20 Mayıs 2014 Salı

Yeni HP Android Tablet

Yeni HP Android tablet ile alakalı olarak baktığımızda haberler ciddi anlamda gündemi meşgul ediyordu. Zaman içerisinde bu anlamda pek paylaşımımız olmamıştı çünkü haberlerin netleşmesini ve cihazın ne anlamda özellikleri olduğunu da merak ile bekliyorduk diyebiliriz. Nitekim EVLEAKS, bu konu ile alakalı olarak araştırmalarını tamamlamış ve internet üzerinde yeni cihazın görsellerini sunmuş. Uzaktan baktığımız zaman bir çeşit Note tarzı telefon tipini anımsatan kasa yapısı ile dikkatleri çekse de özellikleri ile ciddi anlamda herkesin ilgisini çekecek gibi görünüyor. Zaman içerisinde ürünün teknik özelliklerinin de en hızlı şekli ile basına gönderileceğinden şüphemiz yok. Kasa yapısı açısından son derece önemli değişiklikler göze çarpıyor ve stabil sürümden çok daha farklı bir ürün olacak.

Annelerin Çocuklarıyla Evde Oynayabileceği En Güzel Oyunlar

Çocukların evde oynayabileceği eğlenceli ve keyifli oyun önerileri ile hem çocuklarınız hemde siz güzel vakit geçirebileceksiniz. Sünger Yarışı Her çocuk kendine bir eş bulur. Biri elinde bardakla bir çizginin arkasına geçer. Diğer çocuk ise eline bir sünger alır, karşısında duran bir küvete koşar, süngeri içine batırır ve süngerin suyu emmesini sağlar. Sonra çocuklar ellerindeki süngerdeki suyu bardağa boşaltır. Bardağı ilk dolan ekip kazanır. Tam İsabet İki çocuk diğer arkadaşlarını sünger topuyla vurmaya çalışır. Vurulan çocuk vuran çocuğun kendisi vurulana kadar yere oturmalıdır. Kendisi vurulduğunda bütün “kurbanları” ayağa kalkıp oynamaya devam edebilir.Çocuklardan biri topu havada yakalarsa atan çocuk yere oturmalıdır. Tuz ve Şeker Bir çocuk kaptan olur; diğerleri de belirli bir mesafede karşısına geçer. Kaptan yavaşça kendi etrafına döner ve bir “şeker” bir de “tuz” diye bağırır. Şeker derken diğer çocuklar kaptana yaklaşabilir, tuz deyince de durmaları gerekir. Buna rağmen harekete devam edenler ise başlangıç noktasına geri döner. Kaptana ilk yaklaşan kazanır. Gölge Koşusu Bir çocuk avcı diğerleri ise avlanan tavşanlardır. Avcı tavşanın gölgesine bastığında tavşan yakalanmış olur. Sonra roller değişir. Tavşanların gölgeleri örneğin bir ağacın gölgesiyle kaplandığında yakalanan tavşan serbest bırakılır. Ancak tavşanlar sürekli olarak saklanamaz. Avcı “Bir, iki, üç hadi koş” dediğinde bütün tavşanlar koşmak zorunda kalır.

OLIVIA PALERMO SAÇ MODELLERİ

Olivia Palermo hepimizi kendine hayran bırakan stiliyle, tartışmasız günümüzün moda ikonlarından biri... Başarılı stilinin yanı sıra güzelliğiyle dikkat çeken saçları da sık sık gündem konusu olabiliyor. Olivia Palermo'nun gür ve sağlıklı saçları, hem rengi hem de birbirinden güzel modelleri ile bizleri kendine hayran bırakıyor. Olivia Palermo'nun saç modellerine göz atmaya ve saçlarını şekillendirirken kullandığı yöntemlere göz atmaya ne dersiniz? Her zaman gür ve hacimli saçlar Olivia Palermo'nun kuaförü Andre Davis, saçlara hacim kazandırmanın önemini vurguluyor. Olivia Palermo'nun saçlarını hazırlarken fön yardımıyla saç diplerine mutlaka hacim kazandırıyor. Ortadan ikiye ayrılmış saçlar Olivia Palermo'nun adeta imzası haline getirdiği ortadan ikiye ayırdığı saçları... Kuaförü Olivia Palermo'nun yüz şekline en uygun model olduğu için sık sık ortadan ikiye ayırdığını söylüyor. Kuaförü, Palermo'nun saç diplerine köpük uyguluyor ve ikiye ayırıyor. Stil ikonu saçlarında değişiklik sevdiği için bazen düz bazen de yumuşak dalgaları tercih ediyor. At kuyruğu Olivia Palermo fazla çaba gösterilmemiş gibi duran ancak oldukça güzel görünen at kuyruğu saç modellerini de tercih ediyor. Dalga ile hareketlendirilmiş saçlarını bir lastikle arkadan tutturuyor. Topuz Gevşek bir şekilde toplanan saçları önce at kuyruğu yapılıyor. Sonrasında at kuyruğu saç, kendi etrafından döndürülerek tel tokalarla sabitleniyor. Olivia Palermo'nun saç bakımı Olivia Palermo'nun saçlarına haftada bir kere bakım maskesi yapılıyor. Saçları çok çabuk uzayan Palermo kuaförünü 3 haftada bir boya için ziyaret ediyor. Olivia Palermo'nun kuaförü saçı her gün yıkamanın da gereksiz olduğunu belirtiyor. Palermo'nun yaptığı gibi, bazı günleri kuru şampuanla geçirmek saçın dinlenmesini ve nem oranının korunmasını sağlıyor.

Hızlı göbek eriten şok diyet listesi

3 hafta da istenmeyen göbek yağlarından kurtulmak mümkün. Sadece yapılacak tek şey 3 hafta boyunca b u diyete düzenli uymaktır. Mekik Sabah ve akşam karın acıyana kadar bu hareketi 50 kez yapmak gerekir. Bu hareket yağların kolayca yanmasını sağlar Sopalı hareket Bir sopayı enseye alarak 2 el geçirilir. Bu hareketi hızlı, sağa sola kalçadan yukarı döndürülerek birkaç dakika kadaryapılmalıdır. Bu hareket de karnın yan taraflarında ki yağların yanmasını sağlar. GÜNLÜK TÜKETİLECEKLER İlk olarak kalkar kalkmaz ballı limonlu su tüketilecek. 35 dakika kadar sabah sporu yapılmalıve yürümelidir. Çok fazla ter akıtılmalı ve 20 dakika kadar farklı spor yapılmalıdır. Duş alınmalı ve göbek bölgesi sert bir şekilde sürülmelidir. Biberiye yağı, susam ve ya kekik yağından biri ile göbek bölgesine 5 dakika kadar masaj yapılmalıdır. Kahvaltı 1 orta boy yeşil elma ve 1 orta boy şeftali Ara 1 kibrit kutusu kadar dil peyniri Öğle Derisiz 1 porsiyon kadar ızgara tavuk ve rokalı bol salata Ara 3 ve ya 4 adet yulaflı bisküvi Ara 1 orta boy yeşil elma Akşam Az yağlı 4 ve ya 5 kaşık kadar zeytinyağlı fasulye, mevsim salatası ve küçük bir dilim ekmek Gece Şekersiz ve tarçınlı ılık süt, rezene çayı (3 fincan) yeşil çay Yasaklar Kola ve şekerli içecekler, derili et türleri ve tereyağı, kaymak türleri, alkol, sigara, cips, çerez, beyaz un, çok uyumak, çikolata, şeker, doğum kontrol hapları bu diyeti uygularkenyapılmaması gereken kurallardır. Zayıflatıcı Çay Zayıflatıcı çaylar içerken içine tatlandırıcılar katılmamalı ve ince bir dilim limon ile tüketilmelidir. Yemeklerden sonra da içilebilir ve akşam yemeği erken yenilmelidir. Sabah erken kalkınca metabolizma hızlanır ve yağlar çabuk yakılır.

Stresi azaltmak için kahkaha atın

Kahkaha atmak insan sağlığına iyi geliyor. Kahkahanın fizyolojik etkilerini inceleyen bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre, kahkaha stresin aksine hareket ederek stres hormonu kortizol seviyesini azaltıyor. Bu da insan sağlığına iyi geliyor… Kahkahanın oluşumu, onun olumlu etkilerini araştırmayı zorlaştırıyor. Ortalama bir kahkaha, 4 saliselik bir ses patlamasından oluşuyor. Bu ses patlamaları bir saniyenin beşte biri oranındaki aralıklarla tekrar ediliyor. Ses patlamalarının sayısı kahkahanın derecesine bağlı ve içten bir kahkaha bir süre daha devam edebiliyor. Fakat kahkaha yine de kısa süreli bir özelliğe sahip. ABD’deki Maryland Üniversitesi kahkaha araştırmaları uzmanı Robert Provine, kahkahanın neden ilk bakışta daha çok yorucu bir hareket gibi göründüğünü şöyle açıklıyor: “Eğer gülen birinin fizyolojik profiline bakarsanız aslında bunun stresle bağdaşlaştırılabilecek özellikleri olduğunu görürsünüz. Örneğin ‘ha ha ha’ derken, gülüyorsunuz, nefesinizi tutuyorsunuz, kan basıncınız artıyor ve kalp atışlarınız hızlanıyor, vücudun farklı bölgelerini zorluyorsunuz.” Vücuttaki etkileri ölçüldü Vücuttaki olumlu etkileri ise kahkaha sırasında değil sonrasında ölçülüyor. Maryland Üniversitesi’nden kardiyolog Michael Miller, kahkahanın kan damarları üzerindeki etkilerini araştırıyor. Daha önceki çalışmalar, stres ve öfkenin, damarların iç kısmının daralmasına yol açtığını gösterdi. Miller ise zihinsel stresin damarların daralmasına yol açıp açmadığını ve kahkahayla onları rahatlatabilecek bir yol olup olmadığını merak ederek araştırmalar yapmış. Araştırmacı, damarların iç tabakasının esnekliğinin ölçülmesini sağlayan yöntemi şöyle açıklıyor: “Tansiyon aletini kolun üst kısmına koyuyoruz. Aletin basıncını normal tansiyon seviyesinden 50 puan kadar yükseğe ayarlıyoruz. Bu, kan damarlarının daralmasına yol açıyor. Beş dakika böyle tutup ardından tansiyon aletini çıkarıyoruz. Çıkardıktan sonra geçen bir dakika boyunca damar iç tabakasının sağlık durumu hakkında değerlendirme yapıyoruz.” Deney nasıl yapıldı? Bu deneye sağlıklı, sigara kullanmayan 20 gönüllü katıldı. Deney sırasında bazı filmlerden sahneler izlediler. İlk önce Steven Spielberg’in 2’inci Dünya Savaşı sırasında geçen Er Ryan’ı Kurtarmak adlı filmi gösterildi. Filmin açılış sahnesinde, Normandiya kıyılarında ölmek üzere olan askerler kanlı yakın plan görüntüleriyle görülüyor ve buna kasvetli bir müzik eşlik ediyor. Deneklere 48 saat sonra ise izlerken kahkahalar atabilecekleri komedi filmleri gösterildi. Bütün katılımcılar “Er Ryan’ı Kurtarmak” adlı filmi stresli buldu. Buna ek olarak damarlarında da daralma gözlendi. Ancak komedi filmlerini izledikten sonra damarlar tekrar genişledi. Müziğin etkisi de araştırıldı Miller daha sonra kahkaha yerine müziğin damarlar üzerindeki etkisini araştırdı. Neredeyse bütün katılımcılar “Heavy Metal” ve “Rap” müziğini nahoş olarak tanımladı. Tahmin edilebileceği gibi damarlarda da daralma oldu. Denekleri mutlu bir ruh haline sokmak için en sevdikleri müzik türünü laboratuara getirmeleri istendi. Ve çoğu “Country” müziği tercih etti. Müzik ve kahkaha deneylerinin sonuçları karşılaştırıldığında şu durum ortaya çıktı; iyi bir kahkaha, en sevilen müziği dinlemek kadar güçlü bir etkiye sahip. İkisi de damarları rahatlatıyor.

Kendini Savunmak İçin Haklarını Bilmen Gerekir

2 yaşında devletin bir kurumuna elektrik teknisyeni olarak atanmıştım . O sıralar çok genç olduğum için iyiyi ,kötüyü ve kurnazı ayırt edemiyordum. O yüzdende üzerime gelebilecek belaları hiç bilemiyordum.. Kısacası anasının kuzusu bir adamdım. Bu durum başıma o kadar bela açıyordu ki tahmin bile edemezsiniz.. Yaşanan olay: Teknisyen kadrosu benim zamanımda yeni açılmıştı. İlk kadro alanlardan biri de bendim. O yüzden yanında çalıştığım arkadaşlarıma bir türlü bu kadronun yeni açıldığını anlatamıyordum. Bu durum beni fazlasıyla rahatsız ediyordu.Mantık olarak düşünürsek bir meslek yapıyorsunuz . Ve kimse o mesleğin kriterlerini bilmiyor. Bazen bir hizmetçi gibi bazen bir çaycı gibi davranabiliyorlardı. Hiç bir şey diyemeden verilen işleri yapıyordum. Neden yapıyordum bilmiyorum. Ama sanırım benim pozisyonumda bir iş yok diye boş durmamak adına başkalarının işlerini yapıyordum. Kpss'den 90 küsür puan al. Güzel bir yere atan ardından başkasının işini yap. Ağrıma gidiyordu ne yalan söyleyeyim. Ama kazandığım paranın hakkını vermemin gerektiğini de içimden düşünüyordum. O yüzden bana ait olmayan ayak işlerini bir süre yapmak zorunda kaldım. Karlı bir şubat günü yine bir kağıt götürme işi çıkmıştı.Apar topar kar kış demeden kağıdı ilgili yere ulaştırdım. O sırada ayakkabım su aldığı için ayakkabıcıya gidip yeni bir ayakkabı almak için gitmiştim. Tabi işe de 5 dakika kadar geç kalmıştım. İş yerine geldim. Bir teşekkür beklerken Bayan sekreterin bana yüksek sesle bağırmasıyla karşı karşıya geldim. Sanırım sürekli işlerini yaptığım için kendisi için çalışan bir köle zannediyordu. Bense hiç söylenenlere aldırış etmeden dediklerini hazmetmeye çalışıyordum..Bağırma sebebine gelince 5 dakika geç kalmıştım . O yüzden bana bir sürü bağırmıştı. Tabi delikanlısın tüm söylenenler ağrına gidiyor. Ama ne yapacaksın. Susup içimize atıyorduk.Yani ayakkabım su geçirdi ondan geç kaldım bile diyememiştim. Tam o esnada şube müdürü seslerden rahatsız olarak durumu kontrol için odasından çıkmıştı. O sıra beni azarlayan memuru dikkatle izleyen çalışanlar bir anda işlerine dönmüştü. Bu esnada hızlıca Müdür geldi . Ve bayan memura "Bu ne gürültü ? Bir şey mi oldu ?" dedi.Bayan memurda "Müdürüm bu arkadaş görevini geç yaptı.O yüzden bağırıyorum" dedi. O anı hiç unutmam müdür gülerek memura "Hanım efendi senin rütben Harun beyin rütbesinden düşük senin ona getir götür işleri yaptırma gibi bir lüksün yok. Hatta şu anda bağırdığın için hakkınızda işlem yapabilir ."dedi. Bayan memur kafasını öne eğerek .İstemeyerek de olsa benden özür diledi. Ama ben o kadar baskıya maruz kalmıştım ki ne özrü. O kurumdan ayrılmak bile istiyordum.. Bu olaydan sonra müdürün beni odasına davet etti. Oturup bir bardak çay içtik.Ben müdüre bana göre bir işin olup olmadığını soruyordum. Oda ısrarla senin istediğin işler hep dolu biraz daha burada misafirimiz olacaksın . Diyordu. Sonuç olarak ben 2 yıl kadar misafir olarak kaldım.. Haklarımı bilmediğim için sürekli ezildiğim yer . Haklarımı öğrendikten sonra adeta güzel bir iş yeri haline gelmişti. Özetle burada haklarını bilmeyen insanların boş yere ezildiği anlatmak istedi Babam . . Konu nereden çıktı bilmiyorum ama önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Herkese iyi günler diliyorum. Kalın sağlıcakla.

19 Mayıs 2014 Pazartesi

O madenden yeni görüntüler çıktı

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği maden ocağında 911 Arama Kurtarma Derneği ekiplerinin kurtarma çalışmaları sırasında çekilmiş görüntüler ortaya çıktı. Soma'da 301 madencinin hayatını kaybettiği maden ocağında arama kurtarma faaliyetleri sırasında çekilen görüntüler ortaya çıktı. Son işçinin cansız bedeni çıkarıldıktan sonra içeride yeni bir yangının çıkmaması için iki ana hava tahliyesi tuğlalarla örülerek kapatılan maden ocağındaki arama kurtarma çalışmalarına katılan merkezi Bandırma'da bulunan 911 Arama Kurtarma Derneği, çekilen görüntüleri paylaştı. Görüntülerde arama kurtarma çalışmalarını yürüten diğer ekiplere malzeme yardımı yapıldığı görülüyor. Dernek üyeleri içeride kalan işçileri ararken, arama kurtarma faaliyetlerinde bulunan diğer ekiplere de su götürüyor. Görüntülerde işçilerin zor şartlar altında kurtarılmaya çalışıldığı görülüyor. Arama kurtarma çalışmalarının sonlandırılmasının ardından sağlık ekipleri, UMKE ve itfaiye ekipleri ile Kızılay görevlileri dün gece bölgeden ayrılmış, maden ocağının bulunduğu alana geçiş kapatılmıştı. Madende yeni bir yangının çıkmaması için madenin iki ana hava tahliyesi tuğlalarla örülerek kapatılmıştı.

Peki ya Kişisel Gerileyiş Kitap Okumuşsanız

İş hayatı, kişisel gelişim, iletişim, satış, pazarlama vb. konularda yazılmış kitapları okumayı seviyorum. Bazen bir bekleme salonunda busıness dergi veya gazetelerin ekonomi sayfaları. Bu konuda yazılmış yüzlerce blog ve web sayfaları. Güzel, evet! ilgi duyana bolca alternatif. Peki bunların zarar noktasına gelenlerini nasıl eleyeceğiz? Özellikle kişisel gelişim kitaplarına dikkat! Hatta “kişisel gelişim” cümlesine dikkat edelim. Ne demek kişisel gelişim? Evet, basit anlamıyla herhangi bir konuda bildiklerimizi güçlendirmek veya yeteneklerimizi güçlendirmek, gelişmek. Mevcut durumdan daha iyi bir duruma gelmek. Peki ama hangi KONUda? İşte benim için kilit nokta burası. Hangi konuda gelişim? Gelişimin bir konusu olmalı. Düşünsenize elinizde 200 sayfalık bir kitap var ve sizi HERRR konuda geliştiriyor. Mümkün mü? Ama dikkat edin kişisel gelişim kitaplarının çoğuna: hangi konuda sizi geliştirmek istediğini net ifade edemez. Klişeleri vardır. Zincirlerinizi kırıp daha başarılı olacaksınız, fark yaratacaksınız, en iyisi olacaksınız, harika hissedeceksiniz bla bla bla… Koyun kitabı yerine. Raflarda tozlanmaya devam etsin. Size hiçbir faydası olmayacak 200 sayfa için göz yormayın. Aksine toz pembe hayallerle süslü bu kitaplar bizi aç gözlü okuyuculara dönüştürmesin. Daha çok kazannn, sen başarırsın, harikasın, inanırsan yaparsın çünkü sen en iyisisin… Gördünüz mü? Sizi tanımayan biri tarafından yeterince pohpohlandınız. Hoşumuza gidiyor ve okumaya devam ediyoruz belki. Ne yalan söyleyeyim ben de çok okudum bu tür kitapları. Bendeki etkisi işte bu makale:) Benim tavsiyem herhangi bir konuda kendinizi geliştirmek istediğinizde öncelikle konuyu netleştirmeniz olacak. İngilizcenizi mi geliştireceksiniz? İletişim becerilerinizi mi? Okuma hızınızı mı? Mizahi çerçevenizi mi genişleteceksiniz? Konu ne? Mesela süslü bir kitap ismi bulalım. Kitabımızın adı “En iyi iletişimi siz kurun” olsun. Yine egoya ufak bir dokunuş olsa da zararlı değil. Size hangi konuda gelişim vaat ettiği açık ve net. Bir de genel isimler/konular vardır. -En iyisi olun! -Fark yaratın -Kendini herkesten yukarı taşı -vb… Bu tür kitapları alırken iyi seçmek gerekir. Kurcalamak ve yazarın önceki kitaplarını da referans olarak değerlendirmek gerekir. Çünkü quantumcu diye geçinen birçok başarısız başarılılar bu tür kitaplardan gelir elde ediyor. Kendileri aktif bir iş hayatına sahip olmadan, çeşitli başarılara imza atmadan okuduğu kitapları, katıldığı seminerleri harmanlayarak bunları yazabiliyor.Bize ustalığı öğretmek isteyen çıraklar kişisel gerileyişin simgesinden başka birşey olamaz. Bu yüzden kişisel gerileyiş kitaplarına HAYIR!

Kaş Kontürü Nasıl Yapılmalıdır?

Yüzün hatlarını belirlemede kaş şekli oldukça önemlidir. Sadece kaş şekli ile bakışların verdiği anlamı bile değiştirmek mümkün. Bu yüzden yüz hatlarınıza uygun, istediğiniz etkiyi yaratan kaş şekline karar vermek önem taşıyor. Keskin hatlara sahip kaş modelleri, yüz şeklini daha da ön plana çıkarabiliyor. Yuvarlak hatlara sahip kaş modellerini ise daha çok dikkat çekmekten hoşlanayan kişiler tercih ediyor. Yüz şekline uygun, doğru kaş şeklinin ise bir formülü mevcut. Üç aşamada sizin için doğru hatları taşıyan kaş modeline sahip olabilirsiniz. 1. Aşama Burnumuzun bir yanından kaşımızın başlangıç noktasına dik bir çizgi çekiyoruz. Bu bölge bizim için doğru kaş başlangıcını belirtiyor. 2. Aşama Bu aşama, kaşa şekil verilirken en çok hata yapılan aşamayı oluşturuyor. Bu aşamada kaşın kavis verilmesi gereken noktasını belirliyoruz. Doğru yapılan kavis, kaş şeklinin çok daha hoş görünmesini sağlıyor. Bu noktanın belirlenmesi için burnumuzun aynı noktasından başlayan ve göz bebeğimizin ortasından geçen bir doğru çiziyoruz. 3. Aşama Bu aşamada ise kaşımız için doğru bitiş noktasını belirliyoruz. Burnumuzun aynı noktasndan göz şeklimizin bittiği noktayı kesecek şekilde bir doğru çiziyoruz. Bu doğrunun kaşımızı kestiği nokta, bizim yüz şeklimiz için doğru noktadır. Kaş şeklimizi belirledikten sonra dilerken daha net bir görünüm elde etmek için kaş kontürü yapabiliriz. Bunun için kaş kalemi ya da fırçaya ihtiyacımız olacak. Renk seçimi olarak ise saç rengimize uygn bir ton seçersek uyum yakalayabiliriz. Kaşların dikkat çekmesini arzu edenler ise saç tonundan daha koyu bir rek ile vurgu yapabilirler. Kaş diplerinden başlayarak kalemi hafif dokunuşlarla kaş boyunca gezdirerek kaş kontürü işlemini tamamlayabiliriz.

18 Mayıs 2014 Pazar

Facebook İlk Çeyrek Performans Raporu

Birçok şirketin yılda 4 kez yayınladığı şirket performans raporları yayınlanmaya başladı. Elbette beklentilerin de bu yönde olduğu gibi Facebook yine yükselişte görünüyor. Mark Zuckerburg, Facebook’un bu başarısını ve giderek değerinin artmasını mobile yaptıkları yatırımlara bağlıyor çünkü Facebook’un 1 milyondan fazla aktif mobil kullanıcısı bulunuyor. Sabit teknoloji aletleri yerine iPad’ler ve özellikle akıllı telefonlar pazar hakimiyetinde giderek artış gösteriyor öyle ki bir firmanın mobil uygulaması yoksa artık pazarda şansı olduğu bile düşünülmüyor. Yılın ilk üç ayında 2.5 milyar dolar gelir elde eden şirket, 2013′ün ilk çeyreğinden bu yana mali performansını %%72 oranında artırmış oldu. Facebook’un reklam geliri ise yıldan yıla %%82 oranında artarak 2.27 milyar dolara yükseldi. Aşağıda Facebook kullanıcı raporunu görebilirsiniz; facebook21-590x396 Facebook büyük bir reklam şirketi ve eskiye göre reklam gelirlerinin %%59′u mobil aygıtlardan sağlanıyor bu da mobil optimizasyonu ve yatırımlarının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Facebook’un toplam kullanıcı sayısı ise %%4′lük bir artışla artık 1.23 milyar. 1 milyar barajını aştıktan sonra da büyümesini devam ettiren sosyal ağı günde 757 milyon kullanıcı ziyaret ediyor. Bu rakamda mobil kullanıcıların payı ise 556 milyon. Şirketin çeyrek sonuçlarıyla birlikte paylaştığı bir diğer haber ise finans müdürü David Ebersman’ın görevi bırakıyor oluşu. 5 yıldır Facebook’un finans bölümünün başındaki isim olan Ebersman 1 Haziran itibarıyla görevini şirketin başkan yardımcılarından David Wehner’e bırakacak, ancak Zuckerburg’ün uzun yıllar CEO olarak devam edeceği düşünülüyor.