25 Nisan 2014 Cuma

Baskı İşi Ciddi Bir İştir

İnsanlık tarihine baktığımız zaman milyonlarca yıl içerisinde bazı kırılma noktaları olduğunu ve bu kırılma noktaları sonrasında insanlığın sıçrama yaşayarak küresel çapta etkiye neden olan bir takım değişikliklere uğradığını görüyoruz. Söz gelimi coğrafi keşifler bu konu hakkında verilecek iyi bir örnektir. Coğrafi keşifler tüm dünya halklarını uzun vaade etkilemiş, sanayi inkılabından sömürgeciliğe pek çok kavramı tetiklemiştir. Keza; Rönesans hareket ile beraber sanat ve din gibi konularda dünyanın gidişatını etkileyen gelişmeler yaşanmıştır. Aynı şekilde hepimizin okul yıllarından hatırlayacağı üzere İstanbul’un fethi ile beraber çağ kapanıp çağ açılmış, bu olay dünya tarihindeki pek çok olayın başlangıcını etkilemiştir.
Tıpkı yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi matbaanın icadı da tüm dünyanın gidişatını bambaşka bir seyre dönüştürmüş, bilimsel keşiflerin bulunuşundan kitlesel haberleşmeye matbaa yani baskı ve kopyalama işleri beraberinde insanlığın ortak kültür ve birikiminin gelişimine göz ardı edilemez derecede etki etmiştir.
Gerçekten de yazılı / basılı materyallerin hayatımızda kapladığı yeri düşünün; ders kitaplarından gazete ve dergilere; eğitimden iş hayatına yazılı ve basılı işler olmadan sistemlerin işemesi ve işlerin düzgün bir biçimde ilerlemesi düşünülemez.
Ancak artık günümüzde işler profesyonel bir teknik ekip ve uzmanlık gerektiren matbaanın yerine daha pratik ve herkesin kullanabildiği printer teknolojisinin gölgesinde ilerliyor.
Kullanıcıların ev ortamlarında bile kendi kendilerine çıktı almasına imkan tanıyan printer teknolojisi ile, geçmişten günümüze muazzam bir yol kat edip bugün artık çok kaliteli ve son derece hızlı çıktılar almanıza olanak sağlayan printerlar üretiyor.
Her ne kadar seçenekler artık son derece geniş de olsa printer denince akla gelen ilk isim Japon oki firmasıdır.
Oki yazıcı modelleri, dünden bugüne her zaman için yazıcı teknolojisine yön veren marka olmuştur. Oki printer denilince akla her zaman yenilikler gelir. Bunun sebebi ise Oki tarafından sektöre sunulan üst düzey teknolojilerdir.
Söz gelimi Oki printer modelleri ile kablosuz bağlantı kurarak çıktı alma şansına sahipsinizdir. Ya da oki yazıcı dünyasındaki kartuş seçenekleri de son derece geniş bir yelpazeye sahiptir. 

23 Nisan 2014 Çarşamba

Asistanınızı nasıl olmasını “istersiniz”?

Asistanınızın nasıl olmasını istiyosunuz asistanınızı seçerken dikkat etmeniz gerekenler şöyledir yurtdışında 10 sene yaşadıktan sonra karım ve ben bir kez daha ülke değiştirme fikrine sıcak bakmıyorduk. Çalıştığım şirket beni yeni işlerle (ve bir maaşa iki işi birden kotarmak için!) meşgul etmenin bir yolunu ararken sonunda bana “harika bir çözüm” önerdiler: Türkiye’deki genel müdürlük pozisyonuma devam ederken bir yandan da bölge genel müdürü olarak atanacaktım. asistan Biri İstanbul’da, diğeri Hollanda’da olmak üzere iki ofisim vardı. Yeni işimdeki ilk pazartesi günü, ilk ekip toplantım için sabah saat 05:50’de İstanbul’dan Hollanda’ya ilk “gözler kan çanağı” uçuşumu gerçekleştirdim. Ofise girince o sırada telefonda konuşmakta olan asistanıma selam verdim. Önce başıyla selam verdi, sonra da eliyle beklememi rica etti. Yıllarca çok kültürlü ortamlar da yaşamış, okumuş ve ders vermiş biri olarak durumu hemen anladım ve kendime şunu söyledim: “Al sana kültürel çatışma!”. Zira İstanbul’daki asistanımın aksine buradaki asistanımın düşünce şekli oldukça ardışıktı (odak yönelimli). Yani, tek seferde ancak tek bir işi idare edebiliyordu. İstanbul’daki asistanımın ise senkronik kişiliğiyle birden fazla işi bir arada yapabilme becerisi üst seviyelerdeydi. Senkronik ve ardışık kişilikteki farklı insanlar, beraber çalışırken aralarında mutlaka sorun yaşarlar. Örneğin ardışık kişilikteki bir tedarikçi, önceki müşterisinin teslimatını bitirmeden yeni sipariş almayarak senkronik karakterde bir dağıtımcıyı deli edebilir. Ardışık karaktere sahip yabancı çalışanların Türk meslektaşlanyla yaşadıkları en yaygın sıkıntı son tarihlerle ilgilidir. Buna karşılık yabancılar da Türk meslektaşlarınca çok yavaş olmakla ve aynı anda birden fazla işi yeterince idare edememekle eleştirilirler. HollandalI sekreterim konuşması bitince beni selamlayıp yolculuğumun nasıl geçtiğini sordu. Cevabımla beraber yürümeye ve ben arkasından takip ederken bir yandan konuşmaya başladı. “Burası ofisiniz. Bilgisayarınızın siparişini verdim. Bugün, en geç yarın burada olur. Kahve makinesi burada. Kirli bardakları ofiste bırakmıyoruz. Mutfağa getirin yoksa bardaklar yıkanmıyor. Burada fotokopi makinesi var. Kâğıt sıkıştığında arayabileceğiniz servis telefon numarası duvarda yazıyor. Dışarıyı aramak için önce dokuza basmanız gerek”. Devam etti: “Unutmadan söyleyeyim, burada yarı zamanlı çalışıyorum. Çarşambaları işe gelmiyorum, Perşembe buradayım ve Cumaları sadece sabahları çalışıyorum. Lütfen çalışma saatlerim dışında çok acil olmadığı sürece beni aramayın”. Söylediklerini ağzım açık dinlemiştim. Konuşması bittiğinde ofisime geçtim, derin bir nefes alıp İstanbul’daki sekreterimi aradım. Günlük meseleleri konuştuktan sonra ona, benim için yaptığı onca şeyi ne kadar takdir ettiğimi, hayatımı ne kadar kolaylaştırdığını söyledim. Bir ülkede sıradan kabul ettiğiniz şeyler başka ülkede ‘lüks’ haline gelebilir. Bu yüzden, hazır Türkiye’deyken kültürel değerlerinin tadını çıkarmanızda fayda var.

PlayStation 4 Satışları 6 Milyonu Geçti

Efsanevi oyun konsolu PlayStation 18. yılını tamamlarken en son çıkardığı PlayStation 4 satışları 6 milyonu geçti. Oyun severlerin gözde makinesi PlayStation grafikleri ve yeni tasrımı ile göz alıcı. Şirket, Reuters aracılığıyla bugün itibarıyla PlayStation 4’ün satış rakamlarının lansmanından itibaren 4 aydan kısa bir sürede tüm dünya genelinde 6 milyonu geçtiğini duyurdu. Japonya’da 22 Şubat tarihli tanıtımıyla birlikte 370 bin adet satılarak geçen yılın Eylül ayı için belirlenen satış rakamlarını geçmiş oldu. PlayStation 4 ilk olarak 15 Kasım’da Kuzey Amerika’da piyasaya sürülmüş, ardından da 29 Kasım’da Avrupa’da satışa sunulmuştu. Sony’nin merakla beklenen yeni nesil konsolu satışa sunulduğu ilk gün 1 milyondan fazla satmayı başarmış ve satışa sunulduğu her iki bölgede de oldukça iyi bir satış grafiği yakalamıştı. Sony, o günden beri PlayStation 4‘ü Asya’da yer alan farklı ülkelerde satışa sundu. Ancak PlayStation 4‘ün Avrupa’da satışa sunulmasından beri gerçekleşen en önemli gelişme ise geçtiğimiz hafta yaşandı. Sony yeni nesil konsolunu 22 Şubat’ta, kendi evi olan Japonya’da satışa sundu. Sony PS4, beklendiği üzere Japonya’da da oyunseverler tarafından büyük ilgiyle karşılandı ve daha ilk gününden 370.000′den fazla ünite satmayı başardı. Sony’nin yeni nesil konsoluyla yakaladığı başarılı satış rakamları da böylece devam etmiş oldu. Hatırlayacağınız üzere PlayStation 4‘ün satışları 2013 yılı sonunda 4.3 milyona ulaşmış ve Sony’nin Şubat ayında yaptığı açıklamayla da 5 milyonu geride bıraktığı ortaya çıkmıştı. Sony, yeni nesil konsolunun satışlarına dair yeni bir açılama yayınladı ve Japonya’daki satışların da katkısıyla 6 milyonun geride bırakıldığını duyurdu. PlayStation 4 böylece rakibi Xbox One’la arasını da iyice açmayı başardı. Sony’nin konsolunun rakibine karşı sağladığı bu üstünlüğünün temel sebeplerinden biri de şu ana kadar 57 farklı ülkede satışa sunulmuş olması. Microsoft’un Xbox One’ı ise şu ana kadar sadece 13 ülkede satışa sunuldu. PS4, her ne kadar Microsoft Xbox 360 ve Xbox One oyun satışlarında önde olsa da, NPD’nin yıllardır en çok satan oyun konsolu Microsoft Xbox 360’ı tahtından indirmiş görünüyor. Son duyuruya göre, Sony PS4 yazılım satışları 2 Mart itibarıyla dünya çapında 13.7 milyon kopyayı geçmiş durumda. Şirketin söylediğine göre aynı zamanda iPhone, Android ve tabletlere de indirilebilir olan PlayStation uygulaması 2 Mart itibarıyla 3.6 milyondan fazla kez indirildi.

19 Nisan 2014 Cumartesi

"Kazanmak zorundayız"

Ligde uzun bir aradan sonra Kayserispor maçında forma şansı bulduğunu ifade eden Orhan, görevini başarı ile yerine getirdiğine inandığını belirterek, "Defansın sağında Koray görev yapıyordu ve iyi oynuyordu. Kayserispor maçında hocamız bana görev verdi. Bende maçta elimden geleni yaptım. Başarılı olmuşsam ne mutlu bana" dedi. "ÇOK ZOR BİR MAÇA ÇIKACAĞIZ" Kayseri'de rahat bir futbol oynayıp önemli bir galibiyet aldıklarını ancak henüz işlerinin bitmediğini ifade eden Orhan, "Önümüzde 5 maç var ve ligin alt sıralarında bulunan takımlar arasında puanlar birbirine çok yakın. Bir galibiyet alan yukarılara çıkıyor, yenilen ise aşağıya düşüyor. Bunun bilincindeyiz. Ligde bir puan üste bulunan Torku Konyaspor ile çok zor bir maç oynayacağız. Ligin ikinci yarısında kendi sahamızda tek galibiyetimiz var. Arkadaşlarım iç sahada üzerlerinde baskı oluştuğunu söylüyor. Sahamızda çok zor maçlar oynadık. Bunların hiç biri kolay değildi. Taraftarımız bizden sonuç almamazı, her şeyi en iyi şekilde yapmamızı istiyor. Bizde öyle istiyoruz ama karşımızda bir rakip olduğunu unutmamalıyız. Bizim taraftarımızdan isteğimiz maçın başından sonuna kadar destek vermeleri. Bunu yaparlarsa Torku Konyaspor maçın da şansızlığımızı kıracağız" diye konuştu. NEŞELİ İDMAN Çaykur Rizespor, Mehmet Cengiz Tesislerinde Torku Konyaspor ile yapacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü. Teknik direktör Uğur Tütüneker yönetiminde yapılan antrenmana sakat olan Görkem Gök katılmadı. Futbolcuları ile tek tek ilgilenen Tütüneker'in neşeli hali dikkat çekti. Yeşil mavililer antrenmanda koşu ve 5'e 2 top çalışmasının ardından Torku Konyaspor karşılaşmasının provası için çift kale maç oynadı. Futbolcuların istekli olması dikkat çekti.

Bursaspor'dan sert açıklamalar

Galatasaray maçını değerlendirerek sözlerine başlayan Başkan Körüstan, "Sadece bu maç değil. Sezon başından beri federasyon ve hakemlerle ilgili çok şey oldu. Seneler önce yaşadığımız Trabzonspor camiası gibi bir şey oldu. Türkiye şike süreci yaşadı. Her şey temiz olacak dediler. Artık her şeyi resmi yapıyorlar. Fenerbahçe şampiyon olacak, Galatasaray kupa alacak. 15 takım figüranlık yapsın. Hakem hataları olmasa 50 puanımız olurdu. Maça çok güzel başladık. Baskı var, seyirci var. İkinci yarı başladı penaltı olmayan pozisyonu verdi. İbrahim'in kolu kapalı. O eli nereye atacaksa? O kadar güzel penaltı çaldı ki. Daha eş güdüm toplantısından başladı. Maçın dördüncü hakemi orada başladı abuk sabuk konuşmaya. TFF temsilcisi sanki Galatasaray'ın avukatı bana bilet fiyatlarını soruyor. Sanane kardeşim. Kurallara uygun olarak fiyat uyguluyoruz. Türkiye Futbol Federasyonu'na tepkimiz var. Hakem maçtan önce ev sahibi takımın masörünü çağırıyor, "Civelli'ye söyleyin atarım" diyor. Burak küfür ediyor, dönüp bakmıyor bile. Maçın 90 dakikasına bakın bir çok şey bulursunuz. Böyle bir rezalet yok. Güç olarak istek olarak çok daha iyiydik. Maçtan önce söyledim İrfan hocaya. 12 kişiyle mücadele edeceğiz dedik ama 15-16 kişiyle mücadele ettik. Türkiye Futbol Federasyonu bu işi her yerine bulaştırdı" ifadelerini kullandı. "SADECE 3 İSTANBUL TAKIMI MI VAR?" "Takımı sahadan çekmeyi düşündünüz mü?" sorusuna Körüstan, "Takımı sahadan çekmek doğru değil. Mücadeleye devam etmek zorundasınız. Tepkinin de bir sınırı var. Sahadan çekseniz daha büyük şeyler olur. Önümüzdeki sene Türkiye Kupası'na katılmama sorunu olur. Biz maça çıkmadan zaten tur atlayacakları kararı verilmiş. Biz ne yaparsak yapalım önemli değil. Seyirciye de hayret ediyorum. O sahaya nasıl girmediler. Bizim gibi sakin insanlar bile çıldırdı. Futbolu yönetenlere yapıcı olacak durumumuz yok. 3 tane İstanbul takımı mı var. Bursaspor şampiyon olmadı mı? Tertemiz şampiyon oldu. Beğenmediler. "Bize şaibeliler lazım" dediler. Her sene yaşadıklarımızı düşünün. Artarak geliyor" dedi. "NE OLUYOR BURADA YA?" "Benim de tanıdığım görüştüğüm hakemler var" diyen Başkan Körüstan, "Sohbet ettiğim hakemler de var. Ama maç esnasında konuşmayız. Maç biter, herşey soğur ondan sonra muhabbet ederiz. Bizim devre arasında Lütfü Arıboğan geliyor sohbet ediyor. Ne oluyor burada ya? Lütfü abi sevdiğimiz bir insandır. İyi de sohbetimiz var. Sen bir kere hakem olarak yapamazsın. Temsilci olarak da yapamazsın. Ben burada art niyet ararım. Maçtan sonra bu tepkimi dile getirdim. Ağzıma ne geliyorsa söyledim. Hakeme, "Katliam yapmaya gelmişsin" dedim. Burada Melo'ya, Burak'a nasıl sabretti bilmiyorum. Daha ilk 45 dakikada 9 kişi kalmaları lazım. Bu işi beceremiyorlar. Kesinlikle beceremiyorlar. E-Bilet'i de hepsini de yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Böyle bir lig hiç yaşandı mı? Eğitim de mi almıyor bunlar?" şeklinde konuştu. "BİZ ZATEN KONGRE KARARI ALDIK" Rakip takım taraftarına maç biletlerinin 800 TL olması hakkında konuşan Körüstan, "Hiç pişmanlığım yok. Bizim orada vermek istediğimiz mesaj başkaydı. Bunu anlayamadılar. 22 bin kombine zaten satmışız. Bunu satsak ne olur satmasak ne olur dedik. Tepki için fiyat koyduk. TFF'ye tepkiydi. Satılacak zaten biletimiz yoktu bizim kendi taraftarımıza. Maraton, kapalı tribün, kapalı kale arkası satılmış. Açık kale dörtte üçü satılmış. Bursa zaten bunları biliyor. Bizim doğru dürüst satılan biletimiz yok ki. Bu açıklamaların ironi olduğunu herkes anlaması lazım. Sezon başından beri neler yaşıyoruz. Basın kuruluşları da. Kongrede bir adayı destekleyen basın kuruluşu o günden bugüne kadar bize yapmadıklarını bırakmadılar. Maçtan sonra yayın yapıyorlar, Erkan Körüstan istifa etti diye. Böyle bir yayın yapılır mı. Biz zaten kongre kararı almışız. Tamamen mahsus yapıyorlar. Bunlar Bursaspor düşmanı. Kardeşim sen doğru adayı tutmadıysan ne yapalım. Kabulleneceksin. Sen bana zarar veremezsin" diye konuştu. "HERKES YERİNİ BİLECEK" Maçtan sonra yaşananlara ve tribünlerin tepkisine değinen Körüstan, "11 ay sonra değil daha kongrenin ertesinde başladı. İlk maçta 25. dakikada yönetim istifa diye bağırdılar. Bunu belli bir grup yaptı. Beni üzen öteki grupların buna müsaade etmesi. 2-3 maçtır aşırı küfür ediliyor. Ben protestoya karşı değilim. Ama küfür ediyorsan olmaz. Bana ettikleri küfürleri aynen iade ediyorum. Kendilerini anlattılar o küfürlerle. Takımın motivasyonu o kadar çok bozuluyor ki. Herkesi yedik. Antalya maçı, 1-0 öndeyiz, Daum istifa, Colin git diye bağırıyorlar. Kongre kararı almamın sebebi protestoların durması. Biz bir yola çıktık. Bursaspor Kulübü'nde kan emiciler var dedik. Özür dilerim az bile söylemişim. Biz bunlarla mücadele edeceğimizi söyledik. Burada Ertuğrul Sağlam'ın kapısını yumruklamışlar. Herkes yerini bilecek. Çünkü bu anarşinin durması lazım. Bunu meslek haline getirmişler. Etrafımdakiler etkileniyor. Benim de bir ailem var. Sadece bizim mücadelemizle olmaz. Gerçek Bursaspor taraftarının buna dur demesi lazım. Dünkü maça küfürle başladık" ifadelerini kullandı. "3 AYRICALIKLI KULÜP SEYİRCİSİ BURAYA GİREMEZ" Bugün kulüp internet sitesinden yapılan açıklamayla ilgili de konuşan Körüstan şunları söyledi: "Biz E-Bilet uygulamasına karşıydık. Bugünkü kararla da girmiyoruz. kart basmışlar bizim logomuz bile yanlış. Bana sormadan nasıl satarsın. Ben uygulamayı daha onaylamamışım. Gelir dağılımı ile ilgili de adaletsizlik var. 4 takımı şampiyon görüyorsun en temiz takımı şampiyon görmüyorsun. Bizim iki tane şampiyonluğumuz var. Trabzonspor kupayı istiyoruz diye bağırıyor ya. O kupa bizim. Biz tertemiz bir şekilde gitmişiz. Hiç kimse konuşmasın. Ama bizi ayrı sayıyorlar. Kent bütünlüğünü sağlamamız lazım önce. Biz bugün TFF'ye E-Bilet için protesto yazımızı geçtik. Zaten kombinemiz var. Geri kalan 2 bin bileti satmayız olur biter. Burada hukuksal çok yanlışlar var. Avukatlarımızla çalışıyoruz. Konunun üzerine gidilecek. Belki biz önümüzdeki sene de misafir takım fiyatlarını yüksek tutacağız. 3 ayrıcalıklı kulüp seyircisi buraya giremez. 1000 TL. Büyüksün ya, ver parayı al bileti. Aynı tribünleri aynı paraya yapacak. Bizim şansımız kombine olarak satmışız zaten. Bizden başka aynı tribünü karşılıklı satan kulüp yok kombine olarak. Seneye de aynısını yapacağız." "TABİİ Kİ HATALARIMIZ VAR" Özeleştiride bulunan Körüstan, "Bir kere yüzde yüz her şeyi doğru yapmamız mümkün değil. Çok hatalarımız oldu. Kendimizi savunmak için bazı şeyler söyleyebiliriz. Hatalıyız. Birkaç tane daha transfer yapmamız gerekiyordu. Baştan işin içine daha fazla girmeliydik. Direk başkanın topa girmesi gerekiyormuş. En kurumsal kulüp Galatasaray diyoruz orada da başkan topa giriyor. Doğrusu böyleymiş. Biraz geç anladık. Transferde yüzde 70 doğru yaptığınız zaman başarılı sayılıyorsunuz. Bizim yüzde 70-80 oynuyor. Önemli olan aynı hataları tekrar yapmamak" dedi. "DAHA DA SERTLEŞİRİZ" "Kalan 5 maçta neyle karşılaşırız?" sorusuna Başkan Körüstan, "Daha da sertleşiriz. Etkilenmeyiz. TFF artık düşünüp, ne oluyor demeli. Kendi düşünmesi lazım. O onun problemi. Tepkimiz daha farklı türde olur. Dünkü maçta fiili saldırı olmadığına dua etsinler" şeklinde konuştu.

Acil Serviste ‘Yeşil’e Düşen Yandı!

Sağlık Bakanlığı acil servislerdeki yoğunluğu, vakaları kırmızı-sarı-yeşil alan uygulamasıyla aşacak. Buna göre acile her başvuru yine tedavi edilecek ancak acil sayılmayan ve yeşil alana dahil olanlardan tedavi masrafları talep edilecek.
SAĞLIK Bakanlığı, acil servislere başvuranların yüzde 70′inin acil olmadığının tespit edilmesi üzerine “kırmızı-sarı-yeşil alan” uygulamasına geçti. Bundan böyle artık kusmanın bile bir derecesi olacak. Her kusan kişi acil sayılmayacak, tedavisi yapılacak ama para talep edilecek. sağlık bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun imzasıyla geçen hafta “Acil Sağlık Hizmetlerinde Yeşil Alan Uygulaması” başlığı ile yayınlanan gönelgede şöyle denildi:
ÖNCE TEDAVİ SONRA KODLAMA
“Acil servislere başvuran tüm hastaların ilk müracaatta acil hasta olarak değerlendirilerek acil servislere kabul edilmesi ve buna göre işlem yapılması esastır. Ancak yapılan muayene sonucunda hekim değerlendirmesine göre yeşil alan muayenesi kapsamına girdiği belirlenen hastalar için ‘Yeşil Alan Muayenesi’ kodlama işleminin yapılması gerekmektedir. Bu kodlama işlemi, hastanın acil servisteki işlemleri tamamlandıktan sonra yapılmalıdır.” Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, acillerin gerçekten acil hastalara hizmet vermesi gerektiğini belirterek, “İlk etapta kırmızı-yeşil-sarı alan uygulaması ile gerçek vakaların tespit edileceğini ve yeşil alana giren kişilerin acil servislerde tedavilerinin yapılmayacağını düşünmüştük ama genelge ile yeşil alana giren kişilerin de tedavilerinin yapılacağını ve para talep edileceğini öğrendik” dedi.
PARA TALEP EDİLECEK
İlhan Hürriyet’e şunları söyledi: “Türkiye’de insanlar acil vaka sayılmasalarda çeşitli nedenlerle acil servislere gidiyorlar. Bunun en önemli nedenlerinden biri de katkı payı ödememek. Acil servislere gidenlerin yüzde 70′i aslında acil değil. Bu servislerin böyle bir çalışma düzeni içinde gerçekten acil vakalara ne kadar hizmet verebildiği siz düşünün. Sağlık Bakanlığı, bu soruna çözüm bulabilmek için alanlar belirledi. Buna göre, kırmızı ve sarı alanlar acil kabul edilecek ancak yeşil alana giren kişiler acil sayılmayacaktı. Bakanlık yeni yayınladığı genelge ile yeşil alana giren kişilerin de acilde tedavi edilmelerini ancak bu kişilerden para talep edilmesini istiyor. Ki vatandaşlar parayı ya ilaç alırken ya da emekliyse maaşlarından ödeyecekler. Böyle bir uygulama acil servislerin sorununa çözüm olmayacaktır.”
AĞRINIZI BELİRLEYİN
KIRMIZI ALAN: Havayolu tıkanıklığı riski, major çoklu travma, sadece ağrıya yanıt veren veya yanıtsız olan hastalar, devam eden veya uzamış nöbet, ilaç aşırı alımı olan hastanın yanıtsız veya hipoventilasyonda olması, kardiyak ağrıya benzer göğüs ağrısı, dolaşım bozukluğu, ciddi ağrı, önemli sedatif veya diğer toksik maddelerin oral alımı, şiddet içeren agresif davranışlar, kendine veya diğerlerine zarar veren davranışlar.”
SARI ALAN: Orta derecede kan kaybı, orta derecede solunum sıkıntısı, nöbet geçirme öyküsü (uyanık), ateş yüksekliği olan onkoloji veya steroid kullanan hasta, inatçı kusma, kafa travması olan ancak bilinci açık hasta, kardiyak öykü ile uyumlu olmayan göğüs ağrısı, şiddetli karın ağrısı, ekstremite yaralanması, suistimal riski veya şüphesi olan çocuk , stresli ve kendine zarar verme riski olan hasta.
YEŞİL ALAN: Sarı ve Kırmızı alan dışındaki rahatsızlıklara sahip olan acile girebilecek. Ancak bunun karşılığında para talep edilecek.

18 Nisan 2014 Cuma

Passolig'e ilgi arttı

Süper Lig'in bu sezonki son derbisinde Atatürk Olimpiyat Stadı'nda karşı karşıya gelecek olan Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşmasından çok konuşulan konu E-Bilet uygulaması oldu. Bugün Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman yaptığı konuşmada da bu konuya değinerek E-Bilet uygulamasının ligin bitmesine 5 hafta kala yürürlüğe girmesini eleştirdi. Başkan Orman yine de tüm Beşiktaş taraftarından Şampiyonlar Ligi için çok önemli bir maç olan Fenerbahçe derbisi için destek istedi. Beşiktaş Kulübü'nden yapılan Passolig kart satışlarında talep arttı. Kulüp binasında yapılan satış ofisinin yoğunluğu dikkat çekerken taraflar bu sezonun son derbisini izlemek için gerekli olan Passolig kartını almak için kulüp binasına başvuru yapmaya devam ediyor. Başvuru yapanların 5 dakikalık işlem sonrası sahibi olduğu Passolig kartı için son güncel başvuru sayısının 48 648 olduğu belirtildi. Bu sayı sadece Beşiktaş taraftarı olup Passolig kartına başvuru yapanların sayısı. 48 648 kişi içinden kaç kişinin karta maç ücreti yükletip derbiye gideceği ise bilinmiyor.

Ayak Sağlığı Giderek Bozuluyor

Dar Ayakkabı Giyenler Dikkat!

Uzmanlar, giydikçe genişler denilerek alınan dar ayakkabıların mantar ve daha birçok rahatsızlığa neden olacağını söyledi.

Ortopedik ayakkabıların vücudun rahat taşınmasını sağladığını ve omuriliğin duruşunu desteklediğini belirten uzmanlar, “Doğal malzemeden üretilen ayakkabılar cilt sağlığının korunmasını sağlar, nasır, batık tırnak ve mantar gibi rahatsızlıkların oluşmasını engeller. Doğru ayakkabı ve sandaletler de ayağa egzersiz yaptırır” dedi.

“giydikçe genişler, rahat olur” düşüncesiyle alınan ayakkabıların basma bozukluğu, tırnak batmaları, ayak mantarları acılı nasırlar, ayak parmaklarında şekil bozuklukları, ayak, bacak ve bel ağrıları ve ayakta kalıcı deformasyonlara neden olabileceğine değinerek, “Ayakkabı seçerken ilk kriterin, model ve renkten önce rahatlık olması gerekir. Ayak sağlığı ayakkabı seçimiyle doğru orantılıdır” şeklinde konuştu.

Ayakkabı alınırken doğal malzemeden imal edilmiş olmasına dikkat etmenin önemli olduğuna dikkat çeken uzmanlar şunları kaydetti:

“Anatomik ayakkabıların taban yapısı, ortopedik ayakkabılara göre çok yumuşak. Yumuşak olan taban yapısı kişinin ayak şeklini alır ve basış noktalarını değiştirme özelliği yoktur. Ayak rahatsızlıklarından kurtulmak için uygulanan tüm tedaviler düzenli uygulanmalı. Bunun yanı sıra ortopedik ayakkabıların da düzenli kullanılması gerekiyor.”

Kişinin ayak yapısına en uygun taban bulmanın çok önemli olduğu ayrıca belirtilirken dikkat çekilen bir noktada uzak doğuda ayak altından yapılan akupunktur tedavisinde 100 lerce rahatsızlığın bilimsel olarak tedavi edildiği bir gerçektir. Bu nedenle ayak vücudun en önemli sağlık veya hastalık noktalarından biridir. Ayak sağlığının başında da ayağı koruyan ayakkabı seçiminin çok önemli olduğu ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğinin altı çizildi.

Tavuğun suyu hücreleri yeniliyor

Hücreleri Yeniliyor
Tavuk suyunun insan vücudundaki hücrelerin büyümesi ve onarımı için gerekli olan aminoasit açısından çok zengin olduğu belirtildi.
Bahar mevsiminin gelmesi, aynı zamanda birçok hastalığa da davetiye çıkartıyor. Mevsim geçişleri insan metabolizmasında bazı değişikliklere sebep olduğu gibi birçoğu kişide yorgunluk belirtilerine ve hatta ruhsal sıkıntılara yol açabiliyor. Kas, omuz, sırt ve boyun ağrıları yine baharın gelişiyle artıyor. Yorgunlukla birlikte konsantrasyon bozukluğu, aşırı sinirlilik, hafıza zayıflaması ve uyku bozuklukları görülebiliyor.
Tüm bu hastalıklar baharla birlikte etkisini göstermeye başlarken; beslenme ve ortam şartlarına dikkat ederek sağlığın korunması çok daha önemli bir hale geliyor. Yüzyıllardır şifa kaynağı olarak bilinen tavuk suyu da, sağlığın korunması açısında önemli bir destek unsurunu teşkil ediyor. Tavuk suyu, vücuttaki hücrelerin büyümesi ve onarımı için elzem olan aminoasit açısından çok zengin bir besin olma özelliğini taşıyor. Aynı zamanda içerisinde bulunan B3, B6 ve B5 vitaminleri deri, saç ve bağışıklık sistemine katkısıyla biliniyor. Haşlanarak tüketilmek istenen tavuk etlerindeki bu B5 ve B6 vitaminleri, pişirme suyuna geçiyor ve bu su besin değeri açısından zengin bir hale geliyor.
Tavuk suyu; sinüslerin açılmasını sağlamaktan, eklem ağrılarını hafifletip vücut kırgınlığını geçirmeye kadar birçok şifalı özelliğe sahip.

17 Nisan 2014 Perşembe

GüvenRehberi.com, Alışveriş Deneyiminde Veri Oluşturuyor

2013 başında üç girişimcinin kurduğu GüvenRehberi.com, topluluk odaklı bir yorum ve değerlendirme platformu. Alışverişten sonra yapılan müşteri yorumlarıyla sonraki tüketiciler için veri oluşturulmasına imkân tanıyor. Topladığı verileri denetleyip en güvenilir ve faydalı yorumların tüketicilere ulaştırılmasını sağlıyor. guvenrehberi Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de güvenli alışveriş için online mağazaların bilinirliği ve güvenilirliği çok önemli. 2013 başında üç girişimcinin kurduğu GüvenRehberi.com, kullanıcılara hangi firmalara güvenebilecekleri konusunda rehberlik etmeyi hedefliyor. Türkiye’de hu konuda bir platformun bulunmamasından yola çıkılarak kurulan site Aslanoba Capital’den de yatırım aldı. Sitede, ilk etapta alışverişi tamamlayan kullanıcının önüne basit seçmeli bir ekran açılıyor. Bu ekrandaki sorunun yanıtlanmasıyla alışveriş deneyimiyle ilgili yorum bırakmak mümkün. Sonrasında ise e-ticaret sitesinin belirlediği bir zaman diliminin ardından kullanıcıya ikinci bir değerlendirme formu gönderiliyor. Bu aşamada sevkiyat süresi ve teslimat değerlendirmesi yapılabiliyor. Bu sistem sayesinde yorumların yüzde 100′ünün sadece ilgili siteden alışveriş yapmış olan tüketicilerden geldiği garantilenmiş oluyor. Ayrıca tüketiciler de web sitelerine girerek arama yapabiliyor dilerlerse kendi şirketlerinin sayfalarını açabiliyor. Sitenin kurucularından Onur Onat, UC Berkeley Üniversitesi’ndeki pazarlama eğitiminin ardından Sabancı ve Vaillant Gaip şirketlerinde 10 yıl satış-pazarlama yöneticiliği alanında çalıştı. Daha sonra liseden bu yana arkadaşı olan Alpaslan Topçu ile [Güven Rehberi projesini oluşturdu. Ardından aralarına Rohat Kaya da katıldı. Güven ve itibar kavramının önem taşıdığı günümüzde kullanıcıların gerçek yorumlara ulaşarak daha kaliteli hizmet almasını sağlamayı hedeflediklerini belirten Onur Onat, “Gelecekte ‘güven’ deyince kullanıcıların ilk aklına gelen global bir platform olmak en büyük isteğimiz” diyor. 2 MİLYON TL CİRO HEDEFLİYOR Onur Onat, Amerika’da pazarlama okurken Google’m bir araştırma projesinde çalıştı. Bu pozisyonda çalışırken özellikle internette güvenli alışveriş konusunda geliştirilen projeler ilgisini çekti. GüvenRehberi.com, böylece kurulmuş oldu. Onat, 300′ün üzerinde online mağaza ile çalıştıklarını ve tüketici üye sayısının ise 100 bin olduğunu söylüyor. Şirket, yıl sonunda mağaza sayısını 2 bine ve tüketici üye sayısını ise 2 milyona çıkarmayı hedefliyor. Böylece 2 milyon TL ciroya ulaşmayı planladıklarını ifade eden Onat, online mağazalar dışında sağlık, eğitim ve turizm sektörlerine de güvenilir müşteri yorumları toplayabilecekleri çözümler sunacaklarını sözlerine ekliyor.