12 Mayıs 2014 Pazartesi

Akim'e nasıl başvururlur?

Birçok konuda muhattap bulmakta zorlanıyorsanız, devlet ve hükümetle en kolay yoldan iletişimin adresi AKİM. AKİM iletişim portalı vasıtasıyla vatandaş direkt olarak kamu kurum ve kuruluşlarıyla irtibata geçebiliyor. AKİM üzerinden öneri, istek, şikayet, yardım vb… konular girebilirsiniz. AKİM portalı üzerinden girdiğiniz destek, yardım vb… talepler ortak bir havuzda toplanıyor. Bu havuzda gerekli incelemeler yapılıyor ve ilgili kuruma talebinizi iletiliyor. akim logo 300x145 Akim(AK Parti İletişim Merkezi Vatandaş İletişim Merkezi) Nasıl Başvurulur? AKİM portalı üzerinden tckimlik numaranız, email adresiniz ve telefon numaranızı girerseniz talebinizle ilgili geri dönüşte alabiliyorsunuz. Başbakanlık iletişim merkezinden sonra Ak parti iletişim merkezi vatandaşın işini bir hayli kolaylaştırıyor. AKİM başvuru formu için http://basvuru.akim.akparti.org.tr/vatandas/default.aspx linkini ziyaret edebilir veya aşağıdaki form üzerinden bilgilerinizi gönderebilirsiniz.

11 Mayıs 2014 Pazar

Dünya: Yeni Bir Başlangıç

Her daim ilgimi çekmiştir bilim kurgu. Gerek edebiyatta gerek sinemada hiç sıkılmadan okuduğum / izlediğim yapıtlar arasında yer alır. Karşıma çıkan bilim kurgu filmlerin yapımcısına, yönetmenine, yapım yılına bakmaksızın izlerim bu kategorideki filmleri. Son günlerde karşıma çıkan bilim kurguysa After Earth “Dünya: Yeni Bir Başlangıç” oldu. After-Earth Filmografisinde The Village, Sudaki Kız, Mistik Olay, Son Hava Bükücü, Şeytan, Entourage, Wayward Pines gibi filmleri barındıran yönetmen M. Night Shyamalan’ın 2013 yılında izleyicileriyle buluşturduğu filmin baş rollerini Will Smith ve Jaden Smith paylaşıyor. Smith’lerin yanı sıra Sophie Okonedo, Isabelle Fuhrman, David Denman, Zoe Kravitz gibi isimlerin de oyunculuklarını sergiledikleri film dünyayı terk etmek zorunda kalan insanların verdikleri mücadelenin yanı sıra aile ilişkilerini de anlatıyor. Standart Amerikan filmlerinin çok ötesine geçemeyen film uzaylı yaratıklarla olan mücadeleyi anlatırken baba-oğul ilişkisine de göndermeler yapıyor. Korkuyla yüzleşmek, söyleminden yola çıkılarak oluşturulmuş bir mücadelenin kahramanları olan başrol oyuncuları vasata yakın sergiledikleri oyunculuklarıyla çok da göz doldurmuyor. Sanki Will Smith, Jaden Smith de beyaz perde de tanınsın diyerekten kendini ön planda tutmaktan kaçınmış. Orijinal hiçbir şey bulamadığım film bilim kurgu meraklılarına çok fazla şey sunmamakla birlikte aksiyon sever Hollywood seyircilerini tatmin edecek düzeyde.

iPhablet Boyut Patlaması Yapacak

Apple ürünleri ile alakalı olarak son birkaç gündür gündemde birçok farklı haber okuduğumuzu rahatlıkla söyleyebilme şansına sahip oluyoruz. Zaman içerisinde yaşanan gelişmeler ve diğer markaların sektörde çok daha aktif bir şekilde yer alması ile birlikte Apple firmasının da yapması gereken birşeyler olduğu muhakkaktı. Nitekim yeni bir ürün ile alakalı dedikodular sızdı. iPhablet adı altında yen bir tablet bilgisayar üretmeyi planlayan Apple firması, boyut anlamında dünya devrimi yaratmayı amaçlıyor ancak bu anlamda maliyet hesaplamaları da firmanın umduğu yönde değil. 5.44″ değerine bir ekran hazırlamayı planlayan ancak maliyet anlamında beklentilerin karşılanmaması da firma için ayrıca bir handikap teşkil ediyor diyebilme şansına da sahibiz. Bu cihazın üretimi ile alakalı olarak kısa zaman içerisinde detayların şekilleneceğini ümit ediyoruz ancak bu detayların ne kadar gerçek olduğu ise tartışılacak nitelikte. En doğru bilgileri dünya basınında ki araştırmalarımız sonucunda siz değerli okuyucularımıza sunmayı amaçlıyoruz. Bu yeni ürünün detayları zaman içerisinde çok daha net bir şekilde sitemizde olacaktır.

Snapchat’te Değişiklik

Yeni yeni özellikle gençler arasında popülerleşen anlık resim gönderme servisi Snapchat, geçtiğimiz hafta aldığı yeni güncelleme ile önemli bir yeniliği kullanıcılarına sundu. Son güncellemeyle piyasadaki diğer uygulamalar gibi artık görüntülü ve yazılı mesajlaşmaya olanak sağlayacak. Son güncellemeyle Snapchat kullanıcı deneyimini iyileştirme babında büyük bir adım atmış oldu. Görüntülü arama özelliği ile artık arkadaşlarınızla bir tuşla görüntülü sohbet edebileceksiniz. Aşağıdaki tanıtım videosunda görüldüğü görüntülü konuşma tuşu Whatsapp uygulamasında bulunan sesli mesaj butonuna çok benzemekte. Direk mesajlaşma kısmının yanında bulunan mavi butonla sevdiklerinizi arayabiliyorsunuz

Evrendeki En Büyük Yıldız Hangisidir?

Evrendeki en büyük yıldız? Hep aklımı kurcalayan bu sorunun cevabını burada buldum. Biraz kısaltıp uyarlayarak çeviriyorum. Evren o kadar büyük ki, bazı büyüklüklerle ilgili hayal gücünün sınırlarının dışına çıkmadan kafanızda bir şey şekillendirmek çok zor. Bir yerden başlayacaksak, bu kendi güneşimiz olmalı. Güneşimizin çapı yaklaşık 1,400,000 km. Çapı 12,756 km kadar olan dünyamız ile karşılaştırıldığında inanılmaz bir büyüklük. Güneşin içine bir milyon dünya sığabilir. Zaten Güneş Sisteminin toplam kütlesinin %%99.9'unu tek başına Güneş oluşturuyor. Astronomlar Güneş Kütlesi (Solar Mass) ve Güneş Yarıçapı (Solar Radius) kullanarak, diğer gök cisimlerinin Güneş'e göre kaç kat büyük olduğunu hesaplıyorlar. Güneş yarıçapı 696,000 km, Güneş kütlesi ise 2 x 10^30 kilogram, yani 2,000,000,000,000,000,000,000,000,000,000 kg! Aşağıdaki karşılaştırmalarda Güneş ile diğer yıldızlar arasındaki oranlamalar hem kütle yönünden hem de yarıçap (çap) üzerinden yapılmıştır. Bilinen dev yıldızlardan biri olan Eta Carinae, 120 Güneş kitlesine sahip. Bize 7,500 ışık yılı uzaktaki bu yıldızın parlaklığı Güneş'in 1 milyon katı. Eta Carinae, o kadar büyük ki, enerjisini sağlamak için her yıl 500 dünya kütlesine eşit kütle kaybediyor. Bu kadar büyük bir kütle kaybeden bu yıldızın, bu mesafeden boyutunu ölçmek çok kolay değil. Bilim adamlarının en yakın tahmini, yarıçapının Güneş'in 250 katı olduğu. Eta Carinae ile ilgili bir ilginç not da, yakın gelecekte insanlığın gördüğü en büyük süpernova patlamasını gerçekleştirecek olması (aslında muhtemelen çoktan patladı, biz 7,500 yıl önceki halini gözlemliyoruz) Evrendeki en büyük kütleli yıldızın, Macellan Bulutunda yer alan R136a1 adı verilen yıldız olduğu düşünülüyor. Değişik teoriler olsa da, Güneş'in 265 katı bir kütleye sahip olabileceği belirlenmiş. Astronomlar için bu bir bilmece, çünkü teorik olarak bir yıldızın en fazla 150 Güneş kütlesine sahip olabileceği hesaplanmış. Bilmeceye çözüm olarak getirilen kuram ise, R136a1'in birkaç büyük yıldızın birleşmesi ile oluştuğu kuramı. R136a1'in de süpernova patlamasını yakında izleyeceğimiz umuluyor. Yarıçap olarak bakıldığında, Orion (Avcı) takımyıldızında bulunan Betelgeuse adlı kırmızı yıldız, Güneş'in 950-1200 katı bir yarıçapa sahip. Bu da Güneş'in yerinde olsaydı, yıldızın dış yüzeyinin Jüpiter'in yörüngesi civarında olması demek! Ama çok daha büyüğü de var. Dünyadan 3,840 ışık yılı uzaktaki VY Canis Majoris adlı kırmızı dev yıldız, Güneş'in tam 1,540 katı büyüklüğe sahip! Güneş sistemine yerleştirilse, dış yüzeyi Satürn'ün yörüngesinden daha ileride olurdu! Şu ana kadar gözlemleyebildiğimiz en büyük yıldız bu. Ancak, Samanyolunda göremediğimiz çok daha büyük yıldızlar olabilir. Peki en büyük yıldız hangisi? Evren çok büyük ve bu sorunun cevabını bulmak kolay değil. Teorik olarak hesaplamak lazım. Öncelikle büyük yıldızların ısısı daha az. Örneğin yukarıda bahsettiğim Eta Carinae 25,000 Kelvin ile sıcak bir yıldız ve yarıçapı Güneş'in 250 katı. Büyük yıldızlar ise daha az sıcaklar. VY Canis Majoris 3,500 Kelvin sıcaklıkta. Yaklaşık 3,000 Kelvinlik bir sıcaklığa sahip olan bir yıldızın, Güneş'in 2,600 katı kadar büyük olabileceği hesaplanıyor. Teorik olarak mümkün olan en büyük yıldız bu. Anlatmak biraz zor. Aşağıdaki videoda Güneş Sistemindeki cisimlerden başlayan bir büyüklük sıralamasını izleyebilirsiniz. Sanırım görsel olarak izlemek daha iyi bir fikir verecektir. Videonun en sonunda, büyüklük olarak bir fikir verebilmek için şu örnek verilmiş. 900 km/saat hızla uçan bir yolcu uçağının VY Canis Majoris'in çevresini dolaşabilmesi için gereken süre : 1,100 yıl! Evren gerçekten de çok büyük, ya da biz çok küçüğüz...

İnternette Sizin Hakkınızda Konuşulanları Öğrenin

İnternette sosyal medya araçlarını kullanırken yazdığımız her şeyin, bizim arkamızda bıraktığımız birer "Ayak İzi" olduğunu bilmeyenimiz yok sanıyorum. Bazen aptalca bir tweet atabiliyor veya Facebook 'da bir gönderisi yapmış olabiliyoruz. Bunları hemen silsek veya düzenlesek bile o gönderiyle ilgili kayıtlar çoğu zaman çoktan tutulmuş oluyor bile :) Bu kayıtlara ulaşabilmenin veya farklı bir deyişle başkalarının bizimle ilgili internette neler konuştuğunu öğrenmenin en basit yolu Google 'da kendimizle alakalı bir arama yapmamızdır. Yazdığımız içerikten bir kesit alıp, Google 'da arattığımızda çok düşük bir ihtimalde olsa bize bazen sonuçlar çıkarabiliyor. İçeriğimizin geçtiği siteleri, formları veya RT eden başka kullanıcılar olabilir, görebiliyoruz. Bunu anlık olarak öğrenmemizin 2 yolu daha var. Google Alerts Kullanmak Google Alerts sistemini kullanarak kendimiz hakkında konuşulan konular hakkında düzenli olarak bildiri alabiliyoruz. Yapmamız gereken bu adrese gidip Arama Sorgusu kısmına sitemizi, blogumuzu, kendi adımızı veya hakkında bilgi sahip olmak istediğimiz anahtar kelimeleri yazmak. Daha sonra diğer ayarlamaları yaptıktan sonra Dağıtım Hedefi kısmına mail almak istediğimiz adresi yazıyoruz ve Alert Oluştur butonuna basıyoruz hepsi bu kadar. Bu işlemi ve daha fazlasını yapan bir başka site ise Mention Net sitesi. Mention Net Kullanmak Mention.net 'in yaptığı da tam anlamıyla Google Alerts 'in yaptığının aynısıdır. Fakat bunun artısı ise sosyal medyayı da anlık olarak takip edebilmesi. Ücretsiz sürümünde aylık 250 mention sınırlaması bulunuyor. Bana yetmez! diyenler var ise, aylık 10 Euro 'luk ücretini ödeyerek premium sınıfına geçebilir ve rakamı 500 mention 'a çıkarabilir.

10 Mayıs 2014 Cumartesi

BU VAZİYETLER HAYRA ALAMET DEĞİL

Sıla... 2007 yılında "...Dan Sonra" ile deyim yerindeyse dan diye, bir anda hayatımıza girdi. O dönem için oldukça radikal ve farklı bir duruş sergileyerek gerçekleştirdiği bu çıkışla dikkatleri üzerine çeken Sıla, 2009 yılında "Sevişmeden Uyumayalım" ile yılın şarkısına imza atarak başarısının tesadüf olmadığını kanıtladı. Bu defa karşımızda daha duygusal, daha derin ve "yazar-çizer" kimliğinin öne çıktığı bir Sıla vardı. 2010 yılında Ozan Doğulu'nun 130 BPM isimli albümünün çıkış şarkısı "Alain Delon" ile bir kez daha karşımıza çıkan Sıla, yine bizi şaşırtmayı başardı ve şarkı ülke çapında bir hit hâline dönüştü. Öyle ki söz konusu şarkı, Türkiye listesinde 8 hafta 1 numarada kalma başarısını gösterdi. 2010'un sonuna doğru gelen "Konuşmadığımız Şeyler Var" albümü "İmza"nın başarısını devam ettirdi. 2012'de "Joker" isimli albümünde şarkılarını akustik formda seslendiren Sıla, yine aynı yılın son çeyreğinde "Vaveyla" isimli dördüncü stüdyo albümünü dinleyicilerle buluşturdu. Bana kalırsa "Vaveyla", şarkıcının diğer albümlerine kıyasla daha farklı bir duruş sergilediği, popülerlik kaygısından uzak, belki daha mesafeli şarkıların olduğu bir albümdü. Ancak gözle görülen bir şey daha vardı ki o da Sıla tekrara düştüğüydü. Sıla, "Vaziyetler" isimli şarkısıyla bizlere tanıttığı "Yeni Ay" isimli albümüyle geçtiğimiz aylarda tekrar görücüye çıktı. Dinleyicilerin Sıla'ya saygısı, Sıla'nın da dinleyicilerindeki kredisi o kadar çok ki insanlar diğer şarkıları duymadan gönül rahatlığıyla çıkar çıkmaz Sıla'nın albümünü alabiliyor. Sıla'ya, onun kalemine ve titizliğine güvenen büyük bir kitle var. Bu sebeple Sıla yayımladığı her albümüyle en yüksek tiraj elde eden isimler arasında yer alıyor. "Vaziyetler"in tam 10 haftadır Türkiye resmi listesinde 1 numara olması, son yıllarda elde edilen en büyük liste başarılarından biri. Ancak bana kalırsa, bu başarı "Vaziyetler"le sınırlı kalacak gibi. Albümün ismine ve Sıla'nın albüm kartonetine yazdığı açılış yazısında yenilenmenin gerekliliğinden bahsetmesine rağmen "Yeni Ay"da maalesef yeniliğe dair hiçbir şey yok. Beş albümdür karşımızda aynı kadın, aynı terane, birbirine benzeyen ve hatta zaman zaman birbirinden ayırdı zor şarkılar var. Sıla'nın yaptığı yenilik, günümüz Türkçesinde neredeyse kullanılmayan birkaç kelimeye şarkılarında yer vermesiyle sınırlı kalıyor. Netice olarak şarkıcı için tekrara düştüğünü söylemek bile az gelir çünkü tekrarın tekrarının tekrarında. Sıla'nın Türk pop müziğimizin son yıllardaki en iyi kadın vokallerinden biri olduğu su götürmez bir gerçek. Sesiyle, üretimleriyle, duruşuyla, güzelliğiyle bir bütün olarak kendi çizgisini ve farkını çoktan yarattı. Hâl böyle olunca da insan gerçekten Sıla'dan yeni şeyler duymak istiyor. "...Dan Sonra", "Alain Delon" gibi referanslar varken böyle bir beklenti içerisine girmek müzikseverlerin en doğal hakkı diye düşünüyorum. Aslında bu tekrara sadece Sıla değil, şarkılarını kendi yazan birçok isim düşüyor. "Sadece kendi şarkılarımı okurum" inatçılığı zamanla bu anlayışa sahip şarkıcıların cazibesini yitirmesine neden oluyor. Bu anlamda Sıla'nın yol arkadaşı Efe Bahadır dışında yeni isimlerle de çalışması, başka isimlerin de şarkılarını okuması gerekiyor. Sonuç itibariyle ben sıkı bir Sıla dinleyicisi olarak onun bu delikanlı kız hâllerinden, rakı sofrasından, kadehini masalara vurmasından bir hayli sıkıldım. "Yeni Ay"ın bir albüm adıyla sınırlı kalmamasını ve gerçekten Sıla'nın acilen yenilenmesini diliyorum. Zaten Sıla da kendi teşhisini koymuş: Bu vaziyetler hayra alamet değil.

Facebook kullananlar bu virüse dikkat!

Ülkemizde sosyal ağlar çok yoğun bir şekilde kullanılıyor. Ülkemizde Facebook, Twitter gibi sosyal ağları kullananların sayısı ise milyonları buluyor. Hal böyle olunca kötü niyetli kişiler boş durmuyor. Özellikle son günlerde Facebook'ta bir virüs dolaşıyor. Belki sizler de görmüşsünüzdür. 'Arkadaşlar Facebook Türkiye'de yasaklanıyor' başlıklı bir gönderi ve sizleri bu durumdan kurtaracağı söylenen bir program linki yer alıyor. İşte Youtube ve Twitter ülkemizde kapatıldığı için buna da inanan insanlar da bu linklere tıklayıp belirtilen programı kuruyorlar. Sonrasında ise bilgisayarlarına virüs girmiş oluyor. Bu virüsle sizin haberiniz olmadan Facebook hesabınızdan bu virüsü başkalarına da dağıtmak için çeşitli paylaşımlar yapılıyor. Sizi tanıyan arkadaşlarınız da buna inanıyor ve onlar da bu virüsten etkileniyor. Eğer böyle bir şey yaşamak istemiyorsanız Facebook'ta gördüğünüz linklere tıklamadan önce güvenliğinden emin olun ve öyle tıklayın. Ya da hiç tıklamayın. Böyle bir virüsten etkilenmiş miydiniz?

THY reklamı internette uçtu

THY'nin geçtiğimiz günlerde yayınlanan ve TV'lerde son birkaç gündür dönen TV reklamı bir hayli ses getirdi. Oldukça da beğenilen bu reklam videosu internette Youtube kapalı olmasına rağmen sadece izlesene.com'da birkaç gün içinde 750 binden fazla izlendi. Peki reklamı siz beğendiniz mi?

Google, Audrey Hepburn için Doodle hazırladı

Arama motoru Google özel günler için çeşitli Doodle'lar hazırlamaya devam ediyor. Google, bu özel günlerde hazırladığı Doodle'ları ana sayfasına yerleştirerek bu özel günleri kullanıcılarına hatırlatmayı amaçlıyor. Geçtiğimiz haftalarda 23 Nisan için özel bir Doodle hazırlayan Google, bugün ise İngiliz-Hollandalı sinema oyuncusu Audrey Hepburn için bir Doodle hazırladı. Audrey Hepburn kimdir? Belçika'nın Ixelles, Brüksel Bölgesi kentinde doğdu. Annesi Hollandalı bir barones, babası zengin bir İngiliz bankacıydı. Anne ve babası, Audrey henüz bir yaşındayken boşandı ve Audrey annesinin yanında kaldığından babasını bir daha göremedi. 10 yaşındayken annesi başka bir adamla evlendi ve Hepburn yeni babası ile birlikte Nazi işgali altındaki Hollanda'ya göç etmek zorunda kaldı. Burada oldukça zor bir çocukluk geçiren Hepburn'un sinemaya büyük ilgisi vardı ve oyuncu olmanın düşlerini kuruyordu. Savaşın bitmesinden sonra Londra'ya gidip bir bale okuluna yazıldı ve bir süre sonra modellik yapmaya başladı. Oyuncu olabilmek için İngiltere'ye giden Hepburn, ilk filmi "Young Wives Tale"da (1951) rol aldığında 22 yaşındaydı. Bu ilk filminde güzelliği ve zerafeti ile izleyen herkesin dikkatini çeken Hepburn hızlı bir yükselişe geçti. "Monte Carlo Baby", "Lavender Hill Mob" ve "Secret People" gibi filmlerde oynadıktan sonra Hepburn, 1952'de rol aldığı "Roman Holiday" ile büyük başarı kazandı. Bir prensesi canlandırdığı "Roman Holiday" Hepburn'un ilk başrolüydü ve Gregory Peck ile birlikte rol aldığı film sayesinde En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazandı. Bu ödül onu bir anda yıldız mertebesine yükseltti ve Hepburn hızını hiç kaybetmeden art arda başarılı yapımlarda rol aldı. 1954'de usta yönetmen Billy Wilder'ın "Sabrina"sında ünlü oyuncu Humphrey Bogart ile rol alan güzel yıldız bu filminden bir Oscar adaylığı kazandı. Daha sonra Hepburn "War And Peace", "Funny Face", "Love in the Afternoon", "Green Mansions" ve "The Unforgiven" gibi filmlerde rol aldı. 1957 senesinde ki Billy Wilder Love in the Afternoon filminde Gary Cooper ile oynar, bu iyi bir aşk filmidir. Kariyerinin bu kısmında dönemin en ünlü yönetmenleri ve aktörleri ile çalışan Hepburn çalıştığı herkesi kendine hayran bırakıyordu. O yalnızca güzel ve yetenekli bir oyuncu değil aynı zamanda zarif bir hanımefendiydi. Güzel yıldız daha sonra "My Fair Lady", "Breakfast at Tiffany's" ve "Wait Until Dark" gibi filmlerle büyük başarı kazandı.1962 de Tiffany'de Kahvaltı'da George Peppard ile başrolleri paylaştı ve usta Yönetmen Blake Edwards tarafından yapılmış bir filmdir. Burada git geller yaşayan bir kadının iç dünyasını oynar. Audrey Hepburn bu başarılı oyunculuk kariyerinin yanında birçok yıldız oyuncu gibi özel hayatıyla da sürekli gündemde kaldı. Gerek William Holden ile yaşadığı fırtınalı aşk gerek Mel Ferrer ile yaptığı sorunlu evlilik tüm dünya tarafından yakından takip edildi. Hepburn'un Mel Ferrer'den Sean adında ve Dr. Andrea Dotti'den Luca adında iki çocuğu var. Audrey Hepburn 1990'da oyunculuğu askıya aldı ve yalnızca çok özel projelerde yer aldı. Audrey Hepburn 20 Ocak 1993'te İsviçre'de bağırsak kanserinden öldüğünde 63 yaşındaydı. Hepburn'un mezarı şu an İsviçre'de bulunuyor.