23 Ekim 2014 Perşembe

Pedofili (Sübyancı) Hastaları Erkekler Global bir araştırma ile tuzağa düşürüldü

Gizli yürütülen bir internet projesinde dünyanın dört bir yanından pedofiller tuzağa düşürüldü

Çocukların cinsel istismarıyla mücadele eden Hollandalı bir yardım kuruluşu tarafından gizli bir operasyon yürütüldü. Operasyonda,  bir internet hesabı 10 yaşındaki Filipinli bir kıza aitmiş gibi gösterildi ve bu hesapla iletişime geçen 1000 erkeğin ayrıntıları dünyanın dört bir yanındaki güvenlik birimlerine iletildi.

BBC Türkçe'de yer alan habere göre, bu şekilde hüküm giyen ilk kişi ise Avustralya'da yaşayan bir pedofil oldu.

Bu kişiler Sweetie (Türkçesiyle "Tatlım") mahlasıyla açılan hesabın sahibi olduğunu sandıkları "kız çocuğundan" internet kamerası önünde seks eylemleri gerçekleştirmesini istedi.

Bu kişiler arasındaki 110 İngilizin isimleri İngiltere'nin Ulusal Suç Kurumu'na gönderildi.

Kurum hiçbir tutuklama yapılmamış olmasına rağmen aktif soruşturmanın devam ettiğini bildirdi.

Bir Avustralyalı hüküm giydi

Avustralya'da ise kayıtlı seks suçlusu olan Scott Robert Hansen, Brisbane Bölge Mahkemesi'nde kendisine yöneltilen üç suçlamayı da kabul etti.

Hansen Sweetie'ye müstehcen fotoğraflar gönderdiğini, kendi bilgisayarında çocuk cinsel istismarı görüntülerine sahip olduğunu ve seks suçlularına uygulanan kısıtlamaları ihlal ettiğini kabul etti.

Hansen iki yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Ancak sekiz aydır gözaltında olduğundan hapse girmesi beklenmiyor.

Bunun yerine 12 aylık kısıtlama düzenine tabii olacak ve bir seks suçlusu tedavi programına aktarılacak.

Böylece Hansen, Sweetie projesi ile ilgili hüküm giyen ilk kişi oldu.

Sweetie projesi

Sweetie projesi Terre des Hommes isimli, çocukların cinsel istismarıyla mücadele eden Hollandalı bir yardım kuruluşu tarafından yürütüldü.

Dört araştırmacıdan oluşan bir ekip, 2013 yılında 10 hafta boyunca bu internet projesi üzerinde çalıştı.

Projede internet kamerası aracılığıyla gösterilecek bir bilgisayar avatarı da yaratıldı.

Projeye katılanlardan biri BBC'ye yaptığı açıklamada, kendileriyle iletişime giren bazı erkekler yüzünden karabasanlar gördüğünü söyledi.

Proje boyunca on binlerce erkek ekiple temas kurdu. 71 ülkeden 1000 kişinin isimleri ise Interpol'e verildi.

21 Ekim 2014 Salı

Hükümet Kaynak arayışını tarım bütçesini keserek buluyor

TZD Genel Başkanı Yetkin, "Bütçede, tarıma ayrılan kaynak bu yıl da yasanın öngördüğü asgari miktarın altında kaldı" dedi.

 Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, bütçede, tarıma ayrılan kaynağın bu yıl da yasanın öngördüğü asgari miktarın altında kaldığını belirtti.

Yetkin, yazılı açıklamasında, eylül ayı ile ocak-eylül dönemine ilişkin bütçe gerçekleşmelerini değerlendirdi.

Bütçeye göre, çiftçiye 2015’te doğrudan 10 milyar lira kaynak ayrıldığını, ancak KİT’lerin finansmanı, diğer müdahale alımları, kredi sübvansiyonu gibi kalemler de dikkate alındığında bu miktarın 13,1 milyar lirayı bulacağını ifade eden Yetkin, “Açıklanan bütçede, tarıma ayrılan kaynak, bu yıl da yasanın öngördüğü asgari miktarın altında kaldı. Geçen yıldan bu yana tarımsal maliyetlerdeki önemli artışlara karşın artış 300 milyon lira gibi sembolik denilebilecek miktarda oldu” değerlendirmesinde bulundu.

Açıklanan rakamlara göre, bütçeden tarımsal desteklemeye ayrılan payın 2015 yılında doğrudan desteklemeler için yüzde 2,1, dolaylı desteklemeler de hesaba katıldığında yüzde 2,8 olacağına dikkati çeken Yetkin, “Toplam doğrudan ve dolaylı destek miktarı 13,2 milyar liradan 13,1 milyar liraya inecek. Milli gelir açısından bakıldığında ise yine yüzde 1’in çok altında kalacak. Kısacası, Çiftçinin umudu yine başka bahara kalmış bulunuyor” ifadelerini kullandı

Deflasyon yeni bir terim değil. Avrupa için gündemde

Piyasalarda yaşanan çalkantının ardında aslında politika yapıcıların birkaç yıl önce yendiklerini düşündüklerini bir korku bulunuyor: deflasyon riski.

Tüketici fiyatlarında yaşanabilecek genel bir düşüş 2008 küresel krizinden sonra Büyük Buhran veya Japonya’da 20 yıllık büyüme kaybındaki gibi yeni bir dalgaya yol açabileceği gerekçesiyle en büyük endişelerden bir tanesi olarak ortaya çıkmıştı. Dünya genelindeki merkez bankaları genişlemeci para politikalarını tercih ederek bu durumun zayıflatıcı etkilerinden kurtulmaya çalıştılar.

Şimdiyse yavaşlayan küresel ekonomi , düşen emtia fiyatları, gerileyen hisse piyasaları ve yine düşüş içerisinde olan tahvil faizleri deflasyon riskinin henüz yok olmadığını ve özellikle yatırımcıların bunu yaşadığını gösteriyor. Yükselen bu tehditler tam da Fed’in düşen fiyatlara karşı mücadelesindeki en önemli kozu olan varlık alımlarını bu ay sonunda bitirmesinin öncesine denk geldi.

Deflasyon endişeleri özellikle politika yapıcıların ekonomik yavaşlamaya çare bulmakta zorlandığı Avrupa ve Japonya’da öne çıkıyor.

Fakat son dönemlerde emtia fiyatlarında görünen düşüş enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskının daha geniş bir fenomen haline gelebileceğini ve ABD ve gelişen piyasalar için karışık anlamlar taşıyabileceğini gösteriyor.

Yatırımcıların küresel ekonomi hakkındaki endişeleri Çarşamba günü daha çok su yüzüne çıktı. Avrupa hisse piyasaları geriledi; Stoxx Europe yüzde 3.2 düşerek Aralık ayından bu yana en düşük seviyeye geriledi. ABD hisseleri keskin kayıplarını telafi etti fakat yine de üst üste 5 günlük kayıp gerçekleştirdi. Yaklaşık 450 puana kadar kayıp yaşayan Dow Jones endeksi günü yüzde 1.1 düşüşle (173.45 puan) 16,141.74 puandan kapattı.

Bu sırada 10 yıllık ABD tahvil faizleri yüzde 2’nin altına kadar gerileyerek Haziran 2013’ten bu yana en düşük seviyesini gördü ve yılbaşından bu yana neredeyse 1 puanlık düşüş yaşamış oldu. Tahvil faizleri Almanya’da da yeni düşük seviyeleri gördü. Ham petrol fiyatları daha fazla düşerken, ham petrol vadeli kontratları New York Mercantile Exchange borsasında varil başına 81.78 dolara düşerek Haziran 2012’den bu yana en düşük seviyeleri gördü. 

19 Ekim 2014 Pazar

Rüyada Savaşta Kavga Etmek Ne Anlama Gelir

Kişi uykuya daldıktan sonra Rüyada kavga etmek genel itibari ile kargaşanın hakim olacağı bir dönemin başlangıcına delalet eder. Halkın birbirleriyle kavga ettiğini görürse, yiyecek sıkıntıları ve açlığın baş göstereceğine işaret eder. rüyada kavga ettiğini görmek aynı zamanda kuvvete ve bir kimse ile düşmanlığa yahut ihtilafa düşeceğine delalet eder. Kişi rüyasında bir kimse ile silahla kavga ettiğini ve çatıştığını görürse, bir kadını bir kimse ile evlendireceğine yorumlanmaktadır. İslami kaynaklara göre bu rüyanın yorumu hayırlı bir kısmet ile birliktelik yaşanması manasına gelir. Zırh cinsinden bir ürün ile üstünü giyinen bir kimse bir kişi ile kavga ederse, zengin olan bir kadın ile evlilik yapacağına ve mutluluktan uzak bir birliktelik kuracağına delalet eder.

Aynı zamanda rüyada kavga etmek , rüya sahibinin uzun bir ömre işaret eder. Başarılı bir iş hayatının olacağına, kısmetli ve zenginlik içinde geçecek bir ömürdür. Dünya işlerinden bir iş için kavga eden bir kimse, geçim sıkıntısından darlaşacağına ve bu durumdan kurtulmak için efor sarf edeceğine delalet eder. Bir kimse rüyasında ağız kavgası yaptığını görürse, şiddetli hiddete kapılacak demektir. Bilinmeyen bir nedenden dolayı kavga eden bir kimse, dinsel açıdan aykırı davranacak demektir. Rüya sahibi küçük bir çocukla kavga ettiğini görürse, düşmanına karşı üstünlük kuracağına işaret eder. Aynı zamanda malından zarar görecek ve üzüntülü bir dönem geçirecek demektir. Bir başka rivayete göre de ölüme yorulmaktadır. 

Rüyada Yüzünüzün Sivilce İçinde Olduğunu Görmek

Rüyanızda yüzünüzü sivilceler içinde olduğunu görürseniz, hayatınızda sık sık tekrarladığınız hatalarınızı ve bu hatalardan dolayı ders alarak pişmanlık duymanıza işaret eder. Pişmanlık duymanız size sıkıntı ve keder katacaktır. Aynı zamanda rüyada sivilce görmek ise; insanın derlerinden ve kederlerinden çok daralmasına ve huzurunun kalmadığına yorulur. İslami rüya tabirlerinde ise yorumu bundan çok farklı değildir. Bedenin sivilceler ile dolmuş olması ve bundan duyulacak üzüntü, gerçek yaşamınızda gam ve kedere, rüyada sivilce görmek ve bu sivilceleri yok etmek için çaba göstermek ise, hayatınızda yeni bir arayış içinde olmanıza sıkıntılarınızı çözmek için çaba göstermenize delalet eder. Kişi İş hayatında sıkıntılı bir dönem ve borç içinde olacağına yorumlanır. Borçlarından kurtulabilmek için çok çaba gösterecek ve bu çabalar uzun zaman sonra sonuç verecek diye yorumlanır. Bir kadın rüyasında sivilcelerin bütün vücudunu kapladığını ve insan içine çıkmak istemediğini görürse, sosyal yaşantınız ve çevrenizdeki arkadaşlıklarınızla ilgili olarak dışlanacağı ve hor görüneceği ortamlarda bulunacağına delalet eder. Rüyada sivilce görmek; bazen boş yere endişe duyacağınız çok önemli olmayan şeylere de yorumlanabilir. Kişi rüyasında sivilcelerin bütün vücudunu kapladığını ve bu sivilceler artık irin şeklini aldığını görür ve bunları temizlemek için büyük çaba sarf ederse, gerçek hayatında bu kişi yapmış olduğu hataların farkına varacak ve bu hataları tekrar yapmamak için ders alacağına işaret eder. Aynı zamanda sıkıntılarını ortadan kaldırabilmek için bu haraları düzeltmek için uğraş verecektir.

18 Ekim 2014 Cumartesi

Rüyada Tuvalette Kusan İnsan Görmek

Rüyanızda tuvalette kusan bir insan görürseniz, çevrenizde sizden yardım bekleyen insanların varlığına işaret eder. Bir kadın için bu rüya bir hastalığın onu mağlüb edeceğine veya bir çocuk dünya ya getireceğine işarettir. Rüyada tuvalet görmek Görmek güzel bir rüya olmasına rağmen tuvalette kusmak iyi değildir. İslami rüya tabirlerinde bu rüyayı her zaman beklenmedik bir anda hastalıklarla uğraşmanıza yorulur. Rüyanızda eğer tuvalette kan kustuğunuzu görürseniz, çocuklarınız ve ev hayatınızın size rahat ve huzur vermiyeceğine ve sıkılacağınıza işaret eder. İş hayatınızda ters giden durumlara karşı dikkatli olmanıza ve tedbirleri almanız gerektiğine yorulur. Rüyada Tuvalet gerçek hayatınızdaki eş ve aile yaşantınızın iyi olacağını söylese de, tuvalette kusmak ve kustuğunuz şeyi görememek iyi değildir. Akrabalarınızdan birilerinin hastalanacağına ve sizin elinizden hiçbir şeyin gelmiyeceğine delalet eder. İşleriniz bu zaman sürecinde sürekli ters giderek üzüntü halinde olacaksınız. Bu üzüntü sizi kederlere sokacak ve dertlenerek kısa bir süre hastalık ile mücadele edeceksiniz. Kustuktan sonra rüyada tuvalet temizlemek güzel bir rüyadır. Hayırlı haberler alacağınıza ve işlerinizin yolunda gideceğine işaret eder. Kısa bir süre içinde hiç beklemediğiniz bir yerden haber almanıza işaret eder. Bu haber sayesinde işlerinizin yoluna sokacak ve beklemediğiniz kadar yüksek kazançlar elde edeceksiniz. 

17 Ekim 2014 Cuma

Modern Kaynaklara Göre Rüyada Türbede Dua Etmek

Rüyada türbe görmek rüya sahibinin etrafında boş konuşan, densiz, cahil ve gereksiz kişilerle arasına sınır çekerek, onları hayatından tamamen çıkarmasına delalet eder. Rüyada türbe görmek kişinin iç huzuru yakalamasına, kafasını boşaltıp, gönlünü ferahlatmasına yorumlanır.

Rüyada türbe görmek aynı zamanda kötü insanlardan, kazadan ve beladan uzakta olmak ve geçmiş hataları tekrar etmemeye işaret eder. Bir kişi türbede üzerinin ıslandığını görür ya da türbenin tavanın su akıttığına şahit olursa eğer üzerine hakkın rahmeti yağacak diye yorumlanır. Rüyada türbe görmek başka rüya tabirlerine göre hayır işi işlemeye ve kişinin mübarek biri olmasına tabir edilir. Rüyanızda türbe temizlediğinizi görmek ise; herkes kendi derdine çare bulur diye yorumlanmaktadır. Sağlık sorunu olan biri türbeyi temizlediğini görürse hastalığının şifasını bulur, borcu olan borcundan kurtulur ve bolluğa kavuşmasına yorulur. Aynı zamanda islami rüya tabirleri ne göre rüyada türbe temizlemek kişinin güzel ahlakına ve dinine işaret eder. Rüyanızda türbe ziyaret ettiğinizi görürseniz; bir olay hakkında fikir yürütme becerisi kazanır diye tabir edilir. Türbenin içinde gezmek rüya sahibine yaklaşmaya bir türlü cesaret edemeyecek bir kişiyi ifade eder. Rüyanızda türbe kapısını görürseniz, hayırlı bir rüya olarak kabul edilir. Kişinin rüyasında türbe kapısı görmesi uzun zamandır planladığı ama bir türlü hayata geçiremediği planlarını sonunda gündemine alarak üzerinde çalışmaya başlayacağına delalet eder. Rüyanızda türbede dua ederseniz; yüce gönüllü bir kimse olacağına ve kendisine yapılan yanlışı unutacak, yanlışı yapan kişileri bağışlayacak ve kısa süre içinde kaybettiklerine yeniden kavuşacak demektir. Rüyada türbede dilek dilerseniz; içten içe, gizlice seven ve onun için hep iyi şeyler dileyen biri olduğu anlamına gelmektedir.

16 Ekim 2014 Perşembe

Alerjisi olanlar grip aşısı yaptırmasın

Alerjisi olanlar dikkat!

Grip Salgının Hızla Arttığı Şu Günlerde Solunum Yolu Alerjisi Olanlar Birinci Dereceden Tehlike Altında!

Grip sezonunun açıldığı bugünlerde, hasta olmak istemeyenlerin yanı sıra özellikle astım ve solunum yolu alerjisi olanların gribe daha yatkın olduğunu belirten uzmanlar, Yumurta alerjisi olanlar dışında solunum alerjisi olan hastaların mutlaka grip aşısı yaptırmaları gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu.

 Dünya sağlık örgütü, birinci ve ikinci dereceden risk grubunda olanların her yıl aşılanması gerektiğini vurguluyor ve birinci dereceden risk grubu içinde; astım hastaları ve  solunum yolu alerjisi olanlar olduğunu açıklıyor. Gribin yayılmasını önlemek, ağır seyreden komplikasyonlarla ölümü engellemek, grip salgınının uzun sürmesi sonucu ortaya çıkabilecek virüs mutasyonunu, hastaneye yatış ve yoğun bakım ihtiyacını azaltmak, iş kaybını, okul devamsızlığını ve ekonomik kayıpların önüne geçmek için grip aşısı yaptırılması gerekiyor.  Alerji Uzmanları “Grip; özellikle solunum yolu alerjisi olan çocuklarda, akciğer hastalığı olan yaşlılarda ve kalp, böbrek, şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır seyrederek ölüme varan ciddi sonuçlara yol açabilir” açıklamasında bulundu.

 Mevsim değişimiyle birlikte, kalabalık ve kapalı ortamların grip salgınını arttırdığını vurgulayan Çocuk Sağlığı Hastalıkları ve  Alerji Uzmanları, yumurta alerjisi olanlar dışında tüm alerjik hastaların aşı yaptırmasını önemle tavsiye ettiklerini söyledi. Yumurtaya ve tavuğa karşı anafilaktik tarzda alerjisi olanların, yani yumurta ve tavuk yediğinde alerjik şoka girenlerin grip aşısı yaptırmaması gerektiğinin altını çizdi. 

Robot Milli Takımımız Almanya Karşısında 7-0 yenildi

Robotların futbol mücadelesi sonuçlandı skor ise; Robot milli takımımız alman robot milli takımı karşısında 7-0 mağlup oldu. Rahmi koç müzesinde gerçekleştirilen karşılaşma Robot milli takımımız adına tarihi bir yenilgi ile sonuçlandı.

Boğaziçi Üniversitesi ile Bremen Üniversitesi'nin robot futbol takımları, Almanya Büyükelçiliği'nin organizasyonunda İstanbul'da gösteri maçı yaptı.

Rahmi M. Koç Müzesi'nin evsahipliğinde, "2014: Türk-Alman Araştırma, Eğitim ve İnovasyon Yılı" etkinlikleri çerçevesinde, gençleri bilim ile teknolojiye teşvik etmek için bir robot futbol maçı gerçekleştirildi.

Boğaziçi Üniversitesi'nin "Cerberus", Bremen Üniversitesi'nin ise "B-Human" adlı robot futol takımlarının, hazırlanan özel sahadaki maçları ilginç görüntülere sahne oldu. Onar dakikalık iki ayrı devrede yapılan robot futbol maçını, Bremen Üniversitesi takımı 7-0 kazandı.

Organizasyonla ilgili bilgi veren Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Levent Akın, bilimsel çalışmalara dikkati çekmek için böyle bir etkinlik yapıldığını aktararak, "Yapay zekaya ve bilimsel çalışmalara ilgi sağlamak amaçlı bir gösteri. Herkes futbolu biliyor ve robotların da bunları yapabildiklerini gösterebilmek için önemli bir etkinlik" ifadelerini kullandı. 

Kara Kuvvetleri Komutanı: "Ateş çemberinin ortasındayız" dedi

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Türkiye'nin belirsizlik ve krizler dönemi yaşadığını belirtirken, "Ateş çemberinin ortasındayız" dedi.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar TSK’nin dünyanın 8’inci en büyük ordusu olduğunu kaydederken, “Her türlü harbe hazır olmalıyız” mesajı verdi. Akar, Savunma ve Havacılık Dergisi’nin bugün çıkan yeni sayısına verdiği özel mülakatta, “Yakın coğrafyamızda yaşanan son olayların gösterdiği gibi, bugün dünyada, özellikle de Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada ‘belirsizlikler ve krizler’ dönemi yaşanmaktadır” diyerek şunları kaydetti: “Tahmin edilebilirlikten öngörülemezliğe, tehdit algısında basitlikten karmaşıklığa, tehdit - tabanlı planlamadan yetenek tabanlı planlamaya, statik yapıdaki müttefiklikten, dinamik yapıdaki ortaklığa, konvansiyonel harekâttan asimetrik harekata, birçok alanda değişim gerektiren bir dönem yaşamaktayız. Dolayısıyla ve özetle, her şeyden önce esnek bir anlayışla her türlü harbe hazırlık seviyesinin yüksek düzeyde tutulması gerekmektedir. Türkiye’nin jeostratejik konumu; ülkemize sayısız fırsat ve imkânlar sunarken pek çok belirsizlik, risk ve tehdidi de bünyesinde taşımaktadır. Günümüz güvenlik ortamında tehdit yelpazesi genişlemiştir. Yeni güvenlik ortamında, krizler süratle çatışmalara dönüşmektedir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ülkemiz, tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de jeostratejik öneminden dolayı bir ateş çemberinin ortasında bulunmaktadır. Bu ortamda, 2020’li yıllara yönelik olarak Kara Kuvvetlerimiz, caydırıcılık sağlayan ve simetrik üstünlük kazandıran kuvvetlerin yanı sıra hibrit harekât konseptinin ön plana çıktığı, konvansiyonel kuvvet kullanımı ile beraber asimetrik, özel harekat, siber, hava, uzay gibi ortamlardaki yeteneklerin kullanımının hedeflendiği bir askeri güç öngörmekte ve her an harbe hazır, beka kabiliyeti yüksek, süratli reaksiyon gösterebilen, küresel erişim ve hassas angajman yetenekleriyle donanmış bir kuvvet yapısına sahip olmayı hedeflemektedir.”

12 Ekim 2014 Pazar

Metabolizma nasıl çalışır

Metabolizmayı Hızlandırmanın İpuçları

Yaş ve yaşam tarzına bağlı olarak metabolizmamız yavaşlıyor. Alışkanlıklarımızı değiştirerek hızlı bir metabolizmaya sahip olmak elimizde...

Öğün atlamadan sık aralıklarla yemenin, hafif egzersizler yapmanın ve bol su içmenin uyuyan metabolizmamızı uyandırmak için yapılması gerekenler arasında olduğuna dikkat çekildi.

Şehir ve çalışma hayatına bağlı olarak hareketsiz yaşam, düzensiz beslenme metabolizmamızı yavaşlatarak kilo almamıza neden oluyor. Aldığımız besinlerin kilo yerine enerjiye dönüşmesi için daha hızlı bir metabolizmaya sahip olmamız gerekiyor. Uzmanlar, daha hızlı bir metabolizmaya sahip olmak için yapılması gerekenleri açıkladı.

Azar ama Sık Yemek Yemelisiniz!

3-4 saatte bir beslenmek metabolik faaliyetlerin düzenli çalışmasını, kan şekerinin düzene girmesini ve enzim - hormon sisteminin düzgün bir şekilde işlemesini sağlar. Azar azar ve sık sık yemek metabolizmamızı çalıştırmak için en önemli bileşendir.

Öğünlerinizde Karbonhidrat-Protein-Yağ Dengesine Dikkat Etmelisiniz!

Ara ve ana öğünlerde tek tip bir besin grubu yerine tüm besin gruplarını almak (karbonhidrat-protein ve yağlar ), bunları yakan enzimlerin düzgün çalışmasını ve metabolizmamızın aktif olmasını sağlar.

Öğünlerden Sonra Hareket Etmelisiniz!

Kahvaltı yaptınız veya akşam yemeğinizi yediniz, hemen televizyon veya bilgisayar karşısına oturmayın. Ne yaparsanız yapın öğünlerden sonra hareketli olmaya gayret edin. Öğünlerden sonra hareketsiz kalmak, kan şekerini düzenleyen hormon olan insülinin daha fazla salgılanmasına neden olup metabolizmamız üzerinde negatif etki yaratacaktır. Bu nedenle yemeklerden sonra 10-15 dakika hareket etmeye özen gösterin.

Haftada En Az 120 Dakika Kaslarınızı Çalıştırmalısınız!

Kas kitlemizi korumak, giderek aktivitesi düşen hayatımızda hareketli olmayı sağlamak için  düzenli egzersiz yapın, yüzün, yürüyün, koşun, dans edin. Haftada en az 120 dakika kaslarınızı çalıştıracak bir egzersiz yapın, hayatınız hangisini yapmanıza el veriyorsa.

Su İçmelisiniz!

Vücudumuzun yarıdan fazlası sudur ve her tür metabolik faaliyet neredeyse suyun içinde gerçekleşir diyebiliriz. Özellikle de sıcak geçen yaz günlerinde, metabolik faaliyetlerin düzgün gerçekleşmesi için hepimizin suya ihtiyacı vardır. Günde en az 6-7 kere idrara çıkmanızı sağlayacak kadar suyu mutlaka tüketin.

Ana ve Ara Öğünlerinizde Kalsiyuma Yer Vermelisiniz!

D vitaminini en güzel aldığımız yaz mevsiminde, vücudumuzda en çok bulunan mineral olan kalsiyumu düzenli olarak tüketin. Süt-yoğurt-ayran-cacık – kefir ana ve ara öğünlerinizde mutlaka bulunsun.  Yetişkin bir bireyin günde en az 2 su bardağı süt veya yoğurda ihtiyacı vardır.

Metabolizmamız Nasıl Çalışır?

Uzmanlar metabolizmanın nasıl çalıştığı hakkında şu bilgileri verdi: “Metabolizma en temel anlamıyla vücuttaki tüm kimyasal değişimleri içine alan bir süreçtir. Bu süreç, besinin vücuda alınmasından başlayıp enerjiye dönüştürülmesine kadar devam eder. Bazal metabolizma ise nefes alıp- vermek, kalp ritmini sağlamak gibi vücudun temel gereksinimleri için kullandığı enerjidir.

Bazal metabolizma günlük metabolizmamızın yaklaşık yüzde 70’ini oluşturur ve cinsiyet, yaş, boy, kilo ve kas kütlesine göre farklılıklar gösterir. Yavaşlamış bir metabolizma daha çabuk kilo almamıza neden olur. Metabolizmamızı hızlandırmak için ise günlük alışkanlıklarımızın dışına çıkmamız gerekir. Hafif egzersizler yapmak, sık aralıklarla yemek, bol su içmek gibi küçük değişimlerle metabolizmamızı hızlandırabiliriz” dedi.

9 Ekim 2014 Perşembe

Google dan geri adım

Google ünlülerden çalınıp, çevrimiçi yayınlanan "on binlerce" çıplak resmi kaldırdı.

Web devi isteklerden sonraki "bir kaç saat içinde" fotoğrafın silindiğini ve "yüzlerce hesabın kapatıldığını" söyledi.

Açıklama, Hollywood'un eğlence hayatı avukatı Marty Singer'ın "gizlilik ihlali" için Google'ı dava etmekle tehdit ettiği haberlerinden sonra geldi.

New York Post, Google'da üst düzey personele hitaben yazılan bir mektubu yayınladı.

Mektupta Google'ın "süratle hareket etmek ve sorumlu görüntülerini kaldırmada" başarısız olduğu ve "bu sapık avcılığı alışkanlık haline getirenlerin aşağılık davranışlarını körüklediği" belirtiliyor.

Yüksek profilli avukat da ekledi: "Google görüntülerin çalıntı, özel ve gizli fotoğraf ve videolar olduğunu, hukuka aykırı elde edildiğini ve kurbanların gizlilik haklarını ihlal edn sapık avcılar tarafından yayınlandığını bilmektedir".

Buna karşılık, Google şunu söyledi: "Bizim döngümüz genellikle hafta değil saattir. Tabii ki insanlar web üzerinde bu görüntüleri göndermeye devam ediyor ve diğer online hizmetler gibi biz de onları indirmeye yardımcı olmak için, içeriğin işaretlenmesine veya DMCA (Dijital Milenyum Telif Hakkı Yasası) isteklerinin dosyalanmasına güveniyoruz."

Siber hırsızlar tarafından hedeflenen ünlüler arasında Cara Delevingne, Jennifer Lawrence, Kate Upton, Rihanna, Kim Kardashian ve korku yıldız Mary Elizabeth Winstead de var.

Singer'ın yasal belgesine göre, Google'a ait bazı fotoğraflar da, YouTube ve Blogspot üzerinde yayınlandı.

Yunanistan Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı

Yunanistan'ın dün Türkiye'ye protesto notası vermesinin ardından, bu ülkenin Ankara Büyükelçisi Kyriakos Loukakis Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.

Zaten gönülsüz bir şekilde içinde bulundukları ekonomik borç batağından çıkmak için AB nin emri üzerine Türkiye ile masaya oturmak zorunda kalan Yunan hegamonyası altında olan ve Yunanistanın çıkarlarına alet olmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan Kıbrıs Rum kesimi Kendi tekelinde olmayan bir alanda tek başına ve bilgi vermeden petrol arama çalışmalarını denetleme amacı taşımadan Ülke savunma hakları gereği uluslar arası sularda bulunmasında sakınca olmayan gemilerimizin Petrol arama çalışmalarını uzaktan gözlemlemesini Fırsat bilerek çözüm süreçlerini askıya aldığını bildirdi.

Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Loukakis, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Muhtar Gün ile bir araya geldi.

Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, dün, Türkiye 'nin doğalgaz araması yapılan bölgeye savaş gemilerini göndermesi nedeniyle müzakere sürecinden çekildiğini açıklamıştı.

Rum lideri Anastasiadis, Parti Başkanları Zirvesi'nin ardından yaptığı açıklamada, Rum tarafının müzakerecisi Andreas Mavroyannis ve müzakere heyetiyle görüşmelerden çekilme kararı alındığını bildirmişti.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Kerim Uras'ın Dışişleri Bakanlığına çağrılarak kendisine Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Büyükelçi Anastasios Mitsialis tarafından protesto notası verildiğini belirtmişti. Açıklamada, "Türkiye'nin, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne (Güney Kıbrıs Rum Kesimi) ait Münhasır Ekonomik Bölge içinde Türk araştırma gemisi Barbaros'un inceleme yapması yönünde yayımladığı yasa dışı seyir duyurusu (NAVTEX) ve Türkiye'nin girişimleriyle bölgede gerginlik yaratmakla ilgili bir protesto notası verildi" denilmişti.

8 Ekim 2014 Çarşamba

Seo Danışmanlık Hizmetleri

Çok değil, bundan kısa süre önce; internetin keşfi ve hayatımıza yavaş yavaş girmesinin ardından birisi çıkıp internetin öyle çok gelişeceğini, yanımızda taşıyabileceğimizi ve gerçek hayatta yapabildiğimiz hemen her şeyi daha zahmetsiz biçimde yapmamıza olanak sağlayacağını söylese sanırım pek çoğumuz inanmazdık. Fakat bugün sağladığı olanakların genişliği bir kenarda dursun, internet dünyasında hemen her gün yeni bir gelişmenin haberini alıyoruz. Gitgide gelişen ve genişleyen bu evrende en dikkat çekici ve önemli alanlardan bir tanesi de e-ticaret. E-ticaret internet üzerinden satışa yapmak anlamına geliyor. İsteyen herkes internet erişimi olan bir cihaz ile e-ticaret yapabilmektedir. Ancak hem küçük ve orta ölçekli işletmelerin hem de kurumsal şirketlerin e-ticaretteki potansiyeli keşfetmesinin ardından sektörde bir anda patlama yaşandı. Bu aynı zamanda rekabeti de beraberinde getirdi. Rekabette öne çıkmak ve sivrilmek isteyenler için de kısa sürede çeşitli yöntemler gelişti. İşte bu yöntemlerden en yaygını ve işlevseli hiç şüphe yok ki Seo’dur.

Seo yalnızca e-ticaretle sınırlı değildir; arzu edilen her türlü web sitesi için Seo faaliyeti yürütülebilir. Seo hizmetleri bireysel girişimciler tarafından sunuluyor da olsa daha profesyonel hizmet almak isteyenlerin mutlaka Seo danışmanlığı yapan ajanslara danışmalarında fayda vardır. Peki Seo danışmanlarına başvuran birini bekleyenler nelerdir?
Seo ajansları genellikle sundukları hizmetleri farklı kategorilerde toparlayarak seo paketleri oluştururlar. Seo paketleri web sitelerinin ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş tarifelerdir. Ayrıca seo paketleri süre bazlı da düzenlenebilmektedir. Örnek vermek gerekirse bir seo paketi üç ay için 30 adet makale yazımı ve sosyal imleme özelliklerine sahipken bir diğer seo paketi altı ay için 50 makale yazımı, sosyal imleme, imleme özelliklerine sahip olabilmektedir. Seo paketlerinin bu şekilde sunuluyor olmasının sebebi müşterilerinin seo faaliyetleri için ayıracakları bütçeler ve sitenin faaliyet gösterdiği alandaki rekabet ortamıdır. Bu tür incelikleri site sahipleri bilmek zorunda olmadığı için seo danışmanlarının bir site için öncelikle seo analiz çalışmaları yapmalarında büyük fayda vardır. Seo analiz faaliyetleri üzerinde çalışılacak sitenin hangi kelimelerde yükselmesi gerektiği, hedef kelimelerin rekabet durumu, rakip sitelerin konumları gibi konuları kapsar.
Siz de siteniz için seo danışmanlığı hizmetinden faydalanmak istiyorsanız sitenizin ihtiyaçları ve beklentileriniz doğrultusunda size en uygun seçenekleri sunan seo paketleri üzerinde inceleme yapabilir, uygun seo paketi ve profesyonel iş ortakları ile çalışma şansı yakaladığınız taktirde arama motorlarında üst sıralara tırmanabilirsiniz. 

Kaynak: Seo Danışmanlık Hizmetleri

7 Ekim 2014 Salı

İnsanlar Uykudadır, Ölünce Uyanırlar

Yukarıdaki deyişi yedi yaşımdayken bir masalda okumuştum, Muhammed peygambere atfedildiğini öğrenişim ancak on yıl sonra oldu. Bu sözler beni derinden etkilemişti. Yaşam gerçekten, Doğudaki ve Batıdaki onca şairin söylediği gibi, bir rüya mıydı? Uyanış nasıl bir şey olacaktı? Rüyaları büyüleyici buluyordum, benim için çok gerçektiler, annemin rüyaları da sık sık çıkardı, haliyle kahvaltıda rüyalarımızdan bahsetmeyi seviyorduk.

Türkiye'de yaşadığım ve öğretim görevlisi olduğum yıllarda, Türk arkadaşlarımdan rüya tabirleri ile ilgili pek çok şey öğrendim. Tasavvufun, İslam mistik boyutlarının derinliklerine indiğimde de rüyaların önemini kavradım, insanın yakma dostlarıyla iletişim kurmasını sağlayabildiklerini gördüm.

Sonra, 1995 yazında, Eranos Derneği Asna’daki sempozyumu için konu olarak "Rüyaların Gerçekliğini seçince, sunduğum raporda Arap, İran, Türk ve HintMüslüman kaynaklarında bulduğum örneklerden ve kendi yaşadığım deneyimlerden bazılarını derlemeye çalıştım. Bu rüya tabirleri kitabı, söz konusu raporun genişletilmesi sonucunda ortaya çıktı, ancak bu konuda tek bir şey söyleyebilirim: Böyle bir işe kalkışmak okyanusu fincanla boşaltmaya benziyor. Çünkü insan neredeyse her açtığı kitapta, kâh yüzeysel ve basmakalıp, kâh derin anlamlı ve sürükleyici rüyalardan oluşan rengârenk bir karışıma rastlıyor, bunlar tıpkı bizde olduğu gibi tüm edebi geleneğe eşlik ediyor, ayrıca siyasi ve dini amaçlarla kullanılıyor.

Aşağıda okuyacağınız bölümlerde, rüya tabirleri ve rüyalar hayatının farklı alanlarından, bana önemli görünen bazı örnekler sunulmakta, bunların her biri için çok sayıda koşut örnek vardır. Her şarkiyatçı, zorlanmaksam bunlara kendi bilimsel alanından birçok örnekler ekleyebilecektir. Buradaki örnekler, akla gelebilecek her türlü edebi kaynaktan alınmıştır, en kısa ve özlü bir şekilde yazılmış Arap klasiklerinden yapılmış aktarımlar, cafcaflı, barok bir tarzda yazılmış İran rüyaları ve Osmanlı Türk rüya anlatıları vardır, bunun dışında gerçeküstü şiir ve hikâyeler de bulunmaktadır. Yaptığım çevirilerde, orijinal havalarını mümkün olduğunca korumaya çalıştım.

5 Ekim 2014 Pazar

Gelecek Güeş enerjisinde

Diğerlerini unutun... Uluslararası Enerji Ajansı Raporu'na göre 2050'ye kadar küresel elektrik üretiminin en büyük kaynağı o olacak.

Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre yakın gelecekte, elektriğin küresel ölçekte asıl kaynağı güneş olacak. IEA'nın yayımladığı "Güneş Enerjisi Teknoloji Yol Haritası Raporu'na göre, 2050'ye kadar güneş enerjisi; elektrik üretiminde fosil, rüzgar, hidro ve nükleer enerji kaynaklarını geride bırakacak.

- Sistem kurulum maliyetlerindeki düşüş de elektrik üretiminde güneşin payını artıracak. 2050'de elektriğin yüzde 16'sı fotovoltaik hücrelerden (güneşten, elektrik elde etme yöntemi), yüzde 12'si de diğer güneş enerjisi sistemlerinden üretilecek.

- Güneş, uzun dönemde enerjide kaynak çeşitliliğini arttırarak özellikle fosil yakıtlardaki fiyat dalgalanmalarına karşı arz güvenliğine katkıda bulunacak. Sera gazı salınımı olmayan güneş enerjisi sayesinde 2050'de yıllık 6 milyar ton karbon emisyonu da engellenecek.

PEKİ ŞİMDİ DURUM NEDİR?

Dünya genelinde 2014 itibarıyla güneş enerjisindeki toplam kurulu güç 150 gigavata ulaştı. 2050 yılında bu kapasitenin 4 bin 600 gigavata çıkacağı öngörülüyor. Bu arada, yeni güneş enerji sistemlerinden elde edilen elektriğin maliyeti, kullanılan teknolojiler ve elektrik üretilen bölgeye bağlı olarak megavat saat başına 90 dolar ile 300 dolar seviyelerinde bulunuyor

3 Ekim 2014 Cuma

Enerji içecekleri Cinsel Performansı Azaltıyor

İlk olarak uzun yol tır şoförleri ve sporcular için üretilmeye başlanan ama daha sonra gençlerin enerjik olmak için kullanmasıyla satışı yaygınlaşan ve tüketimi giderek artan enerji içecekleri, her yaştan insanın tercihleri arasında yer alıyor. Ancak enerji içeceklerinin tüketiminde dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar var… Çünkü enerji içecekleri kişiye geçici bir süre enerji veriyor ama yanlış ve aşırı kullanıldığında vücuda verdiği zararlar bu enerjinin yanında azımsanmayacak kadar fazla olabiliyor. Peki, enerji içecekleri nedir, ne değildir? Enerji içecekleri kullanılmalı mı, kullanılmamalı mı? Veya nasıl kullanılmalı? Enerji içeceklerinin içinde neler var? Enerji içecekleri vücutta ne yapıyor? Enerji içecekleriyle spor içeceklerinin farkı ne? Enerji içecekleri cinselliği nasıl etkiliyor? Kimler enerji içeceği kullanmamalı? Enerji içecekleri alkol ile birlikte alınabilir mi? İşte tüm soruların yanıtları…

Enerji içecekleri ile spor içeceklerini birbirinden ayırmak gerekir

Dayanıklılığı ve fiziksel performansı, zihni anlamda uyanıklığı ve konsantrasyonu arttırmak, tepkileri hızlandırmak, metabolizmayı canlandırmak ve toksinlerin vücuttan atılımını kolaylaştırmak fikrinden yola çıkılarak üretilen enerji içecekleri, uyanık kalmayı sağladığı için sınav öncesi ders çalışırken ya da gece dışarıda uzun saatler eğlenmek için kalan gençler arasında yaygın olarak tüketiliyor. Oysa enerji içecekleri ile spor içecekleri birbirinden çok farklı… Bu nedenle sporcu içecekleri ile enerji içeceklerini karıştırmamak, aradaki farkı bilerek tüketmek insan sağlığı açısından son derece önemli… Enerji desteği sağlayan ve sporcular için önemi yadsınamaz olan spor içeceklerinde karbonhidrat, vitamin, mineral ve sodyum, potasyum gibi kan için gerekli maddeler bulunuyor. Spor içecekleri ağır spor yaparak sıvı kaybeden kişiler tarafından, su ile birlikte tüketebiliyor. Enerji içeceği olarak adlandırılan içeceklerde ise kafein, taurin ve guarana gibi uyarıcı maddeler yer alıyor.

Enerji içeceklerinin içinde neler var?

Bir kutu enerji içeceğinde zihinsel işlevler üzerinde önemli bir madde olan kafein bulunuyor ve uzun süren aktivitelerde yağların yakılmasını artırarak daha fazla enerji sağlıyor, uyanık ve aktif olunmasına yardımcı oluyor. Stres veya yorgunluk anında, vücutta önemli bir antioksidan olan taurin seviyesi düşüyor. Vücuttan zehirli maddelerin atılmasına yardımcı olan glukuronolakton, glikoz parçalandığında ortaya çıkıyor ve hemen enerji veriyor. Enerji metabolizmasında etkili olan B grubu vitaminler, fiziksel ve zihinsel performansı artırıyor. Taurin, glukuronolakton ve B grubu vitaminler dışında enerji içeceklerinde bol miktarda glikoz, sükroz, guarana (bir çeşit kafein), inositol, carnitine, creatine, yapay tatlandırıcılar, yapay aromalar, yapay renklendiriciler ve etil alkol yer alıyor. Bazı ürünlerde ise haşhaş tohumu özü ve efedrin de bulunabiliyor.

Enerji içeceklerinin vücuttaki etkileri yıkıcı olabiliyor

Vücut organlarını fazlaca yoran ve böbreküstü bezleri için zararlı olabilen enerji içeceklerinin içerdikleri yüksek oranda kafeinden dolayı çok fazla tüketilmemesi gerekiyor. Çünkü kilo alınımına, kalp ve kan damarlarında sorunlara yol açabiliyor, fazla tüketilmesi halinde çarpıntı yapabiliyor, tansiyonu yükseltebiliyor, asabiyet, huzursuzluk, uykusuzluk, sık tuvalete çıkma, ağız ve diş problemleri, terleme, ellerde titreme, bulantı, kusma, karın ağrısı, göğüs sancısı, baş dönmesi, uykusuzluk, bağımlılık hatta kalp krizlerine neden olabiliyor. Çok yüksek oranda şeker (15 tatlı kaşığı) içerdiği için susuzluğa (dehidrasyon) sebep olabiliyor. Yapay aromalar ve renklendiriciler, migrenden çeşitli baş ağrılarına, baş dönmesinden, saldırgan davranış geliştirmeye, hiperaktivite, kontrol edilemeyen bağırmalar ve ağlamalara, endişelere, düz oturamamaya ve çocuklara odaklanamama gibi pek çok soruna sebep olabiliyor. B vitaminleri fazla tüketildiğinde karaciğer zehirlenmesine, yanma hissine ve cilt lezyonları gibi motor ve duyu problemlerine sebep olabiliyor. Kafein kızarıklık, kaşınma, dil, yüz, ağız ve dudak uyuşması, nefes alma zorluğu, göğüs sıkışması ve kusma gibi çeşitli ciddi alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor. Ayrıca aşırı miktarda kafein tüketimi kronik strese, depresyona ve anksiyeteye yol açabiliyor. Bu nedenle enerji içeceklerinin antibiyotik ilaçlar, nefes açıcı ilaçlar, alkol ile birlikte kullanılmaması önem taşıyor. Bu nedenle gençler arasında kullanımı giderek artan enerji içeceklerinin okullarda satılması yasak...

Milli Eğitim Bakanlığı, 21 Temmuz 2011 tarihli, 41 sayılı ve Okul Kantinlerindeki Gıda Satışı konulu bir Genelge yayınladı...

Okul kantinlerindeki gıda satışını düzenleyen Genelge'ye göre; eğitim kurumlarının, yatılı veya pansiyonlu yemekhaneleri dahil olmak üzere kantinleri, çay ocakları, büfeleri vb yerlerde çocukların dengesiz beslenmesine şişmanlığa (obezite) sebep olabileceğinden, doğal maden suları hariç, enerji yoğunluğu yüksek, besin değeri düşük olan (enerji içecekleri, gazlı içecekleri, aromalı içecekler ve kolalı içecekler) ile kızartma ve cipslerin satışları yapılmayacak, otomatik satış yapan makinelerde bulundurulmayacak...

Çünkü gençler enerji içeceklerini, derslere motive olmak veya sınavlarda uyanık kalabilmek için tüketebiliyor ama bunun için daha sağlıklı yollar bulmak gerekiyor. Enerji içecekleri hakkında yapılmış yeterli araştırma bulunmadığından, sağlık üzerine etkileri kesin olarak bilinmiyor ama bilinenler bile çok fazla kullanılmaması için yeterli gibi görünüyor.

Alkol karıştırılmaması ve birlikte alınmaması tavsiye ediliyor

Enerji içecekleri dolaylı olarak, alkolizme zemin hazırlayabiliyor. Çünkü kafein dozu yüksek olan enerji içeceğine alkol karıştırarak içmek, yorgunluk hormonu olarak bilinen kortizol hormonunun işlevselliğini yitirmesine ve hormonsal bozukluklara neden oluyor, böylece sarhoş olduğunu hissedemeyen, alkolün etkilerini fark edemeyen kişi daha çok içki içiyor ve bu durum trafik kazalarına ve alkol zehirlenmelerine yol açabiliyor. Bu nedenle enerji içeceklerinin alkol karıştırılmaması ve birlikte alınmaması tavsiye ediliyor.

Enerji içecekleri gerçekten cinsel performansı arttırıyor mu?

İnsanın dünyada tadabileceği en güzel zevklerin başında cinsel birliktelik geliyor. Günümüzde tabu olarak algılanan ve çiftlerin gözünü korkutan cinsellik, sanıldığı gibi bir sınav, kara bir bulut ya da kâbus değil…

Uzmanlar tarafından seks yapmak; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olarak tarif ediliyor. Dolayısıyla seks yapmak, beslenme ve dinlenme ihtiyacı gibi kişinin zamanı geldiğinde, yani hormonları harekete geçtiğinde yaşaması gereken çok özel ve güzel bir dürtünün ifade ediliş şekli… Bu nedenle “Enerji içecekleri cinsel performansı arttırır”, “Enerji içecekleri seks gücüne güç katar” gibi doğru bilinen yanlışlara (cinsel mitler) son vermek önemli… Çünkü enerji içeceklerinin yaşanılan cinselliğe çoğu zaman olumlu bir katkısı olmadığı gibi, çok fazla ve alkolle birlikte kullanıldığında, aşırı performans beklentilerinden, yoğun şeker, kafein ve enerjiden dolayı sertleşme sorunlarına ve erken boşalmaya yol açabiliyor. Bu nedenle çoğu zaman, enerji içecekleri cinsel performansı arttırmıyor, aksine azaltabiliyor.

Enerji içecekleri kime yasak olmalı?

Çoğu ülkede insan sağlığına zararlı olması gerekçesi ile yasaklanması gündemde olan enerji içeceklerini, yaşlıların, gençlerin, çocukların, hamile ve emziren kadınların, alkol tüketenlerin, aktif sporcuların, kafeine duyarlı olanların, diyet yapanların, yoğun stres yaşayanların, tansiyon, kalp ve dolaşım sorunu olanların kullanmaması önem taşıyor. 

2 Ekim 2014 Perşembe

Dev Bankaya İcra zaferi

Bir vatandaş dev bankaya haciz koydurdu!

Kredi alırken ödediği 'dosya masrafı' kendisine iade edilmeyen vatandaş, banka için haciz kararı aldırdı.

Bankadan kredi çekerken ödediği ‘dosya masraf’larını geri isteyen Mehmet Kodalak alacağını bir türlü kahsil edemeyince avukatı bankaya haciz koydurdu. Borcu anında ödeme sözü aldıklarını söyleyen avukat, “Bu belki Türkiye tarihinde bir ilk” dedi.

Banka kredileri için alınan dosya masraflarının geri ödenmesiyle ilgili süreçte “Türkiye tarihinde bir ilk” diye nitelenen ilginç bir olay yaşandı.

- Mehmet Kodalak, bir bankanın Avcılar şubesinden 11 Mart 2008’de 70 bin lira konut kredisi; aynı bankanın merkez ve İkitelli şubelerinden de 6 Aralık 2010’da ve 29 Ocak 2013’te bireysel tüketici kredisi çekti.

- Bu krediler için banka, “dosya masrafı” adı altında Kodalak’tan 2 bin 213 liralık kesinti yaptı. Kodalak, mahkemelerin “dosya masraflarının tüketicilere iade edilmesi kararları” üzerine avukatı Ali Çezik’e başvurdu.

EN YAKIN ŞUBEYE HACZE GİTTİLER

-Avukat Çezik, 17 Temmuz 2014’te, masrafların tahsili için İstanbul 35. İcra Müdürlüğü’ne takip kararı aldırdı. Kesin takip tebligatına ve bankanın hukuk bürosuyla yapılan görüşmelere rağmen 2 ayda sonuç alamayan Avukat Çezik, ‘kasa haczi’ talep etti. İcra müdürlüğünün kasa haczi kararı vermesinin ardından avukat Çezik, icra memuru ve yedi eminle bankanın en yakın şubesi olan Çağlayan şubesine hacze gitti.

- Bankadaki görevlilerinden müvekkilinin alacağını isteyen Çezik, görevlilere mahkeme kararını gösterdi. Çezik, görevlilerin 1 saat içinde eft yoluyla ödeme yapılacağı taahhüdünü memur ve yedi emin imzasıyla tutanağa yazdırarak bankadan ayrıldı. Çezik’in faiz ve masraflarla toplam 2 bin 700 lira alacağı tahsil edeceği öğrenildi.

“TÜRKİYE HUKUK TARİHİNDE BİR İLK”

Banka çıkışında gazetecilere açıklama yapan Avukat Çezik, “Bankanın ödemediği borç için bankaya hacze gelmiştik. Şimdi fiili haciz yaptırmadılar ve borcu hemen ödeyeceklerini söylediler. Gün içerisinde icra hesabına eft geçilecek. Bu şekliyle de bankanın direndiği borç bugün itibarıyla ödenecek. Bu da Türkiye hukuk tarihinde belki ilk diye düşünüyorum. Bundan sonra, en azından böyle durumlarda bankalara veya büyük şirketlere bir ders olur. Hukuk herkese hukuktur” diye konuştu

1 Ekim 2014 Çarşamba

Dağcı Katliamı

Japonya'da volkan patlaması: 30 dağcı öldü

Japonya’da dün yaşanan volkan patlaması sonrası devam eden arama kurtarma çalışmalarında 30 dağcı ölü bulundu.

Kurtarma görevlilerinin Ontake dağının zirvesi yakınlarında, yaklaşık 3 bin metrede bulunan dağcıların tamamının ‘ani kalp durması’ nedeniyle yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor.

Japon yetkililer doktor muayenesi yapılmadan ölümlerin doğrulanmayacağını bildirdi.

JAPONYA’DA YANARDAĞ PATLADI

Polis yetkilileri dağcılardan en az dördünün günün ilerleyen saatlerinde zirveden aşağıya indirileceğini açıkladı.

Japonya’nın orta kesiminde yer alan Ontake Dağı dün öğlen saatlerinde patlamasıyla bölge tamamen külle kaplanmış, ilk haberlerde dağın eteklerinde 250 kişinin mahsur kaldığı açıklanmıştı. 

Akşam saatlerinde ise mahsur kalanların büyük bir bölümü yürüyerek aşağı inmeyi başarmış, ancak 45 kişinin halen kayıp olduğu bildirilmişti.

Başkent Tokyo'nun 200 kilometre batısındaki yanardağın lav püskürtmediği belirtildi. 3 bin metre yüksekliğindeki Ontake yanardağı en son 7 yıl önce patlamıştı.