Çine-Muğla yolunun 6. kilometresinden doğuya, Madran dağlarına ayrılan yol, 15 km sonra Kırsakallar köyüne sizi ulaştıracak. Buradan sağlanacak rehberle ulaşılabilen Gerga öreni, Türkiye’de bilinen en enteresan yerleşimlerinden birisidir. Antik kentin girişindeki tüm kayalarda yön bildiren yazıtlar bulunur. Çoğunluğu Yunanca olan yazıtların yalnızca biri Latin dilinde kazınmıştır. Buradan yola çıkarak Roma döneminin başlangıcında, güvenli bir çağda kurucu Gerga’nın önderliğindeki bir köy halkının ortaya ana tanrıça heykeli dikmesi ve çevresine mezarlar, çeşmeler kurması, kırsalında da tarım yapmasıyla var olmuş bir şehirdir.
Kuzeydoğuya doğru daha yükseğe çıkıldığında, tamamı ilgi çekici olan kent meydanına gelirsiniz.
Burası tamamen Karia mimarisine ait kavisli bir teras duvarıyla birlikte payandalarla desteklenmiştir.
Terasın üzerindeki bir grup eser tam anlamıyla muhteşemdir. Gözler ilk önce çatısıyla beraber mükemmel son derece iyi şekilde korunmuş yapıya takılır.
Gerga, kimi kayalarda Gerga köyü anlamına gelen Gergakome şeklinde de de bildirilmiştir. Köyün Alabanda kentinin yönetimi idaresinde olması gerekir. Gerga’ya Muğla karayolu üstündeki İncekemer’den de yürüyerek, kuzeye doğru gitmek şartıyla varılabilir.
Çine'nin vadisinin barındırdığı bu yerleşim, oldukça enteresan bir karaktere sahiptir. Bu bir köyden daha büyük değildir, fakat kalıntıları öyle dikkat çekici ve sıra dışı görünüme sahiptir ki Anadolu’da daha büyüleyici bir yer yoktur. Biraz uzak olan bu antik şehirde, layıkıyla bir gezi için tam bir gün gereklidir. Yerleşim ,eski Çine'nin yaklaşık 6.4km. doğu güneydoğusundaki dağlık balandadır. Buraya Ovacık köyünün yolu sayesinde ulaşılabilir. Fakat bugün en kolayı eski İncekemer köprüsüne kadar yeni Çine anayolunu kullanıp , tepeden yukarıya doğru yürünmektedir. Bunu yaparken bölgeye hakim bir rehber gereklidir. Çine çayından karşıya köprü vasıtasıyla ya da az bir mesafe önünde bulunan, Çine’ye daha yakın bir noktadaki dereden geçerek ulaşmak da mümkündür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder