12 Temmuz 2014 Cumartesi

Modern Kaynaklara Göre Rüyada Üzüm Görmek

Rüyada Üzüm; rüyada üzüm görmek genel olarak güzele ve hayra işarettir.Ancak mevsiminde görülmeyen üzüm sıkıntı ve üzüntü ile ilişkilendirilir.
Rüyada Üzüm Salkımı Görmek
 
Rüyasında üzüm salkımı gören kişi için bu rüya bolluk ve bereketle, aynı zamanda evlilik hayatındaki huzurla ilişkilendirilir.
Rüyada Siyah Üzüm Görmek
 
Rüyasında siyah üzüm gören kişi için bu rüya sağlıklı olmaya, makam ve mevki yönünden yükselmeye işarettir.
Rüyada Beyaz Üzüm Görmek
 
Rüyasında beyaz üzüm gören kişi için  bu rüya kişinin güzel ve huzurlu bir evlilik yaşayacağına işarettir. Bu rüya bekar biri için yapılacak hayırlı bir evliliğin habercisidir.
Rüyada Üzüm Toplamak
 
Rüyasında bir üzüm bağına gidip, üzüm topladığını gören kişi için bu rüya kişinin gerçekleşmesini istediği bir emeline ulaşması olarak tabir edilir.
Rüyada Üzüm Suyu İçmek
 
Rüyasında üzüm suyu içtiğini veya üzüm suyunu şifa için kullandığını gören kişi için bu rüya borçtan kurtulmak, rahata ermek olarak tabir edilir. Eğer bu rüyayı gören kişi hasta ise, bu rüya bu kişinin iyileşeceğine, şifa bulacağına yorulur. Diğer yandan rüyada içilen üzüm suyu uzayan ömrün de işaretidir.
Rüyada Olmamış Üzüm, Koruk Yemek
 
Rüyasında henüz olgunlaşmamış, koruk halinde ekşi üzüm yediğini gören kişi için bu rüya alınacak kötü ve acı verici bir haberdir.
Rüyada Kuru Üzüm Görmek
 
Rüyasında ne renk olursa olsun kurutulmuş üzüm görmek güzel ve hayırlıdır. Kişinin alacağı hayırlı kararların ve evine gelecek bereketin işaretidir.
 
Rüyada üzüm yediğini gören kişi için bu rüya oldukça güzel ve hayırlı olarak yorumlanır. Kişinin elde edeceği başarılar sonrasında itibarının yükseleceğine ve iş hayatında hızlı bir yükseliş yaşayacağına işaret eder.
Yabancı Kaynaklara Göre Rüya Tabirleri
 
Rüyanızda üzüm görür ve toplarsanız, sıkıntıdan sonra mutluluk yaşayacağınızı ve iş hayatınızda parlak günlerin sizi beklediğini ifade eder. Rüyanızda yeşil üzüm yerseniz, duyumsuzluğun girdabına kapılacağınızı işaret eder. Onların tadına bakarsanız, bunu kötü sonuçlar takip eder. Üzümler görmeniz, korkulu bir işten kurtulacağınızı haber verir. Genç bir kadın onları yediğini görürse, beklentileri olmayınca önemsenmeyecek derecede bir hayal kırıklığı yaşayacak demektir.
Rüyada Üzüm Yemek
 
Rüyanızda üzüm yediğinizi görürseniz, tasarılarınız yüzünden duygusallaşacağınızı ifade eder. Eğer yaprakların arasında bolca üzümün asılı olduğunu görürseniz, bu iş hayatınızda yüksek bir mevkie ulaşacağınızı ve çevrenizdeki insanlara da mutluluk vereceğinize delalet eder. Genç bir kadın için bu rüya, parlak bir gelecek vaat ettiğine işarettir. Hayatındaki en çok arzuladığı şeyleri elde edeceğine tabir edilir. Rüyanızda at sırtına binip misket üzümü olan yerlerden geçtiğinizi ve onlardan yediğinizi görmeniz, kazançlı olan bir işte çok karlı bir girişimde bulunacağınıza ve bu sayede arzularınızı gerçeğe dönüştürebilmeniz için elinize fırsatların geçeceğine delalet eder. Aynı zamanda bu meyvelerin zehirli olduğunu düşünüyorsanız, başarılarınızdan şüphe edeceğinize yorumlanır.
Rüyada Yeşil Üzüm Görmek
 
Umutlarınızı ve hayallerinizi gerçekleştirmek için çabaladığınız bir vakitte cesaret kırıcı olaylar yaşamanıza ve bu olaylar sayesinde motivasyonunuzun düşeceğine delalettir.
 
Rüyada üzüm görmek ile ilgili rüyanızın daha ayrıntılı yorumunu çok yakında güncellenecek rüya tabirleri sitemizde bulabilirsiniz. Yapılacak olan rüya tabiri güncellememiz sonrasında  “rüyada üzüm görmek ne anlama gelir?”,”rüyada üzüm görmek nasıl yorumlanır?” ve “rüyada üzüm görmenin psikolojik nedenleri nelerdir?” gibi soruları psikolojik, modern ve İslami rüya tabirleri açısından inceleyip cevaplamış olacağız..

10 Temmuz 2014 Perşembe

Sigarayı erkekler içince normal, kadınlar içince anormal karşılanıyor

Bu ülkede sigaranın kötü bir alışkanlık olduğu sürekli vurgulanır ama erkekliği de var eden araçlardan, hatta kadınla erkek cinsiyetini birbirindan ayıran en önemli unsurlardan biridir sigara içmek. Yani zararlıdır ve zararlı bir şeyi yapsa yapsa erkek yapabilir, ancak erkek kaldırabilir, hatta bu zararlılık erkeğe yakıştırılır. Çünkü sınırları zorlamak erkeklerin harcıdır. Kadınlar yaparsa ayıplanır, çünkü erkekliğin sınırlarına girmiştir. Erkekliğin alanına atılan her adım da erkekliğe bir tehlike arzetmektedir. Çünkü erkeğin yaptığı bir şeyi kadının yapması onun gücüne zarar verecektir. Erkeklik de güç üzerine kurulmuştur. Adı üstünde iktidar. Hangi anlamda kullanırsanız kullanın, erkeklik güç demektir. Neslihan Demir sigara içmiş de, medya da bunu yadırgıyor. Sporcu olmasından mı, yoksa kadın olmasından mı yadırgıyor? Erkek bir sporcu olsaydı medyayı meşgul eder miydi bu durum? Ben de sigara içilmesine karşıyım ama erkekler yapınca normal karşılanan bir şeyin, heteroseksist şartlanmalardan dolayı kadını hedef haline getirmek için kullanılması çok yakışıksız. Neslihan Demir kendisi de biliyordur herhalde neyin kendisi için doğru veya yanlış olduğunu. Eğer sigaranın zararlarından konuşulacaksa, Neslihan Demir üzerinden konuşulmasın. Çünkü o bu ülkenin görüp görebileceği en önemli sporcu. Hatta dünyanın en iyi sporcularından biri. Neslihan Demir gibi bir sporcunun dünyaya bir daha geleceğini zannediyor musunuz? Neslihan Demir'in sigara içmesi ve oyuncu bir sevgilisinin olması suç mu da da hedef haline getiriyorsunuz? Gençlerin yanlış örnek almasından korkuyorsanız, toplumsal yaşamı düzenlemeye erkeklikten başlayın. Bu ülkede hiç kimse sigaraya başlamak için kadınları örnek almaz. Geçtiğimiz yıllarda doğudan Batı'ya çalışmaya gelen doğulu bir erkek, o bölgede kadının sigara içmesinin söz konusu bile olamayacağını söylemişti. Çünkü orada kadının tavuk bacağı kadar bile değeri yokmuş. Medyanın kadınlara karşı tutumunun, bu bakış açısından bir farkı var mı? Sadece daha hafif bir hali olabilir ama bakış aynı bakış.

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Down Sendromlu Çocuklarda Beslenme

Down sendromu, genetik düzensizlik sonucu insanda fazladan bir 21.ci kromozomun bulunması hastalığına verilen addır. Yuvarlak yüzleri,basık ve çekik gözleri düzleşmiş küçük burunları ile yaşıtlarından farklı ancak başka bir dünyadan topluca gelmişcesine birbirine benzeyen 47 kromozomlu bu özel çocukların beslenmesi de özel bir disiplin gerektirmektedir. Down sendromlu çocuklar genelde boy ve ağırlık açısından daha yavaş büyür, daha yavaş öğrenir, problem çözmede ve karar vermede diğer çocuklara oranla daha çok zorlanırlar. Yeterli ve düzenli bir beslenme proğramı ile bu çocukların büyüme, gelişmeleri desteklenip bilişsel performans ve yaşam kaliteleri arttırılmaktadır. DOWN SENDROMLU ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLEN BAŞLICA SEMPTOMLAR VE BESLENME YAKLAŞIMI Troit hormonu bozuklukları ve hipotiroidi: Down sendromlu çocuklarda tiroid bezlerinin yeterli hormon salgılamaması (hipotiroidi) beyin gelişimini olumsuz yönde etkiler.Bu nedenle çocuklar ilerleyen zamanlarda bilişsel performanslarında düşmenin yanı sıra şişmanlığa da eğilimli olurlar. Doğumdan sonra troit hormon testleri ve her sene düzenli olarak T3,T4 TSH hormonu kontrolleri yaptırılmalıdır. Yıllık tiroid hormonu kontrolleri yapılmayan veya bozukluk saptandığında düzenli tedavi edilmeyen Down sendromlu çocuklarda fiziksel gerileme ve öğrenme güçlüğü kalıcı olarak daha belirginleşir. Keten tohumu ve teretohumu troit hormonu yapımını uyaran besinlerdir. Sabahları 1 çay kaşığı ezilmiş tere ve keten tohumu karışımı birkaç kaşık yoğurtla karıştırılıp yedirilebilir. Ayrıca troit bezini güçlendirici ve hasarını önleyici en iyi iki mineral çinko ve selenyumdur. Yeterli selenyum ve çinko tüketimiyle troit hormonlarında artış gözlendiği gibi bağışıklık sistemide güçlenir,hastalıklara direnç artar. Karaciğer,balık,hindi ve tavuk eti, yumurta,mantar,ayçekirdeği,sarımsak ve tahıllar iyi birer selenyum ve çinko kaynaklarıdır. 1 avuç kabak çekirdeği günlük çinko gereksiniminin tamamını karşılar. DS’li çocukların günlük beslenmelerinde bunların bir yada birkaçına mutlaka yer verilmelidir. Kabızlık: Down sendromlu çocuklar kas güçsüzlüğü ve sedanter yaşam nedeniyle kabızlık riski altındadırlar. • Öğünlerde çorba,meyve suyu veya ayranı eksik etmemek, • Yeterince su tüketmelerini sağlamak, • İyi birer lif kaynağı olan çiğ sebze ve meyvelere günlük beslenmede yer vermek • Kuru üzüm,kuru kayısı,incir,erik gibi meyveler ve • Kurubaklagiller,fındık fıstık gibi kabuklu yemişler, tahıllar ve tambuğday ekmeğini bu çocukların beslenmelerinde olmazsa olmaz birer unsur haline getirmek, • Yoğurt ve kefir tüketilmesi, • Yeterince hareket etmelerini sağlamak gibi önlemlerle DSlerde kabızlık riski önlenebilir. Şişmanlık: Hipotiroidi ve kas güçsüzlüğü nedeniyle DSli çocuklar yaşıtlarına oranla %%10-15 daha az kalori gereksinimine sahiptirler. Kızartmalar, hamur işleri, tatlılar kontrollü olarak tükettirilmelidir. Bu tür besinlerde aşırıya kaçmamak gerekir.Kaslarının güçlenmesi protein yapımının uyarılması için et,peynir,yumurta gibi besinlerin günlük tüketimini arttırmak çocukların ev içinde ve dışarıda hareket etmelerine olanak sağlamak istenmeyen kilolardan korunmak için iyi birer önlem olabilir. Diyabet: Araştırma sonuçlarına göre DSli çocuklarda diyabet gelişme riski yüksek bulunmuştur. Hazır besinler (çikolata,bisküvi,gofret,cips vb.), aşırı yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak günlük fiziksel aktivite düzeyini arttırmak gibi önlemlerle olası diyabet riskinin önüne geçilebilir. DS’li çocuklarda düzenli kan şekeri kontrollerinin yaptırılması da yine bu hususta büyük önem arzetmektedir. Gluten ve laktoz intoleransı: Buğday,arpa,çavdar ve yulaf içeren gıdalar ve süte karşı bu çocuklarda alerjik reaksiyonlar gözlenebilir. Bu tür besinler tüketildikten sonra bulantı,karın ağrısı, kaşıntı, kızarıklık veya ishal gibi semptomlar ortaya çıkıyor ise yukarıdaki tahılları içeren besinleri kısıtlayıp süt yerine yoğurt ve peynir yedirmek iyi bir çözüm olacaktır. Aksi halde sindirim ve emilim problemleri kaçınılmazdır. GÖR (gastro özafagual reflü) Down sendromlu çocuk ve yetişkinlerde fazlaca dikkat edilmesede GÖR oldukça büyük bir sorun teşkil etmektedir. GÖR nedeniyle yeterli beslenemeyen çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği gözlenmektedir. Mide yanması, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, kusma ve göğüs ağrısı şeklinde kendini gösteren bu rahatsızlıktan DSli çocuk ve yetişkinleri korumak için; • Az az ve sık sık yemeleri sağlanmalı, • Egzersiz için yemekten sonra 1 saat beklenmeli, • Su yemekle birlikte değil önce veya sonrasında içilmelidir. VİTAMİN VE MİNERAL TAKVİYELERİ Down sendromlu çocuklarda genellikle selenyum ve çinko yetersizliğine rastlanılmaktadır.Çinko büyüme,gelişme, troit ve lenfosit fonksiyonları için elzem bir elementtir. Down sendromlu çocuklarda risk faktörlerinden biri olan löseminin önlenmesinde dışarıdan çinko takviyesi veya çinkodan zengin besin tüketimi önemlidir. Selenyum da yine tiroit fonksiyonlarının arttırılması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından gereklidir. Vücutta kan hücrelerinin yapımı ve oksijen transportunun yanı sıra bilişsel performans üzerinde de önemli bir etkiye sahip olan demir seviyesi DS’li bazı çocuklarda düşük bulunmaktadır. Yapılan tetkikler neticesinde demir eksikliğine rastlanıldığında doktor kontrolünde demir takviyesi kullanmak veya demirden zengin (karaciğer,kırmızı et, yumurta sarısı, kuruyemişler,kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler) gibi besinlerin düzenli tüketimi çocukların büyüme, gelişme ve bilişsel işlem kapasitelerinde artış sağlayacaktır. Yapılan çalışmalara göre Down sendromlu çocuklarda ilerleyen yaşlarda nörotrasmitter düzeylerinde değişime bağlı olarak olumsuz ruh hali, depresif davranışlar ve alzhemer önemli birer risk faktörü olarak bulunmuştur. Folik asit, B12, magnezyum ve demir takviyeleri bu tür semptomların gelişme riskini azaltabilmektedir. Yine en güçlü antioksidanlardan biri olan E vitaminin bilişsel işlevin arttırılması ve Alzheimerdan korunmada etkili olduğu görülmüştür. Zentinyağı ve kuruyemişler en iyi E vitamini kaynaklarındandır. Omega-3 yağları: Beyin, retina ve sinir hücre duvarlarının onarımı ve gelişmesi açısından önemli olan bu yağ asitleri balık, keten tohumu, ceviz ve semizotu gibi besinlerle alınabilir. Öğrenme güçlüğü yaşayan DS’li çocuklarda omega-3 yağ asiti tüketimi arttırıldığında IQ düzeylerinde ilerleme saptanmıştır. Sonuç olarak down sendromlu çocuklarda uygulanacak olan tıbbi,sosyal ve pskolojik desteğe ek olarak diyetisyen kontrolünde hazırlanan özel bir beslenme düzeniyle bu çocukların gelişimleri, eğitimleri desteklenip topluma faydalı birer birey olarak kazandırılabilmektedirler. Fiziksel ve mental gelişimlerinin izlenmesi açısından DS li çocukların belli aralıklarla tiroit ve kan testleri mutlaka yaptırılmalı beslenmenin ise iyilik halinin geliştirilmesi için en önemli unsur olduğu unutulmamalıdır.

5 Temmuz 2014 Cumartesi

Hamilelikte Oruç Tutmak Riskli mi?

Hamilelik, İslam dininde oruçtan muafiyet için sayılan istisnalardan biridir ancak buna rağmen birçok hamile kadının ramazan ayında oruç tuttuğu görülüyor. Peki anne adayı ve bebek açısından bu durum sağlıklı mı? Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Sağlığı Bölümü'nden Op.Dr. İbrahim Sözen, ''Gebelikte orucun hem hamile kadın hem de gelişmekte olan bebek için zorlukları ve sakıncaları mevcuttur.'' Gebeler, hamileliğin fizyolojisi icabı daha sık acıkıyorlar. Çünkü bu dönemde, bebeğe sağlamakla yükümlü oldukları ekstra kaloriyle birlikte günlük kalori alım gereksinimleri de artıyor. Op. Dr. Sözen şöyle diyor: ''Gebelerin 3-4 saatte bir düşmeye eğilimli kan şekerlerini sabit halde tutmak için küçük öğünler alması tavsiye edilir. 2004 yılında Singapur'da yapılan bir çalışmada, oruç tutan gebelerin yarısından fazlası gebelik öncesindeki oruçlara göre çok daha zorlandıklarını, üçte biri ise oruca bağlı yan etkiler yaşadıklarını belirtmişlerdir.'' Aç kalmak bebeği etkiliyor Peki orucun bebekler içinde bir riski olabilir mi? Op. Dr. İbrahim Sözen soruyu şöyle yanıtlandırıyor: ''Bebek için görülen en büyük tehlike, onların ileride nörolojik ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilecek ketonların oruç sırasında kanda artışıdır. Ketonlar şekerin hücrelerin kullanımı için ortamda olmadığı durumlarda depolanmış yağların yakılması sonucu açığa çıkarlar. Örneğin uzun süren açlıklarda vücudun şeker deposu çabuk tükenir ve hücrelerin enerji gereksinimi için yağlar yakılır. Bunun sonucunda hem anneye hem de bebeğe zararlı olabilecek ketonlar yağ yakılması sonucu açığa çıkarlar. Kontrol edilemeyen diyabette de aynı durum söz konusudur. 1995 yılında American Journal of Obstetrics and Gynecology dergisinde Rizzo ve arkadaşları tarafından yayınlanan bir çalışmada, kontrol edilemeyen diyabet ve uzun süreli açlık gibi durumlarda kanda oluşan yüksek keton oranlarının ileride bebeklerin beyin ve psikolojik fonksiyonlarında bozukluğa neden olduğu gösterilmiştir.'' Hamilelerde yüksek ketonlara ulaşılmasının sebepleri nedir? Sorusuna ise şu yanıtı veriyor: ''Gebelerde yüksek keton oranlarına kolaylıkla ulaşılmasının iki nedeni vardır. Öncelikle gebelerdeki açlık süreçleri gebe olmayan kadınlara kıyasla çok daha çabuk bir şekilde hipoglisemiye (kan şekeri düşüşü) yol açmaktadır. Kanda, bu düşüş nedeniyle, hücrelerin enerji olarak kullanımları için şeker kalmayınca da vücut yağlar yakar ve ketonlar bu yakımın yan ürünü olarak yükselir. Gebe olmayanlarda bu keton yükselmesi 24 saat içinde yoğunlaşırken, gebelerde bu süre 16 saat civarındadır. Yüksek keton oranlarının gebelerde oluşmasına olanak tanıyan ikinci neden ise gebelerde, özellikle ileri haftalarda, insülin direncinin gelişmesidir. Bu direncin çok yüksek olduğu durumlarda gebeliğe ait diyabet gelişir. Bu durumda kanda yeteri kadar şeker vardır ama bu şekeri hücrelerin kullanımına sokacak olan insülin görevini yapamaz. Şeker kanda yükselir ama hücreler yakıt olarak şekeri kullanamaz. Hücreler bu nedenle alternatif yakıt olan yağı yakarlar ve bu da açığa yüksek keton oranları çıkarır. Susuzluğa dikkat! ''Oruç tutarken bir diğer potansiyel sorun vücudun sıvısız kalmasıdır.'' Diyen İbrahim Sözen şöyle devam ediyor: ''Gebelerde damarlarda dönen kan ve sıvı miktarı çok artar. Bu kan ve sıvı miktarını koruyabilmek için gebelerin günde en az 3 litre civarında sıvı almaları gerekir. Nisbi sıvısızlık durumlarında, kan basıncı düşer, plasentaya (bebeğin eşi) ve dolayısıyla bebeğe giden kan akımı azalır. Bunun sonucunda bebeğin oksijenlenmesi ideal oranların altına düşebilir. Gerçekten de bebeğin beyninin oksijenlenmesinin testi olan ve ultrasonla yaptığımız bir ölçüm olan biyofizik profil skoru oruç tutan annelerin bebeklerinde tutmayan annelerin bebeklerine oranla daha düşük bulunmuştur. 2003 yılında International Journal of Gynecology and Obstetrics dergisinde yayınlanan bu çalışmaya göre bebeğin iyi oksijenlenmesinin en iyi ultrasonografik bulgularından biri olan fetal breathing (diyafram hareketi) oruç tutan annelerin bebeklerinde ciddi olarak azalma göstermektedir. Özetle, oruç tutmak isteyen hamile kadınların orucu, hamileliğin sonunda kaza orucu şeklinde tutmaları hem kendileri hem de bebek açısından çok daha olumlu olacaktır.'' Emziren anneler oruç tutabilir mi? Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Dr. Ela Tahmaz, emziren annenin oruç tutmasıyla ilgili şöyle diyor: Anne sütü konusunda yapılan araştırmalar kısa süreli yemek yememenin sütü azaltmadığını ancak ciddi sıvı kaybının sütü azaltabileceğini göstermiştir. 2- 5 ay arasında bebeği olup emziren kadınlar arasında yapılan bir çalışma göstermiştir ki, oruç sırasında anne sütünün içeriğinde bir miktar değişim olmaktadır. Alınan enerji miktarı, protein, vitamin A ve C gibi elemanların günlük ihtiyacın altında kaldığı saptanmıştır. Bu da emziren annelerin oruç sırasında süt kalitesinin etkilendiğini göstermektedir. Bu nedenlerle emziren annelerin, özellikle bebeğin sadece anne sütüyle beslendiği ilk 6 ayda bütün gün su içmemeleri doğru değildir. Oruç tutabilmek için gereğinden önce ek gıdalara ve mamaya başlanması da uygun bir davranış değildir. Ancak 6 ayın üzerinde veya başka nedenlerle zaten ek gıdalara başlamış bebeklerde oruç sırasında annenin yememe ve içmemesi daha kolay tolere edilebilir. Ancak bu durumda da mutlaka sahura kalkmak ve iftardan sahura kadar geçen süre içinde bol miktarda sıvı almak şarttır. Ayrıca günü dinlenerek geçirmeleri ve kendilerini fazla yormamaları de gereklidir. Bebeğin aynı aralıklarla emmeye devam etmesi ve ek gıdaların da aynı şekilde verilmesi önerilmektedir. Şunu da unutmamak gerekir ki, şeker metabolizması ile problemi olan anneler örneğin diyabet veya kan şeker düşüklüğü ya da diğer sağlık problemi olan annelerin oruç tutması risklidir ve mutlaka doktorlarına danışmaları gerekmektedir.

Di Maria’dan Hayat Öpücüğü!

Di Maria’dan Hayat Öpücüğü! Dünya Kupası 2. Tur maçında Arjantin ile İsviçre karşı karşıya geldi. Karşılaşma kıran kırana bir mücadeleye sahne oldu. 90 dakika sonunda golsüz eşitlik bozulmadı. Uzatmalarda da karşılıklı ataklar vardı. İkinci uzatmalarda ise Arjantin daha etkiliydi. 118. dakikada Messi'nin pasında Di Maria topu ağlara gönderdi ve Arjantin'i 1-0 öne geçirdi. Uzatmaların son dakikasında ise İsviçreli Blerim Dzemaili'nin kafa vuruşu direkten döndü. Dönen topu tamamlamak istedi ama top direğin yanından auta çıktı. Shaqiri, 120 +3. dakikada kullanığı frikikten de yararlanmayınca Arjantin, İsviçre'yi 1-0 mağlup ederek adını çeyrek finale yazdırdı.

'Çözüm Paketi'nin Komisyon Görüşmesi Gergin Başladı

‘Çözüm paketi’nin görüşüldüğü İçişleri Komisyonu toplantısı gergin başladı. MHP'liler ile HDP'liler arasında ağız dalaşı ve laf atmalar yaşanırken, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri 'nin, Komisyon Başkanı Mehmet Ersoy 'a, "Burada muhatap sizsiniz. Bunlar kim" demesine de HDP’li Hasip Kaplan , "Seçimle geldik. Sen kim oluyorsun, milletin iradesine saygısızlık yapma" diye karşılık verdi. Çözüm sürecine ilişkin Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri tartışmalarla başladı. İçişleri Komisyonu toplantısına komisyon üyesi milletvekillerinin yanı sıra AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın , CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi , MHP Grup başkanvekilleri Oktay Vural ve Yusuf Halaçoğlu , BDP Grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile komisyon üyesi olmayan milletvekilleri de katıldı. Komisyon Başkanı Mehmet Ersoy'un görüşmelere geçildiğini açıklamasına MHP Grup Başkanvekili Vural, "Başlayamazsınız" diye itiraz etti. Tasarının görüşülemeyeceğine dair itirazlarını dile getiren Vural'ın, "Terör örgütünün tehdidiyle komisyon çalışabilir mi?" sözlerine HDP'liler tepki gösterdi. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Burada kimse şov yapamaz. Burada fikirler konuşulur" dedi. MHP'liler ile HDP'liler arasında ağız dalaşı ve laf atmalar yaşanırken, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri 'nin, Komisyon Başkanı Ersoy'a, "Burada muhatap sizsiniz. Bunlar kim" demesine de Kaplan, "Seçimle geldik. Sen kim oluyorsun, milletin iradesine saygısızlık yapma" diye karşılık verdi. Kameraların dışarıya çıkarılması da tartışma konusu olurken, bazı danışmanlar da salondan çıkarılmak istenmelerine karşı koydu. Kameraların çıkmasının ardından tasarının görüşülemeyeceğini savunan Vural, konusu suç teşkil eden ve suç imtiyazı sağlayan tasarının görüşülemeyeceğine ilişkin itirazını dün TBMM Genel Kurulu'nda da ifade ettiğini söyledi. Vural, itirazı sonuçlanmadan görüşmelere geçilemeyeceğini savundu. Komisyon Başkanı Ersoy da Vural'ın itirazına ilişkin Meclis Başkanlığı'ndan komisyona herhangi bir bildirimde bulunulmadığını belirterek, görüşmelere engel durum olmadığını söyledi. MHP Grup Başkanvekili Vural, bunun üzerine usul tartışması açtı.

4 Temmuz 2014 Cuma

"21 Blackjack'tir, Riskli Oyundur"

CHP'li Birgül Ayman Güler: Aday çıkabilmek için 20 imza toplanması gerekiyor. Emine Hanım, cumhuriyetçi bir Türk yargıcı ve bir kadın CHP ve MHP’nin çatı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu ’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı CHP’de çatlağa yol açtı. Adaylık dilekçesine imza atmayan CHP’li 21 milletvekilinin, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ’ı aday göstermeye hazırlandıkları öne sürüldü. Doğan Haber Ajansı’ndan Elif Demirci ’nin haberine göre, İzmir’den imza vermeyen tek vekil Birgül Ayman Güler , 21 vekilin yarın toplanarak aday açıklaması yapacaklarını söyledi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise "21 Blackjack oyunudur aynı zamanda, ama çok riskli bir oyundur" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , tüm milletvekillerinden Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için dilekçe vermelerini istedi. CHP’den 109 vekil imza verdi. AKP’den isitfa eden Kütahya Milletvekili İdris Bal ve Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım ’ın imzalarının da CHP dosyasında bulunması dikkat çekerken, imza atmayan 21 vekil arasında yer alan İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, Emine Ülker Tarhan’ın aday gösterilmesi için yarın 21 milletvekili ile toplantı yapacaklarını söyledi. Güler, Tarhan’ı aday çıkarmaya hazırlandıklarını belirterek, şöşyle dedi: "Ekmel Bey’e imza vermeyeceğimi ilan etmiştim. Ekmel Bey’in doğru aday olmadığını Parti Meclisi’nde de dile getirmiştim. Hem yöntemi, hem gösterilen adayın temsil ettiği değerler bakımından uygun olmadığını anlatmıştım. Ekmel Bey ilan edildiğinden beri biz parlamentoda 20 milletvekili doğru bir aday gösterilmesi üzerine çeşitli çalışmalar yürütmüştük. İmza vermeyen 21 milletvekili yarın toplanacağız ve kamuoyuna açıklama yapacağız. Aday çıkabilmek için 20 imza toplanması gerekiyor. Emine Hanım, cumhuriyetçi bir Türk yargıcı ve bir kadın. Daha pek çok önemli değerlere sahip." CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, dilekçenin tesliminin ardından Twitter’da İhsanoğlu ve adaylığını eleştirdi. CHP’nin Gülen cemaatiyle koalisyon yaptığını iddia eden Güler, bir takipçisine verdiği cevapta dilekçeye imza atan iki bağımsız vekilin de cemaat üyesi olduğunu öne sürerek, "İmza listesinde AKP istifacısı cemaat milletvekili ’yok’ mu diyorsunuz!" diye yazdı. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun CHP'li Engin Altay tarafından cumhurbaşkanlığı adaylık dilekçesinin TBMM Başkanı Cemil Çiçek 'e verilmesinin da ilginç diyaloglar yaşandı. Bir gazetecinin "111 milletvekiliyle imza verdiğinize göre, CHP'li milletvekillerinin ikinci bir aday için imza verme şansı kalkmadı diyebilir miyiz?" sorusunu Altay, "Diyebiliriz" diye yanıtladı. Bağımız Burdur Milletvekili Hami Yıldırım ve Bağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal'ın, CHP Grubuna gelerek, adaylık önergesine imza attıklarını belirten Altay, 109 CHP milletvekili ve 2 bağımsız milletvekilinin imzasının bulunduğunu bildirdi. Gazetecilerin, CHP'nin 21 milletvekilinin imzasının bulunmadığı ve yeni bir adaylık dilekçesinin gündeme gelebileceğini söylemeleri üzerine Altay, "21 Blackjack oyunudur aynı zamanda, ama çok riskli bir oyundur" karşılığını verdi.

'Pelin Batu Milliyet'ten Kovuldu'

Gazeteci yazar Can Dündar, Milliyet yazarı Pelin Batu'nun işine son verildiği bilgisini Twitter hesabından paylaştı. Bundan yaklaşık bir yıl önce, 1 Ağustos 2013 tarihinde Milliyet gazetesiyle yolları ayrılan Can Dündar, Pelin Batu'yla ilgili şu mesaja yer verdi: Milliyet bugün de Pelin Batu'yu kovdu. Atmalara doyamadılar.

Rüyada Türbe Görmek ve İslami Kaynaklara Göre Yorumlanması

Rüyada türbe görmek görmek, etrafınızda boş konuşan ve densiz, cahil ve gereksiz kişilerle çevrelenmiş olmanıza işaret eder. Çevrenizdeki bu insanları hayatınızdan tamamen çıkmanız gerektiğine işaret eder. Rüyada türbe, iç huzuru yakalamanıza ve kafanızı boşaltıp, gönlünüzü tamamen ferahlatmanıza işaret eder. İslami rüya tabirleri nde bu rüyanın tabiri aynı zamanda kötü insanlardan, kazadan ve beladan uzakta olmanıza ve geçmiş hatalarınızı tekrardan yapmamanız gerektiğine işaret eder. Rüyada türbe ziyareti yaparken üzerinizin yağmur tarafından ıslandığını görürseniz,  helal yoldan maddi kazanç elde edeceğinize ve bolluk içinde yaşamınızı sürmenize işaret eder. Rüyada bir türbenin temizliğini yaptığınızı görürseniz, hastalıklarınıza ve kederlenmenize çarelerin bulunacağına ve bu çarelerin kendiniz tarafından çözüme ulaştırabileceğinize delalet eder. Aynı zamanda rüyada türbe temizlemek, güzel ahlaklı bir insan olduğunuzu göstermektedir. Rüyada türbe görmek, kişinin iş hayatında karşısına çıkacak sorunlarla ilgili olarak rahat bir fikir yürütebilmesine ve çözümlerinde kolaylık sağlayabilmesine işaret eder. Rüyada türbenin içinde gezdiğini görmek ise, çevrenizde sizi seven ve sayan bir kişinin sizden korkmasından dolayı bir türlü cesaretini toplayıp size yaklaşamamasına işaret eder.  Rüyanızda bir türbenin içinde dualar ettiğinizi ve bu duaları çok içten bir şekilde yaptığınızı görmek ise, yüce gönüllü bir kimse olarak kabul edilir. Size yapılan yanlışları unutacak ve affedici olacaksınızdır. Yanlış yapan kişileri bağışlayarak erdemli bir insan olduğunuzu göstermiş olacaksınız. Kısa bir süre içinde kaybettiğiniz şeyleri fazlasıyla yeniden kazanacaksınızdır. Rüyada türbe, ve bu türbe de dilek dilemek, rüya sahibi için içten içe gizlice seven ve onun için hep iyi şeyler dileyen bir kimsenin olduğuna işaret eder.

3 Temmuz 2014 Perşembe

Açık Havada da Sigara İçme Yasağı Geliyor

Sağlık Bakanlığı, tütün ve tütün ürünlerinin tüketiminin azaltılması amacıyla yürüttüğü kapalı mekanlarda 'Dumansız Hava Sahası' çalışmasının kapsamını genişletiyor. Kapalı mekanların ardından sigara yasağı açık alanlara da yayılacak. Zaman gazetesinden Yasin Kılıç'ın haberine göre, Bakanlık, Ulusal Tütün Kontrol Programı 2014-2018 Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planı'nda özelikle yoğun olarak kullanılan alışveriş merkezleri, sinema, tiyatro gibi yerlerin bina girişleri ile çocuk parkları, ikram sektöründeki lokanta ve kahvehane gibi yerlerin açık alanlarının belirli bölgeleri dumansız hava sahası kapsamına alınacak. Sağlık Bakanlığı, Ulusal Tütün Kontrol Programı 2014-2018 Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planı'nda tamamladı. Cihan Haber Ajansı'nın (CİHAN) ulaştığı 2014-2018 yıllarını kapsayacak eylem planı 10 çalışma grubu başlığında 133 faaliyetten oluşuyor. Faaliyetlerin uygulamasından sorumlu toplamda 21 kurumu ve kuruluş bulunuyor. Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının sağlık, ekonomik ve sosyal açıdan zararlı etkileri konusunda halkın eğitilmesi, bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi çalışması yürütülecek. Bu kapsamda 2018 yılı sonuna kadar toplumun yüzde 95'inde tütün ve tütün ürünlerinin kullanımına karşı tutum oluşturulması hedefleniyor. Bu kapsamda ilk ve orta öğretim kurumları yönelik çalışmalara ağırlık verilecek. Tıp, sağlık bilimleri fakülteleri ve eğitim fakülteleri ile diğer yüksek öğretim kurumlarının müfredatlarına tütün ve tütün ürünleri ile mücadele konusunda bilgi, tutum ve davranış değişikliği oluşturacak konular konulacak. Kurum ve kuruluşlara ait çağrı merkezi ve santrallerin karşılama mesajında sigara ve nargile ile mücadele sürecine katkı sağlayacak spot bilgiler verilecek. Kurumsal telefon hatlarından kurum mensuplarına tütün ve tütün ürünleri ile mücadele konusunda mesajlar gönderilecek. Planın sigarayı bırakma bölümündeki hedeflere göre sigara bırakma yüzdesinin toplumda yüzde 50'nini üzerine çıkarmak yer alıyor. Sağlık profesyonellerinde, öğretmenlerde, din adamlarında, emniyet ve yargı mensuplarında bırakma yüzdesini yüzde 60'a çıkarılması amaçlanıyor. Hamilelerdeki bırakma oranının ise yüzde 90'lara çıkarılması düşünülüyor. Bu kapsamda üniversitelerin ilgili fakülte ve yüksekokulları ile uzmanlık eğitimi veren eğitim hastaneleri ve sağlık meslek liselerinin müfredatına tütün ve tütünle mücadele konuları eklenecek. Hekim, hemşire, ebe, sağlık memuru ve psikologlara sigara bırakma konusunda eğitimler verilecek. Birinci basamak sağlık hizmeti sunan kuruluşlarda davranışsal tedavi, sosyal destek gibi hizmetleri verebilecek hemşire veya psikolog bulunacak. Hastanelerde sigara bırakma tedavisi hizmeti sunabilecek en az bir hekim olacak. Sağlık kuruluşlarında verilen sigara bırakma hizmetinin danışma, tetkik ve tedavilerin SGK tarafından ücretlendirilmesi sağlanacak. Tütün bağımlılığı tedavisinde kullanılan bilimsel farmakolojik tedavi preparatlarının geri ödeme kapsamına alınması veya ücretsiz olarak vatandaşa sunulması sağlanacak. Okul, hastane ve diğer işyerlerinde veya özel gruplara sağlık personeli, öğretmenler, gençler, emniyet, yargı ve silahlı kuvvetler mensuplarına yönelik bırakma kampanyaları düzenlenecek. ÖTV'nin sigara perakende satış fiyatının en az yüzde 70'ini oluşturması sağlanarak vergi artış oranının enflasyon oranının üzerinde kalması sağlanacak. Eylem planının tütün dumanından pasif etkilenimin önlenmesi bölümünde ise bakanlık önemli düzenlemeler yapacak. Kapalı mekanlarda başlatılan sigara yasakları açık alanlara yayılacak. Tütün dumanından pasif etkilenimin sağlık risklerine ilişkin bilgiler toplumun yüzde 90'ına ulaştırılacak. Mevzuat kapsamında 'kapalı' alan olarak belirlenmiş alanlarda tütün ve tütün ürünlerinin tüketiminin yüzde 100 engellenmesine ilişkin denetim kapasitesi güçlendirilecek. Evlerde, yaşam alanlarında, özel mülkiyetlerde pasif etkilenimin önlenmesi için toplumun en az yüzde 80'inin desteği sağlanacak. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı ve karın hastalıkları ve doğum uzmanları ile Aile Sağlığı ve Toplum Sağlığı Merkezi'nde görevli hekimlerin tütün dumanından pasif etkilenim hakkında farkındalığını arttırmaya yönelik bilgilendirme ve hizmetiçi eğitim çalışması yapılacak. Pasif etkilenimi ölçmeye yönelik ulusal, akredite bir referans ölçüm yöntemleri ve laboratuvarı konusunda araştırma yapılacak. PARKLARDA SİGARA TÜKETİMİ YASAKLANACAK Tütün ve tütün ürünü kullanılmayan alanların genişletilmesine yönelik önemli değişiklikler olacak. Özellikle yoğun olarak kullanılan alışveriş merkezleri, sinema, tiyatro vb. yerlerin bina girişlerinde tütün ve tütün ürünü kullanımına bağlı pasif etkilenim mesafesi tespit edilecek ve bu mesaferinin korunmasına yönelik çalışma yürütülecek. Pasif etkilenim açık alanlardaki zararları konusunda duyarlılık çalışmaları belirlenecek. Kamuya açık çocuk parkı gibi temelde çocukların faydalandığı tüm açık alanlarda tütün ve tütün kullanımı önlenecek. İkram sektöründe lokanta ve kahvehane vb. açık alanların da da tütün ve tütün kullanılmayan alanlar oluşturulacak. Pasif etkilenimin çocuklar ve evde yaşayan tüm bireyler için sağlık riskleri olduğu bilgisinin yaygınlaştırılması için kamu spotları hazırlanacak TV ve radyolarda gösterilecek.