Herkes arayış içinde, bulsada arayış içinde. Duygusal şiddet, aleni,gizli veya bilinç altındaki bu açlık hakkında taze fikirler
Siyaset etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Siyaset etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
10 Nisan 2014 Perşembe
YSK'dan flaş Yalova kararı
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), AK Parti'nin Yalova itiraz delekçesindeki gerekçeyi haklı bularak, İlçe Seçim Kurulu'na araştırma talimatı verdi.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), AK Parti'nin Yalova itirazını karara bağladı.
Yerel seçim sonuçlarına ilişkin yapılan itirazları değerlendirmek için toplanan kurul, AK Parti'nin Yalova itiraz delekçesindeki gerekçeyi haklı buldu.
YSK, İlçe Seçim Kurulu'ndan oy kullanma ehliyeti olmadığı halde oy verenlerin tespit edilmesini istedi.
Yalova'da ise seçimi önce 1 oy farkla kazanan, ardından oyların yeniden sayılmasıyla seçimi kaybeden AK Parti, seçmen statüsünde olmayan kişilerin oy kullandığı
iddiasıyla seçimin iptalini istemişti.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Ak Parti’nin Yüksek Seçim Kurulu’na yaptığı itirazın kabul edilmesiyle ilgili YSK’nın kararını eleştirdi. İnce CHP’nin elinde Yalova seçimleriyle ilgili kritik bilgiler bulunduğunu ve seçimlerde hileli oy kullandırıldığını öne sürdü.
ELİMDE BELGESİ VAR
Muharrem İnce ellerinde bazı özürlü öğrencilere oy kullandırıldığına ilişkin resmi yazı bulunduğunu belirterek, “1162 nolu sandıkta 22 özürlü öğrencinin oy kullanmadığına dair okuldan resmi yazı elimizde. İsteyene verebilirim. Bunlar seçimi iptal ettirmek için her türlü hazırlığı yapmışlar.” İfadesini kullandı.
İKİ GÖRÜŞ TESPİT ETTİM
İnce ayrıca seçimde iki tespiti olduğunu ve bunların seçimin iptali için yapıldığını öne sürdü. İnce şunları söyledi:
“Ben iki görüş tespit ettim. Birincisi İl Seçim Kurulu Müdürü yeğeni Soner Karadağ. Gemlik’te asker. Oy kullandığını söylüyorlar bunun, kullanmamış. İkincisi, Ercan Kaymak. AKP Belediye Meclis Üyesi Ömer Nergis’in dayısının oğlu. Yüzde 75 engelli. 1095 no’lu sandıkta oy kullanmış. Bunlar tezgahı hazırlamışlar. Seçimi kazansalardı biz bunların oy kullandığını bulamazdık. Vali UYAP’ı, Adalet Bakanlığı’nı AKP İl Başkanlığı için çalışıyor. Keşke bizim topuklu efemiz gibi olsaydı. Benim bilgilerim doğru bilgiler, hileli oy kullandırıyorlar. Diğerlerini karardan sonra açıklayacağım.”
5 Nisan 2014 Cumartesi
Edremit'te rekorları alt üst eden başkan
Balıkesir’in Edremit İlçesi’nde 68 yıl sonra yerel seçimleri CHP’ye kazandıran Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka, tarih yazdı.
Saka, aralıksız 7 dönem seçimlerden galip ayrılarak, adını Türkiye’nin en uzun görevde kalan belediye başkanları arasında yer aldı.
Edremit’in kaplıcaları ile ünlü Güre Beldesi, Balıkesir’in büyükşehir olmasıyla, mahalleye dönüştürüldü. 27 yıllık belediye, 2014’teki yerel seçimlerle birlikte kapandı. Kapanan beldede 6 dönemdir belediye başkanlığı görevini aralıksız yürüten evli, bir kız çocuk babası Kamil Saka, 30 Mart’ta partisi CHP’den bu defa Edremit Belediye Başkanlığı
için aday oldu. Saka, seçimde 36 bin 661 oyla birinci oldu, en yakın rakibi Ak Partili Özkan Kostak’a 9 bin 41 oy fark attı. Edremit’e CHP’nin bayrağını diken Saka, İlçe Seçim Kurulu’ndan mazbatasını alıp, göreve başladı.
Parti farkı gözetmeksizin hizmet edeceğini belirten Saka, "Edremit, 68 yıldır sosyal demokrat belediyeciliğin özlemini çekiyordu. Halk ciddi bir oy farkı ile bu kutsal görevi bize verdi. 27 yıllık belediyecilik deneyimimi şimdi Edremit için kullanacağım. Bunu yaparken de mazeret üretmeden, hizmet üretmeye devam edeceğiz. Çıktığımız bu yolda durmadan ve yorulmadan devam edeceğiz. Edremit’i bir bütün olarak ele alacak ve hiçbir mahallemizi ötekinden ayırmadan hizmet edeceğiz. Edremit’i 68 yıl sonra sosyal demokrat belediyecilik ile tanıştıracağız. Bize oy vermeyen Edremitlilerinin de belediye başkanı olduğumu unutmadan hizmet edeceğim. 68 yıl sonra kazanılan bu zaferi, hizmet ederek sürekli kılmaya çalışacağım" dedi.
BAŞKAN SEÇİLDİĞİNDE 33 YAŞINDAYDI
Bugüne kadar girdiği seçimlerin hiçbirini kaybetmeyen Belediye Başkanı Saka, 1987 yılında yapılan ara seçimlerle belde olan Güre’de, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP)’nin adayı olarak 33 yaşında belediye başkanlığına seçildiğini hatırlatıp, siyasi geçmişini şöyle anlattı:
"SHP’nin CHP’ye katılmasıyla politik yaşamını bu partide sürdürdüm. 2009 yerel seçimlerinde,Deniz Baykal liderliğindeki CHP tarafından aday olarak gösterilmeyince, seçimlere bağımsız aday olarak katılıp, kazandım. CHP’deki yönetim değişikliği ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasının ardından da tekrar partime döndüm. Bundan böyle de Güre’de edindiğim belediye başkanlığı tecrübemi Edremit için kullanacağım."
CHP’Lİ DENİZER’DEN SONRA HEP SAĞ PARTİLER
VARDI
CHP, en son 1931 yılında, Edremit’te Cevdet Denizer ile girdiği seçimleri kazanmıştı. Denizer’in 1946 yılına kadar belediye başkanlığı görevini yürütmesinden sonra 68 yıl boyunca ilçede, hiçbir sol parti belediye başkanlığını kazanamadı. Son seçimde, sağ partilerin bu ezici üstünlüğüne son veren Saka’nın rakipleri AK Parti Adayı Özkan Kostak 27 bin 620 oy, koltuğunu kaptıran MHP’li Tuncay Kılıç ise 14 bin 337 oyda kaldı.
25 Mart 2014 Salı
MHP'li Akşener: Sen bostan korkuluğu musun?
TBMM Başkanvekili, MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener, Başbakan Erdoğan'ın 17 Aralık operasyonundan sonra oylarının düştüğünü görünce hırçınlaştığını, Türkiye'yi diliyle dilim dilim böldüğünü söyledi. Akşener, "Tutturdu bir paralel. İnsana sormazlar mı kardeşim 11 yıldır uyudun mu? Sen bostan korkuluğu musun?" dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında önce Zonguldak'ın Alaplı İlçesi'nde partisinin seçim bürosunu ziyaret eden Akşener, konuşmasında Başbakan
Erdoğan'ı eleştirdi. Akşener, Başbakan Erdoğan'ın 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasından sonra Türkiye'yi diliyle dilim dilim böldüğünü söyledi.
'TUTTURDU BİR PARALEL'
Ardından Ereğli İlçesi'ne geçerek Pazar Yeri'nde toplanan kalabalığa hitap eden Akşener, yine Başbakan Erdoğan'ın 17 Aralık'tan sonraki tutumunu eleştirdi. Akşener, şöyle dedi:
"Tutturdu bir paralel. İnsana sormazlar mı kardeşim 11 yıldır uyudun mu? Sen bostan korkuluğu musun? 11 yıldır bu ülkeyi yönetiyorsun. Türkiye'de paralel yapı varmış. Türkiye'de terör örgütü varmış. Bir tarafta bir grubu terör örgütü olarak nitelerken asıl terör örgütü ile sarmaş dolaşsın. Hani Apo ile görüşme yapmak şerefsizlikti? Hani Apo ile görüşme yapan şerefsizdi? Ne diyeceğiz biz şimdi sana? Bir tarafta Abdullah Öcalan'ın, 'Anlaştık biz, 10 bin kadro istiyorum büyük şehirlerden' diyen ses kayıtları. 10 bin kadro Kandil'deki 10 bin kişiye tekabül ediyor. Yarın bu 10 bin kadro için ne diyeceğini bu millet merakla bekliyor."
18 Mart 2014 Salı
Fethullah Gülen: Paralelsek Allah belamızı versin!
Fethullah Gülen, çok tartışılan 'beddua'sıyla ilgili olarak, "O sıfatı taşımıyorlarsa, o fiilleri işlememişlerse neden bu kadar rahatsız oluyorlar, üzerlerine alıyorlar?" diye sordu.
Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen, çok tartışılan 'beddua'sıyla ilgili olarak "Doğrudan hiçbir kişinin, hiçbir partinin, hiçbir topluluğun adını vermedim. Bazı sıfatlar ve fiiller sıraladım. Her kim şunu şunu şunu yapıyorsa dedim... O sıfatı taşımıyorlarsa, o fiilleri işlememişlerse neden bu kadar rahatsız oluyorlar, üzerlerine alıyorlar?" diye sordu.
Fethullah Gülen, Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'ya verdiği röportajın ikinci bölümünde 17 Aralık’ta başlayan
yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ile ilgili cemaatin suçlanmasına yanıt verdi. ''Komplolara vehimlere dayalı bu iftiraları seslendirenlerin, gazetelerine sayfa sayfa taşıyanların bu duama 'amin' diyebilmelerini beklerdim'' diyen Gülen, yine aynı noktada olduğunu belirtti ve ekledi: ''Eğer biz çeteysek örgütsek Allah bizim belamızı versin, eğer ‘paralel’ devletsek bizim belamızı versin, değilse bunları bu masum cemaate isnad edenlerin belasını versin!''
Gülen'e yöneltilen sorular ve cevaplardan satır başları şöyle:
Özellikle bir kısım medyada 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının Camia tarafından yapıldığı iddiaları yer aldı. Sürecin şu an vardığı nokta ile ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyim?
Defalarca tekzip, tavzih, tashih göndermemize rağmen birileri ısrarla Camia’yı suçluyor. Daha önce de dediğim gibi bazı savcılar ve ona bağlı vazife yapan kolluk kuvvetleri kanunun onlara emrettiği görevi yapmış ve bilememiş ki, suçluların peşine düşmek meğer suç sayılıyormuş! Yani insanlar, vazifelerini yaptıkları için mağdur edileceklerini tahmin edememiş. Geçenlerde bir köşe yazarı zannediyorum Yavuz Semerci Bey “Bu insanlara bir gün madalya takılacak.” diyordu. Ne var ki 17 Aralık soruşturmasını yürüten; hatta o soruşturma ile hiç alakası olmayan binlerce insan sürüldü, kıyıma tabi tutuldu. O mağdur insanlar ve ailelerinin haklarına riayet edilmedi. Sanki ortada hiçbir şey yokmuşçasına Camia’yı suçlayanlar oldu. Ve yalan üstüne yalan söylendi. Hâlâ da söyleniyor.
Evvela bu yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları yeni değil. Ülkenin istihbarat teşkilatı, belki de İran ajanı olabilecek birilerinin devletin bakanlarına, bakan çocuklarına hatta bir kısım işler için kabineye
nüfuz ettiğini 8-9 ay önce rapor etmiş. Görmezden gelinmiş. Sonra medyada hususan hükümete yakın diyeceğim gazetelerde sayfa sayfa haberler çıkmış. Önemsenmemiş. Yolsuzlukları önlemeyi düşünmemişler. Sonra 17 Aralık’ta bu operasyonlar başlayınca sığınacak yer bulunamayınca atf-ı cürümle bu işten sıyrılma yolu düşünülmüş.
Ben daha önce de arz etmiştim. Bu operasyonları yapanlar organize edenler her kimse, hiçbiriyle bir irtibatım olmadı. “Binde birini bile tanımıyorum...” dedim defalarca; ama yine de mâl etmeye devam ettiler.
Beni asıl inkisar-ı hayale uğratan, onurlu ve dürüst tanıdığım bazı siyasiler oldu. Beklerdim ki kendilerini kadimden bu yana bildiğim, salahatlerine ve vicdanlarına muhalefet etmeyeceklerine inandığım, itimat ettiğim bu isimler yolsuzluklara, rüşvet münasebetlerine sessiz kalmazlar. Öyle zannediyordum. Onlardan, mekânı cennet olsun, merhum Özal’ın bu tür kirli işlere karşı gösterdiği reaksiyonu beklerdim. Olmadı. Onlar sessiz kalınca ‘bir’i yapanlar ‘bin’i yapmaktan kaçınmadı. Cumhuriyet tarihi boyunca denenmemiş bir yol icat edildi. Yolsuzlukların üstüne gitmek yerine yolsuzlukları soruşturanların üstüne gittiler.
İslam’ın bu mevzuda müeyyideleri var. Ahlaki prensipleriyle bu meseleye karşı çıkmış. Hatta bazı meselelerde cezalar var. Hiçbir yolsuzluk tasvip edilemez. Hiçbir yolsuzluk, yapanın yanına kâr kalmaz. Ahlakî olarak şu husus da vardır. Günah, hata, yanlışlık fert planında kalır, zararları topluma raci olmazsa, o mevzuda İslam, o insanın affedilmesini ister. Onların şahsî haysiyetleriyle ve şerefleriyle oynamaya izin vermez. Bu iki hususun birbiriyle karıştırılmaması lazımdır. Yani bir tarafta başkalarının hakkı mevzubahis olduğu yerde, şunun bunun hakkı yendiği yerde, yolsuzluklara yer verildiği yerde, İslam hassasiyet gösterir, tecziye eder. Mesela Hz. Ömer, Iyaz ibn-ü Ganem’i azletmiştir. Valiyi, bölge valisini, Afrika valisini azletmiştir, Amr ibnü’l-As’ı azletmiştir.
Yine meşhur valilerden aynı zamanda Kadisiye Meydan Muharebesi’nin de, İranlılara karşı, fatihidir, onu da azletmiş Medine’ye çağırmıştır. Aslında hiçbir suçu yoktu, hakkında dedikodular vardı. Hakkında dedikodu olan bir insan vali olamaz, millet onu dinlemez, böyle itibar kaybına uğramış bir insan orda vali olamaz diye Medine’ye çağırmıştır. Yine yolsuzluk yaptığı mülahazasıyla Halid bin Velid’i Yermuk gibi çok önemli bir muharebenin cereyan ettiği, hatta şiddetli bir şekilde devam ettiği sırada azletmiştir; sarığı boynunda Medine’ye çağırmıştır. Aklınıza Halid bin Velid hakkında da bir şey gelmesin. Bu muhteşem komutan vefat ettiğinde atından ve kılıcından başka bir şeyi yoktu. Öyle dev bir komutan... âbid, zâhid... Evet yani yolsuzluk iddialarına Hz. Ömer alakasız kalmamıştır. Yakın takibe almıştır.
Burada milletimizin zararına, rüşvetler, irtikâplar, adam kayırmalar, ihalelere fesat karıştırmalar varsa, örtbas ediliyorsa Allah sorar bunu. Ama nasıl bir beklenti vardı bilemiyorum… Eğer bu soruşturmaları yürütenler arasında hizmetleri takdir eden birileri var idiyse, ben de bu insanlara “Yolsuzluk iddialarını görmezden gelin” mi demeliydim? Bilemiyorum, sanki bazılarının beklentisi bu gibi geliyor bana. Beklentileri bu muydu? Ahiretimi mahvedecek böyle bir şeyi nasıl söylerim? Başka türlü nasıl davranabilirim?
Daha önce de arz ettim. ‘Paralel’ falan diyerek yaftalanan bu insanlar kanun ve yönetmeliklere muhalif bir fiilin içinde olduysa bugüne kadar niçin bunlar tecziye edilmedi? Bilmiyorum on binlere baliğ görevden alma ve sürgün duydum ama o müesseselerde görevi suistimal, kanun ve disiplinlere riayet etmeme iddiasıyla bir soruşturma duymadım. Siz duydunuz mu bilmiyorum.
Yaklaşık 60 yıldır vaaz u nasihat ediyorum. Hep aynı şeyleri söyledim. Vasiyetim olsun. Fakiri, hak etmesem de, seven sempati duyan kardeşlerim ne böyle işlerin kıyısından köşesinden geçsinler ne de vâkıf oldukları bu cins suistimalleri görmezden gelsinler. Hak, hukuk ve adalet neyi gerektiriyorsa onu yapsınlar. Kur’an-ı Kerim bu tür yolsuzluklara “gulûl” diyor. Yani hakkı olmayan bir şeyi almak, ondan yararlanmak, kamu malından bir şey aşırmak, emanete hıyanet etmek gibi manaları var. Devlet malından suistimal bu türden bir günahtır. Bu, bazen birkaç kuruş bazen 3-5 dolar bazen de devlet hazinesine ait bir çuval para... Kimi zaman liyakatsizlik ve yetersizliğe rağmen iltimasla elde edilen bir makam. İnsanın hakkı olmadığı halde sahiplendiği, gayri meşru yollarla elde ettiği her imkan gulûldür.
8 Mart 2014 Cumartesi
Erdoğan: ‘Doğan’ı Barzani bile kurtaramaz’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan canlı yayında Mustafa ve Ali Koç'la ilgili soruya cevap verdi.
Canlı yayının ilk dakikalarında Mustafa ve Ali Koç'la olan buluşması soruldu. "Barzani aracı olduğu mu?" ifadesini doğrulayan Başbakan, "Mustafa Koç, benimle görüşmek istedi randevu istedi ama vermedim, görüşebilmek için araya Barzani'yi soktu. Sayın Barzani evet beni aradı." dedi.
"AYDIN DOĞAN ÇOK BEKLER"
Aydın Doğan da Barzani'yi ararsa sizden randevu alabilir mi?
"Yapacakları yatırımlar noktasında konuşmalarımız oldu. Hatta Kuzey Irak yatırımlarına girmedik." şeklinde konuşan Başbakan, "Aydın Doğan'la görüşür müsünüz?" sorusu için ise şöyle cevap verdi:
"Yok. Aydın'ın işi zorlaştı. Onun daha farklı yerleri devreye sokmak lazım. Çünkü şu andaki yayın politikalarıyla çok çok ahlaki olmayan yollara giriyorlar. Özellikle köşe yazarlarıyla hiç ahlak şu bu yok. Ben zaten paralel yapının adeta bir yayın organı gibi bir çalışmanın içindeler. Köşe yazarları da aynı şekilde öyle. Geçenlerde içlerinden bir tanesini deşifre ettim biliyorsunuz. Mesela yasa ihlalleri oluyor. Ve bunu savunuyor. Bunu savunan gazete ile nereye gidersiniz? Meclis'te bu yayınlar yapılıyor, kalkıyor bunu savunuyor. Anayasa ihlalleri yapılıyor bunları savunuyorlar. Bu insanlara kalkıp da buyurun gelsinler konuşalım diyemem. Benim yaradılışıma ters."
"BU İNSANLARA GEL KONUŞALIM DİYEMEYİZ"
"Şu andaki yayın politikarlı ile ahlaklı olmayan bir yola giriyorlar. Tamamen paralel yapının bir çalışması içinde. Köşe yazarları keza aynen öyle. Geçen günlerde ben bu yazarlardan bir tanesini deşifre ettim. Anayasa ihlallerini savunan bir gazetei ile nereye gidersiniz. Bu insanlara gel konuşalım diyemeyiz."
6 Mart 2014 Perşembe
CHP, "Tam Gün Yasası" için Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor
CHP, Tam Gün Yasası olarak adlandırılan Torba Yasa'yı Anayasa Mahkemesine götürüyor.
CHP, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine gidiyor. Anayasama Mahkemesine iptal başvurusu saat 10.00'da CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı tarafından yapılacak. CHP, söz konusu kanunda 20 maddenin iptalini istiyor.
Atıcı, söz konusu yasayı "tam günü ortadan kaldıran yasa" olarak nitelendirdi.
27 Şubat 2014 Perşembe
Antalya DSP listesinde 7 kadın aday
DSP Antalya İl Başkanı Metin Oktay, partisinin belediye başkan adaylarını parti binasında düzenlediği basın toplantısıyla tanıttı. DSP Antalya'nın 19 ilçesinin 16'sında ve Büyükşehir Belediyesi için aday gösterdi, ancak Gazipaşa, Gündoğmuş ve Korkuteli'de aday çıkaramadı. Söz konusu ilçelerde belediye meclis aday listesi de çıkarmayacaklarını kaydeden İl Başkanı Oktay, 16 ilçede 7 kadın adaylarının bulunduğunun altını çizdi ve "İşte bu DSP'nin kadınlara verdiği önemin göstergesidir" dedi.
Büyükşehir'de avukat Mücahit Gündoğdu ile seçimlere giren DSP'nin en büyük kozu, Muratpaşa'da CHP'den istifa ederek DSP'ye katılan şimdiki Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen olacak.
DSP listesinde kadınların ağırlığı dikkat çekerken Akseki'de 34 yaşındaki avukat Özlem Eşen, Aksu'da turizmci Demet Daşik, Alanya'da 26 yaşındaki ziraat mühendisi Zeynep Çakal, Demre'de 30 yaşındaki turizmci Selgin Karataş, Döşemealtı'nda emekli Nilgün Özden, Finike'de 33 yaşındaki ev hanımı Ebru Ilık ve Kumluca'da diş hekimi Ümran Karapacı belediye başkanlığına aday gösterildi.
15 Şubat 2014 Cumartesi
Bakan Eroğlu: "2040-2050 yılına kadar su problemimiz yok"
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "2040-2050 yılına kadar su problemimiz yok" dedi.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından Hatay'da inşa edilecek olan 14 tesisin temel atma töreni için Hatay'a gelen Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, beraberinde eski Adalet Bakanı, Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sadullah Ergin ile birlikte Hatay Valisi Celalettin Lekesiz'i ziyaret etti. Ziyarette konuşan Bakan Eroğlu, ”Olası bir kuraklık için gerekli önlemleri aldık. Türkiye'de genelde 7-8 yılda bir yağışlarda bir azalma oluyor. Bazen 15 -20 yılda bir orta derecede bir kuraklık olabiliyor. Bizde bu yıl kuraklık olabilir diye çeşitli önlemler aldık. Bu bakımdan içme suyu barajlarını ve tesislerini 81 ilde yaptık. 2040-2050 yılına kadar su problemi yok” dedi.
Vali Lekesiz ise, kentte de son yıllarda Çökek Yaylası'nda yaşanan su taşkınlarından kaynaklanan afet gibi 2 yıl önce havaalanının su altında kalması gibi olumsuzluklar meydana geldiğini belirterek, "Olaylar sırasında Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu'nun ‘Müdahale açısından ne yapılması gerekiyorsa o yapılacak' diyerek kendilerini rahatlattığını, aynı gün ekipleri yönlendirerek sorunun çözülmesi adına destek verdiğini kaydetti.
Konuşmaların ardından Bakan Eroğlu, valilik bahçesine defne ağacı dikti.
CHP Muratpaşa'da aday kaosu bitti
Ankara’dan Antalya’ya dönüş yolunda konuşan Yeğen, "Genel Merkezimiz Muratpaşa Belediye Başkan adayı olduğumu yeniden bildirdi. Yarın, hiç vakit kaybetmeden Muratpaşa’da seçim çalışmalarına başlıyoruz" dedi.
Antalya’da pazar günü CHP Parti Meclisi’nin Muratpaşa’da 15 yıllık belediye başkanı Süleyman Evcilmen’in yerine İl Kadın Kolları Başkanı Sultan Yeğen’i aday ilan etmesiyle başlayan kriz, 3’üncü günün sonunda çözüldü. Gerek Evcilmen’in yeniden aday gösterilmemesi karşısında il binasını işgale kadar varan protestolar, gerekse CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve il yöneticilerinin Yeğen’e yönelik itirazları sonucu askıya alınan adaylık, akşam saatlerinde avukat 37 yaşındaki Sultan Yeğen’e iade edildi. İl Başkanı Devrim Kök’le birlikte Ankara’ya çağrılan Sultan Yeğen, gün boyu devam eden görüşmelerin ardından adaylığını koruyarak CHP Genel Merkezi’nden ayrıldı.
Ankara’dan Antalya’ya dönüş yolunda soruları yanıtlayan Muratpaşa Belediye Başkan adayı Sultan Yeğen, “Genel Merkezimiz Muratpaşa Belediye Başkan adayı olduğumu yeniden bildirdi. Parti Meclisi’nin pazar günü aldığı kararda herhangi bir değişiklik yok. Yarın, hiç vakit kaybetmeden Muratpaşa’da seçim çalışmalarına başlıyoruz” diye konuştu.
13 Şubat 2014 Perşembe
CHP'li adaydan ilginç iddia
Yerel seçimler öncesinde belediye başkan adaylarının seçim temasları sürüyor. Balıkesir'de Karesi Belediye Başkan Adayı Ender Biçki, bugün esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi. Vatandaşlardan büyük ilgi gören Ender Biçki, ziyaret güzergahında bulunan AK Parti seçim bürosunu da ziyaret etti. Ziyaret esnasında seçim değerlendirmesinde bulunan CHP'li Belediye Başkan Adayı Ender Biçki, aynı bölgeden seçime giren AK Parti Karesi Belediye Başkan Adayı Yücel Yılmaz'ın bir sonraki seçimlerde kendisine oy vereceğini iddia etti. Biçki, "Benim seçim bölgemde tüm partilerin seçim bürolarını giriyorum, insanların elini sıkıyorum, oy istiyorum. İnsanların benim için siyasi görüşlerinin önemi yok. Allah nasip eder başkan olursak biz o insanlara da hizmet vereceğiz, AK Parti'nin adayı olan Yücel Yılmaz'a da hizmet vereceğiz. Yücel Bey'in iş yeri Karesi Belediyesi sınırlarında, ona da hizmet vereceğiz. Biz kendisini AKP'nin adayı diyerek kenarda bırakmayacağız. Herkese eşit hizmet veriyorsak Yücel Yılmaz'a da hizmet vereceğiz. En iyi hizmeti vereceğiz ki, Yücel Yılmaz da bir sonraki seçimlerde bana oy verecek. Yücel Yılmaz bana oy verecek, açıkça söylüyorum. Bu Ender Biçki işini çok iyi yaptı diyecek ve oyunu CHP'ye verecek. Benim derdim Yücel Yılmaz'ın oyunu almak" dedi.
Seçim bölgesinde çalışmasını sürdüren Ender Biçki, esnafı ziyaret edip eşit bir yönetim için başkan adayı olduğunu söyleyerek oy istedi.
10 Şubat 2014 Pazartesi
CHP İstanbul ilçe başkan adayları belli oldu
CHP, ilçelerden göstereceği adaylar için toplandı. İstanbul’da Öztürk ve Erzen aday gösterilmedi, Beyoğlu’ndan Kotil aday oldu. Baykal’ın belirlediği isimler değişmiş oldu.
CHP, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında dün gün boyu yaptığı mesaiyle İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’daki kritik ilçelerin belediye başkan adaylarını belirledi. Partide, Bakırköy, Beşiktaş ve Kadıköy adaylarının kim olacağına ilişkin gün boyu süren tartışmalar gecenin geç saatlerine kadar sürdü. Sarıgül’ün siyasi danışmanı Tonguç Çoban’ın Beşiktaş adayı olarak MYK’ya sunulması üzerine tartışmalar arttı. Tartışmaların Kadıköy, Bakırköy ve Beşiktaş adayları üzerinde yoğunlaşması üzerine, bu üç ilçe ve Çekmeköy adayı sonraya bırakıldı. Eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın belirlediği 2009 adaylarından büyük bir bölümü değiştirilmiş oldu.
Kritik ilçelere tırpan
CHP’nin İstanbul belediye başkan adaylığını yürüttüğü 13 ilçenin 8’inde başkanlar yeniden aday gösterilmedi. MYK’dan çıkan listeye göre 20 yıldır belediye başkan adaylığını yürüten Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk yeniden aday gösterilmedi. 15 yıldır belediye başkanlığı yapan Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci ile 10 yıldır belediye başkanlığı yapan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen yeniden aday gösterilmedi. 20 yıldır belediye başkanı olarak görev yapan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün de beşinci kez aday gösterildi. Ayrıca Adalar’da Atilla Aykaç, Avcılar’da Handan Toprak, Kartal’da Hüsnü Süslü, Maltepe’de Canan Kaftancıoğlu, Şişli’de Hayri İnönü aday gösterildi. Bu 5 ilçenin yanı sıra Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy’de mevcut belediye başkanlarının yeniden aday gösterilmemesi kararı çıktı. Sarıyer’de Şükrü Genç, Ataşehir’de Battal İlgezdi, Silivri’de Özcan Işıklar, Çatalca’da Cem Kara ve Büyükçekmece’de Hasan Akgün bir dönem daha adaylık yarışına girecek.
8 Şubat 2014 Cumartesi
Kıbrıs müzakere süreci
Kıbrıs müzakere sürecine ilişkin, ortak açıklama metninin sonuçlandırılıp çözüm müzakerelerine kalınan yerden devam edilmesi için uzun süredir sürdürülen çabalarda son aşamaya gelindiği bildirildi.
KKTC Cumhurbaşkanlığından, Kıbrıs müzakere sürecine ilişkin, ortak açıklama metninin sonuçlandırılıp kapsamlı çözüm müzakerelerine kalınan yerden devam edilmesi için uzun süredir sürdürülen çabalarda son aşamaya gelindiği bildirildi.
Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs Türk tarafının, ilgili tüm tarafların yoğun çaba ortaya koymalarının ardından, görüşmelerin bir an önce başlatılması için Kıbrıs Rum tarafının tutumunu netleştirmesini beklediği ifade edilerek "Sürecin başından bu yana olduğu gibi bundan sonra da kendi bünyemizdeki istişarelerimizi devam ettirerek yapıcı tavrımızı sürdüreceğimizi kamuoyunun dikkatine getiririz" değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, ortak açıklama metninin sonuçlandırılıp kapsamlı çözüm müzakerelerine kalınan yerden devam edilmesi için uzun süredir sürdürülen çabalarda son aşamaya gelindiğinin görüldüğü kaydedildi.
-Eroğlu, Burns ile telefonda görüştü-
Bu arada, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns ile telefonda görüştü. Eroğlu'nun Burns ile Kıbrıs konusundaki temasları çerçevesinde görüştüğü öğrenildi.
31 Ocak 2014 Cuma
"Kocaoğlu ile yarışmaktan mutluyum"
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tramvay projesini eleştiren Yıldırım, CHP'li rakibi Aziz Kocaoğlu ile ilgili ise, "Kendisiyle yarışmaktan mutluluk duyuyorum, herhangi bir sorun yok” dedi. Yıldırım ayrıca, Başbakan Erdoğan'ın ses kısıklığı için önerdiği formülün işe yaradığını söyledi.
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Karşıyaka'da sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi. Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocer'in kendisinin tramvay projesi ile ilgili eleştirilerini "siyasi olarak” yorumlaması ile ilgili bir soru üzerine Yıldırım, "Siyasidir demek, o proje ile ilgili düşünceyi ifade etmiyor. ‘Destekliyorum ya da desteklemiyorum' desin. Ona düşen odur. Doğru diyorlarsa diyecek bir şey yok. O tramvay projesi yeterince İzmirliler tarafından bilinmedi, tartışılmadı. Sahille şehri ikiye bölecek projedir. Bugün İZBAN üzerindeki tartışma bu olduğuna göre şehri ikiye bölüyor tartışması özellikle Şemikler, Çiğli bölgesinde var. Aynı şey tramvay için de geçerlidir. Mustafa Kemal Bulvarı ile binalar arasında yeni bir tramvay konmuş olması sahille binalar arasındaki erişimi ciddi anlamda kısıtlayacaktır. Bizim belediyeciliğimizde dikey taşımacılığı geliştireceğiz. İnsanları deniz kenarına getireceğiz, oradan da karşıdan karşıya geçireceğiz. Kulağı arkadan gösterme yok. Karşıdan gelecek yokuştan inecek meydana, iskeleye, oradan ring servisleri ile karşıya geçeceksiniz. Sahile paralel toplu taşımacılık asla ve asla büyükşehirlerde verimli olmayan bir taşımacılıktır” diye konuştu.
Geçtiğimiz haftaki Urla ve Seferihisar programında yaptığı konuşmalar sonrası sesi kısılan ve aday tanıtım toplantısında sadece 10 dakika konuşabilen Yıldırım, geçtiğimiz pazar günüİstanbul-İzmir otoyol çalışmalarını incelediği sırada kendisini arayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Maydanozu kaynat, suyu ile balı karıştır. Termosa koy her gittiğin yerde ılık ılık iç” tavsiyesinin iygi geldiğini de belirterek, sesiyle ilgili herhangi bir problemin kalmadığını söyledi. Yıldırım, "Maydanoz suyu ses kısıklığını giderdi. Sonucu görüyorsunuz. Şantiyedeyken Başbakan telefon etti. Telefonda sesimi fark edince sordu. Sadece iki bardak içtim. Ondan sonra arkadaşlar vermeyi unuttu” dedi.
29 Ocak 2014 Çarşamba
Yerel seçimde şark kurnazlığı
Belki adını bile duymadığınız, varlığından haberdar olmadığınız bir parti olan AL Parti seçimde oy kapmanın peşinde. Parti logosu ve ismi AK Parti'yle benzerlik gösteren parti oy pusulasında üçüncü sırada yer alıyor.
Yetkililer oy verecek seçmenlerin oy verirken dikkatli olması noktasında uyarılarda bulunuyorlar.
İzlediği bu enteresan seçim taktiği ile AL Parti'nin ne kadar oy alacağı ise şimdiden merak konusu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)