2 Mayıs 2014 Cuma

Sınavsız Geçiş Rehberi Meslek Liseliler 2 Yıllık Direk Geçiş

4702 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değiştirilen 2547 sayılı Kanun’un 45. maddesi, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olan öğrencilerin istedikleri takdirde bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya buna yakın programların uygulandığı, öncelikle kendi Mesleki ve Teknik Eğitim Bölgesi (METEB) içindeki, daha sonra da bölgesi dışındaki meslek yüksekokulu ve açık öğretim ön lisans programlarına sınavsız olarak yerleştirilebileceği hükmünü getirmiştir. Bu yasa maddesiyle öğrenciler kendi alanlarındaki önlisans (2 yıllık) programlarına sınavsız olarak yerleştirilmektedir. gerçekportal1 300x206 Sınavsız Geçiş Rehberi Meslek Liseliler 2 Yıllık Direk Geçiş Metep NedirMETEB NEDİR? METEB, bir veya daha fazla meslek yüksekokulu ile öğretim programları bütünlüğü ve devamlılığı içinde ilişkilendirilmiş mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından oluşan eğitim bölgesidir. Her ilde bir mesleki ve teknik eğitim bölgesi bulunmaktadır. İfadeden de anlaşılacağı üzere Ankara, Bayburt veya Tunceli birer METEB bölgesidir. METEB’in en önemli özelliği sınavsız geçişlerde adayın mezun olduğu bölümün bulunduğu il hangisiyse o ildeki tercih edilebilecek önlisans programlarında önceliğin o METEB bölgesi içinde olanlarda olmasıdır. Yani Turizm bölümü mezunu iki öğrenci de Ankara’da bir okulu seçmişse diğer koşullar saklı olmak kaydıyla Ankara ilinde ortaöğretimi okuyan öğrenci önceliklidir. ÖSYM Tercih klavuzunda Tablo 3A’da yer alan sınavsız geçişin yapılabileceği bölümler METEB’lere göre sıralanmışlardır. gerçekportal1 2 300x218 Sınavsız Geçiş Rehberi Meslek Liseliler 2 Yıllık Direk Geçiş Metep NedirSINAVSIZ GEÇİŞ ÖNCELİKLERİ NELERDİR? ÖSYM öğrencileri sınavsız olarak önlisans programlarına yerleştirirken onları birtakım önceliklere göre sıralandırır. Bu öncelik durumu sınavsız geçişin kilit noktasıdır. Öncelikler nelerdir? 1. Mezuniyet yılı daha büyük (yeni mezun) adaylara öncelik verilir. 2. Aynı yıl mezun olan adaylar arasında öncelik okul türüne göre Anadolu Teknik Lisesi, Teknik Lise veya Anadolu Meslek Lisesi, Meslek Lisesi, çok eski yıllarda enstitü adı altında mezun olunan meslek lisesi sırasında verilir. 3. Mezuniyet yılı ve okul türü aynı olan adaylardan aynı METEB içinde olanlara öncelik verilir. 4. Mezuniyet yılı, okul türü ve METEB içi, METEB dışı bilgileri aynı olan adaylardan OBP8Ortaöğretim Başarı Puanı) ’si yüksek olan 5. Yukarıda sayılan tüm bilgileri aynı olan adaylardan doğum tarihi büyük (yaşı küçük) olana öncelik verilir. Sıralamadan da anlaşılacağı üzere birinci öncelik yeni mezunlardadır. Yani 2012 üniversite yerleştirmelerinde öncelik 2012 yılında mezun olacak öğrencilerdedir. 2012’de mezun olan tüm öğrenciler yerleştirildikten sonra sıra 2011 yılında mezun olanlara geçmekte, sonrasında yıllara göre bu durum devam etmektedir. Bu açıdan öğrencilerin haklarını kullanabilmeleri açısından mezun oldukları yıl yapacakları tercihlerde dikkatli olmaları gerekmektedir. Bölümü tercih eden adayların mezuniyet yılları aynı ise bu kez okulun türüne bakılır. Bu sıralama Anadolu Teknik Lisesi, Teknik Lise veya Anadolu Meslek Lisesi, Meslek Lisesi, çok eski yıllarda enstitü adı altında mezun olunan meslek lisesi şeklinde yapılır. 2012’de mezun olmuş adaylar içerisinde Anadolu statülü okullardan mezun olanların önceliği söz konusudur. Bu iki kriterin de aynı olması durumunda METEB’ten bahsederken sözünü ettiğimiz öncelik devreye girer ki aynı METEB bölgesi içinde olanların önceliği vardır. Bütün bunların aynı olması durumunda adayların OBP’lerine bakılır OBP’si yüksek olan aday önceliklidir. Bütün bunların aynı olması durumunda bölüme yerleştirilecek adayın tespiti yaşa göre yapılır ve yaşı küçük olan aday tercih edilir. ÖSYM TERCİH KLAVUZUNDA SINAVSIZ GEÇİŞ BÖLÜMLERİ Tercih dönemlerinde öğrencilerle yapılan görüşmelerden edinilen tecrübelerle hem genel ve akademik lise mezunlarının hem de meslek liselilerin Sınavsız Geçişle girilen bölümler konusunda sıkıntı yaşadıkları görülmüştür. ÖSYM Tercih Klavuzunun TABLO 3 A olarak adlandırılan bölümü Merkezi Yerleştirme İle Girilen Önlisans Bölümleri’ne ayrılmıştır. Resimde Adana METEB bölgesi içinde bulunan Çukurova Üniversitesi Adana Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Programcılığının yerleştirme öncelikleri kırmızı olarak işaretlenmiştir. Burada 10,3,D,92 ifadeleri yer almaktadır. 10 adayın 2010 yılında mezun olan bir aday olduğunu ifade etmektedir, 3 adayın Meslek lisesi mezunu olduğunu, D adayın METEB bölgesi olan Adana ilinin dışından olduğunu ve 92 adayın OBP’sini ifade etmektedir. Yeşil olarak ifade edilen puanlar adayları çoğu zaman yanıltmaktadır. Özellikle meslek liseli olmayan adaylar yeşil alandaki ifadeye bakarak o bölümle ilgili bir fikre varmaktadırlar. Fakat eğer yerleştirme öncelikleriyle ifade edilen sütunda yukarıdakine benzer veriler varsa o bölüme meslek liseli olmayanların yerleşmeleri çok zordur. Adayların buna dikkat etmeleri gerekir. ÖNCELİKLERİN BASAMAK BASAMAK AÇIKLAMASI 1.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ inde Anadolu Teknik Lisesi son sınıf öğrencileri, MOBP sırasında. 2.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ i dışındaki METEB’ lerde, Anadolu Teknik Lisesi son sınıf öğrencileri, MOBP sırasında. 3.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ inde, Teknik Lise, Anadolu Meslek Lisesi son sınıf öğrencileri, MOBP sırasında. 4.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ i dışındaki METEB’ lerde, Teknik Lise ve Anadolu Meslek Lisesi dışındaki son sınıf öğrencileri, MOBP sırasında,- 5.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ inde Meslek Lisesi son sınıf öğrencileri, MOBP sırasında. 6.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ i dışındaki METEB’ lerde, Meslek Lisesi son sınıf öğrencileri, MOBP sırasında. 7.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ inde, Anadolu Teknik Lisesinden bir yıl önce mezun olanlar, MOPB sırasında. 8.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ i dışındaki METEB’ lerde, Anadolu Teknik Lisesinden bir yıl önce mezun olanlar, MOBP sırasında. 9.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ inde Teknik lise, Anadolu Meslek Lisesinden bir yıl önce mezun olanlar, MOBP sırasında. 10.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ i dışındaki METEB’ lerde, Teknik Lise ve Anadolu Meslek Lisesinden bir yıl önce mezun olanlar, MOBP sırasında. 11.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ inde, Meslek Lisesinden bir yıl önce mezun olanlar, MOBP sırasında. 12.öncelik: Tercihleri arasında bulunuyorsa, kendi METEB’ i dışındaki METEB’ lerde, Meslek Lisesinden bir yıl önce mezun olanlar, MOBP sırasında. Şeklinde yerleştirmeye devam edilecektir. Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olan veya mezun olabilecek durumda olan adayların kendi alanları dışındaki meslek yüksekokulu ve açık öğretim programları ile tüm lisans programlarına yerleştirilmelerinde, bu adayların 2012-ÖSYS puanları kullanılacaktır. SIKÇA SORULAN SORULAR Sınavsız geçiş hakkında en çok sorulan soruların yanıtları 1. Düz Lise mezunuyum sınavsız geçiş yapabilir miyim? CEVAP: Hayır. Sınavsız geçiş sadece Meslek Liselerinin ilgili alanından mezun olanlara sağlanan bir haktır. 2. Sınavsız geçiş kaldırılmış veya kaldırılacakmış doğru mu? CEVAP: Sınavsız geçişin kaldırıldığı söylentisi yıllardır var ama bu doğru değil. Sınavsız geçiş kaldırılmadı. Hatta 4+4+4 olarak bilinen yasada da var bu hak. Fakat özellikle üniversiteler sınavsız geçişe karşı durumdalar. Eğitim kalitesinin düşürüldüğü fikri zaman zaman açıklanıyor. Fakat mevcut durumda sınavsız geçiş kaldırılmadı. 3. Sınavsız geçişe ne zaman başvuru yapabilirim? CEVAP: Sınavsız geçiş başvuruları YGS başvuruları ile aynı tarihlerde yapılmaktadır. Ocak ayının başında. 4. Sınavsız geçişe nasıl başvuru yapabilirim? CEVAP: Sınavsız geçiş başvuru yapmak isteyenler YGS sınavındaki gibi sadece sınavsız geçişe başvurmak istiyorlarsa sınavsız geçiş ücretini bankaya yatırdıktan sonra bir başvuru merkezine gidip sınavsız geçiş başvurusu yapabildikleri gibi, ÖSYM´nin Aday İşlemleri Sisteminde kayıtları güncelse kendileri de başvurularını yapabilirler. 5. Sınavsız geçiş için başvurumu yaptım şimdi ne olacak? Tercihimi ne zaman yapacağım? CEVAP: Sınavsız geçiş için başvurduktan sonra aday LYS sınav sonuçlarının açıklanması sonrasında başlayacak Üniversite Tercih dönemini bekleyecektir. Sınavsız geçişe başvuran aday ÖSYM Tercih Klavuzunda yer alan ve kendisine sınav geçiş hakkı verilen bölümleri tercih ettiği anda sınavsız geçişe başvurmuş sayılacaktır. Özetle tercih sürecinde melek liseli olmayan adaylarla aynı prosedürü takip edecektir. 6. Sonuçlar ne zaman açıklanacak? CEVAP: Sınavsız geçiş başvuru sonuçları diğer yerleştirme sonuçları ile birlikte açıklanacaktır. 7. Çok eski yıllarda Meslek Lisesi mezunuyum. Halen sınavsız geçiş hakkım var mı? CEVAP: Yerleştirme öncelikleri göz önünde bulundurularak var . Ama yerleştirme önceliklerinden de anlaşılacağı üzere öncelik yeni mezunlardadır. 8. Daha önce sınavsız geçişle bir yere yerleştim, sınavsız geçişe yeniden başvuru yapabilir miyim? CEVAP: ÖSYM klavuzunda bu konuda bir engel yok. Başvuru yapabilirsiniz, fakat yukarıda da belirtildiği gibi öncelik yeni mezunlardadır. Aday yerleştirme olasılığı konusunda bir fikir edinmek istiyorsa istediği bölümün bir önceki yılki sonuçlarını incelemeli ve yerleştirme önceliklerinde hangi yıl mezunlarının yerleştiiğine bakmalıdır. 9. Meslek Lisesi mezunuyum, YGS sınavına da girdim ve iyi veya kötü bir puan geldi. ÖSYM beni sınavsız geçişle mi yoksa puanla mı yerleştirecek? CEVAP: Meslek Liseli olmayan bir öğrenci meslek liselilerin sınavsız yerleştikleri ve kontenjanı 10 olan bir bölüme başvuran 11. öğrenci olsun; bu öğrenci diğer 10 öğrenciden daha fazla YGS puanı bile alsa diğer 10 öğrenci sınavsız geçiş haklarından dolayı önceliklidir. Dolayısıyla sınavsız geçilen bölümlerde puan üstünlüğü ilgili meslek lisesi mezunu olmayanlar arasında geçerlidir. 10. Başvuru yaparken sadece YGS sınav ücretini ödedim sınavsız geçişe başvuru yapabilir miyim? CEVAP: Evet yapabilirsiniz. Ödediğiniz YGS başvuru ücreti sınavsız geçiş başvuru ücretini de kapsamaktadır. 11. Sınavsız geçişle açıköğretim okuyabilir miyim? CEVAP: Evet okuyabilirsiniz. Meslek liselerinin ilgili alan mezunları sınavsız geçişle açıköğretime yerleşebilirler… 12. Çok eski yıllarda meslek lisesinden mezun oldum.Ben başvurumu nasıl yapabilirim? CEVAP: Diğer adaylar gibi başvurunuzu yapacaksınız…Ocak ayında başvurup Temmuzda tercih yapacaksınız. 13. Yerleşme şansım var mı? CEVAP: Yerleşme şansınızın olması tamamen istediğiniz bölümle alakalıdır. Bazı bölümlerde sınavsız geçişle başvuran aday sayısı kontenjanlardan az olduğu için meslek liseli olmayanlar puanla bile alınmaktayken bazı bölümlerde son yıl mezun olan meslek liseliler veya ilgili METEB dışında kimseye yerleşme şansı kalmamaktadır. Bu bölümle alakalı bir durumdur. 14. Düz lise mezunuyum şansım nedir? CEVAP: Meslek liselilerin sınavsız geçişle başvuru yapabilecekleri bölümlerde öncelik meslek liseli öğrencinindir. Düz lse öğrencisi sınavdan tam puan bile alsa öncelik diğer öğrencidedir. Bölümü tercih eden tüm meslek liseliler önceliklerine göre yerleştikten sonra halen kontenjan boş ise bu durumda genel, anadolu veya fen lisesi mezunları puan üstünlüğüne göre yerleştirilirler.

1 Mayıs 2014 Perşembe

VİCDANI VE NEDAMETİ OLMAYAN SAVAŞLAR

Eskiden savaşlar kılıç kalkan ile yüz yüze yapılırmış. Bir sende kılıç kalkan, bir karşındakinde ve birbirinize öldürOSMANLI VİCDANI VE NEDAMETİ OLMAYAN SAVAŞLAResiye savuruyorsunuz kılıçlarınızı. Kılıç darbelerine maruz kalmamak için kalkanınızı kendinize siper ediniyorsunuz. En küçük açık verdiğinizde kılıç sizin ölümcül noktanıza saplanıyor yada kesiyor. Kan kaybından acı içinde kıvrana kıvrana can veriyorsunuz. Düşündükçe ürperiyor insan. Bir elimde kılıç diğerinde kalkan, savaş alanında düşmanıma atak halindeyim, önüme geleni biçiyorum. Ama düşmanımı elimle tutabilecek kadar yakınım, düşmanımda bana bir o kadar yakın. Gözlerimizin içini görebiliyoruz. Göz bebeklerimizi görebiliyoruz her ikimizde. Gözlerinin içindeki kini nefreti, öfkeyi, hasedi, öldürme arzusunu görüyorum. Ağzının ifadesini, ağızından çıkan en kesif küfürleri işitebiliyorum. Vücudunun esnekliğini, estetikliğini görebiliyor, üzerindeki zırhın dayanıklılığını bizatihi kılıcımla test edebiliyorum. Aynı şekilde düşmanımda benim gözlerimi görebiliyor. Gözlerimde öldürme hırsı, yaralayıp esir alıp intikam alma arzusu. İşkencelere maruz bırakmak istiyorum. Gözlerimden ışınlar çıkıyor tıpkı süpermeninki gibi, ağzımdan ve burnumdan alevler fışkırtıyorum karşımdakini yakmak için. Kılıç ve kalkan her ikimizin elinden düştü. Yumruklarımız ile başlıyoruz dövüşmeye. Kıran kırana vuruyoruz birbirimize. İkimizde iyi eğitilmiş savaşçılarız. Çoğu zaman birbirimize dek getiremiyoruz vuruşlarımızı ve hamlelerimiz boşa çıkıyor. Bir yandan o bana söyleniyor küfür ediyor bağırıyor, öte yandan bende ona aynı şekilde karşılık verirken, tekme ve yumrukla devam eden savaş sözlerimiz ile psikolojik bir harbe dönüşüyor. Etrafımızda yüzlerce insan birbirini kesiyor, birbirine kılıçlarını saplıyor, bıçakları ile hamleler yapıp düşmanını öldürmeye çalışıyor. Herkes kudurmuş, salgın var sanki öyle naralar işitiyorsunuz ki, ödünüz patlıyor vücudunuza yayılıyor. Eline taş almış kimisi adamın kafasını ezmeye çalışıyor ve isabet ettirdiğinde af yok kafasını eziyor, jilet ile ancak kazırsınız topraktan kafasının artıklarını. Aramızda korkaklar da var. Elinde kılıcı ve kalkanı olmasına rağmen savaşmak istemiyor. Ölümden korkuyor, öldürmekten korkuyor. Çığlıklar atıyor korkudan. Tüyleri diken diken olmuş adeta, siz onları gözlerinizle görebiliyorsunuz. Yalvarıyor “lütfen öldürme, yaşamak istiyorum. Çocuklarım var. Kölen olayım, kulun olayım yapma!!!” karşısındaki öfkeden kudurmuş, duymuyor bu sözleri, yalvarmaları, pişmanlıkları ve adamın boğazına sallıyor kılıcının keskin ucunu. Boğazına darbe alan askerin elindeki kılıcı ve kalkanı yere düşüyor. Gayri ihtiyari ellerini kılıç darbesi ile kesilen boğazına götürüyor. Boğazının kesik yerinden kanlar fışkırıyor sanki vanası sonuna kadar açılmış çeşme gibi. Elleri kana bulanıyor. Ellerine bakıyor korkunç bir şekilde açılmış gözleri ile. Kanı görünce gözleri daha fazla açılıyor. Boğazını tutuyor tekrar yarasını kapatmaya çalışıyor ama nafile kesik yerden kanlar gökyüzüne fışkırıyor oradan kara toprağa düşüyor. Etrafında boğazı kesik askeri görenler korkuya paniğe kapılıyorlar. Asker kan kaybından dermanını kaybediyor ve yere yığılıyor elleri hala boğazında. Acıdan kıvranıyor debeleniyor toprağı itekliyor can havliyle. Askerin boğaz hizasında toprak kan gölü oluyor. Etrafta bunu görenler ürperiyor, naralar atıyorlar korkudan. Yere yığılmış asker debeleniyor. Kan kaybı çoğaldıkça üşümeye başlıyor, titriyor, sanki kuzey kutbuna gelmiş tedbirsiz bir şekilde. Yorganı yok, özel kıyafetleri yok, botları yok. Aman yarabbi, titremeye bakın, gözle görülüyor alenen. “üşüyorum, üşüyorum” diye inliyor, bağırıyor ama sesi çıkmıyor. Kılıç ses tellerini kesmiş. Birden aklına kelime-i şahadet getirmek geliyor. Ve bu en zor zamanında millet öldüresiye bir savaşın içindeyken. Yerde debelenen asker kelime-i şahadet getiriyor. “Eşhedü ellailahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve resulühu”. Ellerini boğazına götürecek dermanı kalmamış, iki elini iki yana salmış gökyüzüne bakıyor. Acısını tarif edecek kelime yok, acısını tarif edecek ses yok seda yok. Boğazını kesen asker izliyor tüm bunları. Gözleri boğazını kestiği adamın durumuna kilitlenmiş. Savaştan başını kaldırmış kendine gelmiş. “Aman yarabbi, bu ne böyle. Nasıl bir hırs, ne türlü bir intikam alma şekli bu. Ben bu adamı tanımıyorum, neden kestim bunun boğazını” ve bir sürü düşünceler gelip geçiyor aklından. Ölümü ve ölümün soğuk nefesini gözleri ile görüyor, tüm duyuları ile hissediyor. Öldürmek için boğazını kestiği adamın gözlerine bakıyor, göz bebeklerinde kendini görüyor. Yüzü kan içinde, intikam almak için savaş alanına gelen yüzünün şeklinin şemâlinin değiştiğini, öfkeden hayvanlara benzediğini görüyor. Boğazı kesilen asker, boğazını kesene elini uzatıyor. “tut elimi kaldır beni, ölmek istemiyorum” dercesine. İkisi bir birine düşman. İkisi ayrı ülkenin insanları ve ikisi devlet politikalarının getirdiği savaş durumunun mağlupları. Boğazı kesilen asker kan kaybından ve acıdan iyice bitap düşüyor. Gözleri gökyüzüne sabitleniyor. Kim bilir Azrail belki başında ruhunu kabzediyor, diğerleri bundan habersiz. Boğazının kesiğinden akan kanların sonu gelmeye başlamış, nabzı azalmış bir durumda ölümün kor sıcaklığını hissediyor artık gırtlağında. Gözünün önünden koca bir hayatı film şeridi gibi geçip gidiyor. Çocukluğu, oyun oynadığı bahçeler, arkadaşları, arkadaşları ile birlikte komşu bahçelerinden elma, armut, kiraz, erik çaldığı zamanlar. Okula gittiği, öğretmenlerinden işittiği övgüler azarlar, babasının şefkati, annesinin merhameti. Kardeşi ile ettiği kavgalar. Yetişkinlik dönemine girdiği ergen olduğu zaman yaşadıkları, peşinden sevda ile koşturduğu kız arkadaşı, yavuklum olacaksın diyerek ahdettiği günler. İşe başladığı ilk gün. Ustasının mahir ellerinin bakırı döve döve yaptığı o güzel eşi bulunmaz manzaralar. Bakırı döven çekicin sesi geliyor “tık, tık, tık ta , tık tık ta, tık tık” ve ilk aldığı maaş, maaşı ile aldığı ilk yiyeceği, içeceği, giyeceği ve hediyeler. Allah’ın huzuruna durduğu ilk namaz geliyor gözünün önüne, hocasından öğrendiği sureler ile kıldığı ilk namaz. Başında lacivert namaz takkesi. Günde beş vakit ona dönüyor, beş vakit ondan medet istiyor ona kulluğunu bildiriyor. İşte ona gidiyor yavaş yavaş. Dilinde kelime-i şahadet, dilinde kelime-i tevhid. “Allah, Allah, Allah” zikrediyor. Düşmanı seyrediyor bütün bunları. Göz bebekleri geriye doğru kaymaya başlıyor, canı bacaklarından yukarıya doğru yavaş yavaş sıyrılmış, dizlerinden yukarıya, belinden yukarıya, kollarından yukarıya çekilmiş can gırtlağa dayanmış. Artık dili kıpırdamıyor. Bedeni kıpırdamıyor. Nefes alması imkansız hale gelmiş. Boğuluyor. Diyaframı çalışmıyor, akciğerlerine hava çekemiyor burnu. Gözbebekleri iyice geriye kaymış, şuurunu kaybetmiş bir durumda. Bedeninde eti titriyor gözle görülür bir şekilde. Düşman askeri bunu izliyor canlı canlı. Can vücuttan nasıl çıkar. Nasıl can acısı çeker ölüme duran bir insan. Nasıl bir idrak ki bu son nefesini verirken dahi zikrullah ile meşgul olabiliyor, şahadet getirebiliyor. Boğazını kestiği askerin durumunu görünce bir pişmanlık alıyor içini. Yüreği yanmaya başlıyor, dizlerinin dermanı kesiliyor. Boğazı tıkanıyor nefes alamıyor. Ellerinde tuttuğu kılıcı düşüyor yere ve metalik sesini duyuyor. Ölüm ne biçim şeysin sen böyle… canlıydım hareketliydim, öldüm bedenim var ama hareketsizim, Allahü ekber!!! Müslümanlar buna nasıl “ölüm geldi hoş geldi” diyebiliyor? Nasıl yaşama arzusundan bu kadar bir çırpıda vaz geçebiliyorlar? Ne biçim bir inançları var bunların. Motive eden şey nedir? Bu durumda dahi şahadet getiriyorlar, zikrediyorlar, anlamı nedir tüm bunların? Düşünüyor asker. Tabi ki bir anlam veremiyor. Bildiği tek bir şey var, biraz önce boğazını kılıcı ile keserek yere düşürdüğü adamı öldürdüğü. Kendisinin de bunu baştan sona kadar seyrettiği. İçini ateş kaplıyor, yakıyor yüreğini. Beyni tarumar olmuş, dumura uğramış. Yaptığına bin pişman. Elinde kılıcı ile savaşırken içinde olan öfkesi hırsı kini nerede şimdi. “Keşke yapmasaydık, keşke savaş olmasaydı ve keşke öldürmeseydim…. “ İşte yüz yüze yapılan savaşların sonunda insanlar her ne kadar askerlik görevi gereği, vatan savunması icabı savaşırken öldürmek zorunda kaldıkları insanların arkasından nedamet duysalar da, günümüz savaşlarında bu asla böyle değil, neden? Teknolojinin baş döndürücü hızla gelişmesi sonrası, oturduğumuz yerden bir düğmeye basarak kilometrelerce ötedeki bir askeri birliği, köyü, şehri, okulu, hastaneyi, ibadethaneyi, imarethaneyi yok edebiliyor, içinde bulunan insanları çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek demeden öldürebiliyoruz da zerre pişmanlık duymuyoruz. Düğmeye basmak sıradan bir iş gibi geliyor bize. Oysa, öldürdüğümüz insanın gözlerini görebilsek, can çekişme anında yanında olabilsek, parçalanışını seyredebilsek, nefes alışını hissedebilsek ve nefesinin kesilmesini… Acıdan kıvranan bedeninden akan kanın toprağı bir göle çevirdiğini, acı çekerken debelenerek toprağı nasıl ittiğini, gözlerinin kayıp gittiğini bir hayatın nasıl sona erdiğini… İşte o zaman pişman oluruz, nedamet duygusunu tadarız. Bırakın bir insanı öldürmeyi karıncayı dahi incitmemek için yolumuzu değiştirir, rüzgârı rahatsız etmemek için yerimizden kıpırdamayız. Pişmanlık, nedamet; İnsanı insan yapan en büyük haslet, insanın eşrefi mahlûk olduğunu hatırlatan kitap külliyatı, insanın yaratılmışların özü, çekirdeği olduğunu unutturmayan vicdanı, yaratılmışların gözbebeği olan küçük kainat. Günümüz insanı teknolojinin getirdiği nimetleri kullanarak savaştığı için, kimi öldürdüğünü görmediği, göremediği için pişmanlık duygusundan yoksun. Sıradan basit bir iş, bir düğmeye bas ve otur yerine. Kim nerede nasıl ne şekilde ölmüş, kimler ölmüş bana ne! Bir düğme ile yüzlerce insan… Yarabbi, ey mabudum bizi nedamet duygusunu kaybedenlerden eyleme, yarabbi acizliğimizi bize unutturma, insanı insanın kurdu yapan zihniyetin esiri olmaktan bizleri kurtar. Bizleri necata kavuştur, yarabbi rahman ve rahim olan isimlerinin hakki için bizleri merhametine mazhar eyle. Bizleri zalimlerden eyleme, mazlumun yanında olanlardan eyle. Pişmanlığımızı nedametimizi gör ey rabbimiz. Biz kendimize zulmedenler olduk, bizi bizden kurtar, kâinatı yüzü hürmetine yarattığın habibin aşkına, kuran talebeleri hakkı için kendinden uzaklaştırma, yakınlaştır… (AMİN) Hafif acılar konuşulabilir ama büyük acılar dilsizdir. (Seneca) Suçlar insanların yüzünde görülseydi, aynalar satılmazdı. (P.Ustinov)

Özel Eğitim Yeniden Düzenlendi

MEB, özel eğitim ihtiyacı olan kişilere yönelik yeni bir düzenleme yapıldı. Hafif zihinsel engelli olan kişilerin ayrı olarak eğitim yapmasını engelleyerek kendi yaşıtları ile aynı anda ve beraber eğitim alabilmeleri için gerekli düzenlemeler yapılıyor. Önceden bu öğrencilerimiz için özel eğitim okulları açılıyordu ve yeni düzenleme ile birlikte artık diğer arkadaşları ile eğitim görme imkânına sahip olacaklar. Eğitime önceki yıllarda başlamış kişiler eğitimlerine aynen devam edecekler fakat bundan sonraki eğitim dönemleri için yeni kayıtlar yapılmayacak. Özel eğitim için 10 ve 18 yaş arasında çeşitli mazeretler nedeni ile kayıt yaptırmayan ve eğitime katılamayan bireyler için açıklarını kapatabilmek için tamamlama programları düzenlenecek. Düzenlenecek olan bu programda, okuma yazma dışında, hayat bilgisi, ahlak bilgisi eğitim, din kültürü, matematik, beslenme yöntemleri gibi derslerde verilecek. Özel eğitime muhtaç kişilerinde sınıf ortamında yanlarında ailelerinin ya da ailesi tarafından görevlendirilen birinin bulunması yasaktı, yeni düzenleme ile birlikte ihtiyacı olan öğrencilerin yanlarında yardımcı olmaları için bir refakatçi bulunabilecek. Yapılacak bu düzenleme ülkenin bütün genelini kapsayacak ve bu düzenleme esnasında sistemde aksaklık olmaması için gerekli önlemler ve korumalar da düzenleme içerisinde yer alacak.

Anason Çayının Faydaları

Anason Çayının Yararları Anason özellikle sindirim sistemi sorunlarında rahatlıkla kullanılan ve hazımsızlığı gideren bir bitkidir. Şişkinliği alır ve bu da kişinin rahat bir gün geçirmesini sağlar. Öksürük tedavisinde kullanılan anason, bu sebeple iyi bir balgam söktürücü olmaktadır. Akciğer sorunu olan kişiler de anasonu belirlenen şekilde rahatlıkla kullanabilir. Öksürüğü yumuşattığı için kış aylarında içilmesi tavsiye edilir. Kolik tedavisinde de anason kullanıldığı bilinmektedir. Anason, sakinlikte verir. Uyku sorunu olan kişiler, arada anasonu kullanarak, rahatlayabilirler. Anasonda bulunan sakinleştirici içerik; insanların sinirlerinde olumlu etkiler oluşturarak rahatlamalarına sebep olmaktadırlar. Anason Nasıl Kullanılır? Anason çayı rahat bir uyku verdiği için, özellikle yatmadan önce içilmesi tavsiye edilir. Sakinleştirici ve kaslarda yumuşama yapmasından dolayı sıkıntısız ve rahat bir şekilde uyuyabilirsiniz. Anasonu kaynatmamaya özen gösteriniz. Uçucu özelliğinden dolayı etkisini kaynayınca kaybedeceğinden, haşlanmış suya kurusu veya tazesi koyulup,5 dakika bekletildikten sonra ılıması beklenerek tüketilmelidir. Anason aşırı derecede içilmesi bağırsaklarda ve solunum yollarında oluşturabileceği sıkıntılı durumlardan dolayı önerilmez. Sadece eceleri uyku probleminiz olduğunda için. Anason Herkes Kullanmamalıdır Anasonu hamile ve emziren bayanların kullanılması önerilmez. Tansiyon hastaları anason2 284x300 Anason Çayının Yararlarıda aynı şekilde anason çayını fazla içmemelidir. Anason etkisinden dolayı kan basıncı anlık olarak değişiklik gösterebilir. Anason birçok yerde kullanılır. Dondurma, sakız, içki, öksürük şuruplarında. Fakat evinizde daha dikkatli şekilde kullanmanızı öneririz. Anason yararları sık içildiğinde zarara dönüşebilir.

30 Nisan 2014 Çarşamba

Türkiye’nin İl ve İlçelerinin Sabit Telefon Kodları Tüm Liste

Türkiye’de sabit telefon kodları ilk 3 karakter illere göre veriliyor. İllerden sonraki 3 karakter ise ile ait ilçelerin telefon kodları oluyor. Buna göre 81 il için 0 xyz şeklinde kodlar olabiliyorken , ilgili ilin ilçelerinin ise 0 xyz abc şeklinde telefon kodları olabiliyor. Aşağıdaki grafikte tüm illerin ve ilçelerin telefon kodları yer almaktadır. Aradığını il veya ilçeyi ctrl+f ile arayarak bulabilirsiniz. İlçeler alfabetik olarak sıralanmıştır.

%100 yerli üretim ürünlere bir yenisi daha

Bu üretim öncesinde %%100 ithal edilen ürünlerden biri daha %%100 yerli üretim haline dönüştü

Kayseri'de Erciyes Dağı'nın eteklerinden çıkartılan bazalt taşının 1600 derecede eritilerek elyaf haline dönüştürülmesi sonucu oluşan taşyünü, araçlarda fren balatası olarak kullanılacak.

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nde taşyünü üretimi yapan fabrikanın genel müdürü Harun Hasyüncü, basına yaptığı açıklamada, taşyününün ısı, ses, nem ve yangın yalıtımının yanı sıra savunma sanayinde, gemi ve otomotiv sektöründe de kullanılabilen çok özellikli bir malzeme olduğunu söyledi.

Isı iletkenlik katsayısı çok düşük olması nedeni ile ısı yalıtımının aranılan stratejik ürünü olduğu belirtilirken maliyetinin çok fazla olması nedeni ile bu malzemeden yapılan ısı yalıtım ürünlerinin stratejik öneme sahip noktalarda yangın önleme malzemesi ve alev ısısının birkaç katına dayanan yapısı nedeni ile saatler süren petrol yangınlarına bile dayandığı belirtiliyor.

Son yıllarda taş yününün fren balatası yapımında kullanılmaya başlandığını ifade eden Hasyüncü, "Mikronize hale getirilerek sıkıştırılan taşyünü otomotiv sektöründe kullanılıyor. Ağır vasıtalarda ve otomobillerde kullanılan mikronize taşyünleri farklılık arzediyor. Taş yününden yapılmış balatalarda, disklerdeki  sıkışma anında sürtünme ve ortaya çıkan yüksek ısıdan kaynaklı balatalardaki metal aksamın deformasyonları engelleniyor. Ayrıca balatalardan kaynaklanabilecek araç yangınının da önüne geçilmiş olunuyor. O nedenle özellikle otomotiv sektörünün lider ülkeleri balata yapımında taşyününü kullanmaya başladı. Bu da ayrı bir sektör oldu" diye konuştu.

Mikronize taşyünü üretimin dünyada yeni olduğunu ve bir makinesinin olmadığını belirten Hasyüncü, şöyle devam etti:

"Bu teknoloji henüz yeni olması nedeniyle mikronize taşyünü sadece Danimarka'da üretilebiliyordu. Üretimi yapan firma, elyaf halindeki taşyününü mikronize hale getirebilmek için kendi makinesini yaptı. Biz de Kayseri'de önce küçük bir makine yaparak günde 300 kilogram mikronize taşyünü ürettik. Bunu balata üretiminin lider ülkesi İtalya başta olmak üzere birçok üreticiye gönderdik. Ürettiğimiz taşyününü kaliteli buldular. Teknoloji ve Yenilik Destek Programları  (TEYDEP) kapsamında TÜBİTAK'la iş birliği yaparak daha kapsamlı ve üretim kapasitesi daha yüksek bir makine yapımına başladık. İlk etapta yıllık 2 bin 500 ton mikronize taşyünü üreteceğiz. Pazar genişledikçe üretimimizi de artıracağız.  Türkiye'nin yıllık mikronize taşyünü ihtiyacı bin 500 ton. Türkiye'de hiç üretimi olmadığı için tamamını ithal ediyorduk. İlk olarak iç piyasanın ihtiyacını karşılayacağız. Kalan bin tonu da İtalya'ya ihraç edeceğiz."

Amaçlarının yerli kaynak kullanımını ön plana çıkarmak olduğuna dikkati çeken Hasyüncü, ayrıca ekonomik getirisinin de normal taşyününden çok daha fazla olduğunu söyledi.

Yalıtım için kullanılan taşyününün tonunun 600-650 dolar civarında olmasına rağmen mikronize taşyününün tonunun 2 bin 500 dolardan satıldığını ifade eden Hasyüncü, "Pazar küçük olduğu için çok fazla üreticisi yok ama katma değeri çok yüksek ve gelecekte pazar payı da hızlı bir şekilde artacak. Bu teknolojiye önce yatırım yapan ülkeler kazançlı çıkacak. Biz de Türkiye'nin hem ithalatını azaltmak, hem de yerli kaynak kullanımını artırmak için mikronize taşyünü üreterek otomotiv sektöründe kullanmaya başladık" şeklinde konuştu.

Teknolojide Yeni Rekabet Alanları Ortaya Çıktı

Faaliyet gösterdiği her alanda çok geniş kitleleri peşinde sürükleyerek başarıya ulaşan Apple’ın 2013 yılında giyilebilir akıllı ürünler alanına yönelik çalışmalarına ağırlık vermesi bekleniyor. ABD kaynaklı haberlerde geçtiğimiz günlerde akıllı ayakkabı patenti için başvuru yapan Apple’ın önümüzdeki süreçte de akıllı saat alanında çalışmalarda bulunulacağı belirtildi. saat 300x150 Teknolojide Yeni Rekabet Alanları Wall Street Journal Gazetesi’nin haberine göre Apple bu yıldan itibaren akıllı telefonlardan farklı olarak giyilebilir akıllı ürünlere yönelen diğer firmalar ile paralel bir strateji izleyerek bilgileri dış ortamdan toplayıp, depolayabilen ve hatta iletebilen sensörlerin kullanıldığı ürünlerin tasarımı üzerinde çalışıyor.Bu konu üzerine yapılan yorumlar söz konusu bu akıllı ürünlerin geleceğin hakim teknolojisi olabileceği yönünde birleşiyor. Teknoloji çevrelerinden gelen haberler de birçok firmanın bu yönde faaliyet göstermeye hazırlandığını belirtiliyor. Özellikle spor giyim firmalarının sporcuların aktivitelerini ölçebilen ürünleri ürettikleri bilinen bir durum ancak gelecek süreçte temel hedefin bu ürünleri daha efektif hale getirebilmek olacağı tahmin edilmekte. Giyilebilir akıllı ürünlerin önümüzdeki süreçte teknoloji rekabetinde önemli bir yer tutacağı neredeyse kesin gibi bu yolda ilk adım da Google tarafından atıldı. Google Glasses adıyla ilerleyen süreçte piyasaya sunulması beklenen akıllı gözlüğün bu alanda ilk ürün olması bekleniyor. Kullanıcıların gözüne gerçekliği yükseltilmiş dijital görüntü iletebilecek ve kulaklık olmaksızın da ses aktarımı sağlanabilecek. Bu da bize mobil araçlar ve işletim sistemleri ile başlamış olan rekabetin ilerleyen süreçte artarak devam edeceğini gösteriyor.

Samsung Galaxy Gear Özellikleri Nelerdir ?

Samsung rakiplerini farklı açıdan geçmeye çalışması ile birlikte teknolojiye ayak uydurmakta bir hayli hızlı davranıyor. Bunu göstermek amacı ile geliştirdiği saat teknolojisi ile samsung severlerin beğenisini kazanmaya devam ediyor. İlk izlenimlerde olumlu yorumlar ile karşılaştığımız samsung gear özellikleri arasında aklınıza gelmeyecek yenilikler ile karşılaşabilirsiniz. Neredeyse bir cep telefonu fiyatında olan samsung gear ile modayı baştan yaratmaya başlayabilirsiniz. Kısa süre içinde moda ikonları arasında olan samsung gear kullanmanız için 1000 Tl’yi gözden çıkarmanız gerekiyor. Avrupa da satış fiyatı olarak 300 dolardan başlayan samsung gear türkiye’de kullanmak isteyenlerin bu fiyatı biraz daha geçmesi bekleniyor. Samsung gear kullanmak isteyenler bununla birlikte note 3 veya note 10.1 kullanmaları gerekiyor. Direk olarak cep telefonunuz ile bağlantılı olması sayesinde diğer s3 ve s4 telefonları desteklemiyor. Kısa süre içinde android 4.3 gelmesi ile birlikte diğer android kullanıcıları da bu cihazı kullanmaya başlayabilecek. Akıllara gelmeyen bir çok özelliği barındıran samsung gear bir saatten çok daha fazlasını içeriyor. Neredeyse samsung cep telefonlarında yaptığınız tüm işlemleri kolunuzda bulunan saat ile birlikte yapabiliyorsunuz. Bu sayede kalabalık ortamlarda elinizi cebinize atarak telefonu çıkartma derdine düşmeyeceksiniz. En dikkat çekici özelliği ise kol saati ile sizi arayan kişi ile görüşme imkanı sağlıyor. Cep telefonunuz çaldığında kimin aradığını kolunuzda görerek kafanıza doğru götürüp konuşma imkanı sağlıyor. Süper amoled ekran ile birlikte fotoğraf çekme imkanı da sağlayan kol saatinde daha beklemediğimiz bir çok özellik ile karşılaşabilirsiniz.

29 Nisan 2014 Salı

İnternetten Nasıl Müzik İndirebilirim?

İnternet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte online müzik dinleme, film izleme ve indirme etkinlikleri arttı. Korsan müzik ve film yasal olarak büyük bir suç teşkil ettiğinden tavsiye etmemekteyiz. Aynı zamanda bilgisayarınıza virüs bulaşma olasılığından dolayı oldukça tehlikeli durumlar teşkil etmekte. Müzik indirmek için en doğru ve fiyat olarak en uygun site TTNet’e ait olan TTNet Müzik. Bir çok sanatçının onlarca albümüne ulaşabilme ve çok uygun fiyatlara indirebilme şansına sahipsiniz. 4 TL karşılığında 50 şarkı alabilme şansı tanıyan TTNet müzik sitesinde ödemeyi ister faturanıza isterseniz de cep telefonunuzdan mobil olarak yaparak cep telefonu faturanıza yansıtmanız mümkün. Bunun yanı sıra Bearshare adlı müzik ve klip paylaşım programı sayesinde, kendi müziklerini paylaşan milyonlarca insanın bilgisayarına onların izni dahilinde erişip virüssüz müzik indirmek de mümkün. 5 milyondan fazla kullanıcısı olan, oldukça hızlı indirilebilen ve güvenilir içeriğe sahip olan bu sistemin programını bilgisayarınıza kurmanız yeterli olacak. Programı bilgisayarınıza kurduğunuzda ve kullanıma açtığınızda tıpkı diğer kişilerde olduğu gibi sizinde müzik listenize erişim sağlanacaktır. Aynı zamanda bu durumun sizin için hiçbir sakıncası bulunmamaktadır. Bunlar ile birlikte yine hatırlatmak isteriz ki sanatçının emeğine saygı amaçlı MUYAP onaylı müzikleri ücretli olarak internetten indirmeniz her zaman tavsiyelerimiz arasındadır. Aynı zamanda yasal bir suç olan korsan müzik indirmenin cezası da oldukça büyük.

Hiçbir ülke Türkiye için 'EVET' demedi

AB Komisyonu adaylarından biri bile Türkiye'ye 'evet' demedi!Avrupa Birliği Komisyonu yeni başkanı adayları arasında Türkiye ’nin AB üyeliğine sıcak bakan yok. AB Komisyonu başkanlığına aday Lüksemburglu Jean Claude Juncker (Avrupa Halk Partisi), Alman Martin Schulz (Sosyalistler-PES), Belçikalı Guy Verhofstadt (Avrupa için Demokratlar ve Liberaller Partisi (ALDE), Alman Franziska Maria Keller (Yeşiller) ve Yunan Aleksis Tsipras (Avrupa Solu (KEA), haftalık Yunan Real News gazetesi ne demeçlerinde Türkiye’nin AB üyeliğine “Evet” demediler. T24'te yer alan habere göre adayların söyledikleri: Juncker: Avrupalılar genişlemeyi artık frenlemeli. Önce AB içindeki durumları düzeltelim sonra da yeni ülkeler davet edelim. Ancak her halükarda bir ülke Twitter’ı ve YouTube’u bloke ediyorsa kesinlikle AB üyeliğine hazır değildir. Böyle şeyler Avrupa değerleri ile uyuşmuyor. Schulz: AB ile üyelik müzakereleri başladığından beri Türkiye pek çok alanda müthiş ilerleme kaydetti. Ancak, son aylarda özellikle hukuk devleti, düşünce ve basın hürriyeti ile ilgili geriye doğru atılan adımlar bizi son derece endişelendiriyor. AB’nin değerleri müzakere konusu değildir. Bu değerler de Türkiye’de teminat altına alınmadan üyelik görmüyorum. Verhoftstadt: Erdoğan hükümeti, Türkiye’de sağlanan ilerlemelerde bozulma yolunda işaretler verdi. İşaretler de endişe verici. Bazı üye ülkelerin Türkiye’nin üyelik süreci için siyasi iradesi azaldı. Türkiye’nin AB üyeliği perspektifi daha da uzaklaştı. Keller: Türkiye AB kriterlerini yerine getirirse üyeliğe kabul edilmelidir. Ancak, Erdoğan’ın bugünkü politikası, sözgelimi insan hakları ve demokrasi gibi AB kriterlerinden çok uzakta bulunmaktadır. Tsipras: AB üyeliği için koşullar ve kriterler var. Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu geçen 3 Mart’ta, Türkiye’nin AB kriterlerinden uzaklaştığını açıkladı. Türkiye’nin bu kriterleri yerine getirmesini, ayrıca Kıbrıs’ın da yabancı askerler ve garantörler olmadan tekrar birleşmesini umut ediyoruz.