29 Ağustos 2014 Cuma

Hadis-i Şerif İle Işid e cevap veren Norveç

Norveç Başbakanı Hadis-i Şerif okudu

Norveç'te, terör örgütü Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) saldırı ve katliamları, Başbakan Erna Solberg, İslami kuruluşlar, kilise temsilcileri ve siyasi parti liderlerinin de katıldığı yürüyüş ve mitingle protesto edildi.  Başkent Oslo'nun Grönland semtinde akşam saatlerinde başlayan yürüyüşe, farklı dinlere mensup yaklaşık 7 bin kişi katıldı. IŞİD ile bu terör örgütünün destekçisi olduğunu açıklayan Norveç'teki "Profetens Ummah" adlı dernek aleyhine sloganlar atan protestocular, Norveç Parlamentosu önüne kadar yürüdükten sonra burada konuşmalar yapıldı. 

Burada düzenlenen mitinge Başbakan Erna Solberg, ana muhalefetteki İşçi Partisi Genel Başkanı Jonas Göhr Störe, Oslo Kilisesi Temsilcisi May-Anne Grasaas, İslami Çatı Kuruluşu IRN'nin Genel Sekreteri Mehtab Afsar ve din adamları katıldı. IRN adına konuşan Mehtab Afsar, İslam'ın, IŞİD gibi aşırı gruplar yüzünden yanlış anlaşıldığını belirterek, bugünkü yürüyüşün aradaki farkı ortaya koyduğunu ifade etti. Aşırılıkların her toplumda olduğunun altını çizen Afsar, "iki hafta önce başörtüsü kullanmaya başlayan kızım okulundaki öğretmen tarafından hakarete uğradı. Herkesin bu konuda önyargılardan kurtulması gerekiyor" diye konuştu.

BAŞBAKAN HADİS-İ ŞERİF OKUDU

Norveç Başbakanı Solberg de aşırılıklara karşı mücadele edileceğinin altını çizerek, kürsüden Hadis-i Şerif okudu. "Sizden biriniz bir kötülük gördüğünde bunu eliyle değiştirsin, şayet buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin, ona da gücü yetmezse kalbiyle bugz etsin. Bu da imanın en zayıf noktasıdır" Hadis-i Şerifi'ni okuyan Solberg, bu gösteriye çok sayıda Müslüman'ın katılmasının, IŞİD'in İslam'ı temsil edemeyeceğinin bir kanıtı olduğunu kaydetti.

Başbakan Solberg'in ardından İşçi Partisi Genel Başkanı Störe de kısa bir konuşma yaptı. 

Kürsüde konuşanlardan Faten Mehdi el-Hüseyni adlı genç kız, kafa kesme ve tecavüzün İslamiyet ile ilgisi bulunmadığını belirterek, "Bunu destekleyenler de Peygamber ümmeti değil şeytanın takipçisi olabilir" dedi.

Suudi Arabistan ve Bosna Hersek'ten din adamlarının da konuşmalar yaptığı protestoya katılanlar, "Kelimelerle kazan, silah ve şiddetle değil", "IŞİD'e hayır", "İslam adına yapmayın" ve "Terörizme hayır" sloganları attı.

Norveç basınının yoğun ilgi gösterdiği gözlenen protesto, olaysız sona erdi.

Sabiha Gökçenden Yeni Rekor

İstanbul'da Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, 11 Ağustos'ta giriş-çıkış yapan 90 bin 336 yolcuyla rekor kırdı.

"Dünyanın ve Avrupa'nın en hızlı büyüyen havalimanı" unvanına sahip Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nın, günlük yolcu sayısında yeni bir rekora daha imza attığı bildirildi.

Havalimanı yetkililerinden yapılan açıklamada, 11 Ağustos'ta toplam 90 bin 336 yolcunun havalimanına giriş-çıkış yaptığı, böylece bugüne kadarki en yüksek yolcu sayısına ulaşıldığı belirtildi.

Havalimanından 3 Ağustos'ta 84 bin 809, 9 Ağustos'ta ise 84 bin 972 yolcunun giriş-çıkış yaptığı hatırlatılan açıklamada, günlük 90 bin yolcu sınırının aşıldığı havalimanında ağustosta üçüncü kez rekor kırıldığı kaydedildi.

Bu yılın 7 ayında havalimanından 13 milyon yolcunun giriş-çıkış yaptığı belirtilen açıklamada, "Ocak-Temmuz döneminde toplam yolcu sayısı geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 31 oranında arttı. Söz konusu dönemde iç hat yolcu sayısı yüzde 30 artarak 8,3 milyon, dış hat yolcu sayısı da yüzde 33 oranında artarak, 4,7 milyona ulaştı" denildi.

27 Ağustos 2014 Çarşamba

Sarımsak zam şampiyonluğuna koşuyor

Halde geçen yıl 5-8 lira arasında satılan kuru sarımsak, bu yıl üretici tarafından 9 liradan satıyor. Kastamonu Ziraat Odası Başkanı İğdirli, düşük rekolte nedeniyle fiyatın daha da artacağını söylerken, Taşköprü Ziraat Odası Saşkanı Çelik "Taşköprü sarımsağı kuraklık ve aşırı sıcaklardan olumsuz etkilendi. Üretici geçen yıl 6 liradan sattığı iri sarımsağı şimdi 9-10 liradan satıyor. Üreticide fiyatlar 15 liraya kadar çıkabilir" dedi.

İZMİR - Hasat dönemine giren sarımsağın rekoltesinde kuraklık ve sıcağın etkisiyle düşüş yaşanınca, fiyatında geçen yıla oranla artış yaşandı. Halde geçen yıl 5-8 liradan satılan kuru sarımsak, bu yıl üretici tarafından 9 liradan satıyor.

Türkiye 'nin sarımsak üretim merkezlerinden biri olan Kastamonu Ziraat Odası Başkanı Nahit İğdirli, sarımsağın hasat döneminin başladığını, iklim koşullarının üretimi olumsuz etkilenmesi nedeniyle düşük rekolteyle karşılaşıldığını bildirdi.

Yerli üretimde rekolteyi kuraklığın ve sıcak havanın etkilediğini bildiren İğdirli, Kastamonu'da yerli sarımsağın yanı sıra Çin sarımsağının da üretildiğini hatırlatarak, "Üretici, Çin sarımsağını dikmemeleri yönündeki çağrılarımıza rağmen büyük ölçekte dikim yaptı. Ekim-kasım aylarında dikilen Çin sarımsağı kış mevsimindeki aşırı yağışlar nedeniyle tarlada çürüdü. Mart-nisan aylarında dikilen yerli sarımsak ise Çin sarımsağı yetiştirilmesi nedeniyle az dikilirken, bir de sıcaklar ve kuraklıktan etkilendi, iyi gelişemedi. Bu olumsuzluklar rekoltenin düşmesine neden oldu" dedi.

İğdirli, sarımsak rekoltesindeki düşüşün fiyatlara yansıdığını, üreticinin geçen yıla oranla ürününü 2-3 lira daha yüksek fiyatla sattığını, fiyatların daha da artmasının beklendiğini savundu.

 GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 50 ARTTI

Taşköprü Ziraat Odası Başkanı Murat Çelik ise üreticide sarımsağın fiyatının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artış gösterdiğini söyledi. İklim şartlarının etkisiyle rekoltede düşüş yaşandığına dikkati çeken Çelik, üreticinin geçen yıl 6 liradan sattığı iri sarımsağı bu günlerde 9-10 liradan piyasaya sürdüğünü belirtti.

Türkiye sarımsak üretiminin yüzde 25'inin Kastamonu'dan karşılandığını kaydeden Çelik, Taşköprü'de geçen yıl 22 bin ton hasadı yapılan sarımsağın bu yıl ancak 15 bin ton civarında olmasının beklendiğini, diğer önemli üretim merkezi Trakya ve Balıkesir'de de durumun farklı olmadığını dile getirdi.

Çelik, fiyatların hasadın yapıldığı dönemde artmasının iyiye işaret olmadığını savunarak şunları söyledi: "Çin sarımsağı bu yıl hiç olmadı dense yeridir. Yerli ürün de az oldu. Geçtiğimiz yıllarda alımda nazlanan tüccar bu yıl çiftçi hangi fiyatı istese kabul ediyor. Üretici, kaliteli sarımsağı geçen yıl 6 liradan satıyordu, şu anda büyüklüğüne göre 5-7 hatta 10 liradan satıyor. Üretilen sarımsak, bu yıl mart nisan aylarına kadar Türkiye'ye yetmez. Üreticide zaten ürün kalmadı, kalan da satmak istemiyor. Sarımsağın büyük bölümünü tüccarlar tarafından depolara kaldırıldı."

HAL FİYATLARI YÜZDE 100 ARTTI

İstanbul , Ankara ve İzmir sebze meyve hallerinde geçen yılın Ağustos ayında kilogramı 5 liradan satılan kuru sarımsağın, bu yıl ise 10-11 liradan alıcı bulduğu öğrenildi. Hal fiyatlarındaki bu artış sonrası sarımsağın fiyatı, pazar tezgahlarında 14 liraya kadar çıktı.

24 Ağustos 2014 Pazar

Suistimal edildiğimiz iddialarına cevap radikalden

Her kesimden çıkan bir ton kendilerince buldukları mesnetleri savunma girişimi basında yer alıyor. şaka gibi, şu anda iki cumhur başkanı ve iki başbakanımız var diyenler de var. Anayasanın 101. maddesine göre başbaknlığı düşen RTE nin dokunulmazlığının kalmadığını iddia edenlerde mevcut. Hukuk ne diyor sorusuna aranılacak cevap ile bu iddialara yanıt vermeyi amaçladık.

Bugünkü muğlaklıktan çıkarılacak ilk ders, ileride benzer tartışmalar yaşanmaması ve cumhurbaşkanı ile cumhurbaşkanı seçilmiş başbakan veya parti başkanı arasında gerginliğin rejim krizine dönüşmemesi için, ilgili yasa maddelerinin bu tür fiili durum yaratacak yorumlara açık kapı bırakmayacak şekilde, son dakikayı beklemeden hemen düzeltilmesidir.

15 Ağustos tarihinde YSK tarafından cumhurbaşkanı seçildiği kesin biçimde ilan edilen ve mazbatası kendisine ve meclis başkanına teslim edilen Tayyip Erdoğan’ın milletvekilliğinin o gün son bulması ve parti üyeliğinden istifa etmesi yürürlükteki anayasanın 101. maddesinin açık hükmüdür. Bunun tersini, yasanın lafzı ile ruhu arasında kelime oyunlarıyla yorumlamaya çalışmak sadece hukuk hokkabazlığı anlamına gelir. Zaten öyle olmasaydı, başbakan makamını yemin törenine kadar işgal etmeye kararlı olduğu anlaşılan “seçilmiş cumhurbaşkanı”, kendisinin resmen seçildiğini ilan eden YSK kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasını altı günden beri engellemezdi. Yayımlamayı son ana kadar erteleyerek bir yetki suiistimalinde bulunmaz, bir yetki saptırmasıyla fiili durum yaratmazdı.

Erdoğan’ın kulağına fısıldanan ve belli ki pek hoşuna giden cin fikir, icra-iflas ya da tahliye davalarında pek sık kullanılan, tebligatı teslim almama ya da yanlış adres gösterme gibi yöntemlerle zaman kazanma hilelerine benziyor. Buna hukukta kanuna karşı hile adı verilir. Geçmişte bir iki örneğini “eski Türkiye’nin karanlık yıllarında, 90’larda görmüştük. Yürürlüğe girecek kanunun bir iki gün geç yayımlanması sağlanıp, bu arada birkaç işadamının eski yasanın avantajlarından son anda faydalanıp voli vurmaları sağlanmıştı. Şimdi yapılan buna benziyor.

Şunu hemen belirtelim. Alelacele, önü arkası düşünülmeden yürürlüğe girmiş olan cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilmesiyle ilgili yasa ve 1982 Anayasası’nın değişmeden kalan ilgili maddeleri, seçilmeyle göreve başlama arasında açık bir ayrım getiriyorlar. Bunu yaparken seçilmiş ama göreve başlamamış cumhurbaşkanının konumunu belirsiz bırakıyorlar. Bugün bazı çevrelerin Erdoğan’ın milletvekilliğinin 15 Ağustos’ta düşmüş olması fikrine heyecanla sahip çıkmalarının arkasında, bu durumda 15-28 Ağustos arası dokunulmazlığının kalkacağı iddiası ve bu fırsattan istifade bir şeyler yapılabilir mi arayışı olduğunu biliyoruz. Bu zihniyet de sorunun bir büyük parçası. Çünkü eğer Erdoğan’ın 15 Ağustos’ta cumhurbaşkanı seçildiği kesinleşmişse, göreve gelene kadar sıradan vatandaş olması için değil, artık cumhurbaşkanı sıfatına sahip olduğu için milletvekilliği düşecektir. Dolayısıyla cumhurbaşkanı dokunulmazlığının koruması altındadır. Eğer yasanın, YSK tarafından seçildiği ilan edilen kişinin milletvekili sıfatının düşmesini emrettiğini kabul ediyorsak, o kişinin göreve resmen başlamamış olsa dahi cumhurbaşkanı sıfatına sahip olduğunu da kabul etmemiz gerekir. Yok değilse o zaman milletvekilliği de devam ediyordur. Bu iki durum dışında, bir üçüncü durum herhalde olamaz.

AKP hukukçuları içinde hukukla ilişkisini bütünüyle koparmamış olanlar, yasaların her iki yoruma da elverdiğini, bu durumda yorumun kanunun amacına uygun yönde yapılması gerektiğini belirtiyorlar. örneğin Osman Can, 1982 Anayasası’nın objektif amacının hükümetin düşmesini mümkün olduğunca zorlaştırmak, kurulması ve güvenoyu almasını kolaylaştırmak olduğunu belirterek, cumhurbaşkanı seçilen kişinin göreve başlayana kadar milletvekilliğinin, dolayısıyla hükümet başkanlığının ve ayrıca parti genel başkanlığının devam etmesinin, kanunun bu amacına en uygun yorum olduğunu iddia ediyor. Ne var ki Erdoğan cumhurbaşkanı seçildikten ve mazbatasını da YSK’dan aldıktan sonra, başında olduğu hükümetin düşecek olması kaçınılmaz bir olgu. Tartışma bunun on gün önce mi on gün sonra mı olacağına odaklı. Kanunun amacı herhalde bu denli ince ayarlar yapmak olmasa gerek!

Bugünkü muğlaklıktan çıkarılacak ilk ders, ileride benzer tartışmalar yaşanmaması ve cumhurbaşkanı ile cumhurbaşkanı seçilmiş başbakan veya parti başkanı arasında gerginliğin rejim krizine dönüşmemesi için, ilgili yasa maddelerinin bu tür fiili durum yaratacak yorumlara açık kapı bırakmayacak şekilde, son dakikayı beklemeden hemen düzeltilmesidir. Aslında haldeki yasa maddelerinin pek yoruma yer verecek muğlaklığı da yok ama güçlünün yarattığı fiili durumları da belli ki yasaların öngörmesi gerekiyor. Hele bu tür usül konularında bu daha büyük bir gereklilik. örneğin, uygulamanın bugünkü gibi yapılması isteniyorsa o zaman yasada seçilmiş kişinin cumhurbaşkanı olarak göreve başlayınca varsa milletvekilliğinin ve parti üyeliğinin sona erdiğinin belirtilmesi gerekir. Ya da seçildiğinde bunların sonra ermesi isteniyorsa, adayın seçildiğinin kesinleştiğinin nasıl belirlendiğinin açıkça tanımlanması gerekiyor. Bu yorum belirsizliği giderilmezse, gelecek cumhurbaşkanı seçiminde örneğin cumhurbaşkanının ve başbakanın yarışması halinde çıkacak büyük kargaşanın mahkemede ya da hastanede bitmesini hiçbir hukukçu yorumu engelleyemeyecektir.

Herkes biliyor ki Erdoğan’ın 28 Ağustos’a kadar başbakanlıktan ziyade elinde tutmak istediği esas güç parti genel başkanlığıdır. Dünyada eşi pek görülmemiş bir uygulamayla, partisinin olağanüstü kurultayını kendi yemin töreninden bir gün öncesi için toplayan, dün MYK toplantısına başkanlık edip kimin parti genel başkanı ve başbakan olacağı kararının alınmasını doğrudan yöneten Erdoğan, bunları yaparken gönlünde yatan partili cumhurbaşkanı konumunu fiilen uygulamış oluyor. Ama yaptığının kanunun lafzına bütünüyle aykırı olduğunu bildiği için de, kendisinin artık seçilmiş cumhurbaşkanı olduğunun resmen ilan edilmesini engelliyor. Sorun Erdoğan’ın yasayı yorumlama tarzından ziyade, bunu yaparken kullandığı yöntemdedir. YSK kararını yayımlatmamakla yetki saptırması yapıyor ve idari işlemi sakatlıyor.

Çok mu önemli, sonuçta ne değişecek diye düşünülebilir. Bir işe nasıl başlandığı, o işin nasıl sürdürüleceğinin işaretlerini verir. Yasayı kendi işine geldiği gibi yorumlarken, aynı zamanda bu yorumun hukuki sağlamlığına güvenmediğini ilan edercesine, seçim sonucunun Resmi Gazete’de yayımlanmasını günlerce erteletmek, elindeki yetkiyi saptırmak, önümüzdeki dönemde Erdoğan’ın anayasanın kendine verdiği yetkileri hangi cin fikirli yorum ve buna uygun uygulamalarla genişleteceğinin anlamlı bir ön işaretidir. Bundan böyle “hukuk kuralları amaca uygun bir şekilde uygulanmalıdır” gerekçesiyle, “1982 Anayasası’nın objektif amacı budur” diyerek Erdoğan’ın fiili başkanlık rejimi uygulamalarına bu anayasa içinde kılıf yaratılması da mümkündür. Evren ve Şahinkaya’nın, eğer dünyada olan biteni izleyecek durumdalarsa, “biz mahkum olduk ama eserimiz esas hedefine ulaşıyor” türünden karmaşık bir his içinde olacaklarını tahmin edebiliriz.

20 Ağustos 2014 Çarşamba

Gazzeye 45 milyon lira Devlet yardımı

Başbakan Yardımcısı İşler, başlatılan yardım kampanyaları kapsamında Başbakanlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın girişimiyle Gazze için 45 milyon lira toplandığını açıkladı.

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Başbakanlık tarafından yardım kampanyası başlatıldı ve Diyanet İşleri Başkanlığı hesaplarında 45 milyon lira toplandı" ifadesini kullandı.

İşler, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze'nin yaralarının sarılması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın talimatıyla harekete geçildiğini, son yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında da Gazze'ye yardımların artarak devam edilmesi kararı alındığını bildirdi.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı'nın (TİKA) Gazze'lilere yardım dağıttığını belirten İşler, "Gazze'de yerleşik ofisi üzerinden faaliyetlerini sürdüren TİKA, saldırılar devam ederken 15 bin aileye aylık gıda ihtiyacının karşılanmasını teminen gıda paketi dağıtmış, ramazanda başlatılan ve sonrasında bayram akabindeki 10 günü de kapsayacak şekilde toplam 341 bin 600 kişiye günlük sıcak yemek temin etti. Bunun yanında Kudüs'ten temin edilen 20 tırlık gıda malzemesi Gazze'ye nakledilerek 16 bin 800 aileye dağıtıldı" bilgisini verdi.

İşler, Filistin Enerji Bakanlığının acil yakıt ihtiyacı kapsamında yakıt temin edilerek, Türk Kızılayı'nın temin ettiği ilaçlara ilave olarak acil ilaç ve sarf malzemesi yardımı yapıldığını, Gazze Belediyesi başta olmak üzere diğer belediyelerin acil ihtiyaç duyduğu jeneratör ve benzeri ihtiyaçların da karşılandığını ifade etti.

İşler, şunları kaydetti:

"Başbakanlık tarafından yardım kampanyası başlatıldı ve Diyanet İşleri Başkanlığı hesaplarında 45 milyon lira toplandı. Evleri yıkılan ve Gazze'de okullara sığınmak zorunda kalan Filistinliler için konteyner kent kurma çalışmaları da sürdürülüyor. Ayrıca tahrip olan tarım alanlarının ıslahı, hayvancılığın iyileştirilmesi ve orta ölçekli sanayinin hasarlarının giderilmesi için gerçekleştirilecek projeler için gerekli altyapı çalışmaları ve planlamalar devam ediyor.

TİKA koordinasyonunda Sağlık Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, AFAD ve Kızılay'ın işbirliği ile Gazze'li yaralıların Türkiye getirilerek tedavileri sürdürülüyor."

19 Ağustos 2014 Salı

Fields ödülü iranlı bayana verildi

ABD'de çalışan İranlı Prof. Dr. Meryem Mirzakhani, matematik dünyasının en prestijli ödülü olan Fields Madalyası'nı kazanan ilk kadın oldu. Mirzakhani'yi kutlayan isimler arasında İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de vardı. Ruhani, Mirzakhani'nin hem başörtülü hem de başı açık fotoğrafını birlikte paylaştı.

Uluslararası Matematik Derneği (IMU), 37 yaşındaki Mirzakhani'nin, Riemann Yüzeyleri olarak da bilinen sarmal matematiksel yapılar alanındaki çalışmasıyla ödüle layık görüldüğünü açıkladı.

Hürriyet'te yer alan habere göre, İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Mirzakhani'yi Twitter'dan tebrik etti. "#FieldsMedal'ı kazanan ilk kadın olan ve İranlıları fazlasıyla gururlandıran #MaryamMirzakhani'ye tebrikler" diye tweet atan Ruhani, İranlı profesörün hem başı açık hem de başörtülü fotoğraflarını paylaştı.

California'daki Stanford Üniversitesi'nde kompleks geometri dersleri veren Mirzakhani, araştırmasında, bir Riemann yüzeyindeki tüm olası geometrileri detaylandıran yapıları inceliyor.

'Matematiğin Nobel'i ilk kez bir kadına verildi

1977'de Tahran'da doğan Mirzakhani, 1994'de Hong Kong'ta ve 1995'te Toronto'da düzenlenen Uluslararası Matematik Olimpiyatları'nda büyük başarı kazanmıştı. 1999'da Tahran'daki Şerif Teknoloji Üniversitesi'nden mezun olan Mirzakhani, 2004'te Harvard'dan doktorasını almıştı.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, IMU Seçim Komitesi üyelerinden Prof. Dr. Dame Frances Kirwan, erkek egemenliği altındaki matematik dünyasına kadınların tarih boyunca büyük katkıda bulunduğunu vurguladı. Kirwan, İngiltere 'deki matematik öğrencilerinin yüzde 40'ının kadınlardan oluştuğunu ancak bu oranın doktora programlarında önemli derecede azaldığına işaret etti.

'MATEMATİK DÜNYASININ NOBEL'İ...'

Kuzey Kore'nin başkenti Seul'daki Uluslararası Matematik Kongresi'nde verilen Field Madalyası'na layık görülen diğer isimler de İngiltere'deki Warwick Üniversitesi'nde rastlantısallık üzerine çalışmalar yapan Prof. Dr. Martin Hairer, henüz 21 yaşındayken dinamik sistemler üzerine doktorasını tamamlayan Brezilyalı matematikçi Artur Avila ve Princeton Üniversitesi'nde sayılar kuramı dersleri veden Amerikalı bilim adamı Prof. Dr. Manjul Bhargava oldu.

Matematik dünyasının Nobel'i olarak da bilinen Fields Madalyası, 1936 yılında Kanadalı ünlü matematikçi John Charles Fields tarafından verilmeye başlandı. IMU tarafından dört yılda bir verilen Fields Madalyası, bir matematikçinin ulaşabileceği en yüksek onur olarak görülüyor. Ödülü kazananlar, 15 bin Kanada Doları'nın (yaklaşık 14 bin Amerikan doları) da sahibi oluyor.

15 Ağustos 2014 Cuma

Kadınlar iç giyimde nelere dikkat eder?

Kadın iç giyim ürünleri her geçen gün kendini geliştirip hem kadınların rahatlığına hem de güzel ve seksi görünmesine yardımcı olacak şekilde tasarlanıyor. Kadınların iç giyimde en çok tercih ettiği ürünler kendi vücut ölçülerini daha çok ortaya çıkaran ya da belli kusurları gizleyecek şekilde olan ürünlerdir.

İç giyim en az dış giyim kadar özen göstermemizi gerektiren bir alandır. Çünkü cildimizle birebir temas söz konusu olduğu için sağlığımız açısından iç giyim ürünlerinde bazı ufak tefek detaylara dikkat etmek gerekir.

Bu detaylardan ilki iç giyim ürününün kumaş türüdür. İçimize giydiğimiz ürünün kumaşı her ne olursa olsun pamuklu kumaş olmalıdır. Pamuklu kumaş dışında naylon ve benzeri ürünler cildimize zarar verir. Özellikle hassas cilde sahip olanlar alerjik reaksiyonlar ile karşılaşmamak adına buna özen göstermelidir.

Kumaş türünden sonra dikkat edilmesi gereken, vücut ölçülerinizden küçük ya da dar iç çamaşırları giymektir. Sağlık açısından sıkı ve dar iç çamaşırları sizi rahatsız eder ve ciddi sağlık problemlerine sebep olur.

İç çamaşırında her bayan zevkine göre istediği rengi seçebilir. Renkli çamaşır seçerken kullanılan boyanın organik olup olmadığı önemlidir. Zira farklı bir boya maddesinin kullanımı içerisine kimyasal madde kullanımı arttıracağından kanserojen etkilere sebep olacaktır.

Bunlar dışında iç çamaşırı alırken her zaman kullanabileceğiniz renkleri seçmeniz sizin için bir avantajdır. Her bayanın dolabında mutlaka bir adet siyah bir adet beyaz ve bir adette ten rengi iç çamaşırı bulunmalıdır. Çamaşırlarınızı yıkarken de olabildiğince yumuşatıcı kullanımından kaçınmak gerekir. Çünkü bazı deterjan artıkları çamaşırların yüzeyinde kalarak cilde temas etmesiyle kimyasal irritasyona sebep olabilir.

Ev ortamını sinema salonuna dönüştürmek artık çok kolay!

Evde film izleme keyfini artık projeksiyon sistemleri sayesinde sinemasal bir hale dönüştürebilirsiniz. Bunun için hem evinize hem de bütçenize uygun bir projeksiyon aleti almanız yeterli olacaktır. Sizin için evde sinema keyfi nasıl oluşturulur, nasıl bir projeksiyon cihazı tercih edilmelidir, bunları araştırdık.

 Projeksiyon sistemini kuracağınız odanın boyutlarına uygun bir projeksiyon cihazı almanız önemlidir. Odanızın boyutu, projeksiyon perdenizin boyutunu da belirleyecektir. İzleyeceğiniz mesafe ekran genişliğinin 1,5 veya 2 katı olmalıdır. Eğer odanızın boyutları küçük ise yada kirişli bir oda ise kısa mesafe projeksiyon cihazları tercih edilebilir. Yalnız kısa mesafe projektörlerde genelde zoom ayarı yoktur bunu aklınızdan çıkarmamanızda fayda var.

Projeksiyon cihazınızın ömrünü belirleyecek olan lambasıdır. Bu yüzden lamba ömrünün uzun olmasına dikkat edin. Normal bir ev kullanıcısına 5000-6000 saat arası lamba ömrü yeterli olacaktır. Tabi tv izlemek dışında kullanılacaksa. Tv kanallarınıda projeksiyon cihazı üzerinden izlemek isterseniz led projektörleri tercih etmelisiniz. Led projektörlerin lamba ömrü 20.000-30.000 arasındadır.

Projeksiyon sisteminde dikkat edilecek önemli unsurlardan biri de kontrast oranıdır. Kontrast renk yoğunluğunu ifade eder. Projeksiyon cihazı alırken karşınıza dinamik ve statik olmak üzere iki tür çıkacaktır. En doğrusu statik olanı tercih etmektir. Bazı iyi markalar Epson, Optama gibi markalar statik kontrast oranını da verirler.

Aslında bütçeniz ve nerede hangi amaçla ve sıklıkla kullanacağınız, size hangi teknolojik özelliklerin daha uygun olduğunu belirleyecektir.

13 Temmuz 2014 Pazar

Yaz Aylarında İç Çamaşırı Seçiminin Önemi

Yaz aylarına girdiğimizde iç çamaşırı seçimini çok dikkatli yapmamız gerekmektedir.  Bu aylarda sıcağın getirdiği en büyük tehlike aşırı terlemedir. Aşırı terleme nedeniyle oluşabilecek hastalıklardan uzak kalabilmenin tek yolu ise doğru iç çamaşırı seçebilmekten geçmektedir. İç çamaşırımızı naylon içeren çamaşırlardan uzak durarak ve pamuklu ürünler seçerek önlem almış oluruz. Naylon iç çamaşırları terleme nedeniyle mantar enfeksiyonlarına davetiye çıkarır. Bazı kişilerin tenleri naylon iç çamaşırını bünyesi kabul etse de terlemeyi kesemezler. Bunun en güzel çaresi pamuklu bir ürün kullanmanızdır.  Daha az terler ve nefes alan bir vücudunuz olur.

Bazı kişilerin en sık rastladığı rahatsızlık ise; hassas bölgelerde kullanılan yanlış iç çamaşırının getirdiği sorunlardan dolayı yaşadıkları vajinal enfeksiyondur.  Bu rahatsızlığın belirtileri genel olarak şiddetli kaşıntı, yanma hissi, sık idrara çıkma durumu, idrar yaparken aşırı yanma, kötü koku ve vajinal akıntı gibi sıralanabilir. Bu tip sorunların önüne geçmenin en temel yolu öncelikle tedavi uygulanması ve doğru külot seçiminden geçmektedir.

Doğru külot seçiminde dikkat etmemiz gereken noktalar ise, kişinin hassasiyet gösterdiği iç çamaşırlarından uzak durması ve yaz aylarında nefes aldıracak %%100 pamuklu ya da çoğunluğunu pamuk içeren iç çamaşırı seçmesi ve göze hoş gelen renkli güzel iç çamaşırlarından ziyade sağlıklı ve size huzur verecek iç çamaşırını almaktır. 

İslami Kaynaklara Göre Rüyada Timsah Görmek

Rüyada Timsah Görmek; kişi rüyasında timsah görürse, haşin ve aksi bir kişi ile tartışarak sonunda onunla mahkemelik olacağına tabir edilir.
 
Yabancı Kaynaklara Göre Rüya Tabirleri
Rüyada Timsah Görmek
 
En yakın dostlarınız tarafından aldatılacaksınız ve düşmanlarınız her defasında sizi bozguna uğratacağına işaret eder. Kişi rüyasında timsahın sırtına bastığını görürse bu, en yakın arkadaşlarınıza bile güvenmemeniz gerektiğine işaret eder.
Rüyada Amerikan Timsahı Görmek
 
Görmüş olduğunuz timsahı öldürmediğiniz müddetçe, kötü olayların habercisidir. İkaz edici bir rüyadır.
 
Rüyada Timsah görmek ile ilgili rüyanızın daha ayrıntılı yorumunu çok yakında güncellenecek rüya tabirleri sitemizde bulabilirsiniz. Yapılacak olan rüya tabiri güncellememiz sonrasında  “rüyada Timsah görmek ne anlama gelir?”,”rüyada Timsah görmek nasıl yorumlanır?” ve “rüyada Timsah görmenin psikolojik nedenleri nelerdir?” gibi soruları psikolojik, modern ve İslami rüya tabirleri açısından inceleyip cevaplamış olacağız..