerde zulüm varsa oralara da uzandılar. Oralara da gittiler. Biz tarihimiz boyunca hele hele güçlü olduğumuz dönemlerde zayıflara mazlumlara el uzattık. İhtiyacımız olduğunda da dost ve kardeşlerimizin yardımlarını gördük. İhtiyacı olana din dil mezhep ayrımı yapmaksızın el uzatma bizim milli kültürümüzdür. “ARTIK VEREN EL KONUMUNA YÜKSELDİK” Bugün burada bir şeyin altını özellikle çizerek ifade ediyorum. İktidara geldiğimizde 2002’den önce Türkiye alan el konumundaydı. Büyüyen ekonomiyle birlikte o dönemi kapattık. Artık veren el konumuna yükseldik. Yıllık bu noktada yaptığımız yardım hamdolsun 2,5 milyar doları aşmış vaziyette. Neden? Çünkü biz biliyoruz ki veren el alan elden hayırlıdır. “ÜST ÜSTE ÜÇ KEZ DÜNYA BİRİNCİSİ OLDUK” Son 11 yılda sadece TİKA’ya 1 milyar liranın üzerinde kaynak aktardık. Önceki dönemlere göre yüzde 335 artış kaydettik. TİKA kurulduğu günden bu yana 15 bin proje gerçekleştirdi. Bunun 13 binini son 11 yılda başlattık ve bunlar bitti. Kalkınma yardımlarında dünyada üst üste üç kez dünya birincisi olduk. 2013 yılında resmi ve özel yardım miktarımız hamdolsun 2,5 – 3 milyar dolara ulaştık. “ATA MİRASINA SAHİP ÇIKTIK” Kazakistan’dan Makedonya’ya kadar birçok ülkeye 148 okul inşa ettik. 164 okulun onarımını bitirdik. 32 ülkenin üniversitesiyle iş birliği yaptık. Beş kıtada 49 sağlık merkezi inşa ettik. Moğolistan’dan Etiyopya’ya kadar ata mirasına sahip çıktık. Su kuyuları açtık, tarımı destekledik. Mesleki eğitim verdik. Büyük ülke olmak, büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa tüm imkanlarımızla o büyüklüğü yerine getirmenin mücadelesi içinde olduk. “SOMALİ’Yİ BIRAK SOMA’YA BAK” DEDİLER Zaman zaman bizim bu uluslararası yardımlarımızı eleştiri konusu yapılıyor. İşte en son bunu üzülerek söylüyorum “Somali’yi bırak Soma’ya bak” tarzında, insaf ve vicdan dışı ifadeler dile getirildi. Acımız daha çok sıcakken yaralımız tazeyken yüreklerimiz hala kanarken bu eleştiriler üzerinde durmayacağım. Ama biz Allah’ın izniyle milletimizin desteğiyle Soma’ya da ulaştık ve oradaki yaraları sardık, sarıyoruz, saracağız. Ama Somali’ye de ulaşacak güçte bir devletiz artık. “DEPREMDEN SONRA İKTİDARI BIRAKIP KAÇIP GİTTİLER” İlgili bakanlarım şahsım 24 saat içinde hepimiz orada yerimizi aldık. Yapılanları orada sürdürdük. Kütahya’da deprem oldu, anında ve bir yılda yine Simav’ı inşa ettik. Şimdi Simav’ı tanıyamazsınız. Arkadan büyük bir felaket, Van depremi. Van depreminde de bir yılda biz yeni Van’ı inşa ettik. 5 katrilyon harcadık biz Van depreminde 5 katrilyon. Yani bizden öncekiler gibi deprem felaketinin altında kalan bir iktidar olmadık hamdolsun biz. Bizden öncekiler depremden sonra iktidarı bırakıp kaçıp gittiler. Biz tam aksine, orada daha modern ve daha güzel bir şehir nasıl inşa edilir bunun gayreti içerisinde oldu. “371 KARDEŞİMİZ İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALDIK” Şimdi de biz Soma’da 371 kardeşimizin ailelerini mağdur etmemek için her türlü tedbiri aldık. O ocakta çalışan kardeşlerimizle ilgili de çalışmalarımızı yapacağız. Kendilerine de istismara fırsat vermeyecek şekilde AFAD devreye girmiştir. “YARDIM YAPACAKLAR AFAD’IN HESABINA YATIRSIN” AFAD’ın yapacağı çalışmalar, hesap açılmıştır. Şu dernek bu dernek falan istismardır. AFAD sadece bu iş için hesap açmıştır. Kimse bu oyuna gelmesin, herhangi bir yardım yapacak olan varsa AFAD’daki özel hesaba yatırsın. Sel baskınlarına yangınlara hızla ulaştık. İmkanlarımızı çok üst seviyelere çıkardık. AFAD’ı biz, Kızılay’dan sonra bunun için kurduk. AFAD ile birlikte bu hızı artırdık. Şu anda Bosna’da Sırbistan’da Afganistan’da varız. Biz Türkiye’yiz. “MADEN PATRONUNU İLK DEFA O GÜN ORADA GÖRDÜM” Hem içerde hem dışarda ulaşabildiğimiz her yere vicdanın insani değerlerin gerektirdiği tavrı göstermeyi sürdüreceğiz. Az önce 371 ifadesini kullanmışım, 301. Acının dili dini ırkı yoktur. Baştan beri neler söylediler ya. Dediler ki bu patron AK Partilidir. İlk defa o gün orada gördüm. O güne kadar kendisiyle görüşmüş değilim. Tanımam bilmem. Bu müfteriler bu ülkede benim milletimden bu iftiralarla bir şey sağlayacaklar, sağlayamazsınız. Benim milletim müfterileri bu ülkede çok iyi tanıdı. Utanmadan sıkılmadan yandaşlarına orayı peşkeş çekti diyecek kadar alçaldılar. Bunlar ne derse desin biz ellerini Allah’a açıp bütün bu şehitlerimize Fatihaları gönderenlere, kuran kurslarındaki yavrularımıza onlara ben Allah razı olsun diyorum. onlar bu seviyeye düşmediler, bir şehit ne beklerse onlar onu gönderdiler.

Başbakan Erdoğan, Atatürk'ün baba evini açıyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 5 ülkede tamamlanan Türkiye Koordinasyon ve İşbirliği Ajansı (TİKA) projelerinin açılışını, yarın (pazartesi) bu ülkelere yapılacak canlı bağlantılarla gerçekleştirecek. Erdoğan'ın, Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin Makedonya'da bulunan ve aslına uygun olarak yeniden inşa edilen evinin de açılışını gerçekleştirecek. TİKA'nın yürüttüğü projelerin Ankara Ticaret Odası'nda yapılacak açılış törenine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra bazı bakanlar da katılacak. Törende, 5 ülkede 5 projenin aynı günde açılışı gerçekleşecek. Makedonya'da Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi Anı Evi, Filistin'de El- Bireh Türk Okulu, Somali'de Mogadişu Dostluk Yolu, Tunus'ta Tarımsal Kalkınma, Gürcistan'da AİSİ Engelli Merkezi, bu ülkelere yapılacak canlı bağlantılarla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılacak. ATATÜRK'ÜN BABA OCAĞI Türkiye ve Makedonya Kültür Bakanlıkları işbirliği ve TİKA'nın desteğiyle Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin Makedonya'daki evinin, 2011 yılında başlayan aslına uygun olarak yeniden inşa edilmesine yönelik çalışmaları tamamlandığı belirtildi. Anı Evi, yarın yapılacak açılışın ardından ziyaretler başlayacak. Kocacık Köyü'nde, Makedonya Kültür Bakanlığı'nca koruma altına alınan iki anı evinden biri yöresel kültürün sergilendiği etnolojik müze olarak yeniden düzenlenerek Osmanlı dönemi Makedonya, Türklerin Kocacık'a gelişi ve Atatürk'ün Manastır günlerini anlatacak şekilde hazırlandı. Daha geniş bir alana sahip Ali Rıza Efendi'nin evi ise Atatürk ve ailesinin hayatını anlatacak biçimde yaşayan bir ev düşüncesiyle tasarlandı. Bu kapsamda, Ali Rıza Efendi'nin babası Kızıl Hafız Ahmet Efendi ile annesi Ayşe Hanım, çocuk yaştaki Mustafa ve Makbule Hanım, Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanım anı odaları, genç Mustafa Kemal'in Balkan günlerini yansıtan canlandırma köşelerine yer verildi.

22 Mayıs 2014 Perşembe

Cezaevinde biten şişe cevirmece

Oyun sırasında soyulup fotoğrafları çekilen genç kızın “fotoğraflarla bana şantaj yaptılar” şikayeti üzerine şüpheli 3 genç tutuklandı. İstanbul Kartal’da gerçekleşen olay iddiaya göre şöyle gelişti: Geçtiğimiz hafta erkek arkadaşlarının toplandığı eve giden 16 yaşındaki F.K., ilerleyen saatlerde arkadaşlarının şişe çevirme Oyunu davetini kabul ederek oyuna katıldı. Oyun sırası kendine geldiğinde ise F.K. şişeyi çevirdikten sonra “doğruluk” ve “cesaret” seçeneklerinden “cesaret”i seçti. Erkek arkadaşları da genç kıza “cesaret” seçeneğini seçtiği için üzerinde bulunan elbiseyi çıkarmasını istedi. Genç kız oyunun kuralına uyarak üstünü çıkardı. Vatan'ın haberine göre, bu sırada F.K.’nın erkek arkadaşları odada bulunan cep telefonuyla genç kızın fotoğraflarını çekti. Bir süre sonra da telefondaki WhatsApp uygulamasıyla fotoğrafları birbiriyle paylaştı. Soluğu emniyette alan F.K. “Bu fotoğraflarla bana şantaj yaptılar” dedi. Şikayet üzerine de oyun sırasında orada bulunan erkekler gözaltına alındı. Şüpheliler daha sonra Kartal AnadoluAdliyesi’ne sevk edildi. Ağır Ceza Mahkemesine çıkarılan yaşı 18’in altındaki şüpheliler “şantaj” suçlamasıyla tutuklanarak Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildi.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

ABD'ye 'TOKAT' sorusu

Türkiye'ye yasa boğan ve 301 maden işçisinin ölümü ile sonuçlanan Soma madeninde meydana gelen kaza ve sonrasında yaşanan olaylara ilişkin tepkiler ABD'de de yankılandı. Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Soma'da bir kişiye tokat attığı şeklindeki iddialara ilişkin, "Ortaya çıkan birçok video gördük. Elbette ki, görünüşe göre göstericilere nedensiz şiddet uygulanmasını reddediyoruz. Türkiye'deki hukukun üstünlüğü uyarınca hesap verilmesinde ısrar ediyoruz" dedi. Türkiye'ye yasa boğan ve 301 maden işçisinin ölümü ile sonuçlanan Soma madeninde meydana gelen kaza ve sonrasında yaşanan olaylara ilişkin tepkiler ABD'de de yankılandı. Günlük basın toplantısında bakanlığının gündeme ilişkin değerlendirmelerini açıkladıktan sonra, gazetecilerden gelen soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Türk gazetecilerden gelen sorular üzerine, Soma'da yaşanan faciadan sonra olup bitenlerden haberdar olduklarını ve olayların değişik videolarını da izlediklerini belirtti. Türkiye'nin, madende patlak veren yangının ardından yerin yüzlerce metre altında mahsur kalan maden işçilerini arama kurtarma çalışmaları için ABD'den herhangi bir yardım istemediğini, istemiş olsa hemen kabul etmiş olacaklarına değinen Psaki, olayda yaşamını yitiren maden işçilerinin ailelerine başsağlığı diledi. Soma'daki faciadan sonra yaşanan protestolarda polisin aşırı ve gereksiz güç kullanmasına yönelik bir soruyu, "Bu korkunç trajedinin sonrasında yaşanan gelişmeleri, haberleri izlemekteyiz. Tabii ki, bildiğiniz gibi biz düşüncelerin açıklanmasını, toplantı ve barış içinde yapılan protestoları destekliyoruz ve bunları vazgeçilmez demokratik haklar olarak görüyoruz" diye yanıtladı. Psaki, Soma'da polisin aşırı şiddet kullanıp kullanmadığı sorusunu da "Bazı olaylardan kesinlikle endişeliyiz" diye yanıtladı. Gazeteciler yaşanan kargaşada antisemitik sözler sarf edilip edilmediğini sordu. Psaki, "Bu konudaki haberleri gördük. Spesifik olarak neler söylediğini bilmiyoruz. Eğer hakaret içerikli sözler söylenmişse, tabi ki bunları kınıyoruz. Orada bazı karışıklıklar var. Eğer gerçekten antisemitik sözler söylemişse elbette kınıyoruz ancak bildiğim kadarı ile orada bir karışıklık var" dedi.

İşte o isimlerin ifadeleri

Soma faciasının ardından tutuklanan 5 kişinin mahkemede verdikleri ifadeler ortaya çıktı. Şüphelilerden bazıları gaz ölçümünün kendi sorumluluğunda olmadığını, kimi ise ölçümlerin normal olduğunu iddia etti. El Cezire Türk'ten Turaç Top'un haberine göre, şüphelilerden Yalçın Erdoğan, Emniyet vardiya mühendisi olarak görev yaptığını belirtti ve ifadesinde şunları söyledi; “Görevim gereği vardiya sırasında ocak içerisindeki gaz oranını tespit ediyorum. Bu olaydan önce daha önce de ocak içerisinde görevim gereği yapmış olduğum gaz ölçümlerinde olması gerekenden farklı bir gaz oranı ölçmedim.” Şüphelilerden teknik nezaretçi Ertan Ersoy ise madende ortaya çıkan fiziki aksaklıkları tutanak halinde işlediğini söyledi ve söz konusu gaz ölçümlerinde yapılması gerekenlerin kendi sorumluluğunda olmadığını açıkladı: “Madendeki gaz ölçüm sensörlerinin olması gerekenden yüksek ölçüm yaptığında bu durumdan sorumlu olan ekip iş sağlığı güvenliği ekibidir. Benim gaz ölçümüne ilişkin herhangi bir sorumluluğum yoktur.” Şüphelilerin verdikleri bu ifadelerde de sık sık gaz ölçümlerinden bahsedilmesinin sebebi madende yapılan gaz ölçümlerinde oranın olması gerekenin çok üstünde çıkmasıydı. Bilgisayar kayıtları ifadeleri reddediyor Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında maden işletmesinin geriye dönük bir yıllık işlemleri dâhil tüm bilgi ve belgelerine el konuldu. El konulan şirket bilgisayar kayıtları, kaza günü ile kazadan iki gün önce gaz sensörlerinin uyarı vermesine rağmen önlem alınmadığını ortaya çıkardı. Bu iki uyarıda da karbonmonoksit seviyesinin yüzde 50’nin üzerine çıktığı tespit edildi. Bu, yangının küçük çapta da olsa başladığını ya da başlamasına uygun ortamın oluştuğu anlamına geliyor. Bu uyarılara rağmen hiçbir önlem alınmadan madende çalışma sürdürüldü. Üstelik karbonmonoksit miktarının deftere işlenmediği ve işletme müdürü tarafından da imzalanmadığı belirlendi. "Psikolojim uygun değil" Tutuklu yargılananlardan İşletme Müdürü Akın Çelik, psikolojik olarak ifade verecek durumda olmadığını belirtip şunları söyledi: “Maden içerisindeki gaz değişimine ilişkin ölçümleri yapan sensörler ve bu sensörlerin ölçümlerini takip eden görevliler bulunmaktadır. Herhangi bir gaz değişimi olduğunda bu hususta görevli personele bilgi verilmektedir. Bu durum görevli personelce değerlendirilir ve yapılması gereken işlem yapılır. Kaza sırasında madene girerek işçilerin kurtarılması çalışmasına bizzat katıldım. Bu nedenle ölüm tehlikesi geçirdim. Şu anda psikolojik olarak da ifade verecek durumda değilim. Olayda herhangi bir kusurum olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca müdürü olduğum işletme sürekli olarak hem özel hem de kamu denetçileri tarafından denetlenmektedir. İş sağlığı güvenliği sistemi işletmemizde mevcuttur. Herhangi bir eksiklik bulunmamıştır. Olayın neden kaynaklandığını biz de tespit edemedik.” "Kefaletle serbest kalma" talebi Akın Çelik’in avukatı Yusuf Koçyiğit ise müvekkilinin her hangi bir kusuru olmadığını iddia etti ve tutuksuz yargılanmasını istedi. Koçyiğit müvekkilinin savunmasında şu ifadelere yer verdi. “Delillerden haberdar olmadan savunma yapmak durumundayız. Müvekkilim ile yapmış olduğum görüşme sırasında bana söylemiş olduğu beyana göre kaza sırasında yangından sonra gaz artışı olmuş ancak yangından önce ölçülmüş olan herhangi bir gaz artışı yoktur. Müvekkilim olay sırasında ve olaydan önce üzerine düşen her türlü işlemleri yapmış. Bütün güvenlik işlemlerini yerine getirmiş, çalışma faaliyetlerine katılmıştır. Olay öncesinde veya sonrasında yerine getirmediği herhangi bir güvenlik işlemi yoktur. Olay nedeniyle müvekkilimin aleyhine veya lehine olan delillerin toplanması mümkün olmamıştır. Yangının çıkış sebebi bilimsel olarak tespit edilememiş, müvekkilimin beyanı ve dosya kapsamındaki diğer ifadelerde de belirtildiği gibi ani gelişen bir yangın olmuştur. Bu nedenle müvekkilimin olayda herhangi bir kusurunun olmadığı kanaatindeyiz. Müvekkilime isnat edilen suçun alt sınırı 2 yıldır. Müvekkilimin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise adli kontrol altına alınmasını mahkemenin uygun gördüğü ayni ya da nakti kefaret karşılığında müvekkilimin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.” İşletme Müdürü Akın Çelik, savcılıktaki ifadesinde ise çocuğunun rahatsızlığı nedeniyle olaydan 1 saat sonra madene gittiğini söyledi. Çelik, 2011 yılı Kasım ayından itibaren madende çalıştığını, 7-24 işletmeyle ilgili bütün problemleri gidermekle yükümlü olduğunu söyledi ve "Olay günü, saat 15.00 sıralarında madendeki arkadaşlardan biri telefonla aradı. U3 bölgesi olarak tanımlanan yerden duman çıktığını söyledi. Çocuğumun rahatsızlığı nedeniyle Ocak başına 1 saat sonra gittim" dedi. “Görseydim kimseyi ocağa sokmazdım” Olayın sebebine yönelik ifade veren Çelik, "Kömür kızışması doğal bir olaydır, kendiliğinden gerçekleşir. Sebebini ben de bilmiyorum. Bilirkişi raporlarıyla gerçek ortaya çıkacaktır. Çalıştığım süre boyunca söz konusu maden ocağında herhangi bir anormallik görmedim. Görseydim de, özellikle olay günü hiç kimseyi ocağa sokmazdım. Bizzat onları kurtarmak için kendim girdim. Üzerime düşen her türlü tertibatı aldığım gibi birçok insanın da sağ olarak kurtarılmalarına yardımcı oldum" dedi. Yaşam odası Çelik, ifadesinde, yaşam odasının olup olmadığıyla ilgili soruya, "S panosunun yukarısında 340 doğrusu diye tabir ettiğimiz yerüstüne bağlantı ocak içinden hariç ve temiz havanın olduğu yer üstüne 300 metre sonra çıkabilecek bir kaçış yolumuz mevcuttur. Bu yaşam odasından daha öncelikli ve faydalı bir yerdir. A panosunda da yaşam odasının yapılması konusunda çalışmalara başlanmıştı" dedi. Mağdur avukatı reddedildi Mağdurlar adına sorgulamaya müdahil olmak isteyen Avukat Başak Yeşil’in bu talebi reddedildi. Gerekçe olarak bu talebin yapıldığı esnada sorgulamanın başlamış olması ve sorgu sırasında mağdur avukatının herhangi bir söz hakkı olmaması gösterildi.

20 Mayıs 2014 Salı

Tokat attığı iddiasına yalanlama

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Soma ziyareti sırasında markette kendisine tokat attığını söyleyen Taner Kuruca, ifadesini değiştirdi. Kurucu, bugün katıldığı bir televizyon programında "Marketin girişinde sayın başbakanımızın aslında beni korumalardan korumak için uzandığını fark etmedim. O esnada ben oradan bir tokat atıldığını zannettim ki o tokadı atan başbakanımız değil, korumasıymış" dedi. Manisa Medya TV'ye açıklamalarda bulunan Kuruca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Soma ziyaretinin ardından canlı yayında kendisine bir görüntü izletildiğini belirterek, şöyle konuştu: "Marketin girişinde sayın başbakanımızın aslında beni korumalardan korumak için uzandığını fark etmedim. O esnada ben oradan bir tokat atıldığını zannettim ki o tokadı atan başbakanımız değil, korumasıymış. Onu daha sonra fark ettim. Daha sonra içeriden çekilen görüntüden teşhis ettim, olayı çözdüm ve üzüldüm keşke açıklamamda 'başbakanımız tokat attı' demeseydim diye. Çünkü burada maalesef psikolojik bir baskı altında kalmıştım, onun haricinde korumalar müdahale etti, korumalar başbakanımız korumak adına ki kim olsa bunu yapar. Ben de bir koruma olsaydım aynı şekilde davranırdım, bana verilen görevi yerine getirmek adına. Nitekim ben ağır darbe almadan çıktım oradan, benden sonra markette neler olduğunu bilmiyorum. Ama başbakanın bana yüz yüze geldiğinde küfür veyahut bana hakaret içeren bir söz söylediğini görmedim, duymadım bile zaten arbede vardı" Kuruca, orada Başbakan Erdoğan'a karşı provokatif bir eylem yapılmaya çalışıldığını belirterek, "Sözler üzerinden montaj yapılmaya çalışıldığına inanıyorum. Ben sayın başbakanımızın bana karşı kesinlikle hakaret içerici bir söz söyleyeceğine inanmıyorum" diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini korumak için sarıldığını kaydeden Kuruca, "Bana vurmamış, ben katakulliye geldim. O görüntüler ertesi gün sosyal medyada izletildikten sonra böyle bir şeyin olmadığını görünce gazete beni başbakan aleyhine konuşturmak istedi ama ben prim vermedim" dedi. Kuruca, özel bir televizyon kanalı muhabirine olayları anlattığını hatırlatarak, "Adam 'başbakan sana vurmuş' deyince 'Allah Allah vurmuş galiba...' dedim kendi kendime" şeklinde konuştu. Sözcü gazetesinin iddia ettiği şekilde Başbakan Erdoğan'ın kendisine küfür etmediğini kaydeden Kuruca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine vurmadığını söyledi. Ayrıca Erdoğan'dan özür dilediğini bildirdi.

19 Mayıs 2014 Pazartesi

O madenden yeni görüntüler çıktı

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği maden ocağında 911 Arama Kurtarma Derneği ekiplerinin kurtarma çalışmaları sırasında çekilmiş görüntüler ortaya çıktı. Soma'da 301 madencinin hayatını kaybettiği maden ocağında arama kurtarma faaliyetleri sırasında çekilen görüntüler ortaya çıktı. Son işçinin cansız bedeni çıkarıldıktan sonra içeride yeni bir yangının çıkmaması için iki ana hava tahliyesi tuğlalarla örülerek kapatılan maden ocağındaki arama kurtarma çalışmalarına katılan merkezi Bandırma'da bulunan 911 Arama Kurtarma Derneği, çekilen görüntüleri paylaştı. Görüntülerde arama kurtarma çalışmalarını yürüten diğer ekiplere malzeme yardımı yapıldığı görülüyor. Dernek üyeleri içeride kalan işçileri ararken, arama kurtarma faaliyetlerinde bulunan diğer ekiplere de su götürüyor. Görüntülerde işçilerin zor şartlar altında kurtarılmaya çalışıldığı görülüyor. Arama kurtarma çalışmalarının sonlandırılmasının ardından sağlık ekipleri, UMKE ve itfaiye ekipleri ile Kızılay görevlileri dün gece bölgeden ayrılmış, maden ocağının bulunduğu alana geçiş kapatılmıştı. Madende yeni bir yangının çıkmaması için madenin iki ana hava tahliyesi tuğlalarla örülerek kapatılmıştı.

25 Nisan 2014 Cuma

Ebu Hamza Hakim Karşısında

İNGİLTERE'den ABD'ye iade edilen Mısırlı Ebu Hamza, New York'ta hakim karşısına çıkarıldı. İlk duruşması dün yapılan davada sanık hakkındaki iddialar ve savunmalar dinlendi. Federal mahkemede görülen davada savcılar asıl adı 'Mustafa Kamil Mustafa' olan Ebu Hamza el Masri’yi Londra’da imamlık yaptığı sırada cihat kışkırtıcılığı yapmakla suçladı. Federal Savcı Yardımcısı Edward Kim, Ebu Hamza’nın Yemen’de 4 rehinenin öldürüldüğü eyleme destek verdiğini, ABD'nin kuzeybatısındaki bir terörist yetiştirme kampı yönettiğini ve destekçilerini eğitim almak üzere Afganistan'a el Kaide ve Taliban’ın yanına gönderdiğini iddia etti. Avukat Joshua Dratel, Ebu Hamza’nın bu eylemlerle bağlantısı olmadığını, yalnızca sert söylemleri bulunduğunu söyledi. Dratel, Hamza'nın Yemen’deki rehine eylemindeki tek rolünün taraflar arasında arabuluculuk girişiminde bulunmak olduğunu belirterek, İngiliz yetkililerin bile, yandaşlarını şiddetten uzaklaştırmak için Mısırlı imamın yardımına ihtiyaç duyduğunu söyledi. İngiliz gazeteleri Ebu Hamza'nın New York'ta başlayan mahkemesine geniş yer verdi. Daily Express gazetesi birinci sayfadan 'Hamza terörü camiden sürdürdü' manşetinden verdiği haberinde dini 'kılıf' olarak kullandığını yazdı. New York’taki mahkemede Ebu Hamza'nın Londra camisini terör ve şiddeti dünyaya ihraç etmek için 'üs' olarak kullandığı ileri sürüldü. Ebu Hamza'nın Usame bin Ladin'in terörist yetiştirme subayı olduğu ve dünyaya adamlarını savaşa gönderdiği iddianamede yer aldı. Açılış gününde jüriye davayı anlatan Savcı Edward Kim, Savaş onun davasıydı ve amacı belliydi. Şiddetti. Adamlarına gayrimüslimlere karşı savaşı sürdürmek görevi verilmişti. Savaşmak ve öldürmek görevi dedi. Gri mavi hapishane kıyafetiyle Manhattan Federal Mahkemesi'nde savcıyı tepki vermeden dinleyen 56 yaşındaki Ebu Hamza'nın, kendisine “Kancalı Terörist lakabının takılmasına yol açan kancayı takmadığı, yerine protez kullandığı görüldü. Savcı Mısır'da doğan Hamza'nın, İngiliz vatandaşı olduğuna dikkat çekip, teröristleri Kuzey Londra'da Finsbury Park Camisi'nde eğittiğini iddia etti. The Sun gazetesi Hamza'nın Savaş Camisi manşetli haberinde, Ebu Hamza'nın İngiliz camisini kutsal savaşı sürdürmek için karargâh olarak kullandığı iddiasına yer verirken, kancalı imamın yüzlerce taraftarının bu camide beynini yıkadığını iddia etti. New York’taki davanın 4 hafta sürmesi bekleniyor.

17 Nisan 2014 Perşembe

Ay, kızıla büründü

Ay Tutulması, Dünya’nın uydusu olan Ay’ın gezegenin gölgesine girmesi ile başladı. Uydunun tam olarak gezegenin gölgesine girmesi ile birlikte "Kanlı Ay Tutulması" olarak adlandırılan tutulma olayı yaşandı. Dünya'dan yansıyan Güneş ışınlarının Ay'ın üzerine düşmeye devam etmesiyle Ay koyu kızıl bir renge büründü.

11 Nisan 2014 Cuma

Adana'da Gezi'yi Anlatan Oyun Engellendi

Adana'da Gezi olaylarına vurgu yapan tek kişilik oyuna tahsis edilen salon Ceyhan Kaymakamlığınca geri alındı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Ceyhan Temsilciliği, Haldun Açıksözlü'nün yazdığı ve oynadığı Gezi olaylarına vurgu yapan tek kişilik 'Çarşı Pazar Geziyorum' oyununu 11 Nisan 2014'te Yaltır Kardeşler Ortaokulu Salonu'nda üyelerine sahnelemek amacıyla İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurdu. Talebi değerlendiren İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yaylacı'nın isteği ve Ceyhan Kaymakamı Gürbüz Karakuş'un da oluruyla okul salonu, oyun için 21 Mart 2014'te Eğitim-Sen'e tahsis edildi. Ancak, Ceyhan Kaymakamı Gürbüz Karakuş oyun için yapılan salon tahsisini 7 Nisan'da iptal etti Müdür istedi, kaymakam onayladı Salonla ilgili gerekli izni alan Eğitim-Sen Ceyhan Temsilcisi Begüm Avşar, oyunun davetiyelerini dağıttı. Herkese duyurusu yapılan oyunla ilgili hazırlıklar tamamlanırken İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yaylacı, "Oyunla ilgili kurumumuzda herhangi bir onay bulunmadığından 21 Mart 2014 tarihli onayın iptal edilmesi uygun görülmektedir" diye Ceyhan Kaymakamlığı'na yazı gönderdi. Ceyhan Kaymakamı Gürbüz Karakuş da, bu talebi uygun bularak oyun için yapılan salon tahsisini 7 Nisan'da iptal etti. 'Salon iptal edilince oyun sahnelenemiyor' Eğitim-Sen Temsilcisi Begüm Avşar, tahsis edilen salonla ilgili verilen son karara tepki gösterdi. Oyun sahnelenmeden sadece 4 gün önce salonun iptal edildiğini belirten ve başka sahne bulamadıklarını anlatan Avşar, "İptal nedeni olarak tiyatro oyuncusunun izni olmadığı söyleniyor. Ama yetişkinler için yapılan tiyatrolarda böyle bir izne ihtiyaç yok. Üyelerimize yönelik sahnelenecek oyun için yapılan salon tahsisinin iptal edilmesini anlayamadık" dedi. 1980 yılından bu yana yaşanan antidemokratik uygulamaları irdeleyen oyunu yazan hem de oynayan Haldun Açıksözlü ise, "1990'lı yıllarda nevruzu kutlamak yasaktı. Şimdi de Gezi Parkı'na değinmek suç oluyor. Bu oyun başka kentlerde sahnelendi ve sorun yaşanmadı. Ortada bir suç varsa bu suçumu öğrenmek istiyorum" diye konuştu. Avukat Kemal Derin de, salon tahsisiyle ilgili karara karşı hukuki girişimlerde bulunacaklarını bildirdi.

10 Nisan 2014 Perşembe

Şanlıurfa'da 130 Polisin Görev Yerleri Değiştirildi

Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü'nde 5'i rütbeli 130 polisin görev yerleri değiştirildi. ŞANLIURFA - Şanlıurfa'da 2 ay önce göreve başlayan Emniyet Müdürü Sıtkı Akgül'ün talebi ve Valilik onayıyla bugün Asayiş, Terör, Kaçakçılık ve Organize Suçlar başta olmak üzere çeşitli şubelerde görev yapan 5'i rütbeli 130 polis memurunun görev yerleri değiştirildi. Yapılan görevlendirmenin ardından polisler yeni görev yerlerinde çalışmaya başladı. Sıtkı Akgül'ün atandığı Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü'nde kısa süre önce de 200'ü aşkın polisin görev yeri değiştirilmişti.

Mert'in Otopsi Raporu Kan Dondurdu...

Kars'ta kaybolduktan sonra cesedi bir tabyada bulunan 9 yaşındaki Mert Aydın'ın otopsi işlemi tamamlandı. Hazırlanan rapora göre, Mert Aydın'ın tecavüze uğradığı, başına taşla vurulduğu ve elle boğularak öldürüldüğü ortaya çıktı. Mert Aydın'ın Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bugün sabah başlayan otopsi işlemi yaklaşık 2.5 saat sürdü. Yıkama işleminden sonra morgdan tabuta konularak çıkarılan çocuğun cenazesi, yakınlarının gözyaşları arasında ambulansa konuldu. Mert Aydın'ın cenazesi, toprağa verilmek üzere Kars'a götürüldü. Yakınları isyan etti Bu arada, Mert Aydın'ın yakınları, adliye binası önünde olayı protesto etti. Adliye binası önünde toplanan Aydın'ın amcası Burhan Alibeyoğlu ve diğer yakınları Kars Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü ile görüştü. Alibeyoğlu, çıkışta yaptığı konuşmada, Köylü'nün kendilerine olayın faalini yakalamaya çalıştıklarını söylediğini belirterek, "Cesedi zaten biz bulduk. Telefon ettik 45 dakika sonra polis zahmet etti ve olay yerine kadar teşrif ettiler" dedi. Köylü'nün failin kamera görüntüleri aracılığıyla bulunabileceğini anlattığını ifade eden Alibeyoğlu, "Başınız sağ olsun, geçmiş olsun' dedi. Bizim de 'başımız sağ olacak mı olmayacak mı?' bilmiyoruz. Buradan benim anladığım tek şey biz yapacaksak biz yapacağız. Bunlar beni ikna edemediler, adam yakalanmış beni ikna edemediler. Adam yakalanmış ne olacak ki devlet içeride besleyecek" diye konuştu. Vali Tepe gruptakilerle konuştu Daha sonra Kars Valiliği önüne geçen gruptakiler, Vali Eyüp Tepe'nin kendileriyle görüşmesi için oturma eylemi yaptı. Gruptakilerle görüşen Tepe, "Ben kaçırmışım gibi tepki gösteriyorsunuz. 'Vali nerede' diye neden bağırıyorsunuz? Ben kimseden kaçınmam beni tanıyanlar tanır" ifadelerini kullandı. Acılarının büyük olduğunu ve konuya ilişkin araştırmalarının devam ettiğine vurgu yapan Tepe, şunları kaydetti: "Spekülatif şeylere gerek yok. Bizler de en az sizin kadar bu konuyla alakalı duyarlı olmaya çalışıyoruz. Acınızı anlıyoruz. Ben bu tepkiye de bir şey demiyorum, olabilir. İstanbul'un göbeğinde de oldu mu olay? Faili de bulalım ondan sonra bunun değerlendirmesini birlikte yapalım. Şu anda biz mahkeme kurmadık kimseyi yargılamıyoruz. Saygı duyuyorum. Bu çocuğun kaybolması benim de 3 tane oğlum var. En az sizin kadar ben de o acıyı duyabilecek durumdayım. Sizin çocuğunuzun başına gelebilecek benim de çocuğumun başına gelebilir. Ben buradayım çocuğum Ankara'da. Siz benim empati yapmadığımı düşünüyorsanız en az sizin kadar ben de empati yapıyorum. Şu aşamada yapabileceğimiz ne varsa yapıyoruz. Hepinizi şu anda mümkün olduğunca sakin olmaya davet ediyorum. Biz şu aşamada emniyet ve valilik olarak elimizden geldiğince bu failin yakalanması için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu olayı çözecek yine emniyet." "Mert'e uzanan elle kırılsın" Öte yandan Mert'in son kez görüldüğü Kars kent merkezindeki Digor Pazarı'ndaki Çeşme Kavşağı'nda toplanarak Faik Bey Caddesi'ne çıkan yaklaşık 1000 kişi de, öğle saatlerinde günün ikinci eylemini gerçekleştirdi. 'Mert'e uzanan eller kırılsın' sloganı atan kabalalık, Faik Bey Caddesi üzerindeki Emniyet Müdürlüğüne doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşü evlerinin balkonlarından izleyenler de alkışlarla gruba destek verdi. Emniyet Müdürlüğü önünde sloganlar atan ve oturma eylemi yapan göstericiler, Emniyet Müdür Yardımcısı Ahmet Aydemir ile görüştü. Göstericiler, katilin kısa sürede bulunmasını istedi. Taşkınlığın olmadığı protestoya sonradan katılan Mert Aydın'ın yakını Burhan Alibeyoğlu, göstericileri sakinleştirerek dağılmalarını sağladı.