9 Temmuz 2014 Çarşamba

Down Sendromlu Çocuklarda Beslenme

Down sendromu, genetik düzensizlik sonucu insanda fazladan bir 21.ci kromozomun bulunması hastalığına verilen addır. Yuvarlak yüzleri,basık ve çekik gözleri düzleşmiş küçük burunları ile yaşıtlarından farklı ancak başka bir dünyadan topluca gelmişcesine birbirine benzeyen 47 kromozomlu bu özel çocukların beslenmesi de özel bir disiplin gerektirmektedir. Down sendromlu çocuklar genelde boy ve ağırlık açısından daha yavaş büyür, daha yavaş öğrenir, problem çözmede ve karar vermede diğer çocuklara oranla daha çok zorlanırlar. Yeterli ve düzenli bir beslenme proğramı ile bu çocukların büyüme, gelişmeleri desteklenip bilişsel performans ve yaşam kaliteleri arttırılmaktadır. DOWN SENDROMLU ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLEN BAŞLICA SEMPTOMLAR VE BESLENME YAKLAŞIMI Troit hormonu bozuklukları ve hipotiroidi: Down sendromlu çocuklarda tiroid bezlerinin yeterli hormon salgılamaması (hipotiroidi) beyin gelişimini olumsuz yönde etkiler.Bu nedenle çocuklar ilerleyen zamanlarda bilişsel performanslarında düşmenin yanı sıra şişmanlığa da eğilimli olurlar. Doğumdan sonra troit hormon testleri ve her sene düzenli olarak T3,T4 TSH hormonu kontrolleri yaptırılmalıdır. Yıllık tiroid hormonu kontrolleri yapılmayan veya bozukluk saptandığında düzenli tedavi edilmeyen Down sendromlu çocuklarda fiziksel gerileme ve öğrenme güçlüğü kalıcı olarak daha belirginleşir. Keten tohumu ve teretohumu troit hormonu yapımını uyaran besinlerdir. Sabahları 1 çay kaşığı ezilmiş tere ve keten tohumu karışımı birkaç kaşık yoğurtla karıştırılıp yedirilebilir. Ayrıca troit bezini güçlendirici ve hasarını önleyici en iyi iki mineral çinko ve selenyumdur. Yeterli selenyum ve çinko tüketimiyle troit hormonlarında artış gözlendiği gibi bağışıklık sistemide güçlenir,hastalıklara direnç artar. Karaciğer,balık,hindi ve tavuk eti, yumurta,mantar,ayçekirdeği,sarımsak ve tahıllar iyi birer selenyum ve çinko kaynaklarıdır. 1 avuç kabak çekirdeği günlük çinko gereksiniminin tamamını karşılar. DS’li çocukların günlük beslenmelerinde bunların bir yada birkaçına mutlaka yer verilmelidir. Kabızlık: Down sendromlu çocuklar kas güçsüzlüğü ve sedanter yaşam nedeniyle kabızlık riski altındadırlar. • Öğünlerde çorba,meyve suyu veya ayranı eksik etmemek, • Yeterince su tüketmelerini sağlamak, • İyi birer lif kaynağı olan çiğ sebze ve meyvelere günlük beslenmede yer vermek • Kuru üzüm,kuru kayısı,incir,erik gibi meyveler ve • Kurubaklagiller,fındık fıstık gibi kabuklu yemişler, tahıllar ve tambuğday ekmeğini bu çocukların beslenmelerinde olmazsa olmaz birer unsur haline getirmek, • Yoğurt ve kefir tüketilmesi, • Yeterince hareket etmelerini sağlamak gibi önlemlerle DSlerde kabızlık riski önlenebilir. Şişmanlık: Hipotiroidi ve kas güçsüzlüğü nedeniyle DSli çocuklar yaşıtlarına oranla %%10-15 daha az kalori gereksinimine sahiptirler. Kızartmalar, hamur işleri, tatlılar kontrollü olarak tükettirilmelidir. Bu tür besinlerde aşırıya kaçmamak gerekir.Kaslarının güçlenmesi protein yapımının uyarılması için et,peynir,yumurta gibi besinlerin günlük tüketimini arttırmak çocukların ev içinde ve dışarıda hareket etmelerine olanak sağlamak istenmeyen kilolardan korunmak için iyi birer önlem olabilir. Diyabet: Araştırma sonuçlarına göre DSli çocuklarda diyabet gelişme riski yüksek bulunmuştur. Hazır besinler (çikolata,bisküvi,gofret,cips vb.), aşırı yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak günlük fiziksel aktivite düzeyini arttırmak gibi önlemlerle olası diyabet riskinin önüne geçilebilir. DS’li çocuklarda düzenli kan şekeri kontrollerinin yaptırılması da yine bu hususta büyük önem arzetmektedir. Gluten ve laktoz intoleransı: Buğday,arpa,çavdar ve yulaf içeren gıdalar ve süte karşı bu çocuklarda alerjik reaksiyonlar gözlenebilir. Bu tür besinler tüketildikten sonra bulantı,karın ağrısı, kaşıntı, kızarıklık veya ishal gibi semptomlar ortaya çıkıyor ise yukarıdaki tahılları içeren besinleri kısıtlayıp süt yerine yoğurt ve peynir yedirmek iyi bir çözüm olacaktır. Aksi halde sindirim ve emilim problemleri kaçınılmazdır. GÖR (gastro özafagual reflü) Down sendromlu çocuk ve yetişkinlerde fazlaca dikkat edilmesede GÖR oldukça büyük bir sorun teşkil etmektedir. GÖR nedeniyle yeterli beslenemeyen çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği gözlenmektedir. Mide yanması, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, kusma ve göğüs ağrısı şeklinde kendini gösteren bu rahatsızlıktan DSli çocuk ve yetişkinleri korumak için; • Az az ve sık sık yemeleri sağlanmalı, • Egzersiz için yemekten sonra 1 saat beklenmeli, • Su yemekle birlikte değil önce veya sonrasında içilmelidir. VİTAMİN VE MİNERAL TAKVİYELERİ Down sendromlu çocuklarda genellikle selenyum ve çinko yetersizliğine rastlanılmaktadır.Çinko büyüme,gelişme, troit ve lenfosit fonksiyonları için elzem bir elementtir. Down sendromlu çocuklarda risk faktörlerinden biri olan löseminin önlenmesinde dışarıdan çinko takviyesi veya çinkodan zengin besin tüketimi önemlidir. Selenyum da yine tiroit fonksiyonlarının arttırılması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından gereklidir. Vücutta kan hücrelerinin yapımı ve oksijen transportunun yanı sıra bilişsel performans üzerinde de önemli bir etkiye sahip olan demir seviyesi DS’li bazı çocuklarda düşük bulunmaktadır. Yapılan tetkikler neticesinde demir eksikliğine rastlanıldığında doktor kontrolünde demir takviyesi kullanmak veya demirden zengin (karaciğer,kırmızı et, yumurta sarısı, kuruyemişler,kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler) gibi besinlerin düzenli tüketimi çocukların büyüme, gelişme ve bilişsel işlem kapasitelerinde artış sağlayacaktır. Yapılan çalışmalara göre Down sendromlu çocuklarda ilerleyen yaşlarda nörotrasmitter düzeylerinde değişime bağlı olarak olumsuz ruh hali, depresif davranışlar ve alzhemer önemli birer risk faktörü olarak bulunmuştur. Folik asit, B12, magnezyum ve demir takviyeleri bu tür semptomların gelişme riskini azaltabilmektedir. Yine en güçlü antioksidanlardan biri olan E vitaminin bilişsel işlevin arttırılması ve Alzheimerdan korunmada etkili olduğu görülmüştür. Zentinyağı ve kuruyemişler en iyi E vitamini kaynaklarındandır. Omega-3 yağları: Beyin, retina ve sinir hücre duvarlarının onarımı ve gelişmesi açısından önemli olan bu yağ asitleri balık, keten tohumu, ceviz ve semizotu gibi besinlerle alınabilir. Öğrenme güçlüğü yaşayan DS’li çocuklarda omega-3 yağ asiti tüketimi arttırıldığında IQ düzeylerinde ilerleme saptanmıştır. Sonuç olarak down sendromlu çocuklarda uygulanacak olan tıbbi,sosyal ve pskolojik desteğe ek olarak diyetisyen kontrolünde hazırlanan özel bir beslenme düzeniyle bu çocukların gelişimleri, eğitimleri desteklenip topluma faydalı birer birey olarak kazandırılabilmektedirler. Fiziksel ve mental gelişimlerinin izlenmesi açısından DS li çocukların belli aralıklarla tiroit ve kan testleri mutlaka yaptırılmalı beslenmenin ise iyilik halinin geliştirilmesi için en önemli unsur olduğu unutulmamalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder